Kurtulmuş Hollanda’da Türk vatandaşlarla buluştu
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Hollanda'da yaşayan Türk vatandaşlarıyla bir araya geldi. Kurtulmuş, "Eski Türkiye'nin o kirli, pasaklı, girdaplı yollarına geri mi döneceksiniz, yoksa halktan başka kimsenin beşeri anlamda egemen olmadığı yeni Türkiye istikametinde yürümeye devam mı edeceksiniz" diyerek seçimlerde oy istedi.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Hollanda'da yaşayan Türk
vatandaşlarıyla bir araya geldi. Kurtulmuş, "Eski
Türkiye'nin o kirli, pasaklı, girdaplı yollarına geri mi
döneceksiniz, yoksa halktan başka kimsenin beşeri anlamda egemen
olmadığı yeni Türkiye istikametinde yürümeye devam mı
edeceksiniz" diyerek seçimlerde oy istedi.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un ziyaretleri kapsamında
geldiği Hollanda'daki temaslarının son adresi başkent Amsterdam
oldu. Amsterdam'daki temasları kapsamında yapımı devam eden
Ayasofya Camii'ni ziyaret eden Kurtulmuş, daha sonra kentte yaşayan
Türk vatandaşlarıyla bir araya geldi. Kurtulmuş, gecede yaptığı
konuşmada Türkiye'nin bu seçiminde yurt dışından atılacak oyların
çok yüksek oranda olması, vatandaşların bir önceki seçime göre
eksiklikleri tamamlanmış bir seçim düzeni içinde yüksek katılımla
sandığa gidilmesini arzu ettiklerini kaydetti. Daha önceki
seçimlerde Avrupa'nın gezmediği noktasının kalmadığını ifade eden
Kurtulmuş, "Gittiğimiz her yede vatandaşlarımız bize derdi
ki ‘aman bize Türkiye'de seçime katılabilme imkanını, hakkını
sağlayın'. Bu şunun için önemliydi. Artık birçoğunuz buradan geri
dönemeyeceksiniz. Burada çocuklarınız, torunlarınız oldu. Genç
nesil için, torunlar için hatta evlatlar için, kızlar için burası
gözlerini açtıkları, büyüdükleri, çok daha alışık oldukları bir
ortam. Türkiye'ye tatilden tatile ya gidecekler ya gitmeyecekler.
Ama oy hakkı isterken, yani yurt dışında otururken Türkiye'de oy
hakkı isterken vatandaşlarımızın beklentisi şuydu; ‘Böylece
Türkiye'ye olan aidiyetimizi daha fazla hissedelim, biz de,
çocuklarımız da, torunlarımız da bu aidiyeti daha fazla hissedelim,
Türkiye'nin parçası olduğumuzu daha fazla görelim'"
dedi.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, bu seçimde geçen seçimde yaşanan
aksaklıkların giderildiğini ve yüksek oranda katılım ümit ettiğini
belirterek, "Dışişleri Bakanlığımız, Yurtdışı Türkler ve
Akraba Topluluklar Başkanlığımız ve Yüksek Seçim Kurulumuz bir
takım seçimleri yaptı. Kimin nerede oy atacağı, hangi bölgede
olacağı belli, ayrıca seçim öncesinde, seçim sırasında da
vatandaşlarımızı, vatandaşlarımızın uzak bölgelerde olanların
taşınması için de çalışmayı gerçekleştireceğiz. Ve ümit ediyorum ki
bu sefer sizlerin de gayreti ile, sizlerin de her gün bir kişiyi
ikna ederek, demin çok kolay bir şekilde biriniz, bir kişiyi o da
bir kişiyi ikna etsin dedi. Ben onu biraz daha açayım. Her gün bir
kişiyi daha ikna ederek seçime gitmesini sağlamamız lazım. Çünkü bu
seçimler yurt dışındaki vatandaşlarla Türkiye'nin bağını gösterecek
önemli göstergelerden birisidir. Ayrıca Türkiye'nin demokratik
sürecine verdiği bu oylarla sahip çıkacaksınız inşallah"
diye konuştu.
"TÜRKİYE'DE SİYASİ MÜCADELE BASİT BİR SİYASİ PARTİLER
ARASINDAKİ MÜCADELE DEĞİLDİR"
30 Mart'ta gerçekleştirilen seçimlerde önemli üç seçim yapılacağını
söylediklerine vurgu yapan Kurtulmuş, "Evet Türkiye bir
seçimler dönemine giriyordu ve aslında 7 Haziran'da yapacağımız
seçim daha önceki seçimlere bağlı olan üçüncü bir seçimdir. Ve hep
şunu söylüyorduk. Bu üç seçimde verilecek oylar önce 30 Mart seçimi
için söyleyeyim. 30 Mart seçiminde hangi insanın, kimin, hangi
arkadaşımızın belediye olacağı seçimi değildi. Evet sonuçta
birileri belediye başkanı olacaktı ama Türkiye'de halkın önüne
getirilen soru şuydu; eski Türkiye'nin o kirli, pasaklı, girdaplı
yollarına geri mi döneceksiniz, yoksa halktan başka kimsenin beşeri
anlamda egemen olmadığı yeni Türkiye istikametinde yürümeye devam
mı edeceksiniz. Soru buydu. Çünkü Türkiye'de siyasi mücadele, biraz
sonra onu anlatacağım, sadece basit bir siyasi partiler arasındaki
mücadele değildir. Türkiye'de en az 150 senedir bir zihniyet
mücadelesi veriyoruz. 65 yıllık çok partili siyasi hayatımızda da
bir zihniyet mücadelesi veriyoruz. Bu zihniyet mücadelesinin bir
tarafında Türkiye'nin siyasi ve iktisadi gücünü elinde bulundurup
halkı, milleti bir türlü tepeden görerek dizayn etmeye çalışan
seçkinlerle Türkiye'de millet çoğunluğunun bir mücadelesi vardı.
Birazdan geleceğim onlara ama 30 Mart'ta da sorulan soru buydu;
eski Türkiye istikametinde mi gideceksin yeni Türkiye istikametinde
mi yürüyeceksin. Milletimiz çok şükür her türlü kumpasa rağmen, her
türlü ihanete rağmen, her türlü saldırıya rağmen, her türlü kirli
ittifaka rağmen 30 Mart seçimlerinde yeni Türkiye istikametinde
yürüyeceğini ortaya koydu. İlk virajı geçtik mi?"
dedi.
"TÜRKİYE'DE ALİ CENGİZ OYUNLARI OYNANMIŞTIR"
Daha sonra ikinci viraja gelindiğine dikkat çeken Numan Kurtulmuş,
konuşmasını şu şekilde tamamladı:
"Arkasından ikinci viraja geldik. İkinci viraj şu bakımdan
önemliydi. Değerli kardeşlerim Türkiye'de cumhurbaşkanını seçmek
aslında siyasete bırakılmış bir alan değildi. Türkiye'de
cumhurbaşkanının kim olacağı hep kapalı kapılar ardında karar
verilmiş bir takım çıkar çevreleri, bir seçkinler, bir takım güç
sahipleri kimi gösteriyorsa, kime işaret ediyorsa hemen hemen o
cumhurbaşkanı olmuştur. Ve Türkiye'de her cumhurbaşkanı seçimi
öncesinde maalesef bir takım karanlık işler olmuştur. Türkiye'de
Ali Cengiz oyunları oynanmıştır. Sadece bu dediğimin ne manaya
geldiğini anlatmak için o seçimde çok söyledik. 1961'de Ali Fuat
Başgil'in nasıl silah zoruyla cumhurbaşkanı adayı olmaktan
vazgeçirildiğini anlatmak yeterlidir. Ayrıca 12 Eylül öncesinde
milletvekilliği de yapmış olan abimiz bir şey anlattı. Dedi ki; ‘12
Eylül ihtilalinden önce cumhurbaşkanlığı seçimine gidiyoruz yaşı
müsait olanlar hatırlayacaklar. Cumhurbaşkanı seçilemiyor. 10 tur,
20 tur 100 tur, zannediyorum 150 tur cumhurbaşkanı seçilemiyor'
diyor. ‘Bir gün dönemin cumhurbaşkanı yurt dışına çıkmıştı. Biz de
o zaman parlamentodan bir heyetle karşılayacağız, uçağı gecikti.
Havaalanında volta atıyoruz, bekliyoruz arkadaşlarla, yürüyoruz.
Yakın tanıdığım generallerden birisi şakayla karışık şunu söyledi'
dedi. ‘Bu işi niye bu kadar uzatıyorsunuz. Nasılsa cumhurbaşkanını
biz seçeceğiz. Cumhurbaşkanını seçmek bize düşer, siz de kendi
aranızda oturun kim başbakan olacaksa ona karar verin'. Türkiye
siyaseti böyle bir şeydi. İşte Türkiye'de 10 Ağustos 2014 seçiminin
en önemli özelliği ilk seferde bu memlekette milletimiz
cumhurbaşkanının kim olacağına doğrudan doğruya kendi oylarıyla
karar verdi. Arasından birisini, kendisine benzer birisini, sevdiği
birisini Recep Tayyip Erdoğan'ı Cumhurbaşkanı olarak 10 Ağustos'ta
Türkiye Cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanı seçti "
(İHA)