Kudüs için Anadolu Meydanına
ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıması kararı, Ankara Anadolu (Tandoğan) Meydanında Pazar günü protesto edilecek.
ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak
tanıması kararı, Ankara Anadolu (Tandoğan) Meydanında Pazar günü
protesto edilecek.
Mitingin organizasyonunu Memur-Sen, Hak-İş, İHH, AGD, Cihannüma ve
ÖNDER adına yapılan ortak açıklamada "Bağımsız Filistin ve
Özgür Kudüs" irademizi, "İnsanlık İçin
Barış" hedefimizi ortak platformdan, tek yürek olmuş bir
meydandan haykırmak ve insanlık ailesinin onura, huzura ve barışa
olan inancını paylaşmak, Filistinlilerin yalnız olmadığını,
Kudüs'ün insanlığın ve ümmetin kalbi olduğunu ve işgal
girişimlerine asla sessiz kalmayacağımızı ilan etmek için
17.12.2017 Pazar günü saat 13.00'de Anadolu (Tandoğan) Meydanında
bir miting düzenleyeceğiz. Bu kutlu çabaya ortak olacağınız
inancıyla bu tarihi mitinge hepinizi davet ediyoruz"
denildi.
"İNSANLIĞI KURTARACAK MİLAT KUDÜS
PAYDAŞLIĞIDIR"
Yapılan açıklamada ABD Başkanı Donald Trump'ın, Kudüs'ü İsrail'in
resmi başkenti olarak tanıma ve Tel Aviv'deki ABD Büyükelçiliği'ni
Kudüs'e taşıma kararı, Kudüs ve Filistin'in bütünüyle işgali ve
Arz-ı Mevud planına dair yeni bir aşamaya geçme hamlesi olduğu
belirtilerek şu ifadelere yer verildi:
" Korsan terör devleti işgalci İsrail'in Doğu Kudüs'ü
ilhak etme ve başkent ilan etme yönündeki tek taraflı kararı, 1980
yılında BM Güvenlik Konseyi'nin ABD'nin de altında imzası olan 478
sayılı kararıyla hükümsüz sayılmıştır. ABD, bu adımıyla BM'nin
kendisi için pragmatist bir aparattan başka bir anlam ifade
etmediğini bir kez daha küstahça deklare etmiştir. Katar ambargosu
ve Suudi Arabistan'da ABD etkisiyle yaşanan gelişmeler, Kudüs'e
yönelik işgal planının ince ince örüldüğünü göstermiştir. İslam
dünyası ve uluslararası toplumun tepkilerini hiçe sayan, kalıcı
barış ümidini hedef alan bu kirli hamleye; dünyanın barış ve huzura
kavuşmasına katkı derdindeki her ülke ve toplum ilk andan itibaren
tepki vermiştir. Bu tepkiler giderek büyüyerek "dünya
barışı, insanlığın huzuru" noktasında umutların artmasına
dair dayanağa dönüşmüştür. Yürütülen kirli planın, sadece Kudüs ve
Filistin'e değil insanlığın bütün kazanımlarına ve dünya barışına
yönelik bir saldırı olduğu gerçeğinden hareketle, bütün inanç ve
ideolojik kesimlerin "hak, insanlık ve barış"
ortak paydasında güçlü ve örgütlü bir iradeyi tesisini zorunlu ve
değerli buluyoruz. Dünyayı emperyal zorbaların pazarı olmaktan,
insanlığı kapital aklın kuşatmasından kurtaracak milat, kurulacak
bir küresel Kudüs paydaşlığıdır."
(İHA)