"Kötü senaryo 100 bin, daha kötüsü 600 bin"
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, kötü senaryoda 100-150 bin, daha kötü senaryoda 600 bin insanın Türkiye'ye gelmesinin söz konusu olacağını söyledi.
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, kötü senaryoda 100-150 bin,
daha kötü senaryoda 600 bin insanın Türkiye'ye gelmesinin söz
konusu olacağını söyledi.
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Kilis Öncüpınar Sınır Kapısı
önünde düzenlediği basın toplantısında, şu ana kadar Türkiye'ye 2
milyon 627 bin Suriyeli, 172 bin Iraklı sığınmacının geldiğini ve
son bir hafta içerisinde yeni bir göç dalgası yaşandığını ifade
ederek, "Rusya'nın bombardımanı sonucunda yeni göç
dalgasına karşı yeni kamplar kuruldu. Sınırın ötesinde 9 kamp
mevcut. Bu kamplarda yaklaşık 100 bin kişi kalıyor. Bunların
ihtiyaçları da Türkiye'den karşılanıyor. Sınırın bu tarafındaki
kamplarda ne hizmet veriliyorsa, Suriye tarafında da aynı hizmet
veriliyor. Şu an için Suriyelilerin Türkiye tarafına alınmasına
yönelik bir durumun söz konusudur. Türkiye'ye akıl veren, sınırını
aç diyenler önce kalplerini, gönüllerini açsın, Suriye'de yeni
başlayan göç dalgası ile Türkiye'nin sınırını niye açmadığı yönünde
eleştiriler yapıyor. Şu an için sınırda birikme söz konusu
değildir. Son süreçte sınıra gelen 35 bin kişi Suriye tarafındaki
kamplara yerleştirildi. Karşı tarafta 9 kamp bulunuyor ve 10'uncu
yeni bir kamp hazırlığı içerisindeyiz. Üstelik bu kampların en
uzağının Türkiye sınırına derinliği 3 kilometre. Yani Türkiye'nin
içindeymiş gibi kurulu ve insanlara hizmet veriliyor. Ama bizim
açık kapı politikamız devam ediyor. 3 milyon insana Türkiye, kendi
ahlaki, vicdani anlayışıyla kucağını, kapısını açmıştır. Kimsenin
Türkiye'ye insanlık dersi verme gibi bir hakkı olamaz. Türkiye bu
konuda yalnız bırakılmıştır. Suriye'de insani trajedi yaşanıyor ve
buna duyarsız kalmayan ülke Türkiye'dir. Biz bu insanlara kucak
açtık ama yalnız bırakıldık. Türkiye'ye bu süreçte yardım etmeyen
ülkeler 'Türkiye sınırını açsın' gibi yaklaşımlara giriyor. Bunlar
doğru değil. Bombardımandan kaçan, ölümden kaçan kim varsa biz
herkese kucağımızı ve kapımızı açıyoruz" diye konuştu.
"OYUNA ALET OLMAMAMIZ GEREKİYOR"
Son zamanlarda Suriye tarafında Türkiye'nin zorda kalması için göç
dalgaları oluşturulmaya çalışıldığını ifade eden Akdoğan,
"Sivillerin üzerine, okul, hastane, ılımlı muhalifler,
Türkmenler vurularak Türkiye zorda kalsın diye göç dalgaları
yapılıyor. Yine demografik yapı değişsin diye Türkmen, Arap ve
Sünnileri kaçırmaya yönelik operasyonlar gerçekleşebiliyor.
Buradaki insanları alırken karşı taraftaki oyuna alet olmamamız
gerekiyor. Bu hamlelere alet olmadan bu insani operasyonları devam
ettirmemiz gerekiyor. Ayrıca insan kaçakçılığı yapanlar var. Dün
Hatay'a 800 kişi geldi ve bunları insan kaçakçıları otobüslerle
göndermişler. Bu şekilde gelen herkes alınırsa Irak, Suriye'de bir
kişi kalmaz, herkes Türkiye'ye gelir. Umut tacirlerinin istismar
ettiği durumlar da var ve Türkiye doğru olanı yapıyor. Bu noktada
seçici davranmak gerekiyor. Herkes gelsin denilmesi bu sorunun
çözümüne fayda sağlamaz. Karşıda insanlara zulmedenlerin oyununa
alet oluruz. Bunun için süreci rasyonel yürütmek gerekiyor.
Türkiye'ye akıl veren, 'sınırı aç' diyenler önce siz kalbinizi,
gönlünüzü bu insanlara açın. Son dönemde sorun kendilerine
dokunmaya başlayınca ilgilenen ülkeleri görüyoruz. Bu sorunla baş
edebilmek için sınırın ötesinde Azez hattı kısmına güvenli bir alan
olması önemlidir. Uluslararası dayanışma şart. Türkiye olarak ilk
proje paketini de AB'ye sunduk. Bu yardımlar Türkiye'ye değil,
Suriyeli sığınmacılara yapılacak olan yardımlardır. Bu sorun önce
bir insani kriz meselesiydi. Ölümden kaçan insanları koruma altına
aldık, kamplara yerleştirdik. Şu anda bu mesele kısa vadede
çözülmeyecek gibi gözüküyor. Orta vadeli bir takım planlamalar
içerisinde girmemiz gerekiyor. Sayın Başbakanımızın talimatı ile
bir strateji belgesi hazırlıyoruz. İskan meselesinden vatandaşlık
meselesine kadar bu mesele kapsamlı olarak ele
alınmalıdır" açıklamasında bulundu.
"DUR DEMEK GEREKİYOR"
Akdoğan, yeni göç dalgalarının yaşanmaması için diplomatik çabanın
önemli olduğunu da ifade ederek şunları kaydetti:
"Yeni göç dalgalarının yaşanmaması için diplomatik çaba
lazım. Bombardıman, katliam devam ederse, insanların üzerine ölüm
yağdırılırsa yeni göç dalgaları olacak demektir. Bunu durdurmanın
yolu Esed rejimi başta olmak üzere işbirliği içerisinde olduğu
Rusya'ya dur demek gerekiyor. Diplomatik baskı olmazsa, ölümler ve
yeni göç dalgası devam eder. Sınırın karşısındaki kamplarda 100 bin
kişi yaşıyor, yine Azez'de 100 bin kişi daha yaşıyor. Kötü
senaryoda 100-150 bin, daha kötü senaryoda 600 bin insanın
Türkiye'ye gelmesi demektir. Yeni göç dalgası başlarsa bu Avrupa'yı
da vurur. Bunun için yardımlaşma ve dayanışma gerekiyor. Suriye'de
katliamların, bombardımanın durdurulmasıyla ilgili ciddi diplomatik
çaba gerekiyor. 93 bin nüfuslu Kilis'te 127 bin Suriyeli bulunuyor.
Hiçbir sıkıntıda yaşanmıyor. Herkesi Kilis'e örnek almaya
çağrıyorum. Sınıra gelişlerin başlamasının ardından AFAD ve STK'lar
tarafından Suriye tarafına 41 bin çadır ile binlerce battaniye
gönderildi. Yine Türkiye sınırına yakın noktadaki 9 kampta kalan
Suriyelilerin tüm ihtiyaçlarının Türkiye'den karşılandığını,
kimsenin mağdur edilmiyor."
(iha)