'Kimi denize döküyorsun görelim'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Milletvekili Bozkurt'un açıklamalarına ilişkin, "Bak işte şimdi burada 'evet'çiler. Haydi gel, haydi kimi denize döküyorsun görelim." dedi.
İZMİR (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gündoğdu
Meydanı'nda düzenlenen "İzmir Buluşması"na
katılarak vatandaşlara hitap etti.
Konuşmasına tüm İzmirlileri selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı
Erdoğan, "Duydum ki İzmir'in gençleri, kadınları, güzel
insanları bana haber göndermişler, 'Güçlü Türkiye için biz varız'
demişler, ben de çağrınıza icabet ettim. Bugün İzmir'e 'Ben de
varım' demeye geldim. İzmir sen de var mısın? İzmir 16 Nisan'da
sandıkları 'evet' ile patlatmaya var mı? İzmir 16 Nisan'da
kendisini çantada keklik görüp, iradesini hiçe sayanlara rekor bir
'evet' ile şöyle sağlamından bir ders vermeye hazır mı? İzmir 16
Nisan'da Türkiye'nin geleceği için 'Ben de varım' demeye hazır
mı?" diye konuştu.
"Bu toprakları cetvelle çizerek değil, kanlarımızla yoğurarak vatan yaptık"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye önce Çanakkale'de,
Kut'ül Amare'de, Kafkas Cephesinde ardından İstiklal Harbi'nde
düşmanı yendiğinde son noktayı nerede koymuştur? İzmir'de
koymuştur. Düşmanı İzmir'de denize döktüğümüz günden beri hamdolsun
bu topraklar bir daha düşman postalıyla kirletilemedi. Sadece 15
Temmuz'da böyle bir teşebbüs oldu, onu da milletimizle omuz omuza,
yürek yüreğe ertesi gün akşam olmadan bertaraf ettik. Biz bu
toprakları öyle masa başında cetvelle çizerek değil, kanlarımızla
yoğurarak vatan yaptık." dedi.
"Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer
uğrunda ölen varsa vatandır" ifadelerini kullanan
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Öyle vatan kolay olmuyor, böyle oluyor. Evet, bu ülkenin
her karış toprağı bin yıldır işte böyle vatan haline geldi.
Maalesef bu gerçeğin farkında olmayanlar var. Mesela, CHP'nin Konya
Milletvekili çıkmış, az önce Başbakanımız ifade etti ama ben de
ifade edeyim, bazılarına dersi tam vermemiz lazım. '16 Nisan'da
evet verenleri İzmir'den denize dökeceklerini' söylüyor. Bak işte
burada şimdi 'evet'çiler, hadi gel, hadi kimi denize döküyorsun
görelim. Eski Genel Başkanı da ondan aşağı kalmamak için olsa gerek
'Hayır çıkarsa düşmanı İzmir'den denize dökmüş kadar
sevineceklerini' ifade ediyor. Al birini vur öbürüne. Bu ne
terbiyesizliktir. Hani demokrasi, hani özgürlük? Benim oyumun
kaderini sen mi belirleyeceksin?"
"Savaşın ardından İzmir adeta küllerinden yeniden doğan bir
şehirdir"
Halk oylamasında "evet" diyeni de
"hayır" diyeni de anlayışla karşıladıklarını
belirten, Erdoğan, "Biz buyuz, demokraside bizim farkımız
bu ama bunlar hayatları boyunca demokrat olamadılar ki. Şu andaki
başkanları, bu sadece kaset genel başkanıdır. Malum kasetle geldi,
7 kere seçim kaybetti, şimdi 8'incisini kaybetmeye
hazırlanıyor." ifadesini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, 15 Temmuz'daki FETÖ darbe
teşebbüsünü "örtülü darbe" olarak tanımladığını
hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bunların oturdukları koltuklar zaten sipariş, öyle
oturuyorlar. Bunlar siyasetin içinde yoğrula yoğrula gelmediler,
kazıya kazıya gelmediler, milletin gönlünü ala ala gelmediler.
Sipariş bir CD, kaset, onunla geldiler ve bütün bunlara her şeyi
anlatmamıza rağmen FETÖ ile müşterek çalışma. Oradan gelen bir
talimatla buraya geldiler ve bunlar İstiklal Harbi'nin anlamını
kavramamışlar. Bunların millete, milli iradeye, özellikle İzmir'e
zerre kadar saygıları yok çünkü İzmir düşman denize dökülürken
cayır cayır yanıyordu. Savaşın ardından İzmir adeta küllerinden
yeniden doğan bir şehirdir. Böyle bir mücadeleyi anayasa halk
oylamasıyla nasıl mukayese edersiniz? Bu halk oylaması kabul
edilirse anayasanın 18 maddesi değişecek. Cumhurbaşkanlığı ile
başbakanlık birleşecek."
"Evet' veren de 'hayır' veren de bizim için
saygındır"
Türkiye'nin demokratik bir ülke olduğuna ve 16 Nisan halk
oylamasından sonra demokrasisinin daha da güçleneceğine işaret eden
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"İnsanları kendi fikrin doğrultusunda ikna etmek için
anlatırsın, çabalarsın ama çıkan sonuç milletin tercihidir, saygı
duymak zorundasın. 'Evet' veren de 'hayır' veren de bizim için
saygındır. Sen tutup bunu İzmir'in yaşadığı acılarla nasıl mukayese
edersin. İzmir tarihi bilmeyenlere, ecdadını tanımayanlara 16
Nisan'da dersini verecek mi? İzmir, Kurtuluş Mücadelesi'nden haberi
olmayanlara, yaşadığı acıları umursamayanlara 16 Nisan'da haddini
bildirecek mi? İzmir demokrasiye saygısı olmayanları, 16 Nisan'da
'Bana bak arkadaş, bıktık artık sizin yalanlarınızdan.' diyerek
sandığa gömüyor mu?
Bu anayasa değişikliğini ve yeni yönetim sistemini gündeme
getirdiğimizden beri söylediğimiz bir şey var, biz diyoruz ki şayet
Türkiye'nin mevcut yönetim sistemi çok iyiyse ülke olarak bunca
krizi, bunca kaosu niye yaşadık, nasıl yaşadık? 1950'de çok partili
hayata geçiyoruz, rahmetli Menderes ve arkadaşları Türkiye'nin en
büyük kalkınma hamlelerinden birini hayata geçiriyorlar, 1960'ta
kendilerini iki arkadaşıyla beraber dar ağacında buluyorlar,
CHP'den ses çıkıyor mu? Çıkmıyor, hani demokrasi?"
"Sen olmasan, CHP rahatlar, ülke rahatlar"
Kendisi göreve geldiğinde kabinede 36 bakan olduğunu ancak bunu
daha sonra 25'e indirdiğini ifade eden Erdoğan, Türkiye
ekonomisinin bunu gerektirdiğini söyledi. Erdoğan, CHP Genel
Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarına ilişkin
değerlendirmede bulunarak "Diyor ki '50 tane yardımcı
atarsın.' 100 tane, 150 tane, çıktın, çıktın, çıktın bin 500.
Ayıptır. Sen bu ülkede ne yaptın? Sosyal Sigortalar Kurumunun (SSK)
Genel Müdürlüğünü yaptın." diye konuştu.
Genç kuşağın Kılıçdaroğlu'nun SSK Genel Müdürü olduğu dönemi
bilmediğini vurgulayan Erdoğan, "Diyor ki 'Ben olmasam ne
anlatacaklar? Sen olmasan CHP rahatlar, ülke rahatlar. Ama senin ne
olduğunu millete anlatalım ki millet 16 Nisan'da sandığa giderken
oy zayiatı olmasın. Bunun için anlatıyoruz." ifadelerini
kullandı.
Kılıçdaroğlu'nun SSK Genel Müdürü olduğu dönemde hayatını kaybeden
gazeteci Savaş Ay tarafından yapılan ve hastanelerin durumunun
anlatıldığı programlardan bazı bölümleri vatandaşlara izlettiren
Erdoğan, "Her taraf kan revan içinde. Çarşaflar kanlı,
rezillik. Ey Kılıçdaroğlu, senin gidecek yerin bile yok."
dedi.
"Çekişmeler yaşanmasın istiyoruz"
Erdoğan, cumhurbaşkanı-başbakan çekişmesinin her dönem olduğu gibi
kendi dönemlerinde de yaşandığına dikkati çekerek "İnşallah
istikrar ve güvenin egemen olabilmesi için 16 Nisan'da 'evet' ile
sandıkların patlaması lazım." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şimdi bu çekişmeler yaşanmasın istiyoruz, bunlardan
kurtulalım istiyoruz. İşte, onun için de bu adımı atıyoruz.
Hatırlayın, Demirel'in, Özal'ın başbakanlıkları, cumhurbaşkanlığı
döneminde aynı şeyler yaşanmıştı. Sürekli sorun çıkartan, yağ
yakan, ateşleme yapmayan, aksıran, tıksıran bir motora sahip
arabayla yolunuza devam etmek ister misiniz? İlk fırsatta bu motoru
yenilemenin bir yoluna bakarsınız değil mi? Peki, arabasına
kıyamayanların ülkelerine kıyması düşünülebilir mi? Türkiye'nin göz
göre göre sürekli arıza veren bu yönetim sistemiyle devam etmesini
istemek, vatanseverlik olamaz.
Devletimizin banisi Gazi Mustafa Kemal'in vasiyet ettiği gibi
cumhuriyetimizi ilelebet payidar kılmak istiyorsak, bu değişimi
gerçekleştirmek zorundayız."
"İzmir'i biz hiçbir zaman bir kenarda
bırakmadık"
Halk oylamasının yapılmasına bir hafta kaldığını anımsatan
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bu bir haftayı başarılı bir şekilde geçirelim ve kapı kapı
dolaşalım. Bizim İzmir sevgimiz öyle lafta değildir. İzmir'i ben
Büyükşehir Belediye Başkanlığımdan beri tanırım. Çalışkanlığı,
üretkenliğiyle İzmir'i bilirim. İzmir'i Binali Yıldırım Beye emanet
ettik. Baktık ki İzmir sıkıntılı, İzmir'in projeye, yatırıma,
vizyona ihtiyacı var. Bunun için kendisini İzmir'e milletvekili,
Türkiye'ye de başbakan yaptık. Hiç şüpheniz olmasın
cumhurbaşkanlığı sistemine geçtiğimizde de bütün bu çalışmaları
aynı kararlılıkla yürüteceğiz. Ve daha ilerilere inşallah bunu
taşımakta kararlıyız."
İzmir'in Türkiye'nin nadide vilayetlerinden bir tanesi olduğunu ve
son 14 yılda kente 42 katrilyon lira yatırım yapıldığını dile
getiren Erdoğan, "İzmir'i biz hiçbir zaman bir kenarda
bırakmadık. Elimizden gelen her şeyi yaptık." ifadesini
kullandı.
"Biz Ferhatız, siz Şirin"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İzmir'e yapılacak yeni yatırımlardan
bahsederek, hızlı tren hattının inşasının etap etap sürdüğünü,
otoyolun projesinin de bu yıl tamamlanacağını bildirdi.
İzmir-İstanbul otoyolunun Türkiye'nin iftihar projelerinden biri
olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Hep 'hayır, hayır hayır' dediler. Bunlar neye 'hayır'
demedi ki. Bunlar 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne 'hayır' dediler.
Fatih Sultan Köprüsü'ne 'hayır' dediler. Yavuz Sultan Selim
Köprüsü'ne 'hayır' dediler. Bunlar aynı şekilde Osmangazi
Köprüsü'ne 'hayır' dediler. Marmaray'a 'hayır' dediler. Bu
Marmaray'dan 3 yılda 200 milyon insan geçti. Avrasya Tüneli'ni
yaptık ona da 'hayır' dediler. Modern hastaneleri yapıyoruz, onlar
için sesleri pek çıkmadı. Bunlar, yetişemedikleri üzüme 'koruk'
diyor. Niye? Bunların bu ülkede dikili bir ağacı yok, yaptıklar bir
hizmet yok. Yerel yönetimlerine bakın, yok. Niye? Dertli değiller.
Biz dertliyiz. Bizim bu millete aşkımız var. Biz bu millete
sevdalıyız. Biz Ferhatız, siz Şirin. Ve biz Şirin'e
ulaşacağız."
"Alaçatı'da yeni bir havalimanı planlıyoruz"
Meydandaki vatandaşlara "Bizden önceki iktidarlar bu
İzmir'e ne yaptılar?" diye soran Erdoğan, "Biz
devamlı eser ürettik. Şimdi Alaçatı'da yeni bir havalimanı
planlıyoruz. İzmir'e yapılan o kadar çok hizmet var ki hepsini
anlatmaya kalksak buna gün etmez. İnşallah 16 Nisan'dan sonra bu
hizmetler katlanarak artacak. Beydağı Barajı'nı yaptık mı, yaptık.
İzmir'in suyu yoktu, İzmir'e suyu biz getirdik. Aslında bu
Büyükşehir Belediyesinin görevi." diye konuştu.
"İktidara gelemiyorlar gelemeyecekler de"
CHP Konya Milletvekili Bozkurt'un sözlerine yönelik, CHP Genel
Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan,
"Ey Kılıçdaroğlu, 'evet' diyenleri denize dökecek olan
senin bu adamın, bu ahlaksız, terbiyesiz adam... Niye sen bunu
kesin ihraç kararıyla hemen disiplin kuruluna göndermiyorsun? Neden
bunu yapmadın? Çünkü sen de aynı zihniyettesin. Yapabileceğinden
mi, yok canım neyi yapıyorsun sen ya? İşte buyur 'evet' burada,
haydi gel, gücün yetiyorsa dök, alnını karışlarlar alnını, neyi
döküyorsun? Haddini bileceksin, edep denilen bir şey var ama
bunlarda bu yok. Çünkü gelemiyorlar iktidara gelemeyecekler
de." ifadelerini kullandı.
"Halkımız bunun hesabını soracak"
Avrupa'nın ekonomisinin kötüye gittiğini, nüfusunun yaşlandığını,
ticarette payının azaldığını belirten Erdoğan, Avrupa'nın çöktükçe
çöktüğünü, ırkçılık hastalığının yeniden bir virüs gibi bünyesini
sardığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişte iki defa dünya savaşı yaşayan
Avrupa'da, milyonlarca insanın ölümüyle sonuçlanan ne kadar illet
varsa bugün hepsinin hücum etmeye başladığını dile getirerek
"Fakat bu defa işleri zor. Avrupa'nın geleceği, bizim oraya
yerleşmiş vatandaşlarımızın oradaki dinamizmidir. Dün işçi olarak
gitmişlerdi, bugün patron oldular ve bugün sadece Almanya'da 100
bini aşkın Alman'ı, bizim sermayedarlarımız çalıştırıyor."
diye konuştu.
Türklerin her alanda bulunduğunu, yarın da çok daha güçlü olarak
yollarına devam edeceklerini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Avrupa olarak bu yaptıklarının bedelini ödeyecekler.
Avrupa Birliği meselesi, inşallah 16 Nisan'dan sonra tekrar masaya
yatacak. Ben şu anda oy oranında ciddi bir patlama bekliyorum
Avrupa'da. Bunu göreceğiz 16 Nisan'da, hiç endişeniz olmasın. Niye?
Çünkü oradaki halkımıza çok zulmettiler, çok aşağıladılar. Ama
halkımız da bunun hesabını soracak, vakit geliyor. Bu hesabın
bedelini de inşallah onlara 16 Nisan'dan sonra ödeteceğiz, hiç
merak etmeyin. Bu hesabı ödeteceğiz, bunun başka çaresi yok. Biz
dürüst davrandık, ikili davranmadık. Biz Türk, Kürt, Laz, Çerkez,
Gürcü, Abaza demedik, bir olduk, iri olduk, diri olduk, kardeş
olduk, hep birlikte Türkiye olduk ve yaradılanı Yaradan'dan ötürü
sevdik, öyle aşık olduk. İstedik ki kimseyi
kırmayalım."
Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin dört bir yanında olduklarını, her
yerine gittiklerini belirterek "Birileri oralara
gidemeyebilir ama biz gideriz. Çünkü bizim için hepsi vatan toprağı
ve bu vatan toprağında da biz varız. Bundan sonra da
kaçmayacağız." dedi.
Göreve geldiklerinde 3 bin 500 dolar olan milli geliri, şimdi 11 bin dolara çıkardıklarına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun durup dururken olmadığını, ürettiklerini, çalıştıklarını, gayret ettiklerini ve bunu yakaladıklarını söyledi. Erdoğan, bunun yeterli olmadığını, hedeflerinin 2023'te bu rakamı 22 bin dolara çıkarmak olduğunu vurguladı.
Halkı faizden de büyük oranda kurtardıklarını anlatan Erdoğan, "Devletin borçlanma faizi yüzde 63'tü ama şimdi devletin borçlanma faizini nereye indirdik? Hamdolsun artık resmi olarak bu rakam şu anda yüzde 7,8'lerde. Ben buna da karşıyım. Zira bankaların borçlanmasına baktığımız zaman, yatırımcının borçlanması yüzde 15-16'lara varıyor. Buralarda olmaması lazım, daha aşağılara bunu düşürmemiz lazım. Bunu da başaracağız." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa'nın Türkiye ile başka türlü baş edemediğine dikkati çekerek şunları kaydetti:
"Çünkü çok güçlüyüz. Her geçen gün daha iyiye gidiyoruz, bu onları rahatsız ediyor. Tüm ümitlerini terör örgütlerine bağladılar. Şimdi terör örgütlerinin de inlerine girdik mi? Çökertiyor muyuz? Bunlar benim Güneydoğu'daki Kürt kardeşlerimi mahvettiler, binalarına girdiler ve binaların içerisinden birbirine tünellerle binaları bağladılar. Adeta binaların altında şehirler kurdular ve geçenlerde bir tanesi, bir ada, altında 5 bin kişinin saklanabileceği adeta bir şehir kurdular ama onu da onların üzerine yıktık. Artık durmak yok, üzerlerine, üzerlerine gideceğiz. Ne yaparlarsa yapsınlar gideceğiz ve bu ülkeyi, bu çapulculara bırakmayacağız. Artık gizleme, saklama gereği dahi duymadan, terör örgütlerini destekleyerek, besleyerek, şımartarak üzerimize salıyorlar."
"Şehitlerimizin katillerini affetme yetkimiz yoktur, gereğini yapacağız"
Alandakilerin "İdam, idam" şeklindeki tezahüratları üzerine Erdoğan, şöyle konuştu:
"İdam konusunda benim düşüncem belli, işte 16 Nisan aynı zamanda bunun karar günüdür. Öyle mi? 16 Nisan inşallah sandık 'evet'le patlayacak ve parlamentoya geldiğinde bu konu Sayın Bahçeli'nin kanaati belli, 'Ben buna evet derim' diyor, Sayın Yıldırım'ın kanaatini de biliyorum. Geçenlerde Sayın Kılıçdaroğlu 'Ben de evet derim' dedi yanılmıyorsam. Bakalım, göreceğiz, olsun ama bir Meclis'e gelsin eğer Meclis'ten geçerse ben bunu onaylarım çünkü şehitlerimizin katillerini affetme yetkimiz yoktur, gereğini yapacağız inşallah."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir de bir programda şunu söylüyor, 'Bu darbeyi, Sayın Başbakan da Cumhurbaşkanı da üzerini örtmek istiyor.' diyor. Kılıçdaroğlu, bak yalan söyleme, şu anda binlerce kişi cezaevlerinde, bu darbecileri cezaevlerine sen mi tıkadın? Biz bunları emniyet güçlerimizle toparladık, yargıya teslim ettik ve şu anda binlerce kişi cezaevinde. Bundan sonrası kime ait? Yargıya ait, süreç devam ediyor, biz sen miyiz? Böyle garip bir adam bu adam, garip bir adam fakat yalancının mumu 16 Nisan'a kadar yanar, bunu biliriz. Sadece son 2 yılda terörle mücadelede 9 asker ve polis evladını toprağa veren İzmir böyle bir zillete rıza göstermez değil mi?" dedi.