’’Kan kanla temizlenmez’’
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, kanın kanla temizlenemeyeceğini belirterek, "Eğer bu ülke hepimizin ortak anavatanı ise, birbirimizin hakkına, hukukuna, kültürüne daha fazla saygı duyacağız" dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, kanın kanla
temizlenemeyeceğini belirterek, "Eğer bu ülke hepimizin
ortak anavatanı ise, birbirimizin hakkına, hukukuna, kültürüne daha
fazla saygı duyacağız" dedi.
Suruç'ta 32 kişinin hayatını kaybettiği patlamada ölen Ferdane
Kılıç ve oğlu Nartan Kılıç yan yana defnedildi. Anne ve oğlunun
mezarına Kafkasya'dan getirilen toprak konuldu. Anne ve oğlunun
yakınları göz yaşlarına hakim olamadı. Oğlu Nartan Kılıç, doğduğu
'Adige' ülkesinin bayrağına, annesi Ferdane Kılıç ise 'Abhazya'
bayrağına sarılarak defnedildi. Cenazeye HDP Eş Genel Başkanı
Selahattin Demirtaş, Sırrı Süreyya Önder ve Kafkaf Dernekleri
Federasyonu Genel Başkanı Yaşar Aslankaya da katıldı.
Demirtaş, yaptığı konuşmada, "Vahşice, barbarca
katliamlarla bu canları yitirmemiz vicdanı olan herkesin yüreğini
kanatıyor. Bunu biliyoruz; bu arkadaşlarımız barış için, bu ülkede
kan akmasın diye, sınırların ötesinde savaş olmasın, yoksulluk,
işsizlik olmasın diye mücadele ediyorlar. Ana oğul Suruç'a bu
mesajı taşımaya gittiler. Bize bıraktığı miras budur. Bu ülkede
kalıcı barışı sağlayabilirsek, adaletsizlikleri giderebilirsek,
bütün bu yitirdiğimiz canların mirasına saygılı kalmış
oluruz" diye konuştu.
"En fazla kardeşliğe ihtiyacımız var" diyen
Demirtaş, "Ülkenin güvenliği önemli. Sadece ordu ve
silahlarla sağlayamayız. El ele omuz omuza sağlayabiliriz. En büyük
güvenlik zırhı kardeşliktir. Eşitlik, özgürlük, demokrasimizi
büyütmeye ihtiyacımız var. Bizim arkadaşlarımız bu duygulara karşı
olanlar tarafından katledildiler. Artık bu ülke gereğinden fazla
acı, kan, gözyaşına tanıklık edemez. Biz artık ülkemizde,
sokaklarımızda kan, gözyaşı görmek istemiyoruz. 32 canımızı
kaybettik. Evladımızı yitirdik. Fakat kan kanla temizlenmez. Kan
kanla yıkanmaz. Bütün bu zorluklara rağmen biz demokratik barışla
mücadelemizi sürdüreceğiz. Çok öldük, halklar olarak. Çok fazla
ağladık, üzüldük. Bütün bunları gidermenin yolu yeniden savaş,
çatışma değil, yeniden kan gözyaşı değildir. Daha fazla ezilen
halklar olarak sarılmamız lazım. Adıyaman'da hayatını kaybeden
asker, Ceylanpınar'da katledilen polisler de, ezilen halkların,
emekçilerin çocuklarıdır. Ben onlara da Allah'tan rahmet diliyorum.
Acılarını yürekten paylaştığımızı ifade etmek istiyorum. Bizim
barışı her koşulda savunmak dışında tutunacağımız başka bir şey
olamaz. Eğer bu ülke hepimizin ortak anavatanı ise, birbirinin
hakkına, hukukuna, hayatına, kültürüne daha fazla saygı
duyacağız" şeklinde konuştu.
Bu olaydan siyasi rant çıkarılmaması gerektiğinin altını çizen
Demirtaş şunları söyledi:
"Bize bu acılı günlerimizde gençlerin bedeni üzerinden
siyasi rant devşirdiğimizi söyleyenler; siz vicdanınızı
yitirmemişseniz, içinde bulunulan durumun siyasi rant kavramını
bile almayacak kadar vahim olduğunu bilmelisiniz. Bu gençlerimiz
bizim milyon oyumuzdan çok daha kıymetlidir. Ülkenin her bir
yurttaşı koltuklardan değerlidir. Bu kardeşlerimiz hayatını
yitirmemiş olsaydı, 32 kardeşimiz, asker, polis ölmeseydi biz
canımızdan vazgeçmeye hazırız. Şimdi şunun da açık net bilinmesi
gerekiyor. AKP iktidarı eğer bir IŞİD iş birliği algısı üretmişse,
bu bizden kaynaklı değil. Bütün dünya mevzua böyle bakıyorsa, biz
yapmadık. IŞİD-AKP yandaşlığını ortaya atan biz değiliz. Bütün
dünya böyle biliyorsa bunu düzeltmek zorunda olan biz değiliz.
Başbakanın daha fazla çaba sarf etmesi lazım. IŞİD gelip Türkiye
sınırları içinde 32 kardeşimizi katlettikten sonra, üzerindeki IŞİD
algısını silmek için kimse bu gençlerin bedenini kullanmamalı.
Bizim kızdığımız bu. Sanki AKP mağdurdur. Sanki IŞİD AKP'ye
saldırmıştır. Yanlış üsluptur. Kusura bakmasınlar, ama bu gençler
sizin günahlarınızı temizlemek için ölmediler. Sizin günahlarınız,
hatalarınız, yanlışlarınız, dış politikalarınız yüzünden öldüler.
Herkes böylesi dönemlerde, özellikle HDP'yi hedef tahtasına koyarak
bir kez daha buradan vurabilirim yerine, kendi saplandıkları ve
ülkeyi götürdükleri bataklıktan çıkmanın yolunu hep birlikte
aramayı düşünmeliler".
(İHA)