Kadir Topbaş’tan liderlik söyleşisinde Osmanlı vurgusu
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Gaziantep'te lise ve üniversite öğrencileriyle bir araya geldi. Topbaş, "Osmanlının liderliğinde, son dönemlerinde kanıksanmış liderlik, maalesef elindekileri kaçırarak ve batının çok daha etkili hale geldiği süreci gördük. Biz yeniden bunları yakalamanın azmi içerisindeyiz" dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Gaziantep'te
lise ve üniversite öğrencileriyle bir araya geldi. Topbaş,
"Osmanlının liderliğinde, son dönemlerinde kanıksanmış
liderlik, maalesef elindekileri kaçırarak ve batının çok daha
etkili hale geldiği süreci gördük. Biz yeniden bunları yakalamanın
azmi içerisindeyiz" dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Hasan Kalyoncu
Üniversitesi (HKÜ) tarafından düzenlenen "HKÜ Patronlar ve
CEO'lar ile Buluşuyor" programında lise ve üniversite
öğrencileriyle bir araya geldi. HKÜ Mimarlık ve KİT Kulübü
tarafından organize edilen programda konuşan Kadir Topbaş, lise ve
üniversite öğrencilerine, tarihten örnekler vererek liderliği
anlattı. Liderde bulunan ve bulunması gereken özellikleri de tek
tek anlatan Kadir Topbaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın belediye
başkanlığı döneminden de anılarını paylaştı.
OSMANLI VURGUSU
Kadir Topbaş, dünyadaki lider devletlerin sık sık yer
değiştirdiğine dikkat çekerek, Osmanlının liderliği ve son
dönemleri ve kaybedilenler konusuna değindi. Osmanlının son
döneminde dünyanın gerisinde kaldığını ifade eden Başkan Topbaş,
"Nasıl ki, bulutların hareketini görüyorsak, ekonomik
hareketler zaman içerisinde, yüzyılda, birkaç yüzyılda yer
değiştiriyor. Dengeler devamlı değişir. Toplumların davranışları
ile ilgili, kanıksadığınız zaman geriye düşersiniz. Osmanlı'nın
liderliğinde, son dönemlerinde kanıksanmış liderlik, maalesef
elindekileri kaçırarak ve maalesef batının çok daha etkili hale
geldiği süreci gördük. Biz yeniden bunları yakalamanın azmi
içerisindeyiz. Siyasi liderde toplum için geleceği hazırlamak, tüm
toplumları görmek ve gerekli adımları atma sorumluluğu var.
Belediye başkanları, tüm yöneticilerin siyasi kimliklerimiz var bir
taraftan ama bir CEO gibi, işadamı gibi olmak zorundayız"
dedi.
"ABDÜLHAMİT HAN HER YERE FOTOĞRAFÇI GÖNDERMİŞ"
Osmanlı padişahlarından Abdülhamit Han'ın büyük bir lider olduğunu
vurgulayan Topbaş, bu dönemde dünyanın her tarafında
fotoğrafçıların gönderildiğini söyledi. Abdülhamit Han'ın
padişahlığı bırakması ile Osmanlının 20 misli küçüldüğünü ifade
eden Topbaş, şöyle konuştu:
"Abdülhamit Han hazretlerinin, o dönemde 33 yıllık
padişahlığı döneminde, dünyanın ahvalini görmesi gerekiyordu.
Bugünkü gibi iletişim araçları yok ki. Dünyanın her tarafına
fotoğrafçılar göndermiş. Fotoğraflar çekmişler, Japonya'sından,
Çin'inden ABD'sinden, dünyanın her yerinden. Bizde 34 bin albüm
var. Fotoğraf çekmişler. Dünyanın ekonomik, durumunu, şartlarını
yaşamını görüyor. Cihan devleti iseniz, dünyayı görmek
zorundasınız. Şehir yöneticisi iseniz, dünyayı göreceksiniz. Dünya
nerede, nereye gidiyor. Ne bekleniyor, ne arıyor bu dünya? Bunu
görmezseniz, olacaklar bellidir. İşte Cennet Mekan Abdülhamit
Han'ın görevden ayrılmasından sonra Osmanlı 20 misli küçüldü,
küçültüldü. 20 misli. Çünkü onun politikaları başka. Devletine
milletine sahip çıkan bir ruhu vardı ama istenmiyordu. Kızıl sultan
denilerek, hak bir dinde itibarini yitirmeye çalıştılar,
maalesef."
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN ÇOCUKLUK DÖNEMİNİ ANLATTI
Zaman zaman Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın belediye
başkanlığı yaptığı dönemden örnekler veren Topbaş, Erdoğan'ın
çocukluk yıllarındaki anılarını paylaştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın
11 yaşındaki hallerini hatırladığını belirten Topbaş, "11
yaşlarında iken kendisini hatırlarım. Yakın çalıştığımız zaman ise
17 yaşlarındaydı. Her gün, günlük tutardı. Hangi saat olursa olsun,
mutlaka günlüğüne yazardı. Her toplantıyı da not ederdi. Böyle bir
alışkanlık. Hafıza kaybı için önemli bir sistem. Ve çok pratikti.
Hafızası çok güçlüydü. Bunu sistematik olarak, yapısal bir özellik
haline getirmişti" şeklinde konuştu.
HATA VE İHANET
Topbaş, insanların hata yapabileceğini belirterek, hatayı ihanetten
ayıran konunun ise bilinç olduğunu ifade ederek, "Bir takım
arkadaşı önemlidir. Tek başınıza olursanız, bir yerlerde eksiklik
olabilir. Hataları kucaklamak zorundasınız. Zaman zaman hatalar
yapılabilir. Yanlışlar olabilir. Kişiler bilinçsiz yanlış
yapıyorsa, hatadır. Bilerek yapıyorsa ihanettir. Bunları
birbirinden ayırmak gerekiyor" ifadelerini kullandı.
"ŞEHİRLERİN REKABETİ ARTIK ÖNEMSENMİYOR"
Topbaş, günümüz dünyasında artık şehirlerin rekabetinin
önemsenmediğini söyleyerek, artık odak şehir kavramının bulunduğunu
söyledi. Eskiden şehirler coğrafi olarak tanımlandığını belirten
Topbaş, "Şehirler, fiziki bir alan olarak biliniyordu.
Modern dünyada şehirler farklı, sadece fiziki alan değil, coğrafi
sınırlar değil. Ulusal ve uluslararası ilişki kurabilen, bu ölçekte
iletişimi olan kentlerdir. Şehir sınırları böyle olması gerekiyor.
Sadece alt yapı, fiziki alan değil şehirler aynı zamanda medeniyet
merkezleri, kültür, sanat, teknoloji, ekonomi, refah, top yekun bir
yaşam alanıdır. Bu tüm dünyaya açık olan bir yaşam alanıdır.
Şehirlerin rekabeti artık çok fazla önemsiyor. Her şehrin kendini
ortaya koyabilecek, farklılıkları özellikleri var doğru ama odak
şehir olmak lazım. Yani öyle bir şehir olacaksınız ki, dünya
insanları ya da iş adamları o şehirde olmak bulunmak isteyecek.
Yani o şehirde olmak ayrıcalıklı olmalıdır" dedi.
HALK EKMEKTEKİ AMAÇ
Topbaş, halk ekmek üretimindeki amacın rekabet oluşturmak
olmadığına dikkat çekerek, "Bizim halk ekmek diye bir
birimiz ve şirketimiz var. Cumhurbaşkanımızın kurduğu. Gayet iyi
hizmet vermektedir. İstanbul'un yüzde 12'sinin ekmeğini yapıyor.
Bir model olarak varlığımızı sürdürmeye çalışıyoruz. Örnek olalım,
yoksa bir rekabet olması için değil. Mümkün mertebe ekşi mayalı,
yaş maya dediğimiz kimyasal maya kullanmadan, sağlığa dikkat eden
bir sistemdir" ifadelerine yer verdi.
"KATIKSIZ BEBE BİSKÜVİSİ ÜRETİLECEK"
Topbaş, katkısız bebe bisküvisi üreteceklerini belirterek, 6 aya
kadar da bebe bisküvisinin seri üretimine başlanacağını müjdeledi.
Başkan Topbaş, "Bebe bisküvisi yapacağız. Makine siparişi
verildi. Sağlıklı nesiller için bir lider, bir kent yöneticisi
düşünmek zorunda. Bir bebe bisküvisini alın, arkasını bakın,
okuyun. Neler var, göreceksiniz. Hiç katkısı olmayan bebe bisküvisi
yapılması konusunda çalışmalar başlattık. Başardık. Şimdi onun seri
imalatına geçmek için makineler sipariş verdik. 5-6 ay içerisinde
seri imalatına geçeceğiz" dedi.
Sırada fındık ezmesi var
Başkan Topbaş, sırada ise fındık ezmesi olarak da bilinen fındıklı
çikolata üretimini yapacaklarını ifade etti. Kendi torunu için
doğal fındıklı çikolata üretimi yaptırdığını söyleyen Topbaş,
"Sırada, gençlerin çok sevdiğini zannettiğim fındıklı
çikolata var. Kavanozlarda oluyor. Ben çocuklarımdan da biliyorum,
vazgeçilmez, sofrada olacak illa. Bakıyorsunuz palmiye yağından
bahsettiler. Yüzde 17 fındık içeriyor. Esasından fındık olması
lazım. Katkıları var. Ben kendi torunlarıma bundan tamamen doğal
bir şekilde yaptırdım ve başardım. Ben kendi aileme bundan
yaptırıyorsam, niye İstanbullular, neden doğalını alıp, yemesinler
diye düşündüm. Şimdi onunda makinelerini sipariş veriyoruz ve
başardık. Tamamen doğal olmak üzere halka, bunu sunacağız. Çok daha
farklı düşünmeliyiz. Nelere ihtiyaç var, sağlıktan normal yaşam
alanına kadar çalışmaları gayreti ortaya koşmak zorundayız. Böyle
olduğu zaman şehirler farklılıklarını ortaya koyabiliyor"
diye konuştu.
İSTANBUL'DA LALE DEVRİ
2005 yılında "lale evine dönüyor" sloganı ile
başlattığı lale devri ile ilgili eleştiriler aldığını hatırlatan
Topbaş, şimdi İstanbul'da 26.5 milyon lale soğanı ekildiğini
kaydetti. Topbaş, 350 bin ailenin laleden para kazandığını
vurgulayarak, "Medya beni topa tuttu. Lale devri mi
başlatıyor başkan, dünya kadar ihtiyaç sıkıntı var da sıra buna mı
geldi dendi. Bu sadece bir lale değil, ekonomisi, estetiği var.
kültürdür, ger gelecek, şu bu diye anlatmaya çalıştık. Bu yıl 26.5
milyon lale soğanı diktik İstanbul da. Ve 350 bin aile, bunu üretti
ve çalıştı. Bir istihdam oluştu, ekonomi oluştu, kültür geri döndü.
Lale festivali uluslararası ölçeğe tanıştı" dedi.
"260 BİN DOLARLIK ROKETİ ŞİMDİ 20 BİN DOLARA
VERİYORLAR"
Türkiye'nin istediği her şeyi üretebildiğini belirten Topbaş,
özellikle savunma sanayiinde de ciddi gelişme sağlandığını söyledi.
Topbaş, "Ordumuz helikopterden atılan bir roketi 160 bin
dolara alırken şimdi bize aynı roketi seri imalata geçmeyin 20 bin
dolara verilim diyorlar. Bakın nereden nereye. Biz bu
kaybettiklerimizi bulmak zorundayız. Çeliğe en iyi suyu verdik,
tarihte. O halde teknolojilerde, sadece tedarikçi değil en iyisi
yapmak zorundayız" dedi. İstanbul Büyükşehir belediyesinin
ihtiyaç duyduğu tüm bilgisayar programları, belediye personeli
tarafından yazıldığını vurgulayan Topbaş, belediyenin dışarıya bir
bağımlılığı kalmadığını vurguladı. Hayal etmenin, hayata
geçirilecek projedeki en zor kısım olduğunu savunan Topbaş,
"Bütün mesele hayal kurmak. Hayali gerçekleştirmek için
çalışırsın. Enteresan bir program düşünün, 3 ay, 6 ay, 1 yıl gibi
zaman düşünerek yazılabiliniyor" ifadelerini kullandı.
"YABANCILAR İÇİN MOBİL SİMULTANE KULLANILIYOR"
Topbaş, yabancı konukların katıldığı toplantılar için telefondan
simültane kullanılması için programlar yazdırdıklarını
hatırlatarak, kendisinin mobil simültane sistemi bulunduğunu ifade
etti. Yurt dışı seyahatlerinde ya da yurt dışından misafirleri
olduğunda dil sorunu yaşamadığını anlatan Topbaş, şöyle devam
etti:
"Telefondan simültane yapalım dedik, yaptık. Bende mobil
simültane var. 6 kulaklık var. Ekibimin çanta yanında. Geliyor
takıyor. Yabancılarla ayak üstüyüz. Benim kulaklığım var. Ne
konuştuklarını oradan hemen söylüyor. Ya da ben söylüyorum ona,
tercümanda oradan iletiyor. Görenler şaşırıyor. İhtiyaçlar bizi
yönlendiriyorsa, daha fazla düşünerek, neler yapabileceğimizi
ortaya çıkarırız."
"MAFYA ADAMLARI GİBİ DEĞNEKÇİLERİ SİGORTALI İSE
ALDIK"
Topbaş, İspark'ı kurma fikrinin nasıl çıktığını da anlatarak,
değnekçi sorunun da sigortalı iş fırsatı ile çözdüklerini kaydetti.
Topbaş, "Çantacılar geldiler, iş ve akıl satmaya geldiler.
ABD'li bir firmaymış. Parklanma sistemini, sorunun
çözebileceklerini söylediler. ABD'de, şurada burada bunu yapan
büyük firma olduklarını söylediler. Bizim yazılımlarla birkaç model
gösterdiler, falan filan, ücretler böyle, tamam yapın dedik.
Sokaklardaki değnekçileri, 'polis marifetiyle boşaltın' dediler.
Ben boşaltıp sana niye vereyim. Arkadaşlarımla hemen şirketi
kurduk, oradaki çalışan adamları mafya adamları gibi değnekçileri,
sigortalı olarak işe aldık. Kılık kıyafet giydirdik. Yüzde 80'ni
yok orada, gittiler onlar. Şimdi sistem güzel bir şekilde çalışıyor
ve yazılımını da yaptık" diye konuştu.
KALYON TASVİRLİ TABLO HEDİYE EDİLDİ
Öğrenci ve diğer katılımcıların sorularını da cevaplandıran
Topbaş'a HKÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Cemal Kalyoncu tarafından
denizde bulunan bir kalyonun tasvir edildiği tablo hediye edildi.
Öte yandan HKÜ Kongre ve Kültür Merkezinde gerçekleştirilen
programın moderatörlüğünü HKÜ Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz yaptı.
Programa, Başkan Topbaş, Mütevelli heyeti başkanı Kalyoncu ve
Rektör Yılmaz'ın yanı sıra Gaziantep Valisi Ali Yerlikaya,
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, bazı
milletvekilleri, çok sayıda basın mensubu, akademisyen ve
öğrenciler katıldı.
(Serhat Demir/İHA)