Jandarma eski Genel Komutanı Galip Mendi böyle kaçırıldı
15 Temmuz darbe girişimi gecesi derdest edilen Jandarma eski Genel Komutanı Galip Mendi'nin o anları ortaya çıktı. Görüntülerde Darbecilerin geldiği siyah minibüs, Mendi'nin makam aracının hemen yanına park ediyor. Yaşanan koşuşturma sonrası, Ermiş ve Yılmaz, Mendi'yle birlikte makam aracına biniyor. Bir süre sonra önde koruma aracı, arkada makam aracı, en arkada da siyah minibüs hızla Akıncı Üssü'ne doğru hareket ediyor.
FETÖ/PDY'nin 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında
kaçırılarak derdest edilen dönemin Jandarma Genel Komutanı emekli
Orgeneral Galip Mendi'nin, kaçırılma anına ilişkin güvenlik
kamerası görüntüleri, darbeci askerlerin yargılandığı Akıncı Üssü
dava dosyasına girdi. Mendi, Gazi Orduevi'nde katıldığı bir düğün
sonrası, sanıklar emir subayı Yarbay Murat Yılmaz ve Konya Jandarma
Bölge eski Komutanı Tuğgeneral Timurcan Ermiş'in de aralarında
bulunduğu grup tarafından kaçırılarak, Akıncı Üssü'ne
götürülmüştü.
Darbe girişiminin merkez üssü olarak kullanılan Akıncı Üssü'ndeki
eylemlere ilişkin 474 sanığın yargılandığı davanın görülmesine,
Sincan Cezaevi yerleşkesindeki duruşma salonunda devam ediyor.
Ankara 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davada
tanıklar dinleniyor. Mahkeme tarafından emniyetten istenilen
dijital verilerin incelenmesi ile ilgili rapor, geçen ay dosyaya
girdi. Dosyada, o gece Gazi Orduevi'nde katıldığı düğün sonrası,
davanın sanıklarından Konya Jandarma Bölge eski Komutanı Tuğgeneral
Timurcan Ermiş ve emir subayı Yarbay Murat Yılmaz'ın kontrolündeki
bir grup tarafından dönemin Jandarma Genel Komutanı Galip Mendi'nin
kaçırılmasına ilişkin güvenlik kamerası görüntüleri yer aldı.
EMİR SUBAYI SİVİL KIYAFETLE GELMİŞ
Farklı kamera açılarından elde edilen görüntülerde, Galip Mendi'nin
Gazi Orduevi'ne saat 20.58'de geldiği görülüyor. Mendi'nin düğünden
çıkmasına yakın saatlerde, görevli olmamasına rağmen emir subayı
Yarbay Murat Yılmaz sivil kıyafetlerle orduevinin önünde görülüyor.
Saat 22.18 sıralarında ise siyah renkli bir minibüs orduevinin
önüne yanaşıyor. Minibüsten inen darbeci Konya Jandarma Bölge eski
Komutanı Timurcan Ermiş ve yanındakiler Murat Yılmaz karşılıyor.
Mendi'yi almak için içeri yönelen gruba, koşarak dışarı çıkan iki
kişi bir şeyler söylüyor. Bilirkişi raporundaki değerlendirmeye
göre 'Mendi'nin farklı kapıdan çıktığını' söylüyorlar. Bunun
üzerine Ermiş, Yılmaz ve yanındakiler koşarak dışarı çıkıyor ve
kamera açısından çıkarak Mendi'nin çıktığı kapıya yöneliyorlar. Bu
sırada orduevi önünde Mendi'ye ait makam aracı ile koruma aracı
ileri geri manevra yapıyor. Darbecilerin geldiği siyah minibüs,
Mendi'nin makam aracının hemen yanına park ediyor. Yaşanan
koşuşturma sonrası, Ermiş ve Yılmaz, Mendi'yle birlikte makam
aracına biniyor. Bir süre sonra önde koruma aracı, arkada makam
aracı, en arkada da siyah minibüs hızla Akıncı Üssü'ne doğru
hareket ediyor.
MENDİ O ANLARI İFADESİNDE ANLATMIŞTI
Mahkemede dinlenen sanıklar Timurcan Ermiş ve Murat Yılmaz,
Mendi'yi kaçırmadıklarını, aldıkları emir nedeniyle güvenli bir
şekilde Akıncı Üssü'ne götürdüklerini iddia etmişlerdi. Mendi ise
yaşadıklarını mahkemede müşteki sıfatıyla verdiği ifade şöyle
anlatmıştı:
"O dönem Konya Jandarma Bölge Komutanı olan Timurcan Ermiş, eğitim
elbiseli, silahlı, tabancalı olarak araca aniden ve sinsice bindi.
Timurcan Ermiş'in araca binmesiyle araç, süratle hareket etti.
Kendisine, 'Bu halin ne, Konya'dan buraya niye geldin bu kıyafetle,
gecenin bu saatinde bu kıyafetin anlamı nedir?' diye sorular
sordum. Yüksek sesle çıkıştım. Kendisi, Akıncılar'da bana bilgi
verileceğini, birliklerin faaliyete geçtiğini, darbe yapıldığını
ifade ederek Özel Kuvvetler Komutanlığı'nın da bu işin içinde
olduğunu, beni de aralarında görmek istediklerini söyleyince büyük
bir tepki gösterdim. İşin içinde başka şeyler olduğunu anlayıp,
'Siz çete misiniz, eşkıya mısınız?' diye bağırınca, kendileriyle
birlikte olmayacağını anlayan Timurcan Ermiş, silahını doldurup
kafama doğrulttu. 'Allah belanızı versin' deyince Ermiş, tabancayı
sürekli kafamda tuttu. O arada Murat Yılmaz'a da '8 yıldır yanımda
yılan beslemişim. Sen de bu çetenin içindeymişsin, yazıklar olsun.
Allah belanızı versin' dedim. Timurcan'a da 'Vurursan vur' diye
bağırdım."
.