İşte 64. hükümetin programı
Başbakan Ahmet Davutoğlu, 64. hükümetin yeni kabinesinin belli olmasının ardından hükümet programını açıkladı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, 64. hükümetin yeni kabinesinin belli
olmasının ardından hükümet programını açıkladı.
AK Parti, hükümet programında yer alan 3 ay, 6 ay ve 1 yıllık eylem
planıyla şeffaf bir şekilde nelerin yapılabileceği konusunda
uygulamanın etkinliği ve takibi bakımından da sağlam bir zemin
oluşturarak yola çıkıyor.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Meclis Genel Kurulu'nda 64. hükümet
programını açıkladı. Hükümet programında "Demokratikleşme
ve Yeni Anayasa, İnsani Kalkınma ve Nitelikli Toplum, İstikralı ve
Güçlü Ekonomi, Bilim, Teknoloji ve Yenilikçi Üretim, Yaşanabilir
Şehirler ve Sürdürülebilir Çevre" başlıkları yer alıyor.
Davutoğlu'nun kurmaylarıyla birlikte hazırladığı hükümet
programında sunuş ve sonuç bölümleri de yer alıyor. Davutoğlu,
Meclis Genel Kurulu'nda okuduğu sunuş bölümünde, "Sayın
başkan, değerli milletvekilleri Cumhuriyetimizin 64'üncü, Adalet ve
Kalkınma Partisi'nin 6'ncı hükümeti adına aziz milletimizi ve siz
değerli vekillerini saygıyla selamlıyorum. Meclisimizin 26.
Dönemi'nin milletimize, ülkemize ve demokrasimize hayırlı olmasını
Cenab-ı Allah'tan temenni ediyorum. 1 Kasım 2015 seçimleri ile
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde temsil yetkisi alan bütün siyasi
partileri ve milletvekillerini yürekten tebrik ediyor, hep birlikte
milletimize yapacağımız hizmetlerde başarılar diliyorum. Huzur ve
güven ortamı içerisinde gerçekleşen, hızlı bir şekilde
sonuçlandırılan, adil ve özgür bir seçim süreci yaşadık. Yüce
heyetiniz önünde seçim sürecine katkıda bulunan tüm kişi ve
kurumlara bir kez daha teşekkür ediyorum. 1 Kasım seçimleri, 7
Haziran'da yapılan seçimlerin bir anlamda devamı niteliğinde
gerçekleşmiş, 7 Haziran sonrası sürdürülebilir bir hükümet
yapısının oluşmaması sonrasında halkımızın hakemliği ile bugünlere
gelinmiştir. Bu süreçte AK Parti olarak kendi iç muhasebemizi yapma
fırsatı bulduk. Aynı zamanda bu süreçte ülkemizde bir yönetim
boşluğu oluşmasına müsaade etmeyerek siyasi sorumluluk içinde
hareket ettik. Tüm bu çabaların halkımızda geniş bir teveccüh
gördüğünü memnuniyetle müşahede etmiş bulunuyoruz. Bu yönüyle
halkımıza şükranlarımızı bir kez daha ifade etmek istiyoruz. 1
Kasım seçimleriyle oluşan bu Meclis, yurt içinde yüzde 87,4 gibi
oldukça yüksek düzeyde bir katılım oranı ile şekillendi.
Meclisimize girmeye hak kazanan milletvekillerinin temsil ettiği
seçmen oranı ise, yüzde 97,5 gibi yine uzun zamandır rastlanmamış
bir seviyeye erişti. Bu şekilde hem istikrar hem de güçlü temsil,
milletimiz tarafından teminat altına alınmış oldu"
dedi.
"Meclisimizin milletimizin beklentileri doğrultusunda 4 yıl
boyunca büyük bir özveriyle çalışacağına inancım tamdır.
Milletimiz, Meclis'ten sorunları için çözüm bekliyor ve bu Meclis
de inşallah bu beklentiyi en iyi şekilde karşılayacaktır"
diyen Davutoğlu, "1 Kasım seçimlerinde milletimiz, yüksek
katılım ve temsilin yanı sıra, yönetimde istikrarı da sürdürme
yönünde bir irade ortaya koymuştur. Milletimizin iradesi hiçbir
tereddüde mahal vermeyecek şekilde tecelli etmiş, halkın tercihi
yönetime güçlü bir şekilde yansımış ve demokrasimiz seçimlerden
güçlenerek çıkmıştır. 1 Kasım 2015 seçimlerinin asıl galibi hiç ama
hiç şüphesiz Türkiye'dir ve Türk demokrasisidir, bu aziz
millettir" şeklinde konuştu.
Daha önceki dönemlerde demokratik siyaset kurumunu zayıflatmaya
yönelik her türlü tahrik ve tertibi büyük bir sağduyuyla
aştıklarını belirten Davutoğlu, "Bundan sonra da milli
irade önüne çıkarılan her engeli, kararlı ve cesur bir duruşla
milletimizin desteğiyle aşma noktasında hiçbir tereddüt
taşımıyoruz. Bundan önceki dönemlerimizde sorunlardan değil,
çözümlerden beslenen ve büyüyen bir iktidar olduk. Tüm reform ve
dönüşüm süreçlerinde gücümüzü milletimizden ve onun temsilcisi
Meclisimizden aldık. Yeni Türkiye, Cumhuriyetimizin 100. yılına
yürürken insana, zamana ve mekana hakkıyla hitap eden kapsayıcı bir
yenilenmenin ve süreklilik içinde yeniden inşa sürecinin eseri
olacaktır. Yüzyıl önce Trablusgarp, Balkan ve Birinci Dünya
Savaşı'nın acıları üzerinde onurlu bir İstiklal Savaşı vererek,
Cumhuriyetimizi kuran neslin torunları olarak bizler, bu onurlu
savaş sonunda özgürleştirilen vatanımızın asli sahipleriyiz. Etnik,
dini, mezhebi zenginliğimiz, ortak geçmişimizin güzel yansımaları
olup, vatanımızın asli sahipleri ve devletimizin eşit vatandaşları
olduğumuz gerçeğinin en güçlü dayanaklarıdır. Yüz yıl önce kadim
coğrafyamızın her bir köşesinden, Anadolu'dan, Rumeli'den,
Ortadoğu'dan, Kafkasya'dan gelerek sömürgeciliğe karşı omuz omuza
mücadele eden dedelerimiz için de, onları Orta Asya'dan Hint'e,
Güneydoğu Asya'dan Afrika içlerine kadar ellerindeki dar imkanlarla
ve dualarla destekleyen mazlum milletler için de İstiklal Savaşımız
yalnızca bir milletin var olma savaşı değil, bütün bir insanlık
onuru için verilen kutsal bir mücadele idi" diye
konuştu.
Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bugün de Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin en temel ilkesi
insan onurunun korunmasıdır. Bu ilkeyi, Şeyh Edebali'nin siyasal
bilincimizin ve devlet ahlakımızın temelini dokuyan ‘insanı yaşat
ki devlet yaşasın' ilkesinin çağdaş siyaset dilindeki karşılığı
olarak görüyor ve gelenek ile çağdaşlığı bu çerçevede bir zıtlık
içinde değil, ayrılmaz bir bütünlük içinde değerlendiriyoruz. Bu
çerçevede 1 Kasım seçimleri sonrasında oluşan Meclisimizde ortak
değerlerimizi koruyacağımıza, kardeşlik iklimini tesis edeceğimize
ve hukuk devletini güçlendireceğimize inancımın tam olduğunu
belirtmek isterim. Bu Meclis, Türkiye'nin ve 78 milyonun
Meclisidir. Altıncı AK Parti Hükümeti de hiç kuşkusuz partimize oy
vermiş olsun veya olmasın tüm vatandaşlarımızın hükümetidir. Yeni
dönemde de Meclisimiz içinde birlikte çalışma, uzlaşma arayışı ve
işbirliğine önem vereceğiz. Tüm siyasi partilerle yakın bir diyalog
ve işbirliği içinde olacağımızı buradan ifade etmek isterim.
Hükûmetimiz ülkemizin ve siyasetin normalleşmesini hayati bir
mesele olarak ele almaktadır. Bu hususta üzerimize düşen
sorumlulukları yerine getireceğimizden milletimiz emin olmalıdır.
Aynı şekilde siyasi partilerimizin insicam içerisinde çalışacağı
bir yasama dönemi yaşama arzumuzu da bir kez daha tekrar etmek
isterim. Özellikle geçen sene milletimizin büyük bir teveccühü ile
seçilen Sayın Cumhurbaşkanımıza, Meclis çalışmalarımız başta olmak
üzere kurumlarımızın uyumlu ve etkin çalışması için vereceği
destekten dolayı şimdiden teşekkür ediyorum. Aynı şekilde 2002'den
sonraki büyük dönüşümü gerçekleştiren Sayın Cumhurbaşkanımızdan
devraldığımız güçlü mirası aynı doğrultuda geleceğe taşıyacağımızı
ifade etmek isterim."
"BU SEÇİM İLE TÜRKİYE'DE YENİ BİR ATILIM DÖNEMİNİN ÖNÜ
SONUNA KADAR AÇILMIŞTIR"
Bu seçimle Türkiye'de yeni bir atılım döneminin önünün sonuna kadar
açıldığını belirten Davutoğlu, "Bu çerçevede, 64. Hükûmet
de, önceki AK Parti hükûmetleri gibi ülkemizin kritik bir döneminde
tarihi bir sorumluluk üstlenmektedir. Geçmişteki hükûmetlerimizden
aldığımız güç ve tecrübe ile ülkemizi belirlemiş olduğumuz hedefler
doğrultusunda çok daha parlak bir geleceğe taşıyacağız. Son 13
yılda gerçekleştirilen reformlar zemininde inşa edeceğimiz yeni
nesil reformlar ile 2023 hedeflerimize ve ötesine yürüyüşümüz güçlü
ve kararlı bir şekilde devam edecektir. AK Parti hükûmetleri,
Cumhuriyet tarihinde hiçbir partiye nasip olmamış bir kurumsal
sürekliliğe, reform hafızasına ve tecrübesine sahiptir. 64.
Hükûmetimiz, bu engin ve sağlam tecrübeden de istifade ederek
Türkiye'nin hedeflerine yürümesinin devamlılığını
sağlayacaktır" dedi.
Önümüzdeki dönemde de Türkiye'yi zenginleştiren, demokratik
standartlarını yükselten, Türkiye'nin itibarını daha da artıran
politikalarla daha güçlü bir Türkiye için milletten aldıkları
yetkiyi yine milletin hizmetine sunacaklarını söyleyen Davutoğlu,
"Son 13 yılda yapılanları yeni bir atılım dönemi ile
taçlandırmak hükümetimizin temel görevi olacaktır. Amacımız çok
daha güçlü, müreffeh, saygın ve demokratik bir Türkiye'ye ulaşmak,
ekonomisi, bilim ve teknolojisi, siyaseti, sosyal ve kültürel
politikaları ile örnek alınan bir ülke olmaktır. Genç ve dinamik
nüfusu ile bu milletin sahip olduğu muazzam enerjiyi iç çekişmelere
değil, Cumhuriyetimizin 100. yılında 2023 vizyonu ile çerçevesi
çizilen yeni hedeflere yönlendireceğiz. Meclis içinde olduğu kadar
Meclis dışında da tüm kesimlerle yakın bir istişare içinde
politikalarımızı şekillendirecek ve hayata geçireceğiz. Sivil
toplum, meslek kuruluşları, akademik dünya, iş dünyası, çalışan
kesimler, kültür ve sanat insanları, basın ve medya ile yerel
yönetimler başta olmak üzere katılımcı bir anlayış içinde toplumun
tüm yelpazesini kucaklayacak şekilde çalışacağız. Tüm
vatandaşlarımızın diline, inancına, kültürüne, değerlerine, yaşam
tarzına, tüm farklılıklarına saygı göstermeye devam edeceğiz.
Fırsat eşitliğini ve sosyal adaleti en üst düzeyde yaşayan bir
ülkede; vatanımızın her karışını, milletimizin bütün kesimlerini
kucaklayan bir hükûmet olma azmindeyiz. Bir tek insanımız bile
kendisini kıyıda köşede kalmış hissetmeyecektir. Yeni dönemde de
insan onurunu merkez kabul eden bir anlayışla insani kalkınmayı
esas alarak, hak ve özgürlüklerin alanını genişletmeye devam
edeceğiz. Bir yandan ekonomik ve sosyal politikalarımızı etkili bir
şekilde uygularken, diğer yandan nereden gelirse gelsin, ülkemizin
bu kutlu yürüyüşünü akamete uğratmaya çalışan ve ulusal
güvenliğimizi tehdit eden eski ve yeni tüm vesayet unsurlarıyla
mücadelemizi kararlılıkla devam ettireceğiz. Hükümetlerimiz
döneminde kurumsal vesayet unsurları demokratikleşme ile nasıl
ortadan kaldırılmışsa, devlet içi ve dışı her türlü illegal
yapılanma karşısında hukuk devletini güçlendirmeye devam
edeceğiz" şeklinde konuştu.
"Kimden kaynaklanırsa kaynaklansın ve hangi niyetle olursa
olsun kamu düzenini bozmayı amaçlayan şiddet ve teröre asla izin
vermeyeceğiz" diyen Davutoğlu, "Bu vesileyle
vatanımız ve milletimizin huzuru için en büyük fedakarlığı yapmış
olan şehitlerimize bir kez daha Allah'tan rahmet diler, tüm şehit
ve gazilerimize minnet ve şükranlarımızı sunarım. Süreklilik içinde
değişim ve reform irademizi hayata geçirerek, 21. yüzyıl dünyası
şartlarında ülkemizi daha da ileriye taşımak ortak
sorumluluğumuzdur. Bu sorumluluktan hareketle köklü geçmişimizi
insanlığın evrensel birikimi ile harmanlayarak, bölgemizde ve
dünyada barış ve istikrara aktif katkı sağlamaya devam edeceğiz. Bu
noktada İstiklal Savaşı'mızın temel ilke ve ruhundan hareketle, dış
politikamızda her daim mazlumların ve mazlum milletlerin yanında
yer alarak, insan onurunu koruyan ‘değer odaklı' yaklaşımımızı
sürdüreceğiz. Bu yaklaşımı gerçekçi dış politika uygulamaları ile
hayata geçirmeyi devam ettirerek, bölgesel ve küresel barışa katkı
sağlayan özgün bir vizyonu ortaya koymayı sürdüreceğiz. Bu
bağlamda; tarihi ve coğrafi zeminden hareketle dış politikada
benimsediğimiz dinamik ve çok boyutlu yaklaşımın devamını
sağlayacağız. Bölgesel, transatlantik ve AB politikalarımızı da
yeni dönemde daha kuvvetli bir zeminde sürdüreceğiz. Katılım
müzakereleri yürüttüğümüz AB'ye tam üyelik perspektifimiz,
stratejik bir tercihimiz olmaya devam edecektir. Bunun yanında,
başta kültür coğrafyamız olmak üzere farklı kıtalarda son 13 yıl
boyunca sürdürdüğümüz siyasi ve ekonomik ilişkilerimizdeki istikrar
derinleştirilmeye devam edecektir" ifadelerini
kullandı.
1 Kasım seçimlerinde halkın yapılanları takdir ettiğini gösterdiği
gibi gelecekte yürünmesi gereken yol haritasını da hür iradesiyle
tayin ettiğini belirten Davutoğlu, "Halkımız istikrar
içinde yenilenmeye verdiği desteği açıkça ortaya koydu. Hepimize
düşen görev, işte bu çatı altında milletimizin kutlu çağrısına
cevap vermektir. Milletimizin sandıkta verdiği mesajı en iyi
şekilde okuyarak, ülkemizi her alanda güçlendirmek üzere
programımızı hazırladık. Sizlere sunmakta olduğum 64. Hükümet
Programımız son seçim beyannamemizde yer alan hedeflerimizi, 10.
Kalkınma Planı'mızı, yapısal dönüşüm programlarımızı,
projelerimizi, kamuoyuyla paylaştığımız çeşitli strateji
belgelerimizi ve taahhütlerimizi esas almaktadır. Geçmişte olduğu
gibi bugün de halkımıza verdiğimiz sözleri esas alıyor, siyasete
olan güveni bu zeminde daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz. Güven ve
istikrarı pekiştirerek, öngörülebilir bir ortam içinde ülkemizi
hızlı bir şekilde büyütme kararlılığındayız. Takdirinize sunduğumuz
ve güveninizi beklediğimiz bu program, yeni bir hamle döneminin
perdesini açacak ve yeni yüzyılın yükselen ülkesi Türkiye'yi
bölgesinde ve dünyada hak ettiği konuma ulaştıracaktır. Ülkemiz
2002'den bu yana AK Parti hükûmetleriyle oluşan istikrar ve
liderlikle, hem bölgesindeki kaostan hem de küresel ekonomik
krizlerden pozitif ayrışmayı başarmıştır. 64. Hükûmet döneminde de,
küresel ve bölgesel anlamda en değerli sermayeye dönüşen
istikrarımızı koruyacağımızı, zorlu süreçlerde liderlik
göstereceğimizi milletimizin bilmesini isterim. Türkiye tarihi bir
dönemeçte istikrar ve güven adası olmaya devam edecektir. Aynı
şekilde dinamik nüfus ve ekonomisiyle kurumlarını güçlendirirken,
ihtiyaç duyduğumuz reformlar da bir bir hayata
geçirilecektir" dedi.
"6 TEMEL ALANDA REFORMLARIMIZI
YOĞUNLAŞTIRACAĞIZ"
Başbakan Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"64. Hükûmet tam anlamıyla bir reform hükûmeti olacaktır.
Dünyanın ve ülkemizin değişen şartları ve 2023 vizyonumuz
çerçevesinde kritik alanlarda yapacağımız reformlar ile
milletimizin bize verdiği emanete en güçlü şekilde sahip çıkacağız.
Bugünün ihtiyaçlarına cevap vermenin ötesinde, başta çocuklarımız
ve gençlerimiz için olmak üzere, geleceğin Türkiye'sini inşa
edeceğiz. Reformlarımız sonucunda daha özgür, daha rekabetçi ve
insan odaklı bir anlayış içerisinde refahını daha adil paylaşan bir
Türkiye'ye kavuşma idealini sürdüreceğiz. Bu kapsamda, 6 temel
alanda reformlarımızı yoğunlaştıracağız. Bunlar; demokratikleşme ve
adalet, eğitim, kamu yönetimi, kamu maliyesi, reel ekonomide köklü
değişim, öncelikli dönüşüm programlar alanında gerçekleştireceğimiz
reformlardır."
AK PARTİ, YENİ ANAYASA VE YARGI REFORMU BAŞTA OLMAK ÜZERE
ÇALIŞMALAR YAPACAK
"Demokratikleşme ve adaleti insan onurunun yüceltilmesinin
bir gereği olarak gördüğümüz gibi, ekonomik ve sosyal gelişmemizde
de kritik bir zemin olarak değerlendiriyoruz" diyen
Davutoğlu, "Yeni anayasa ve yargı reformu başta olmak üzere
yapacağımız çalışmalarda, en geniş uzlaşma arayışı içinde ülkemizin
uzun zamandır beklediği adımları atacağız. Böylece, özgürlük
alanlarının daha da genişletileceği, herkesin birlik içinde
farklılığını yaşamasının mümkün olacağı, çok daha yenilikçi ve
rekabetçi bir toplumsal düzen de oluşmuş olacaktır. Özgürlük
alanlarını genişletmenin yanı sıra diğer bir temel önceliğimiz,
insanımıza yapacağımız yatırımlar olacaktır. İçinde bulunduğumuz
yüzyılda gerçek rekabet üstünlüğü insan unsurundan bağımsız
düşünülemez. Eğitimde erişim meselesini büyük oranda çözmüş
hüküetler olarak, önümüzdeki dönemde temel önceliğimiz eğitimin her
seviyesinde kaliteyi artırmak olacaktır. Çocuklarımızı ve
gençlerimizi, ortak değerlerimizi özümsemiş olarak, bilgi tabanlı
ekonomiye ve geleceğe en iyi şekilde hazırlayacağız. Devletin
millet için var olduğu' anlayışı içinde kamu yönetiminde ve kamu
maliyesinde halkımızın ve ekonomimizin ihtiyaçları doğrultusunda
reformlar gerçekleştireceğiz. Devletin gerçek ve tek sahibi olarak
gördüğümüz vatandaşlarımız adına kamu yönetiminin tüm işlerinin
şeffaf, katılımcı ve hesap verebilir bir biçimde gerçekleştirilmesi
temel şiarımızdır. Daha küçük ama daha etkin bir merkezi idare,
güçlendirilmiş ve hesap verebilir yerel yönetimler, daha etkin bir
personel rejimi ve dijitalleşme kamu yönetim reformumuzun ana
bileşenleri olacaktır" ifadelerini kullandı.
"REEL SEKTÖRDE KÖKLÜ DEĞİŞİMLER GERÇEKLEŞTİRMEK ANA
HEDEFLERİMİZ ARASINDA"
Ayrıca kamu maliyesinde yapacakları reformların hedefinin değişen
koşullara uygun olacak şekilde daha etkin, hesap verebilir ve
şeffaf bir mali yönetim sistemini sağlamak olacağına dikkati çeken
Davutoğlu, "Bir diğer reform alanımız ise reel sektördür;
bu sektörde köklü değişimler gerçekleştirmek ana hedeflerimiz
arasındadır. Üreten, istihdam oluşturan, ihracatını artıran bir
ülke olma yolunda reel sektörün yatırım ve işletme aşamalarında çok
daha güçlü ve rekabetçi olmasını amaçlıyoruz. Bu çerçevede
atacağımız adımlarla, üretim yapımızda ileri teknolojiye dayalı
yüksek katma değerli ürünlerin payını artıracağız. İnsan gücümüzün
niteliğini geliştirecek, iş ve yatırım ortamınını iyileştirecek,
stratejik sektörlerde dönüşümü gerçekleştirecek ve bilgi toplumuna
dayalı bir altyapı oluşturacağız. Bütün bu alanları kapsayan,
ekonomimizin kılcal damarlarına dokunan, çok daha ayrıntılı bir
reform paketi olarak ‘öncelikli dönüşüm programlarımızı' da kararlı
bir şekilde hayata geçireceğiz. Bu programlarımızla tasarruf
oranlarımızı artırmayı, artan tasarrufları daha üretken alanlara
yönlendirmeyi ve potansiyel büyümemizi daha üst noktalara
yükseltmeyi hedefliyoruz. Bütün bu reformları, vaatlerimizi ve
projelerimizi belirli bir takvime bağlayan, sorumlulukları
netleştiren, hesap verebilirliği sağlayacak olan eylem planımızı da
ayrıca halkımızla paylaşacağız. 3 ay, 6 ay ve 1 yıl içinde
ayrıntılı ve şeffaf bir şekilde neleri yapacağımızı içeren eylem
planımız, uygulamanın etkinliği ve takibi bakımından da sağlam bir
zemin oluşturacaktır. 64. Hükûmet, Türkiye'nin reformlarla
birlikte, siyasi istikrar ve ekonomi büyüme sürecinin tahkim
edilmesi için çalışacaktır. Bu sorumluluğu alırken, milletimizin
desteğine, siyasi partilerimizin basiretine ve kurumlarımızın
enerjisine duyduğumuz güven tamdır. 64. Hükûmet Programı'mızın,
insan onurunu esas alan müreffeh Türkiye hedefimiz için hayırlara
vesile olmasını dilerim" dedi.
(İHA)