İstanbul İl Sağlık Müdürü Memişoğlu: Doğurganlığı arttırmamız gerekiyor, lütfen en az 3 çocuk yapalım
İstanbul İl Sağlık Müdürü Kemal Memişoğlu "aşının kısırlık yaptığı" yönündeki iddialara tepki gösterirken asıl tehlikenin sezaryen doğum olduğunu ileri sürüp "Normal doğumumuzu da ağrısız yapılabilecek teknoloji ve imkanlarımız var. Lütfen en az 3 çocuk yapalım" dedi.
Tüm dünyada salgınla mücadele sürerken aşılama çalışmaları devam ediyor.
Aşı karşıtlarının öne sürdüğü, "aşıların kısırlık yapacağı" ve benzeri çeşitli iddialar nedeniyle kimi vatandaşların aşıdan uzak durduğu ifade edilirken İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, konuyla ilgili açıklama yaptı.
Memişoğlu, kısırlık iddiasının gerçeği yansıtmadığını ve bilimsel bir temel taşımadığını dile getirdi. Memişoğlu,
"Maalesef çok spekülasyonları yapılıyor, her türlü dezenformasyon diyelim yanlış bilgilendirme hatta kötü niyetli bilgilendirme de olabiliyor. Onun için bu konuda önce aşının ne işe yaradığını bilmemiz lazım. Kısırlık yapıyor vs. ile insanların, toplumların hassas olduğu alanlarda maalesef yanlış, yanlı bilgilendirmeler yapılıyor. İnsanlar buna inanmasınlar. Niye inanmasınlar; sonuçta kısırlığın bu maddeyle bir alakası yok. 1970 yılında Türkiye’de doğurganlık yaşındaki 15 ile 49 yaş arası bir kadının çocuk sayısı 4.9, Avrupa ortalamasına baktığımız zaman 2,5 bandında. Mesela İsrail’de Orta Doğu’da nüfusu artma ihtiyacı olan ve planlayan ülke onda da yaklaşık 3.8 1970’de.
Ülkemizde bu oranlar maalesef 1.78’ e düşmüş durumda. Dünya
Sağlık Örgütü nüfusu aynı sayıda tutabilmek için bunun 2.10’un
altına düşmemesi gerektiğini söylüyor. Şu anda Türkiye’de
İstanbul’da dahil 1.78’e düştük. Bugün aşıları yapan doğurganlığı
arttırmaya çalışan ülkeler bu aşıların hepsini yaptırırken
kısırlığı ve ya çocuk olmamasını düşünseler bu aşıları
yaptırmazlar. Bugün Avrupa nüfusu yaşlanmaya başladı onun için
doğurmayı ve doğurganlığı arttırmaya çalışıyorlar. Çünkü onlar
doğurganlığı ve nüfus artışını teşvik etmeye çalışıyorlar."
"Aşı karşıtlığını engelleyemeyiz ama iyi niyetle bunlara inanan
insanlarımıza seslenmek istiyorum" diyen Memişoğlu, şöyle
konuştu:
"Aşı kısırlıkla alakası olmayan, insanları hastalıktan koruyan
en önemli elimizdeki silahtır. Aşının 100-150 yıldır kullanılan
yöntemin insanları engelleyen, doğurganlığı azaltan bir unsur
olmadığını herkesin bilmesini istiyorum. Eğer bu doğurganlığı
azaltsaydı bugün Avrupa ülkeleri, İsrail gibi ülkeler bu aşıları
kullanmazdı. Tabi ki kötü niyetli insanlar olacaktır ama
yalanlarına kamuoyu oluşturmalarına izin vermeyelim"
'Bizim önce sezaryenleri azaltmamız lazım'
Memişoğlu açıklamasında, asıl tehlikenin sezaryen olduğunu öne
sürerek, "Şu andaki maalesef yanlış ve yanlış uygulamalar
doğurganlığımızı çok azaltmış durumda. Bu toplumumuzun bir 15-20
sene sonraki büyük risklerinden bir tanesi. Doğurganlığı azaltacak
en önemli unsur aslında sezaryendir. Bizim önce sezaryenleri
azaltmamız lazım. Sezaryenin bir doğum olayı olmadığını bütün
toplumun bilmesi lazım. İstanbul’da ve Türkiye’de doğumlarımızı
büyük oranda sezaryen yapmaya başladık. 2019 yılında İstanbul’da
235 bin 284 toplam doğum yapılmış, halbuki 2020 yılında bu 217 bin
131’e düşmüş. Yaklaşık yüzde 8 oranında az çocuk olmuş. Bunun en
önemli nedeni çok net söylüyorum sezaryendir" ifadelerini
kullandı.
İstanbul’daki hastanelerde doğumhanelerin son teknolojik sistemlerle kadınların doğumlarını en rahat edecekleri şekilde tasarlandığını söyleyen Memişoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Dünyanın en iyi alt yapısını oluşturduk. Bazı annelerimiz
ağrıdan korkuyorlar artık ağrısız doğumlar var. Normal doğumumuzu
da ağrısız yapılabilecek teknoloji ve imkanlarımız var. Lütfen en
az 3 çocuk yapalım. Özellikle İstanbul gibi gelişmiş illerde
doğurganlık oranlarını yükseltmemiz gerektiğimi herkesin bilmesini
istiyorum. 2000 yılında ilk anne olma yaşını 24 iken şu an 29’a
çıktı maalesef."
"Sezaryen büyük bir problem salgın kadar büyük bir
problem" ifadelerini kullanan Memişoğlu, "Bugün 1.78’e düşmüş
doğurganlık hızından bahsediyoruz İstanbul’da bu çok tehlikeli bir
şey. Yaş ortalamasının büyüdüğünü görüyoruz annelerimizin. Bu
tehlikeli bir şey. Sosyal anlamda da çocuğun gelişimi açısından
kardeşin çok önemli olduğuna inanıyorum" diye konuştu.