“İnsanda tanımlanan 200’den fazla kanser türü var”
ABD Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi İmmünoloji Bölümünden Dr. Semir Beyaz, şu ana kadar insanda tanımlanan 200'ün üzerinde farklı kanser türü bulunduğunu söyledi.
ABD Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi İmmünoloji Bölümünden Dr.
Semir Beyaz, şu ana kadar insanda tanımlanan 200'ün üzerinde farklı
kanser türü bulunduğunu söyledi.
Dr. Semir Beyaz, SANKO Üniversitesinin "SANKONUK"
programı kapsamında Şehitkamil Kültür ve Kongre Merkezi düzenlediği
"Kansere Etki Eden Faktörler: Gerçekler ve
Yalanlar" konulu konferansta bilgiler verdi. Kanserin
yıllardır insan sağlığını tehdit eden hastalıkların başında
geldiğini belirten Dr. Beyaz, "Çok karmaşık bir hastalık
olarak kanser, dokuların içinde belli kurallara göre bölünen ve
farklılaşan hücrelerin kontrolsüz bir şekilde bölünerek dokunun
işlevini kaybetmesine ve dokunun oluşturduğu organda hasara neden
olur" dedi.
Şu ana kadar insanda tanımlanan 200'ün üzerinde farklı kanser türü
bulunduğuna işaret eden Dr. Beyaz, bir dokuda başlayan kanserin
zamanla farklı özellikler kazanarak farklı doku ve organlara
yayıldığını ve hastanın temel yaşamsal işlevlerini tehdit ettiğine
vurgu yaptı. Beyaz, "Kanser, beslenme, genetik değişimler,
yaşlanma ve bağışıklık sistemi gibi faktörlerin etkisine göre
şekillenebilen bir hastalıktır. Şu ana kadar insanda tanımlanan
200'ün üzerinde farklı kanser türü bulunmaktadır"
ifadelerini kullandı.
KANSERİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Kanserin beslenme, genetik değişimler, yaşlanma ve bağışıklık
sistemi gibi faktörlerin etkisine göre şekillenebilen bir hastalık
olduğunu bildiren Dr. Beyaz, "Son yıllarda bilim dünyasında
yankı uyandıran araştırmalar kanser oluşumuna ve seyrine etki eden
hücresel ve moleküler mekanizmaları ortaya koyma konusunda önemli
ilerlemeler kaydetti. Kansere etki eden faktörlerle ilgili
yaptığımız bilimsel çalışmalardan örnekler vererek, kanserin
hücresel ve moleküler düzeyde doğru bir şekilde anlaşılmasına katkı
sağlamayı amaçlıyoruz. Bu çalışmaların sonuçları önemli bir umut
ışığı olsa da doğrudan hastalara uygulanması için daha çok zamana
ve hem temel bilimlerde hem de klinikte ilave çalışmalara ihtiyaç
var. Bu noktada hem ülkemizde hem de dünyada bilimsel araştırmalara
verilen desteğin bu hastalıklardan mustarip insanların tedavisi
için ne kadar önemli olduğunun altını çizmek isterim"
dedi.
KÖK HÜCRE VE KANSER İLİŞKİSİ
Yakın zamanda yapılan çalışmaların kök hücrelerin uğradığı genetik
değişikliklerin kansere yol açan temel etkenlerin başında geldiğini
anımsatan Dr. Beyaz, "Bu değişikliklerin neticesinde farklı
bir kimlik kazanan kök hücrelerin veya diğer bir deyimle kanser
başlatıcı hücrelerin tanımlanması kanser teşhisi için büyük bir
umut vaat etmektedir" diye konuştu.
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ VE KANSER İLİŞKİSİ
Bağışıklık sisteminin bünyeyi zararlı etkenlerden koruyan vücudun
savunma sistemi olduğuna dikkat çeken Dr. Beyaz, "Bu
zararlı etkenler bulaşıcı hastalıklara sebep olan mikroplar
olabileceği gibi aynı zamanda doku hasarı oluşturan ve kontrolsüz
büyüyen kanser hücreleri de olabilir. Normal şartlarda sağlıklı bir
insanda bağışıklık sistemi hücreleri kontrolsüz bir şekilde bölünen
ve doku hasarına neden olan hücreleri algılayıp yok edebilmektedir.
Ancak, son yıllarda yapılan çalışmalar, kanser hücrelerinin
uğradığı genetik değişiklikler sonucunda bağışıklık sisteminden
kaçabildiğini ve bağışıklık sisteminin kanser ile savaşmasını
engelleyebildiğini gösterdi. Bu çalışmaların ışığında şu anda
kanser hastalarında bağışıklık sistemini aktif hale getirecek
tedavi yöntemleri geliştirilmektedir. Henüz ilk aşamalarında olan
bu çalışmalar bazı kanser türlerinde (melanoma) oldukça olumlu
sonuçlar verse de diğer kanser türlerinde bağışıklık sistemi
yoluyla kanser tedavisi için yeni çalışmalara ihtiyaç
duyulmaktadır" şeklinde konuştu.
BESLENME, METABOLİZMA VE KANSER İLİŞKİSİ
Beslenme, metabolizma ve kanser arasındaki ilişkinin yakın
zamandaki bilimsel çalışmaların ışığında çok sağlam bir temele
oturduğunu anlatan Dr. Beyaz, "Bu çalışmalarda kanser
hücrelerin kontrolsüz çoğalmaları sürecinde özel olarak bağımlı
oldukları besinler ve bu besinlerin kansere has metabolizmasında
rol oynayan faktörler belirlenmiştir. Şu anda kanser
metabolizmasını hedef alan tedavi yöntemlerine yönelik çalışmalar
bilim dünyasında büyük yankı uyandırmaktadır" dedi.
YENİ TEKNOLOJİLER VE KANSER
Beyaz, "Kansere sebep olan en önemli etkenlerin başında
genetik değişiklikler gelmektedir ve bu genetik değişiklikler aynı
kanser türünde bile hastadan hastaya büyük farklılık
göstermektedir" dedi. Dr. Beyaz, bu nedenle son yıllarda
hastaya özel kanser teşhis ve tedavisi için yeni teknolojilerin
geliştirildiğini anımsattı. DNA dizi analizi teknolojisindeki
gelişmelerin kanser hastasına özel genetik değişikliklerin
anlaşılmasına ve daha akıllı tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine
vesile olacağını vurgulayan Dr. Beyaz, "Bunun dışında yakın
zamanda yapılan çalışmalar kanser hücrelerinin çok heterojen bir
yapıya sahip olduğunu gösterdi. Bu yüzden, kanserin tek hücre
düzeyinde çalışılmasına olanak tanıyan yeni teknolojiler, kanseri
hem daha iyi anlamamıza, hem de onu yenmek için yeni yöntemler
geliştirmemize yardımcı olacaktır. Kanser büyük bir yapboz ve bu
yapbozu çözmek için tek bir yoldan ziyade, değindiğim bilimsel
araştırmaların ışığında, bu yapbozun birden fazla parçasını ele
alan birleştirici yaklaşımlar kanserin teşhis ve tedavisinde çok
başarılı sonuçlar vermektedir. Bu alanda çalışan bilim insanları
olarak kansere karşı savaşlarında bütün kanser hastalarının
yanındayız ve yılmadan, azimle çalışmalarımıza devam edeceğiz.
Onlardan da isteğimiz yılmadan, azimle ve umutlarını ne olursa
olsun kaybetmeden savaşsınlar. Sadece kazanmak için değil, aynı
zamanda vazgeçmemiş olmak için" diye konuştu.
Sunumunun ardından katılımcıların sorularını yanıtlayan Dr. Semir
Beyaz'a SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya Anabilim
Dalı ve Sağlık Bilimleri Enstitüsü Moleküler Tıp Anabilim Dalı
Başkanı Prof. Dr. İlker Saygılı bir hediye takdim etti.
(İHA)