İnce’den ekonomiye ilişkin Kemal Sunal filmi benzetmesi
CHP Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Türkiye'nin ekonomisinin sıkıntılı olduğunu savunup, Kemal Sunal filmleri üzerinden ilginç bir benzetme yaptı.
CHP Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Türkiye'nin ekonomisinin
sıkıntılı olduğunu savunup, Kemal Sunal filmleri üzerinden ilginç
bir benzetme yaptı.
CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, seçim çalışmaları
kapsamında Denizli'nin Borkurt ilçesinde düzenlenen mitingde
vatandaşlara seslendi. İnce vatandaşlar a Bozkurt ilçesinde Çarşı
Meydanı'nda bir araya geldi. Polisin yoğun güvenlik önlemleri
aldığı alana vatandaşlar üstleri arandıktan sonra alındı. İnce ve
beraberindeki Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekilleri seçim
otobüsü ile geldi. İnce burada yaptığı konuşmada, önce medyaya
yüklendi. Türkiye'de bir hükümetin birde milletin medyasının
olduğunu savunan İnce, miting alanını dolduranlara seslenerek, cep
telefonları ile canlı yayın yapmalarını istedi. İnce,
"Türkiye'de ve dünyada bir ilk yapıyoruz. Bir hükümetin
medyası var birde milletin medyası var. Biz milletin medyası ile bu
işi başaracağız. Hepiniz cep telefonlarınız ile canlı yayına
geçiyorsunuz istediğiniz yerden. Bütün dünya sesimizi duyacak
bizim. Bizim çılgın projelerimiz, iş makinesi falan değil. Bizim
çılgın projelerimiz huzur. Birileri meydanda tezek, pislik ve
çöplük diyecek, desin. Hiç cevap vermeyeceğim. Testinin içerisinde
ne varsa ağzından o akar. Cevap vermeyeceğim" diye
konuştu.
"TÜRKİYE'NİN CUMHURBAŞKANI MEYDANLARDA PİSLİK KONUŞURSA
GELECEĞİ KAYBEDERİZ"
Ekonominin nasıl batırıldığını ve nasıl kurtulması gerektiğini
aktaran İnce, çocukların iyi eğitilmesi ile geleceğe umutla
bakılacağını vurgulayarak şunları söyledi:
"Ekonomiyi nasıl batırdıklarını anlatacağım. Ve nasıl
kurtulacağımızı anlatacağım. Bakın nasıl kurtuluruz. Bir,
çocuklarımızı iyi eğitirsek geleceğe umutla bakarız. Dünyada büyük
değişimler yaşandı. İnsanoğlu kol ve hayvan gücünden bir anda suyun
ve buharın gücüne ulaştı endüstri 1.0 oldu. Sonra insanoğlu
elektriği buldu endüstride 2.0 oldu. Sonra elektroniği ve dijitali
keşfetti 3.0 oldu. Şimdi endüstri 4.0 yani nesneler arası
etkileşim. Akıllı fabrikalar, dünya bunu konuşuyor. Bakın dünya 3-5
senedir bunu konuşmaya başladı. Eğer Türkiye'nin Cumhurbaşkanı
meydanlarda pislik konuşursa geleceği kaybederiz. Onu hep
yabancılardan alıyoruz. Amacım bu memleketin akıllı evlatlarına o
telefonu yaptırtmak. O pislik desin ben ‘telefon' diyeceğim. O
çöplük desin ben gelecek diyeceğim. O çöp yığını desin ben
‘Quantum' diyeceğim. O hakaret etsin ben ‘uzay' diyeceğim. O küfür
etsin ben ‘uydu' diyeceğim. Bunları anlatacağız. Bakın onun projesi
kanal kazmak olsun. Benim projem huzur, memlekete huzur gelecek.
Barışacağız. Barışınca ekonomimiz büyüyecek. Ekonomimiz büyüyünce
adil paylaşıp bölüşeceğiz. Ben onlara bağıran, çağıran ve küfreden
cumhurbaşkanı değil, onlara yol ve yön gösteren, aş iş kapısı
bulmaya çalışan birisi olacağım. Bunu yapacağız ve birlikte
başaracağız. Akıllı cumhurbaşkanı da lazım akıllı telefon lazımda o
da lazım."
"ASLINDA BEN ONDAN DAHA ZENGİNİM"
Konuşmasında Cumhurbaşkanı adayı Erdoğan'a yüklenmeye devam eden
İnce, kendisi için söyleyen ‘gariban cumhurbaşkanı adayı'
benzetmesine de cevap vererek, "Bana gariban cumhurbaşkanı
adayı dedi. Vallahi 16 senedir beraber milletvekilliği yaptık.
Milletvekili ile Başbakan arasında maaş farkı pek yoktur hani bin
TL'dir yoktur bile, aynı maaşı aldık ben nasıl gariban kaldım o
nasıl zengin oldu bende onu anlayamadım. Aslında ben ondan daha
zenginim. Neden zenginim? Bir kere ben hukuk devletine inanıyorum.
Bir kere ben insanlar arasında Alevi, Sünni, Şafi diye ayrım yapmam
benim defterimde o yazma. Ben ülkemin bütün insanlarınız seviyorum,
81 milyonu kucaklıyorum. Gönlümde hepsine yer var ben okuduğum
şiirleri gönülden okuyorum. Bunu da severek, isteyerek yurdumun
insanların ile paylaşmak istiyorum. Yani mal varlığımız ona göre
gariban olabilir ama benim gönlüm ona göre çok zengin. Bir kere ben
bu ülkenin çocuklarına 16 yıl fizik anlattım. Atom fiziği, nükleer
fizik anlattım, mekanik anlattım. Elektriği anlattım. Geleceği
anlattım onlara, geleceği. Bakın böyle bir dünya olacak. Uzaydaki
göktaşlarından maden toplayacaklar. Türkiye kendi uydusunu yapmalı.
Türkiye'nin laboratuvarları olmalı. Türkiye'nin gençleri bu akıllı
telefonlar yapmalı. Ben sizin çocuklarınıza güzel bir gelecek vaat
ediyorum. ‘güzel günler göreceğiz çocuklar, motorları maviliklere
süreceğiz.' Bire bin verecek ekinler diyoruz" diye
konuştu.
"ORTADA BİR SORUN VAR"
Konuşmasında daha sonra Türkiye ekonomisine değinen ve Kemal Sunal
filmleri üzerinden ilginç bir benzetme yapan İnce, Türkiye ile
başka bir ülkenin ekonomi raporlarının karıştırıldığını savundu.
Enflasyonu örnek vererek Türkiye ekonomisinin iyi olmadığını
savunan İnce, "Ekonomimiz iyi mi kötü mü? İyi ise kötü ise
ne yapacağız. Şimdi maden ekonomi iyi, neden gelişmiş ülkelerde
enflasyon yüzde 3 iken bizde yüzde 11? Peki ekonomimiz iyi ise 53
milyar cari açık niye? Gelişmiş ülkelerde enflasyon yüzde 3 iken
neden Türkiye'de sadece Nisan ayında yüzde 1,87? Neden gençlerin
yüzde 20'si işsiz. Ortada bir sorun var. Ben bunu Kemal Sunal
filmleri ile açıklıyorum. 2 hasta doktora gidiyor tahlil
yaptırıyorlar, tahliller karışıyor. Biri hasta biri sağlam. Hastaya
sağlam, sağlama da hasta tahlili veriyorlar ya demek ki Türkiye'nin
tahlil sonuçları da başka bir ülke ile karışmış. Batıyoruz beyler
batıyoruz. Bayanlar batıyoruz. Buradan nasıl çıkacağız? Medyaya
güveniyor musunuz? Hayatta güvenmiyorum. Bir kadınlara güveniyorum,
birde gençlere güveniyorum. Bu iktidarı kadınlar ve gençler ile
değiştireceğiz" dedi.
"DEVLET İNTİKAM VE RÖVANŞLA YÖNETİLMEZ"
Devletin intikam ve rövanş ile yönetilemeyeceğini dile getiren
İnce, yargı bağımsızlığı konusuna değinerek, yargıç ve hakimlere de
yüklendi. Yargıçların kimsenin önünde düğmelerine iliklememeleri
gerektiğine değinen İnce konuşmasına şöyle devam etti:
"Önce hukuk devleti, yargı bağımsızlığı, bağımsız
mahkemeler. Herkes inanacak ki bu ülkede mahkemeler, yargı
bağımsız. Bana soruyorlar, ‘Cumhurbaşkanı olduğunda Tayyip
Erdoğan'ın yarılayacak mısın?' Hayır. Benim işim değil o. O
mahkemelerin işi. Sen onu yargılarsın ondan sonra gelir, böyle bir
kapı olmaz devlet böyle yönetilmez. Devlet intikam ve rövanşla
yönetilmez. Yargıyı, mesela birinci sınıf hakimler var onların
içinden kura ile seçersin yüksek yargıyı. Ama ona da dersinki
görevini iyi yap çay toplamaya gitme, düğmeni ilikleme. Adam gibi
görevini yap. Cumhurbaşkanı olduğumda yüksek yargının bir
toplantısına gittiğimde o yargıçlar ayağı kalkarsa onlara 2 çift
sözüm var. Ayağı kalkmayacaklar cumhurbaşkanına. Yargıçlar kalkmaz
ayağa, kalkmamalı. Onlar o yüksek yargıçlar günü geldiğinde beni de
yargılamalı. Böyle olursa memleket düzelir. Yoksa bu gitti
yağmaladı, yerine yenisi gelirse o da yağmalar. Bu düzene son
vereceğiz. Doğru, düzgün, adil."
"SİZDEN Mİ ÖĞRENECEĞİZ MÜSLÜMANLIĞI"
Konuşmasında son olarak niçin cumhurbaşkanlığına aday olduğu
konusuna değinen İnce, "Çocukların umuduyuz biz.
Politikacılar, siyasetçiler. Onların umudunuz karartmamak için
buradayım ben. Onlara yeni umut vermek, onların umudunuz tazelemek
için buradayım ben. Bunu başaracağız. Bundan hiç kuşkunuz olmasın.
Onurlu başı dik bir dış politika. Ekonomisi üretim ekonomisine
dönüşmüş bir Türkiye. Enerjisi dışa bağımlı olmayan kendi
enerjisini üreten bir Türkiye. Gençlerine matematik ve fizik
öğretmiş bir Türkiye. ‘Dindar bir nesil yetiştireceğim' diyor.
Senin haddine mi düşmüş? O senin görevin değil, o ailelerin görevi.
Bende 3.4. sınıfta yazları hep Kur'an kursuna giderdim.
Elhamdülillah bizde Müslümanız. Sizden mi öğreneceğiz Müslümanlığı?
Ama devletin görevi matematik öğretmektir, fizik, biyoloji, kimya
öğretmektir. İş bulacağız çocuklarımıza bunu hep birlikte
başaracağız" ifadelerine kullandı.
Mitingin sonunda Bozkurt Belediye Başkanı Birsen Çelik tarafından
belediye atölyesindeki kadınlara tarafından nakış ile yapılan
Cumhurbaşkanlığı Forsu, İnce'ye hediye edildi.
(Gökten Ceylan/İHA)