"Hiçbir tehdide pabuç bırakmayız"
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, "Biz hiçbir tehditten korkmayacağımızı ve hiçbir tehdide pabuç bırakmayacağımızı defalarca söyledik. Türkiye'yi ekonomik olarak tehdit etmekle bir yere varılamaz" dedi.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, "Biz hiçbir tehditten
korkmayacağımızı ve hiçbir tehdide pabuç bırakmayacağımızı
defalarca söyledik. Türkiye'yi ekonomik olarak tehdit etmekle bir
yere varılamaz" dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Lüksemburg Dışışleri ve Avrupa
Bakanı Jean Asselborn ile ortak basın açıklaması yaptı. Lüksemburg
Dışışleri ve Avrupa Bakanı Jean Asselborn'un, "Türkiye'nin
tek taraflı Suriye'nin kuzey doğusunda bir saldırıya geçmesi
konusunda kaygı duyuyoruz." sözlerine tepki gösteren Bakan
Çavuşoğlu, "O zaman gelin terörle birlikte mücadele edelim.
Suriye'de bugüne kadar yaptığımız DEAŞ'a, PKK'ya karşı yaptığımız
mücadeleler Avrupa'nın güvenliği içinde çok önemlidir. Karşıdaki
terör örgütüyle ikili anlaşma üzerine mi hareket edeceğiz.
Kürtlerle, teröristleri ayırt etmek istemediğiniz zaman böyle
yanlış demeçler içine girebiliyorsunuz. Siz diyorsunuz ki
'Suriye'nin bağımsızlığını istiyoruz.' Evet, BM'nin 2254 numaralı
kararı da bunu söylüyor fakat bu terör örgütü şu anda Suriye
topraklarının yüzde 33'ünü işgal ediyor bölmek için. Ona karşı
neden ses çıkartamıyorsunuz. DEAŞ'a karşı olduğunuzu söylüyorsunuz
da diğer terör örgütlerine karşı olduğunuzu
söylemiyorsunuz" ifadelerini kullandı.
"STRATEJİK ORTAKLAR SOSYAL MEDYA ÜZERİNDEN
KONUŞMAZ"
ABD Başkanı Donald Trump'ın, twitter üzerinden yaptığı,
"Kürtlere saldırırlarsa Türkiye'yi ekonomik olarak
mahvedeceğiz. 20 millik güvenli bölge kuracağız. Aynı şekilde
Kürtlerin de Türkiye'yi provoke etmesini istemiyoruz"
açıklamaları değerlendiren Çavuşoğlu, "Stratejik ortaklar
twitter gibi sosyal medya üzerinden konuşmaz. Kanallarımız açık.
Sayın Trump, Cumhurbaşkanımızı iki defa arayarak Suriye'den
çekilmek istediklerini ve bunu Türkiye ile koordine etmek
istediklerini söylediler. Biz de muhataplarımızla görüştük. Daha
iki gün önce ABD Dışişleri Bakanı Pompeo ile telefonda görüştük.
Bolton'un ziyaretinde tüm arkadaşlarımızla beraber yapılan
toplantılar ortada. Bu toplantılarda tüm detaylarıyla bu işi nasıl
koordine edebiliriz, ne yapabiliriz bunlar var.
Zaten 32 kilometre gibi bir güvenli bölgenin, bununla ilgili son
zamanlarda ABD'den doğrudan bir teklif gelmedi ama bu ABD'nin de
fikri değil. Bu, Suriye problemi başladığı günden bu yana
Cumhurbaşkanımızın, sadece ABD'ye değil tüm Avrupalılara
teklifidir. Suriye ile ilgilenen herkesle yaptığımız görüşmelerde
bunu gündeme getirdik. O günlerde Obama yönetimi bunu gerçekçi
bulmuyordu. Bahanelerle bu fikrimizi desteklemediler. Türkiye'nin
kararlılığını gördükten sonra bu fikri ortaya attılar. Bu fikre
karşı değiliz. Bizim derdimiz, sınırımızın ötesinde bir terör
koridoru var, Suriye'yi bölmek isteyen bir terör örgütü var ve bu
terör örgütü bize tehdit oluşturuyor. Biz bu terör örgütünü hedef
alıyoruz. Biz Kürtlerin düşmanı değiliz, tarih boyunca da bu
bölgede Kürtleri en çok savunan ülke ve millet biz olduk. Bundan
sonra da Kürt kardeşlerimizin haklarını her zaman savunmaya devam
edeceğiz. Trump'ın içinde bulunduğu zorluğu görüyoruz. Üzerinde
ciddi bir baskı var. Yani kendisi çekilme kararı aldı ve özellikle
güvenlik ile ilgili birimleri de ABD'nin çekilmemesi için sürekli
baskı yapıyor. Son tweet de bir iç politika mesajı olduğunu
biliyoruz ama stratejik ortaklar, müttefikler sosyal medya
üzerinden görüşmez. Bu konuları kendi aramızda görüşmeye devam
etmemiz lazım. Biz hiçbir tehditten korkmayacağımızı ve hiçbir
tehdide pabuç bırakmayacağımızı defalarca söyledik. Türkiye'yi
ekonomik olarak tehdit etmekle bir yere varılamaz. Bu sorunu
birlikte nasıl çözeceğiz, koordine edeceğiz buna bakmamız lazım.
Karşımızdaki zorluklar ne olursa olsun, Türkiye Cumhuriyeti olarak
o zorluğu bertaraf etmek için ne gerekiyorsa onu yaparız. Bir
tarafta ekonomik zorluklar diğer tarafta terör tehdidi, ikisinden
birini seç dendiği zaman bize bu millette derki; ben aç kalırım,
susuz kalırım geçmişte olduğu gibi Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşında
olduğu gibi ama boyun eğmen der ve karşı karşıya kaldığı tehdidi
yok etmek için millet ve devlet olarak, hükümetimiz olarak ne
gerekiyorsa onu yaparız. Baskı altında Trump'ın yaptığı açıklamayı
ve kullandığı dili doğru bulmuyoruz. Türkiye'nin hak ettiği saygıyı
ve muameleyi ABD ve herkes göstermeli, üslubunu ve davranışlarını
buna göre ayarlamalıdır" diye konuştu.
İDLİB'DEKİ GELİŞMELER
İdlib'deki gelişmelere ilişkin de bilgi veren Çavuşoğlu, konu
hakkında şunları söyledi:
"İdlib bir terör yuvası olduysa bunun sorumlusu o bölgede
yaşayan Suriye halkı da Türkiye'de değildir. Bunun sorumlusu
rejimdir ve rejimi destekleyen ülkelerdir. İdlib muhtırası zor
şartlara rağmen başarılı bir şekilde uygulanıyor ve radikal
gruplar, teröristler bundan rahatsızlar. Sahada değişik gruplar
var, hepsini kontrol altında tutmakta kolay değil ve bazen ihlaller
yapıyorlar. Aynı şekilde başından beri siyasi sürece inanmayan
rejimde ihlallerini yer yer devam ettiriyor. İdlib muhtırası
başarılı şekilde uygulanmıştır, Rusya'dan gelen açıklamalarda
böyle. Ufak tefek aksaklıkları gidermek için birimlerimizi beraber
çalışıyor. Devriye ve diğer faaliyetleri de beraber yürütüyoruz.
Terör örgütlerinin İdlib bölgesinin yüzde 50'sini ele geçirdiği
söylemi doğru değildir. Büyük bir bölümü silahtan arındırılmış
bölge oldu. Burada milyonlarca yaşayan sivil halk var. Radikal
gruplar alınan tedbirlerden rahatsız ve ılımlı muhalefete
saldırıyorlar. Terör örgütlerine yönelik ve içinde bulunan yabancı
terörist savaşçıları ne yapacağımıza yönelik konuları samimi bir
şekilde özellikle yabancı terörist savaşçıların geldiği ülkelerle
konuşmamız lazım. Türkiye yapıcı bir şekilde burada sükunetin
sağlanması, ihlallerin önlenmesi ve İdlib muhtırasının devamı ve
uygulanması konusunda üzerine düşeni yapıyor."
"DEAŞ'A KARŞI MÜCADELE EDEN TEK ÜLKE TÜRKİYE
OLMUŞTUR"
"Patriotlar için ABD'den teknik bir heyet yarın Ankara'ya
ikinci ziyaretini gerçekleştirecek. Türkiye'den bir heyet de Suriye
meselesini konuşmak için Şubat başında Washington'a gidecek. Bu
temaslarda masada hangi konular olacak? ABD Başkanı Trump ile
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında yakın bir zamanda
görüşme gerçekleşecek mi?" sorularını yanıtlayan
Çavuşoğlu, "Telefon görüşmesi niye olmasın. Sende Mike
Pompeo ile önümüzdeki günlerde bu konuları değerlendireceğim. İyi
bir diyaloğumuz var. Bu diyalog varken neden Twitter üzerinden
açıklama yapıldı, onu da biraz önce açıkladım. Sadece liderler veya
bakanlar düzeyinde değil, ortak çalışma gruplarımızın toplantıları
yapılıyor. Patriotlar ile ilgili görüşmeler devam ediyor. Aynı
şekilde FBI'nın ABD'de FETÖ ile ilgili yürüttüğü soruşturma
kapsamında yine bir heyet gelmişti. ABD ile aramızda 3 tane yüksek
düzeyli çalışma grubu var. Çalışma grupları 8 Ocak'ta Washington'da
bir araya gelecekti ama Bolton'un ziyareti sebebiyle ertelendi.
Şimdi ABD tarafı 5 Şubat'ta bu toplantıyı gerçekleştirmek için
teklifte bulundular. Bakan Yardımcımız Sedat Önal'ın başkanlığında
bir heyet gidecek. 6 Şubat'ta da DEAŞ'a karşı mücadele
koalisyonunun toplantısı var. Lüksemburg dahil burada DEAŞ'a karşı
65 ülke var. Fakat bugüne kadar DEAŞ'a karşı mücadele eden tek ülke
Türkiye olmuştur. Sizlerin verdiğiniz paralar PKK'ya, YPG'ye silah
olarak gitmiştir ve biz sadece Suriye'de 3 binden fazla DEAŞ'lı
teröristi etkisiz hale getirdik. Bu toplantıların hepsine katıldım,
dostlar alışverişte görsün babında toplantılar. Herkes ikişer, üçer
dakika içerisinde konuşmasını yapıyor ve dağılıp gidiyor, iş bize
kalıyor. Hiçbir ülke DEAŞ ile göğüs göğse çarpışmamıştır
Türkiye'den başka. Bir terör örgütüne karşı çarpışırken iyi,
diğerine geldiğin zaman savunmaya geçiyoruz. Eğer bu kadar çok
seviyorsanız YPG'lileri, PKK'lıları zaten ülkelerinizde yeterince
var, onları da alır götürürsünüz. Avrupa'da zaten yeterince
faaliyette bulunuyorlar, para bile topluyorlar" cevabını
verdi.