"Her iki seçimden de yüzümüzün akıyla çıkacağız"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "24 Haziran'da cumhurbaşkanlığı seçimini yüzde 50'nin çok üzerinde bir oyla kazanmayı hedefliyoruz. Aynı şekilde milletimizin en az yarısının desteğini alarak TBMM'de de güçlü bir grup kurmamız gerekiyor" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "24 Haziran'da
cumhurbaşkanlığı seçimini yüzde 50'nin çok üzerinde bir oyla
kazanmayı hedefliyoruz. Aynı şekilde milletimizin en az yarısının
desteğini alarak TBMM'de de güçlü bir grup kurmamız
gerekiyor" dedi.
Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti'nin milletvekili aday
tanıtım toplantısına eşi Emine Erdoğan ile katılan Cumhurbaşkanı ve
AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, salondaki partililerce
coşkuyla karşılandı. Erdoğan, salondaki partililere eşi ile
birlikte karanfil attı. Toplantıya Başbakan Binali Yıldırım, BBP
Genel Başkanı Mustafa Destici, Bakanlar Kurulu üyeleri,
milletvekilleri ve adaylar katıldı. Erdoğan, konuşmasına,
"Aynı Yoldan Geçmişiz Biz" şarkısını söyleyerek
başladı.
Adayların 24 Haziran'da yapılacak seçimlerde milletvekili adaylığı
sıfatıyla "bu kutlu yola" çıktığını ifade eden
Erdoğan, Türkiye'ye ve millete hizmet için hep birlikte çıktıkları
bu yolculuğa devam edeceklerini dile getirdi. AK Parti'nin 2002'den
beri girdiği her seçimden birinci çıktığını anımsatan Erdoğan,
"2002 yılındaki seçimlerde yüzde 34 oy oranına uluşarak
iktidar olduk. 2007 seçimlerinde bu oranı yüzde 47'ye çıkardık ve
yine tek başımıza iktidar olduk. 2011 seçimlerinde yüzde 50
seviyesine ulaştık ve tek başımıza iktidar olarak yola devam ettik.
7 Haziran 2015 seçimlerinde yüzde 41 düzeyindeki oy oranına rağmen
tarihimizde ilk defa Mecliste çoğunluğu sağlayamadığımız bir seçim
yaşadık. Biz, tek başımıza hükümet kuramadık ama diğer partiler de
çoğunluğu sağlayıp milletin karşısına çıkamadılar. Bunun üzerine 1
Kasım 2015'de seçimleri yeniledik ve yeniden yüzde 49,5'lik oy
oranıyla tek başımıza iktidara geldik. Ayrıca 10 Ağustos 2014
cumhurbaşkanlığı seçiminde ve 16 Nisan halk oylamasında yüzde
52'lik oy oranlarına ulaştık" diye konuştu.
"VAKİT TÜRKİYE VAKTİ DİYEREK YOLA ÇIKIYORUZ"
"Gezi olaylarıyla başlayan, 17-25 Aralık emniyet, yargı
darbe girişimiyle süren, bölücü terör örgütünün çukur eylemleriyle
kanlı bir hale dönüşen ve nihayetinde 15 Temmuz darbe girişimiyle
zirveye ulaşan bir süreci de hep birlikte yaşadık" diyen
Erdoğan, tüm bu saldırıların üstesinden sadece ve sadece milli
iradeye olan bağlılıkları ve güvenleri sayesinden geldiklerini dile
getirdi. Erdoğan, "Biz, böyle bir mirasla 'Vakit Türkiye
Vakti' diyerek yola çıkıyoruz ve 24 Haziran'da cumhurbaşkanlığı
seçimini yüzde 50'nin çok üzerinde bir oyla kazanmayı hedefliyoruz.
Aynı şekilde milletimizin en az yarısının desteğini alarak TBMM'de
de güçlü bir grup kurmamız gerekiyor. Bunların yolu da yine
milletimizle olan gönül bağımızı güçlü tutmaktan geçiyor.
Cumhurbaşkanı adayınız olarak şahsım, milletvekili adaylarımız
sizlerle el ele vereceğiz ve inşallah her iki seçimden de yüzümüzün
akıyla çıkacağız. Kardeşlerim, işte bu cesaret, bu heyecan, bu
coşku Allah'ın izniyle bizlere 24 Haziran'da o beklenen neticeyi
getirecektir" ifadelerini kullandı.
"GÜÇLÜ MECLİS, GÜÇLÜ HÜKÜMET, GÜÇLÜ TÜRKİYE"
Erdoğan, seçimlerde milletin karşısına hiçbir zaman eli boş
çıkmadıklarını belirterek, milletin huzuruna bir yanlarında önceki
hükümetleri döneminde yaptıklarıyla, diğer yanlarında bir sonraki
dönemde yapacaklarıyla çıktıklarını dile getirdi. 6 Mayıs'ta
İstanbul'da seçim manifestolarını açıkladıklarını aktaran Erdoğan,
"Bugün, 'Güçlü Meclis, Güçlü Hükümet, Güçlü Türkiye'
başlığıyla hazırladığımız seçim beyannamemizi, 'yaparsa yine AK
Parti yapar' diyerek milletimizin taktirine sunuyoruz"
dedi.
"2053 VE 2071'E DOĞRU EMİN ADIMLARLA
YÜRÜYORUZ"
Erdoğan, beyannamelerinin giriş kapısı mahiyetindeki
"Gelecek Vizyonumuz" başlıklı bölümü paylaşmak
istediğini kaydederek konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bugün tüm dünyada her alanda baş döndürücü hızda bir
değişim yaşanıyor. Bir yandan teknolojik dönüşümler yaşanırken,
diğer yandan sosyal ve kültürel alanda yeni eğilimler gözleniyor.
Değişimi iyi algılayarak uyum sağlayanlar kazanırken, değişim
sürecinde geri kalanlar ise eskisinden çok daha fazla bedeller
ödüyor. Biz, dünyadaki eğilimleri, oluşan fırsatları, yeniden
şekillenen ilişkileri dikkatle analiz ederek bir yol haritası
ortaya koyuyoruz. Yeni dönemin ayırt edici vasıflarından olan
dijitalleşmeye özel bir önem veriyoruz. Dijital Türkiye'nin
vaktinin geldiğine inanıyoruz. Ülkemizi, cumhuriyetimizin
kuruluşunun 100'üncü yılına daha güçlü bir şekilde yaşamak için
2023 vizyonumuzu daha önce ortaya koymuştuk. Yeni hükümet
sistemiyle bu vizyonumuzu daha da güçlendirerek Türkiye'yi iş
dünyamızın, genç girişimlerimizin, iş kadınlarımızın küresel
ölçekte söz sahibi olduğu bir ülkeye dönüştüreceğiz. 2023'e beş
kala kendimize ufuk çizgisi olarak belirlediğimiz 2053 ve 2071'e
doğru da emin adımlarla yürüyoruz. Önümüzdeki dönemde gelişmekte
olan ülkelerin üzerinde yüksek ve sürdürülebilir bir ekonomik
büyüme sağlayacağız. Böylece dünya ekonomisinden aldığımız payı
yüzde 1,5 düzeyine taşıyacağız. Korumacılık eğiliminin küresel
düzeyde yükseldiği bir ortamda, geçici rüzgarlara kapılmayıp dışa
açık, rekabetçi, serbest piyasayı esas alan ekonomik yapımızı
güçlendirerek yola devam edeceğiz. Coğrafyamızın ve dinamik genç
nüfusumuzun tüm avantajlarını da kullanarak ülkemizi küresel
düzeyde bilgi üreten ve bilgiyi katma değere dönüştüren bir güç
haline dönüştüreceğiz."
"KADINLARIN İŞ GÜCÜNE KATILMA ORANINI YÜZDE 40'IN ÜZERİNE
ÇIKARACAĞIZ"
Kalkınma hedefleri çerçevesinde kadınların kalkınma sürecine daha
aktif katılımını desteklemeye devam edeceklerinin altını çizen
Erdoğan, "Bir yandan kadın girişimciliğini güçlendirirken,
diğer yandan kadınların iş gücüne katılma oranını 2023 sonunda
yüzde 40'ın üzerine çıkaracağız. Son 16 yılda yaptığımız
atılımlarla özellikle alt orta gelir durumunda olan ülkemizi üst
orta gelir grubuna yükselttik. Yeni hedefimiz ülkemizi yüksek
gelirli ülkeler ligine taşımaktır. Türkiye'de bu güç var mı, var.
Hiç endişemiz yok. Kapsayıcı bir ekonomik büyüme anlayışı içinde,
ekonominin nimetlerini daha adaletli bir şekilde tüm toplumsal
kesimlere paylaştıracağız. Bir yandan gelir dağılımını
iyileştirirken, diğer yandan bölgeler arası dengesizlikleri
azaltacağız. BM İnsani Gelişmişlik Endeksine göre yüksek insani
gelişmişlik seviyesine çıkarmış olduğumuz ülkemizi en yüksek insani
gelişmişlik seviyesine de ulaştıracağız. Önümüzdeki dönemde
gelirini daha adil paylaşan ve nesiller arasındaki hakkaniyeti
sağlayan bir toplum haline geleceğiz. Çalışma, istek, yetenek ve
becerisine sahip herkesin üretime katkıda bulunduğu, demokratik
standartları yüksek, her alanda kalkınmış bir ülke olma yolunda
kararlılıkla ilerleyeceğiz" şeklinde konuştu.
"MEGA PROJELERİMİZİ BİRER BİRER HAYATA
GEÇİRECEĞİZ"
Erdoğan, küresel düzeyde ekonomik ve sosyal gelişmeleri
şekillendirmesi beklenen alanlardaki teknolojik gelişmelere
yoğunlaşacaklarını dile getirerek, teknolojinin her alanında yetkin
bir ülke haline geleceklerini ifade etti. Aynı zamanda insanları
zihni ve fiziki becerilerinden faydalanabilecekleri yeni alanlarda
istihdam edeceklerini aktaran Erdoğan, milli gelirden
araştırma-geliştirmeye ayırdıklarını kaynaklarının payını yüzde
2'nin üzerine çıkararak imalat sanayisinde yüksek teknolojili
üretimin payının hakim olduğu ekonomik bir yapıya sahip
olacaklarını söyledi. Kamuda ve özel sektörde de kurumsal kaliteyi
arttırmış bir Türkiye'yi hedeflediklerini belirten Erdoğan,
"Sadece ulusal düzeyde değil uluslararası düzeyde de hizmet
verecek şekilde mega projelerimizi birer birer hayata geçireceğiz.
Ülkemizi eğitim, sağlık, iletişim, enerji, savunma sanayi, ulaşım
ve ticarette yerli ve milli üretimde dünyada söz sahibi olan bir
ülke haline dönüştüreceğiz. Özellikle savunma sanayisinde
önümüzdeki dönemde Türkiye sadece kendi ihtiyaçlarını karşılamakla
kalmayacak dünyanın önde gelen ihracatçıları arasında yer
alacaktır. Ülkemiz için vazgeçilmez olan gıda ve enerji alanında en
üst düzey tedbiri hayata geçireceğiz. Bu bağlamda akıllı ve yeşil
kent projeleriyle şehirlerimizi daha yaşanılır bir niteliğe
kavuşturacağız. Gelecek nesillerimize medeniyetimizin izlerini
bulacakları, iftihar edecekleri bir şehir bırakacağız. Eğitim,
kültür ve sanatta yenilikçi ürün ve yaklaşımlarda tüm insanlık için
yeni atılımlar yapmaya devam edeceğiz. AB başta olmak üzere farklı
bölgesel yapılarla ekonomik ve siyasi ilişkilerimizi daha da
güçlendireceğiz. Yakın coğrafyamızda huzur ve refah ortamı için
katkıda bulunmaya devam edeceğiz. Küresel düzeyde daha özgürlükçü,
kapsayıcı, adaletli bir düzenin tesisine öncülük yapacağız.
Türkiye, bugün olduğu gibi gelecekte de demokrasi ve adaleti sadece
kendi insanı için değil tüm insanlık için istemeye devam edecek.
Dünya 5'ten büyüktür çağrımızı kararlılıkla ifade etmeye devam
edeceğiz. Güçlü ve büyük Türkiye'yi hep birlikte inşa edeceğiz.
Vakit, Türkiye vakti" dedi.
"CUMHURBAŞKANLIĞINI KAZANMAK KADAR MECLİSTE ÇOĞUNLUĞU ELDE
ETMEYİ DE ÖNEMSİYORUZ"
Seçim beyannamelerinin ikinci kısmını yeni yönetim modelinin
oluşturduğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bilindiği gibi 24 Haziran seçimleri aynı zamanda yeni
yönetim sistemimizi ilk defa hayata geçirmemize vesile olacak.
Milletimiz, 24 Haziran'da bir sandıkta kendini temsil etmek üzere
milletvekillerini, diğer sandıkta kendini yönetecek cumhurbaşkanını
seçecek. Bunun için yeni dönemi 'Güçlü Meclis, Güçlü Hükümet, Güçlü
Türkiye' ukdesiyle ifade ediyoruz. İnşallah bağımsız ve güçlü bir
yargı ile de inşallah demokrasimizi sağlam temeller üzerine
oturtuyoruz. Meclis ile cumhurbaşkanı ne kadar ahenk ve işbirliği
içinde çalışırsa Türkiye o kadar kazanacaktır. Bunun için 24
Haziran'da cumhurbaşkanlığını kazanmak kadar Mecliste çoğunluğu
elde etmeyi de önemli görüyoruz. Türkiye'de Meclisin itibarı en çok
AK Parti iktidarları döneminde artmıştır. Partilerin aralarındaki
kavgalar sebebiyle millete hizmet veremez hale gelmiş olan
Meclisimizi tarihinin en büyük reformlarına imza atan bir kurum
haline getirdik. 27 Nisan e-muhtırasından 15 Temmuz'a kadar
demokrasimize yönelik tüm saldırılara karşı dimdik duran TBMM,
milletimizin gözünde adına yakışır bir konuma gelmiştir. Yeni
dönemde Meclisi daha güçlü bir yere taşımakta kararlıyız. Mevcut
sistemde Meclis, kanun tasarılarını hazırlayan hükümetin gölgesi
altında kalıyordu. Yeni sistemde ise hükümeti temsil eden
cumhurbaşkanı bütçe dışında Meclise kanun teklif edemiyor. Böylece
kanun yapma yetkisini tek başına ve sadece milletvekillerine
vererek Meclisi gerçek gücüne biz kavuşturduk. Meclisin hükümeti
denetleme yetkileri daha da arttırılmış, yeni dönemde de sürüyor.
Cumhurbaşkanı tarafından kurulacak hükümet ise kararnameler ve
diğer düzenleyici işlemlerle tamamen milletimize hizmete
odaklanacaktır. Kararların daha hızlı alınacağı ve daha etkin
uygulanacağı yeni sistem ülkemize çok ciddi zaman maliyeti olan
sıkıntıları ortadan kaldıracaktır. Seçimlerin hemen ardından
cumhurbaşkanına bağlı olan kamu yönetimi tepeden başlayarak aşağıya
doğru yenilenecek, reforma tabi tutulacaktır. Bu konudaki halen
devam eden hazırlıklarımızı seçimlerin ardından yürürlüğe
sokacağız. Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı da önem verdiğimiz
bir başka husustur. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından diğer
kurumlarımız yargıda da darbe ve vesayet kalıntılarını ortadan
kaldırmak için gereken adımları attık. Yargının sadece kendi işiyle
uğraşacağı bir sistemi kurma yolunda önemli mesafe
katettik."
(Abdullah Sarica - Ömer Çetin - Derya Yetim/İHA)