Hedefinde yine devleti suçlayan Demirtaş vardı
Başbakan Davutoğlu, HDP lideri Selahattin Demirtaş'ın Tahir Elçi'yi polis kurşununun öldürdüğü iddiasına ilişkin, "Sayın Demirtaş'ın herhangi bir şekilde söyleyecek sözü varsa olay yerini incelemeye giden ekiplere, baro temsilcilerine ateş açan o hainlere, alçaklara dönük konuşmalı" dedi.
Başbakan Davutoğlu, HDP lideri Selahattin Demirtaş'ın Tahir
Elçi'yi polis kurşununun öldürdüğü iddiasına ilişkin,
"Sayın Demirtaş'ın herhangi bir şekilde söyleyecek sözü
varsa olay yerini incelemeye giden ekiplere, baro temsilcilerine
ateş açan o hainlere, alçaklara dönük konuşmalı" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, ilk resmi yurtdışı ziyareti olan KKTC'ye
gitmeden önce Esenboğa Havalimanı'nda basın toplantısı düzenledi.
Davutoğlu, "Bu ziyaret vesilesiyle KKTC Cumhurbaşkanı
Akıncı, Başbakan Sayın Ömer Kalyoncu ile görüşmeler yapacağız.
Kuzey kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile işbirliğini teminen görüş
alışverişinde bulunacağız. İkili ilişkileri daha üst düzeye çıkarma
yönünde atacağımız adımları ve önümüzde yapacağımız planlayacağız.
15 Mayıs 2015 tarihinde, yeniden başlayan müzakerelerde gelinen son
aşamayı da başta Akıncı olmak üzere müzakere heyetiyle kapsamlı
biçimde ele alacağız. Bu müzakereler, bir sonuca ulaşılabilmesi
açısında son şans niteliği taşımaktadır, artık herkesin elindeki
bütün imkanları seferber ederek, BM parametrelerini temel alan,
adada siyasi eşitliği temin edecek çözüm yönünde ağırlığını koyması
lazım" ifadelerini kullandı.
Maruz kaldığı tüm ekonomik ambargolara rağmen KKTC'nin sağlıklı bir
demokrasi ve yaşanan krizlere rağmen ekonomik kalkınmasını
sürdürdüğüne dikkati çeken Davutoğlu, "KKTC'nin her
zamankinden daha istikrarlı bir görünüme sahiptir. Türkiye'de
KKTC'ye sağlanan ve dünyada ilk niteliği taşıyan su aktarımı ise
Türkiye'nin adaya dönük olarak bakış tarzını ortaya koyan önemli
bir adımdır. Özellikle, Suriye'deki gelişmeler bağlamında da Doğu
Akdeniz'in refah ve istikrar bölgesi olması bütün taraflar için
önem taşımaktadır. Şu anda dünyada büyük krizler yaşanırken tek
olumlu yönde seyreden müzakere Kıbrıs müzakerelerdir. Ümit ederim
ki, artık yarım asır geçmiş olan bu krizin sona ermesi yönünde iki
halkında da destek vereceği çözüme umarım ulaşırız"
dedi.
Davutoğlu, açıklamaları sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı.
Bir gazetecinin, "Tahir Elçi soruşturmasıyla ilgili elde
edilen yeni veriler var mı? Olay yeri incelemeleyle ilgili birtakım
saldırılar var, nasıl tamamlanacak? HDP Eş Genel Başkanı
Demirtaş'ın bir iddiası oldu, 'Elçi'nin ölümünün polis kurşunuyla
gerçekleştiğinin kesin olduğu' gibi bir ifade kullandı"
sorusuna Davutoğlu, "Olayın olduğu gün hem eşleriyle hem
kamuoyuna yaptığım açıklamada bu konudaki araştırmanın mutlaka en
şeffaf şekilde paylaşılacağını zikrettim. O günden bugün gerek adli
gerek güvenlik birimlerimizi olayın aydınlatılması bağlamında yoğun
bir çaba içindeler. Bu olayla ilgili spekülasyon yapanlara da bir
çağrıda bulunmak istiyorum, eğer gerçekten bu olayın aydınlatılması
isteniyorsa niçin olay yerine giden başsavcımıza ki güvenlik
birimlerimiz bile değil, olay inceleme ekibine hatta onlara eşlik
eden baro temsilcilerine dönük olarak saldırılar yapılıyor? Eğer,
birileri bu olayın örtülmesini istiyorsa o birileri o saldırıları
gerçekleştirenlerin arkasındaki odaklardır" karşılığını
verdi.
Olayın yaşandığı gün derhal olay yeri incelemesi talimatını
verdiğini hatırlatan Davutoğlu, "Hemen olay yeri ve
başsavcımıza roketle saldırılar gerçekleştirildi. Yine, olay yerine
gidine başsavcı ekibine bu sefer, baro temsilcilerine de dahil etme
kararını aldık, baro temsilcileri de olay yerine gitti, onlara da
roketle saldırılar, bombalamalar yapıldı, silahlı ateş açıldı.
Bütün bunlar herkesin gözü önünde cereyan ediyor. Biz, demokratik
hukuk devletinin kurallarını işletip, varsa suçlular onları ortaya
çıkarmaya çalışırken, mutlaka bir suçlu var burada, bunu
araştırmaya çalışırken oraya giden sivil ekiplere saldıranlar bu
cinayetin gerçek faalleridir. Demek ki örtmek istedikleri bir
mesele var. İstedik ki baroların diğer sivil toplum kuruluşların da
katılımıyla bu çalışmaları yapalım, bu sefer ikinci gidişte de aynı
şekilde saldırıya maruz kaldı oradaki hiçbir silah taşımayan sivil
inceleme heyeti" ifadelerini kullandı.
Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Sayın Demirtaş'a
sormak lazım, elinde hangi belge var da bu kanaati serdediyor?
Kendisi olay yeri incelemesi mi yaptı? Her olayda dönüp devlete
'katil' diye bağırmanın, her olayda dönüp 'sorumluyu poliste ve
askerde aramının' ne kadar yanlış olduğu geçmiş olaylarda ortaya
çıktı. Eğer Sayın Demirtaş'ın herhangi bir şekilde söyleyecek sözü
varsa olay yerini incelemeye giden ekiplere, baro temsilcilerine
ateş açan o hainlere, alçaklara dönük konuşmalı. Dönüp, kendisinden
nasıl olsa emin olduğu ve gelip kendisine hiçbir yapmayacak olan
hukuk devleti kuralları içinde devlet temsilcileri konuşacak diye,
konuşmak yerine dönüp oradaki teröristlere hitap etsin,
teröristleri arkasına alarak ulaşacağı tek yer Tahir elçinin
katline sebebiyet verenlerle işbirliği yapma olur. O gün orada iki
polisimiz de şehit edildi. Eğer o iki polisimize saldırı olmamış
olsaydı bugün o iki polisimiz de Tahir Elçi de aramızda olacaktı. O
iki polisimize saldıranlara hiçbir şey söylemeyenler, o
saldıranların peşinden giden polislerin girdiği çatışma üzerinden
spekülasyon üretmeleri aslında cinayeti örtme çabasıdır. Sayın
Tahir Elçi'nin eşleri ve aile çevresi son derece vakur durmuşlardır
ama emin ki Sayın Tahir Elçi yaşasaydı, olay inceleme ekiplerine
saldıranlara dönük olarak adaletin gerçekleşmesine engel olmayın
diye haykırırdı. Yine, dönüp kendi cenazesini istismar ederek
üzerinde İslam gelenekle taşınan bir örtüyü kaldırıp, kendisinin
ölümüne sebebiyet veren PKK teröristlerinin paçavrasını oraya
örtenlerden hesap sorardı."
"BU OLAYIN MÜSEBBİBİ, POLİSLERİMİZE ALÇAKÇA SALDIRAN
PKK'DIR"
"Gerekiyorsa tek tek mahallelere girilecek, bu saldırıları
yapanlar adaletin önüne çıkarılacak" diyen Davutoğlu,
"O tarihi surda, silah sesleriyle, roketlerle halkımızın
gününü karartmaya çalışanlardan hesap sorulacak. Bu hesap aynı
zamanda Tahir Elçi'nin katillerinden hesap sormaktır. Onun için,
herkesin konuşurken neyi kastteğini, neyi amaç edindiğini düşünmek
durumundadır. Halkımızın da bu olayları en doğru şekilde
değerlendireceğine olan inancımı bir kez daha dile getiriyorum.
Adalet bakanımız bugün Diyarbakır'da Sayın Elçinin ailesine ziyaret
edecek. Kim bu cinayeti örtmeye çalışırsa çalışsın, örtülemeyecek
bir gerçek var, bu olayın müsebbibi olaya yüz metre mesafede
polislerimize alçakça saldıran PKK'dır. Bütün bu baskılara rağmen
olay inceleme ekibimiz çalışmasını büyük ölçüde
tamamlamıştır" ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE-RUSYA İLİŞKİLERİ
Başka bir gazetecinin, "Bölgede Rusya uçaklarının
hareketliliği devam ediyor. (NATO Genel Sekreteri ile görüşme)
Dünkü görüşmenizde, Türkiye'nin hava sahasının desteklendiğine dair
NATO'dan bir öneri geldi mi?" sorusunu Davutoğlu,
"Türkiye, hiçbir zaman gerilimin, çatışmanın tarafı olmak
istemez, istememiştir. Bu olayda da Türkiye, defansif bir şekilde
kendi hava sahasını savunmuştur. Şunu Rus yetkililerinin bilmesi
icap eder, Türk uçakları hava sahasını ihlal etmedi, Türk uçakları
Rus uçağını herhangi bir hava sahasında hedef almadı, ihlal edilen
hava sahası Türk hava sahasıdır ve dünyanın her yerinde hava
kuvvetlerinin birinci görevi 'hava sahasının ihlallerden
korunmasıdır'. Öte yandan, sınırımızın öte yanında bir savaş
cereyan ederken ve yanı başımızda mülteciler akın akın Türkiye'ye
gelirken herhalde hava sahamızı ihlal eden uçakları 1,2-3 ihlalden
sonra tekrar tekrar bu ihmallerine göz yummak yapılacak sorumlu bir
davranış değildir. Pilotlarımız angajman kurallarının gereğini
yaptılar" dedi.
Olayın sonrasında Türkiye'nin Rusya'ya çağrıda bulunduğunu anlatan
Davutoğlu, olayla ilgili detaylı bilginin de verildiğini ifade
etti. Hiçbir şekilde böyle bir olayın yaşanmasını istendiğini
belirten Davutoğlu, "Eğer burada karşılıklı olarak bir
artniyet yoksa, yani Türk hava sahası bilinçli bir şekilde ihlal
edilmemişse, burada bir kasıt yoksa Rus tarafının bilmesi lazım
gelir ki Türkiye'nin mukabelesinde de bizatihi Rusya'yı hedef alan
bir kasıt yoktur. Oturup konuşulur, bu konuda atılacak adımlar
birlikte ele alınır. Tekrar iletişimimiz normal, iletişime açık bir
şekilde sürmesi sağlanabilir ama bunun yerine karşılıklı
suçlamalar, asılsız ithamlarlarla 'Türkiye deaştan petrol
alıyormuş' bu tür ithamlarla Türk hava sahasının ihlalini örtmek de
mümkün değil. Suriye krizi bir Türk-Rus krizi değildir, hatta
Suriye krizi bir Rus-NATO krizi değildir" diye
konuştu.
"BENZER OLAYLARIN YAŞANMAMASI İÇİN ASKERİ İLETİŞİM
KANALLARIMIZI AÇALIM"
Türkiye'nin, Suriye sınırı aynı zamanda bir NATO sınırı olduğu
içinde bir gerilim konusu olarak uluslararası gündeme girdiğini
belirten Davutoğlu, "Türkiye, koalisyon unsuru olarak
DEAŞ'ın sınırlarımızdan temizlemesi çabalarına devam edecek.
Türkiye'nin kendi sınırlarını koruma iradesinden de hiçbir zaman
şüphe edilmemelidir. Rusya'ya tekrar çağrımız geliniz benzer
olayların yaşanmaması için askeri iletişim kanallarımızı açalım,
ilişkilerimizin tekrar rayına girmesi için diplomatik iletişim
kanallarımızı açalım, oturup konuşalım, daha büyük çaplı krizlerin
önüne geçelim. Türkiye-Rusya komşudur ve bu kader değişmeyecektir o
zaman bunun gereğini yapmanın vaktidir. Türkiye'ye yönelik asılsız
suçlamalar yerine oturup masa başında ne yapacağımızı konuşmalıyız.
Ümit ederdik ki Sayın Putin ve Sayın Cumhurbaşkanımız arasında
Paris'te bir görüşme olsun, olmadı ama bundan sonra da bu iletişim
kanallarını açık tutmak gerekiyor. Türk-Rus ilişkileri her iki
tarafın kazandığı ilişkilerdir, her iki tarafın kaybedeceği bir
ilişkiler manzumesinin önü açılmamalıdır ama Türkiye'den de kimse
hava sahası, kara ve deniz sınırları konusunda taviz vermesini veya
geri adım atmasını bekleyemez" açıklamasında bulundu.
(İHA)