Hedefinde ABD vardı
TBMM Başkanı Binali Yıldırım, ABD'nin terör örgütlerine destek vermesini eleştirerek, "Ne yazık ki müttefik olduğunu düşündüğümüz bir ülke, bu terörün başını kendi ülkesinde barındırmaya devam etmektedir" dedi.
TBMM Başkanı Binali Yıldırım, ABD'nin terör örgütlerine destek
vermesini eleştirerek, "Ne yazık ki müttefik olduğunu
düşündüğümüz bir ülke, bu terörün başını kendi ülkesinde
barındırmaya devam etmektedir" dedi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Binali Yıldırım,
İsviçre'ye düzenlediği ziyaret kapsamında Cenevre kentinde
düzenlenen Asya Parlamenter Asamblesi (APA) Koordinasyon
Toplantısı'na katıldı. APA Dönem Başkanı sıfatıyla toplantının
açılış konuşmasını yapan Yıldırım, "Dünya üzerinde yaşanan
belirsizlikler, diğer coğrafyalarda olduğu gibi Asya'yı da çok
etkiliyor. Günümüzde sorunlar küresel bir nitelik kazanmış
vaziyette. Herkes bir yerde sorun varsa ondan az veya çok
etkileniyor. Terör, aşırı eğilimler, bölgesel krizler, yasa dışı
göç, kalkınma farklılıkları, yoksulluk, insani krizler dünya
gündeminin değişmez maddeleri haline geldi" dedi.
Dünyanın sorunlara birlikte samimiyetle çözüm aramak mecburiyetinde
olduğunu söyleyen Yıldırım, "Bugün ertelediğimiz görmezden
geldiğimiz sorunlar yarın mutlaka kapımızı tekrar çalacak. Bu sefer
tekrar daha da ağırlaşmış bir şekilde bu sorunlarla yüz yüze
geleceğiz. Bu noktada parlamenter diplomasinin gücünü göz ardı
edemeyiz. Aramızdaki işbirliği, karşılıklı anlayışı güçlendirerek
bu diyalogları sürdürmeliyiz" diye konuştu.
Türkiye'nin girişimci ve insani yaklaşıma sahip bir dış politikaya
sahip olduğunun altını çizen Yıldırım, bunun en somut örneğinin
Suriye olduğunu belirterek, Suriye'de 8 yılı bulan iç savaşın
milyonlarca insanın ülkelerinden göç etmesine neden olduğunu
söyledi. Yıldırım, "Uluslararası toplum, özellikle
Birleşmiş Milletler burada ne yazık ki beklenen varlığı
gösterememiş. Biz, İran, Rusya ile birlikte buradaki kanayan
yaranın durdurulması çözümün bulunması için çok ciddi gayret
gösterdik" dedi.
Yakın çevrede, uzak ülkelerde meydana gelen çatışmalarda ortaya
çıkan sorunlar karşısında sorumluluğun ortak olduğunu söyleyen
Yıldırım, "İnsanı yaşat ki dünya yaşasın anlayışıyla dış
politikamızın hedefinde insan olduğunu her zaman ifade
ediyoruz" şeklinde konuştu.
"KAHİRE NE KADAR GÜVENLİYSE WASHİNGTON DA
AYNI"
Günümüzde hiçbir ülkenin, hiç kimsenin tam olarak kendisini güvende
hissedemediğini ifade eden Yıldırım, "İstanbul ne kadar
güvenliyse Londra da o kadar güvenlidir, Kahire ne kadar güvenliyse
Washington da aynı şekilde güvenlidir. Küresel terör sınır
tanımıyor, ülke tanımıyor" dedi.
"Dünyanın her bir köşesini güvenli hale
getirebiliriz" diyen Yıldırım, "Kurtulmamız
gereken en önemli sorun ve en başta gelen sorun terördür. Terör
belasını insanlığın gündeminden düşürmemiz gerekiyor. Ne yazık ki
dünyada terörde bile bir çifte standardın varolduğunu görüyoruz.
Çoğunlukla İslamist terörist diye terör tanımlarının yapıldığına
şahit oluyoruz. Terörün dini de, etnik kökeni de, inancı da olmaz.
Mensubiyeti farketmeksizin bütün teröristler insanlığın
düşmanıdır" diye konuştu.
Türkiye'nin terör nedeniyle 40 yıla yakın bir süredir büyük bedel
ödediğini vurgulayan Yıldırım, "Daha geçtiğimiz yıllarda
Suriye'de Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı Harekatı ile hem DEAŞ,
PKK-PYD-YPG gibi örgütlere ciddi anlamda darbe vurulmuş, orada
yaşayan insanların hayatı teminat altına alınmıştır. Aynı zamanda
Suriye'de 900 kilometreyi aşan sınırımızın belirli bir kısmı
emniyet altına alınmıştır" dedi.
ABD'Yİ ELEŞTİRDİ
Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bazı ülkeler, terörle mücadelede teröristlerle işbirliği
yapmaktan geride durmuyor. Örneğin Amerika Birleşik devletleri, YPG
ve PYD ile DEAŞ'la mücadele için bir ittifak kurmuştur. Bu
yanlıştan bir an önce vazgeçmelidir ve terörle iş birliği değil
terörün başını ezmek için ülkeler daha fazla biraya
gelmelidir."
Türkiye'nin son yıllarda yüzleştiği diğer büyük bir olayın FETÖ
darbe girişimi olduğunu belirten Yıldırım, "Halkımız bu
alçak girişime karşı cesurca direnmiş, yüzlerce insan şehit olmuş,
binlercesi yaralanıp gazi olmuştur. Ne yazık ki müttefik olduğunu
düşündüğümüz bir ülke, bu terörün başını kendi ülkesinde
barındırmaya devam etmektedir" diye konuştu. Bölgesel
krizlerin çözümünün ülkelerin dış politikalarının önceliği olduğunu
söyleyen Yıldırım, "Suriye'de krizin sona erdirilmesi,
Irak'ta DEAŞ tahribatından sonra Irak'ın yeniden imar edilmesi
çalışmalarını hızlandırmak gerekiyor" dedi.
Türkiye'nin Fırat'ın batısından Akdeniz'e kadar terör kuşağını
ortadan kaldırdığını ifade eden Yıldırım, o bölgelere şuana kadar
400 bin Suriyeli'nin döndüğünü ve normal hayatına başladığını
söyledi. Asya'da diğer kanayan yaranın da Bangladeş'de bulunan
Rohingya Müslümanlarının durumu olduğunun altını çizen TBMM Başkanı
Yıldırım, "Malum Myanmar hükümeti orada bir etnik temizlik
yapmıştır. Milyonlarca insan ülkelerinden topraklarından zorla
çıkarılmıştır. Biz Türkiye olarak oraya da elimizi uzattık. Onların
sesini de küresel anlamda duyurmak için Asya Parlamenterler daha
fazla gayret göstermelidir" dedi.
"KABUL EDİLEMEZ BİR DURUM"
Antalya'da 8-11 Ekim tarihleri arasında 700'e aşkın katılımcının
iştirak ettiği Avrasya Meclis Başkanları Toplantısı'nda ticaret
alanında yaşanan olumsuz gelişmeler, özellikle korumacı eğilimler,
ekonomik yaptırım ve kısıtlamaların egemen paralar üzerinden diğer
ülke ekonomilerine baskı kurma gayretlerine dikkat çekildiğini
ifade eden Yıldırım, "Bu bağlamda İran-Amerika arasındaki
yaşanan kriz ve Amerika'nın tek taraflı kural tanımaz aldığı
kararlarla çoklu anlaşmayı bozması bir dizi ambargo tehdidini
ortaya koyması kabul edilemez bir durumdur. Tek başına alınan
yaptırım kararlarına herkesin uymasını beklemenin hem uluslararası
hukuka de etik değerlere aykırı olduğunu açıkça ifade ettik. Bu
anlamda uluslararası ticarette Dünya Ticaret Örgütü kurallarına
uyulması gerekliliğini, ulusal paralarla ticaretin teşviki konusunu
özellikle bu toplantıda bir bildiriyle dünya kamuoyu ile
paylaştık" şeklinde konuştu.
(İHA)