"HDP’ye büyük roller verildi"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Beşir Atalay, "Son zamanlarda çözüm sürecinin yürümesine bizzat Selahattin Demirtaş büyük darbeyi vuruyor. Adeta çözüm sürecini baltalamak için elinden geleni yapıyor. Statükonun yeni projesi Selahattin Demirtaş" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Beşir Atalay,
"Son zamanlarda çözüm sürecinin yürümesine bizzat
Selahattin Demirtaş büyük darbeyi vuruyor. Adeta çözüm sürecini
baltalamak için elinden geleni yapıyor. Statükonun yeni projesi
Selahattin Demirtaş" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Atalay, Kanal 7
Ankara Temsilcisi Mehmet Acet'in konuğu oldu. Son dönemde
dillendirilen AK Parti içerisinde sorun olup olmadığına açıklık
getiren Atalay, seçim beyannamesinde hangi projelerin yer alacağına
yönelik ipuçları verdi. Atalay ayrıca CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu'nun emeklilere iki maaş taahhütnamesini eleştirdi,
hükümetin emeklilere yönelik büyük bir çalışma yürüttüğünü
belirtti.
"STANDARTLARIN ÜSTÜNDE BİR KAMPANYA
HAZIRLIĞINDAYIZ"
AK Parti'nin 7 Haziran Milletvekili Genel Seçimi'ne yönelik
hazırlayacağı seçim beyannamesine ilişkin konuşan Atalay,
"AK Parti bugüne kadar daima en seçkin kampanyalardan
birisini yürütmüştür. Yani biz seçim kampanyalarında çok iyi
çalışırız, organize oluruz. Şu anda yine benim koordinatörlüğümde
büyük bir kampanya hazırlanıyor, seçim beyannamesi bunun bir boyutu
ama billboardlarımız, sloganlarımız, şarkılarımız, ilanlarımız,
reklamlarımız, reklam filmlerimiz, bütün bunlar şu anda
hazırlanıyor. Türkiye'yi bir böyle demokrasi şölenine çevireceğiz,
çok parlak bir uluslararası standartların üstünde bir kampanya
hazırlığındayız" ifadelerini kullandı.
"HER İL İÇİN İCRAAT KİTABI HAZIRLIYORUZ"
AK Parti'nin seçim kampanyasını yürütmenin ve AK Parti için
çalışmanın kolay olduğunu belirten Atalay, partililere çağrıda
bulunarak, "Aday adaylarımıza, aday olacak arkadaşlarımıza
ve bütün teşkilatlarımızın ellerinde çok malzeme olacak, çok parlak
kampanya malzemeleri olacak. Ayrıca her il için bir icraat kitabı
da hazırlıyoruz, yani her il için ayrı ayrı kitap bastıracağız.
Yani bu 13 yılda illerinde AK Parti iktidarında neler yapıldı
merkezi hükümet veya yerel yönetimlerimizce, hepsinin de bir
envanteri çıkarılmış olacak" dedi.
13 yıllık AK Parti iktidarının yürüttüğü çalışmalara ilişkin
söylenecek çok şey olduğunu anlatan Atalay, buna karşılık
muhalefetin genelde negatif bir kampanya yürüttüğünü söyledi.
Atalay, "Daha çok iktidar eleştirisi ve eksikler bulma,
muhalefetin bütün malzemesi budur" diye konuştu.
"MİLLETİ KANDIRMAYA DÖNÜK ŞEYLER YAPIYORLAR"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun emeklilere iki maaş
ikramiye taahhütnamesini eleştiren Atalay, "Milleti
kandırmaya dönük böyle şeyler yapıyorlar. Tabii biz büyük bir
devlet ciddiyeti içinde, biz muhalefet partileri gibi eleştiriyle
ve bol vaatlerle değil daha doğrusu yapılamayacak,
gerçekleştirilemeyecek vaatlerle değil gerçekleştireceğimiz
vaatlerle çıkarız. Milletimizi hiç o manada yanıltmadık, ne vaat
ettiysek mutlaka onu yaparız" şeklinde konuştu
Atalay, emekliler için şu anda büyük bir çalışmanın yürütüldüğünü
belirterek, "Başbakanımız da o gün açıkladı, hükümetimiz de
şu anda çalışıyor" dedi.
ARINÇ-GÖKÇEK TARTIŞMASI
Atalay, Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç ile
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek arasında yaşanan
tartışmaya ilişkin, "Son günler içinde meydana gelen bu
olaylar tatsız bizim de onaylamadığımız yanlış bulduğumuz
diyaloglardır. Basının önünde bu tür açıklamalar bizde tasvip
edilmez, bizim kendi platformlarımızda zaten biz her şeyi
konuşuyoruz" ifadelerini kullandı.
Atalay, tartışmaya ilişkin şunları kaydetti:
"Başbakanımızla Cumhurbaşkanımıza, bazen işte partimiz
mensupları arasında hele yetişmiş, ileri üst seviyede görevde olan,
partinin ta kuruluşundan beri içinde olan arkadaşlarımız arasında
sorun mu var? AK Parti'yi kolay anlamayanlar bunları böyle biraz
büyütürler. AK Parti'de şöyle bir şey vardır, ben bunu evvelden
beri söylerim; bizlerinki sadece bir partinin üst yönetiminde
olmanın ötesinde dostluklar, kardeşlikler, aile bağlarıyla falan
donatılmış bir ilişkidir. Bizde vefa çok ileri derecededir. Yani bu
bizim için bir hayat tarzıdır. Vefa göstermek, birbirinin hakkını
gözetmek, sadakat içinde olmak; yani bu bir dava ahlakıdır. Biz
bunu doğrusu hepimiz çok gözetiriz ve şu anda da öyledir. Bundan
sonra da bu tür yanlışların olacağını zannetmiyorum. Birileri
bunlardan medet umuyor, AK Parti içinde, özellikle de tabii genel
başkan değişiminden sonra acaba seçime giderken neleri bulup
büyütebiliriz, bunlara da tabii fırsat da vermemek lazım, dikkat
etmek lazım."
AK PARTİ İÇERİSİNDE SORUN MU VAR?
"Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu arasında
sorun olduğu" iddiasına "bunlar ham
hayaldir" diyerek karşılık veren Atalay,
"Başbakanımız yeni gelen birisi değil Hükümetimiz
kurulduğundan daha 1 ay geçmeden 2002'de bu mekanizmaya gelen
birisidir. Ahmet Bey ve o zaman işte Abdullah Bey başbakandı ve
Başbakanlığa başdanışman olarak, büyükelçilik unvanı da verilerek
dış politikada başdanışman olarak gelmiş ve o günden beri de
birlikte çalışmıştır Tayyip Bey'le. Dolayısıyla bu kadar uzun bir
tabii siyaset öncesi de irtibatları vardı ve ondan sonra da bu
kadar uzun bir arada çalışan insanların böyle şeylerle, hani gelip
zaman zaman geriden böyle işte bazı şeyleri yanlış yorumlayarak,
abartarak falan ilişkilerini yorumlamak mümkün değil. Şu anda da
ilişkileri, bir araya gelmeleri, görüşmeleri en sağlıklı bir
şekilde devam ediyor. Daha geçen hafta, kendisi de söyledi, işte
bir haftada 3 defa bir araya gelip mütalaa ediyorlar"
ifadelerini kullandı.
Atalay, şöyle devam etti:
"Cumhurbaşkanımız, halk tarafından da seçilip gelen ama 12
yıl bu Hükümetin Başbakanlığını yürütmüş ve bu partinin 13 yıl
genel başkanlığını yürütmüş birisi. Yani onun bu konularda bir şey
söylemesi, zaman zaman belki uyarıda da bulunması, zaman zaman
Başbakana bizzat görüşmede iletmesi, bunları normal karşılamak
lazım. İşler daha iyi gitsin diye kendi kaygılarını, endişelerini
dile getiriyor. İnsanı bu kadar makine kabul etmemek lazım, işte bu
kadar süre bunları yürütmüş, bütün projelerin içinde var, diyelim
ki çözüm sürecinin kendisi başlatmış, başından sona yürümesi için
gayret etmiş, şimdi o konuda hiçbir şey söylemeyecek falan, bunu da
tabii şey yapmamak lazım. Tabii söyleyecektir ve zaten Hükümetin
Cumhurbaşkanımızla paylaşmasından daha tabii bir şey yoktur,
üstelik seçilmiş bir Cumhurbaşkanıdır. Burada hiç kimse suni şeyler
üretme gayreti içinde olmasın, olmayacak, kimse burada aradığını
bulamayacak. Buradaki ilişkiler öyle muhalefet partilerinin veya
işte başkalarının anlayacağı yüzeysellikte falan değildir onların
bildiği gibi, çok köklü, derin ilişkileri vardır. Bu hareket
Allah'ın izniyle, herkesin katkısıyla, Cumhurbaşkanımızın,
Başbakanımızın, bütün kurucu arkadaşlarımızın, yoluna devam
edecektir güçlü şekilde. Hiç kimse burada o tür şeyler
beklemesin."
"ANA TRENDLERDE DEĞİŞME YOK"
Yaşanan tartışmanın seçmeni etkileyip etkilemediğine açıklık
getiren Atalay, yeni bir anket çalışması olup olmadığına ilişkin,
"Bizim gördüğümüz ana trendlerde fazla bir değişme yok.
2011'den hatta 2002'den beri devam eden o ana trendler var. Son
seçimlerden beri de AK Parti'nin bulunduğu bir yer var, ana
muhalefetin, MHP'nin ve HDP'nin. Hepsi hemen hemen kendi yerinde
duruyor. Şu anda öyle çok fazla bir değişim falan söz konusu
değil" dedi.
Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ama şöyle bir proje var tabii Türkiye'de, yani bunu çok
sık tabii şu anda duyuyoruz, biraz da tahmin ediyorum uluslararası
boyutu da var bu projenin; bu seçimde HDP'yi parlatma ve biraz öne
çıkarma. Değişik kesimlerle HDP'yi daha fazla buluşturma. Geçen
işte hafta Türkiye'de sanatçı, yazar falan bir grubun şeyi oldu
biliyorsunuz, yani AK Parti'ye karşı HDP'ye destek falan kampanyası
başlattılar. Bunlar öyle kendi kendine gelişen şeyler değildir,
bunların yurt dışı, Avrupa falan, başka ülkeler şeyleri vardır,
yani uluslararası boyutları vardır. Türkiye'de şu anda uluslararası
boyutlarla da irtibatlı zannettiğim böyle bir çalışma var. Biraz da
abartılı şekilde yorumlanıyor bu, böyle bir rüzgar estirilmeye
çalışılıyor. CHP'den umudunu kesmiş biraz sol kesim veya Alevi
vatandaşlarımızı falan tahrik ediyorlar, buna benzer görüşmeler,
buna benzer tahrikler var. AK Parti'nin yolunu kesmek için bunu bir
şu anda enstrüman olarak, bu seçimin öne çıkan projesi olarak
değerlendirmek mümkün. Biz onun farkındayız tabii. Bizim de kendi
çalışmalarımız var, değerlendirmelerimiz var, analizlerimiz
var."
"STATÜKONUN YENİ PROJESİ SELAHATTİN DEMİRTAŞ"
Türkiye'de biraz daha hem sol aydınların hem liberal kesimin şu
anda HDP'ye desteği artırmaya çalıştığını anlatan Atalay,
"Ama bunun hedefi, HDP'yi daha güçlü parti haline
getirmekten ziyade, 'AK Parti'yi nasıl zayıflatırız, AK Parti'yi ne
kadar gerileriz', projenin esas hedefi budur. Bunu çok iyi bilmek
lazım. Yoksa HDP'nin şu anda kendi geleneksel tabanı işte daha çok
belli Kürt kökenli vatandaşlarımızın bile çok desteği aslında o
kadar yüksek değildir. Çünkü biliyorsunuz son zamanlarda, yani
çözüm sürecinin yürümesine bizzat Selahattin Demirtaş büyük darbeyi
vuruyor son açıklamalarıyla Cumhurbaşkanımızla ilgili falan. Adeta
çözüm sürecini baltalamak için elinden geleni yapıyor. Selahattin
Demirtaş, şu anda statükonun yeni projesi, yani öyle görüyoruz.
Statükonun ve AK Parti'nin bu gidişini durdurmak isteyenlerin, bir
anlamda Türkiye'nin bu yükselişini durdurmak isteyenlerin bir
projesi olarak görmek mümkün yani. Ama şu anda alınmış bir mesafe
yok, doğrusu bizim araştırmalarımızda biz onu görüyoruz. Yani o
konuda çok dikkatliyiz. Tabii şunu da çalışıyoruz, onu da ifade
etmek isterim; Doğu-Güneydoğu aday profilimizde falan çok daha
farklı çalışmalar içindeyiz. O konularda İnşallah çok iyi
adaylarımız olacak" açıklamasında bulundu.
"HDP'YE BÜYÜK ROLLER VERİLDİ"
HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan'a yönelik, "Seni başkan yaptırmayacağız"
sözünün çözüm sürecine etkisini değerlendiren Atalay, şunları
kaydetti:
"Biz aslında, yani Hükümetimiz Tayyip Erdoğan'ın
Başbakanlığında 2012'nin sonunda, hatta bu 2005'te, işte 2009'da
demokratik açılım, milli birlik kardeşlik projesi, bütün o
süreçleri benim de koordinatörlüğünü yürüttüğüm, sonra çözüm
süreci, bütün bunlar Hükümetimizin büyük çabası. Yani baştan beri
hem ülkemizde bütün demokratik hak ve hukuku genişletme, demokratik
alanı, hem de bu sorunları, kronik sorunları çözme çabamız. Doğrusu
biz burada çok da risk aldık, yani siyasette de çok risk aldık.
Bütün bunları büyük bir cesaretle yürüttük. Şimdi çözüm süreci de
iyi bir safhaya gelmişti artık. Yani silahların gömüleceği safhaya
doğru gidiyordu, zaten çözüm sürecinin en önemli hedefidir o,
silahların gömülmesi ve yurt dışındaki işte dağlardaki insanların,
örgüt mensuplarının evlerine dönmesi, siyasete dönmesi vesaire,
onlar için yapılacak çalışmalar. Bütün bunların yasası çıkarıldı,
hazırlıkları yapıldı. Ama burada şimdi HDP, HDP'ye de büyük rol
verildi, yani HDP aslında -önce BDP, sonra HDP- yani biz onlara
siyasetin tekrar içinde etkili rol verdik. Aslında onlar çok da
eleştiri alıyorlardı yani parlamentodaki çalışmalarıyla ilgili
falan. Biz bir anlamda onları güçlendirdik. Yani çünkü şiddete
karşı, teröre karşı siyaseti ön plana çıkarmak için onlara rol
verdik, yani bu çözüm sürecinin yürütülmesinde. Ve o çok verimli de
yürüyordu, ama bu son zamanlardaki açıklamalar, önce tabii 6-8 Ekim
olayları ve HDP Eş Başkanı Demirtaş'ın çok sorumsuzca tweet'i,
açıklaması, daveti. Ondan sonra şu son zamanlarda
Cumhurbaşkanımızla ilgili o açıklamaları falan. Bunlar tabii
partimizde, Hükümetimizde de büyük izler bırakıyor, yani neticede
sorgulanıyor, yani çözüm süreciyle ilgili tabii buralarda da bu
manada zorluklar ortaya çıkıyor. Yani şu sırada gördüğüm benim
bu."
(İHA)