HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş: Ölen biziz, asker de polis de biziz
ANKARA'da KESK'i ziyaret ederek baş sağlığı dileklerini ileten HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, yaptığı açıklamada Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu sert bir dille eleştirerek, "Sen kimsin, nesin, bizim Başbakanımız falan değilsin, doğru. Ama bizim bu şeklide an ve an, gün ve gün katilimiz olmana da izin vermeyeceğiz. Bizi bu şekilde tehdit etmenize boyun eğdirmenize asla izin vermeyeceğiz....
ANKARA'da KESK'i ziyaret ederek baş sağlığı dileklerini ileten
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, yaptığı açıklamada
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu sert bir dille eleştirerek, "Sen
kimsin, nesin, bizim Başbakanımız falan değilsin, doğru. Ama bizim
bu şeklide an ve an, gün ve gün katilimiz olmana da izin
vermeyeceğiz. Bizi bu şekilde tehdit etmenize boyun eğdirmenize
asla izin vermeyeceğiz. Ortada bir çocuk oyunu oynanmıyor. Her gün
ölüyoruz. Ölen biziz, askerde biziz, poliste biziz. Kürt de biziz,
Türk de biziz" dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, KESK Genel Merkezi'ni
ziyaret ederek, taziye ve geçmiş olsun dileklerini iletti.
Demirtaş, KESK çıkışında gazetecilere yaptığı açıklamada,
cenazelerin Ankara'dan toplu halde uğurlanması konusunda çalışma
yaptıklarını açıklayarak, "Cenazelerin toplu halde Ankara'dan
uğurlanması konusunda bir hazırlığımız olacak. Yaralıların akibeti
konusunda da takip konusunda koordinasyonumuz olacak. Tüm bu
katliamı gerçekleştiren zihniyetin bu topraklarda halkımız nezdinde
bir korku ve panik yaratmasını engelleyecek en güçlü duruşu ortaya
koyacağız. Ankara'dan cenazelerimizi kitlesel uğurlayacağız. Ve
gittiği her yerde de kitlesel karşılayacağız. Toprağa emanet
edeceğiz, Allah'a emanet edeceğiz, ama geri kalanlar olarak da
dimdik ayakta duracağız. Bize bu şekilde boyun eğdirmeye
çalışacaklarını zannedeceklerini zannediyorlarsa da geçmiş de de
yanıldılar, şimdi de yanıldıklarını göstereceğiz" dedi.
ANKARA'NIN DA FAİLİNİ YAKALAMAYACAKSINIZ
Başbakan Davutoğlu'nu sert sözlerle eleştiren Demirtaş konuşmasına
şöyle devam etti: "Şunu da belirteyim ki, stajyer Başbakan bu akşam
bir takım açıklamalar yaptı. Yalanla, yanlışla dolu kendisinin de
inanmayacağı bir konuşma yaptı. Her şeyden önce şunu belirteyim ben
Selahattin Demirtaş olarak kimseyi tehdit etmedim, etmemde. Sadece
birkaç ay içerisinde 150'den fazla arkadaşını bu ve benzeri
saldırılarda kaybetmiş biri olarak konuştum ve konuşuyorum,
konuşmaya da devam edeceğim. Tek birinin dahi failini
yakalamadınız. Ne Suruç'un ne Diyarbakır'ın. Ankara'nın da
yakalamayacaksınız. Arkasındaki güçleri ortaya çıkarmayacaksınız.
Utanmadan sıkılmadan bir Başbakan olarak 'Suruç katliamının
sanığını yakaladık, bunu da Adalete teslim ettik' dediniz bir
Başbakan olarak. Bir saat önce söyledin bunu, 'Abdurahman Açıkgöz'ü
yakaladık, Adalet'e teslim ettik' diyorsun. Abdurahman Açıkgöz
canlı bomba, orada paramparça oldu. Kimi yakaladın nereye teslim
ettin. Bütün Türkiye'nin gözünün içine baka baka yalan söyleyen
adamdan hayır gelir mi? Bugüne kadar hangi katliamın sonuçlarını,
faillerini arkasındaki güçleri ortaya çıkardın. Hangisini yaptınız?
Roboski'yi mi yaptınız, Gezi'de öldürdüğünüz çocukların hesabını mı
verdiniz? Diyarbakır'da patlattığınız bombanın arkasındaki gücü
ortaya çıkardınız. Suruç mu ortaya çıktı, bu da ortaya çıkmayacak.
Çünkü karanlık değil, bunlar karanlık olaylar değil. Aleni bir
şekilde Ankara'nın göbeğinde 'Geliriz ve sizi paramparça ederiz'
mesajı verilmek isteniyor. Bu bize yönelik bir saldırı değil
sadece. Kim AKP'ye bu zihniyete kafa tutarsa, 'biz hepinizi
paramparça ederiz ve üstünü de örteriz' demek istiyorlar. Kimse
kimseyi kandırmasın. Ben durup dururken kimseye iftira atmak için
bunları söylemiyorum. Birilerini karalamak için hele hele siyasi
rant ve seçim kampanyası için ifade etmiyorum. Sandığınızda,
koltuğunuz da, sarayınızda batsın. Ama biz tek bir arkadaşımızın,
halkımızın tek bir evladının tırnağını sizin çaldığınız trilyonlara
değişmeyiz. Bunu bilin. Bu kadar aşağılık bir zihniyet neredeyse
'HDP kendi mitingini bombaladı' diyecek noktaya geldiler. Başbakan
yarım saat konuşuyor, 20 dakikasını bize hakaret ve tehditle
geçiriyor. Başbakan 100 arkadaşımın katledildiği mitinginle ilgili
konuşuyor, konuşmasının yarısından fazlasını bana tehdide ayırıyor.
IŞİD ile ilgili bir tek kınama cümlesi duydunuz mu, yok. Halen bizi
tehdit ediyor. Sen kimsin, nesin, bizim Başbakanımız falan
değilsin, doğru. Ama bizim bu şeklide an ve an, gün ve gün
katilimiz olmana da izin vermeyeceğiz. Bizi bu şeklide tehdit
etmenize boyun eğdirmenize asla izin vermeyeceğiz. Ortada bir çocuk
oyunu oynanmıyor. Her gün ölüyoruz. Ölen biziz, askerde biziz,
poliste biziz. Kürt de biziz, Türk de biziz. Yoksul halkın
evlatları olarak biz ölüyoruz. Siz ölmüyorsunuz. Sizin evlatlarınız
nerede ne yaptığını her gün izliyoruz, biz ölüyoruz. Dolayısıyla
hesap vermesi gereken biz değiliz, sizsiniz. Devlet sizin elinizde,
ülkeyi siz yönetiyorsunuz. Her ölümden sorumlusunuz. Ve, bunun
hesabını vereceksiniz. Sizi hukuk karşısında bağımsız yargının
karşısına çıkarana kadar mücadelemiz sürecek. Böyle elinizi
kolunuzu sallaya sallaya bu ülkede her gün katliam yapmanıza izin
vermeyeceğiz. Hele kameraların karşısına çıkıp bize parmak
sallayıp, tehdit ederek, korkutacağınızı zannediyorsanız
yanılıyorsunuz. Allah'tan başkasından korkumuz yoktur. Bir canımız
var, halkımızın uğuruna da feda ederiz. Korkacak bir şeyimiz yok.
Saklayacak bir şeyimiz de yok."
ELİNİZİ KOLUNUZU SALLAYA SALLAYA KATLİAM YAPMANIZA İZİN
VERMEYECEĞİZ Başbakan Ahmet Davutoğlu ve İçişleri Bakanı Selami
Altınok'ı eleştiren Selahattin Demirtaş, "Bütün olup bitenleri
herkes elini vicdanına koyarak değerlendirsin. Ankara, Türkiye'nin
başkenti. Kuş uçsa devletin haberi olur. İstihbaratın en güçlü
olduğu şehirdir burası. 100 binlik miting yapılıyor tek bir
güvenlik önlemi yok. Ne ara sokaklarda ne ana caddede tek bir
güvenlik önlemi yok. Kendi mitinglerine bir bakın. On cadde öteden
başlıyor güvenlik önlemleri. Bugün barış isteyenlerin mitingine 2
tane canlı bombayı kendi elleriyle saldılar. Ne kontrol var ne
güvenlik. Yetmedi, canlı bombalar kendini patlatmış yerde yaralılar
var. 500 yaralı var nefes alacak durumda değiller kendi emirleri
ile polisler gaz atıyorlar. Yaralılar zaten ölmek üzere birde gazla
boğuştular. Yaralıları taşıyanlar gazla boğuştular. Polisin
TOMA'dan sıktığı suyla boğuştular. 100 cenazemiz var, 500 yaralı
var bir de TOMA'dan sıkılan suyla, gazla uğraştık. Bu mu senin
adaletin? Bunun hesabını vermek yerine çıkmış HDP'yi, Demirtaş'ı
suçlayan kendi sorumluluklarını görmezden gelen bir tutum
sergiliyorlar. Böyle bir aymazlık utanmazlık olabilir mi? Gazeteci
bakana 'İstifa edecek misiniz?' diye soruyor, beyefendi gülüyor.
Gülerek cevap veriyor. 100 tane cenaze morgda bekliyor ülkenin
atanmış memuru sözde adalet bakanı sırıtarak cevap veriyor. Biz
bunlara mecbur değiliz. Ülke olarak bunların kahrını çekmek zorunda
değiliz. Halen bizi dışlayan bir tutum var. Halen bunlardan bütün
sorumlu bizmişiz gibi bütün bu ölümlerden sorumlu bizmişiz gibi bir
tutum var. Ülkeyi biz yönetiyorsak haber veririz. Bugün Başbakan
ben olsaydım Türkiye toplumundan bin defa özür diler istifa
ederdim. Hatta onuru olan istifa değil intihar eder böyle bir
alçaklık karşısında. Bunlarda utanma yok. Bir tane haysiyetli
onurlu yok ki, istifa edin çağrısı yapalım. Ve biz bunlar
tarafından yönetiliyoruz. Nerede nasıl öleceğimizi,
öldürüleceğimizi bilmeden bunlar tarafından yönetiliyoruz. Bunun
adına ileri demokrasi diyorlar. O nedenle özellikle Davutoğlu'na
sesleniyorum: Bizi tehdit ederek, hakaret ederek daha cenazelerimiz
morgdayken, parçalarını meydandan toplamamışken bizi suçlayan
dilden seni men ederim. Haddine değil. Sen başbakan bile değilsin.
Ülkenin yönetimine zorla el koymuş, darbe yapmış bir kliksiniz.
Bize parmak sallayarak, tehdit ederek konuşmak sizin haddinize
değil. Türkiye demokrasi ve barış çağrısından tahrik oluyorsa
kusura bakmayın. Biz sadece kardeşçe yaşamak için bu mitingleri ve
yürüyüşleri yapıyoruz. Asıl sorumlu ve tahrikkar sizsiniz. Her
konuşmanız tahrik kokuyor. Cumhurbaşkanından Başbakanına her
konuşmanız sadece insanlarımızı birbirine düşman etmeye yarıyor.
Size oy verenler vatandaş geri kalanlar kuluz, tebayız. Size oy
vermediğimiz için geri kalanların hepsinin katli vaciptir. Bunu her
gün siz söylüyorsunuz. Her gün kameraların karşısına çıkarak
ayrımcılığı siz yapıyorsunuz. Utanın, sıkılın. Düşün bu ülkenin
yakasından. Ülkemizi sizden kurtaracağız. İnşallah o günler
yakındır. Bu halkları, ezilenleri sizden kurtaracağız. O günler
gelecek hep birlikte göreceğiz" diye konuştu.