Hayat notu ’Pekiyi’
Pelin Tavşan, fiziki fonksiyonlarını kaybetmesine karşın evde eğitimi reddetti, tekerlekli sandalyesine binerek yaşıtlarıyla okulda eğitim gördü. Anne ve babasının sabahtan akşama kadar okulda beklediği, arkadaşlarının ders notlarında yardımcı olduğu, sadece gözleriyle iletişim kurabilen Pelin, 94.86 puanla okulun dönem birincisi olarak karnesini aldı.
Pelin Tavşan, fiziki fonksiyonlarını kaybetmesine karşın evde
eğitimi reddetti, tekerlekli sandalyesine binerek yaşıtlarıyla
okulda eğitim gördü. Anne ve babasının sabahtan akşama kadar okulda
beklediği, arkadaşlarının ders notlarında yardımcı olduğu, sadece
gözleriyle iletişim kurabilen Pelin, 94.86 puanla okulun dönem
birincisi olarak karnesini aldı.
İzmir'de yaşayan 16 yaşındaki Pelin Tavşan, 13 aylıkken geçirdiği
enfeksiyon nedeniyle fiziki fonksiyonlarını kaybetti. Annesi emekli
sınıf öğretmeni, babası da emekli astsubay olan Pelin, evde eğitim
görmeyi reddetti, tıpkı yaşıtları gibi okul ortamında ders işledi.
Anne ve babası, özel gereksinime ihtiyaç duyan kızlarını her gün
tekerlekli sandalye ile Karşıyaka Lisesi'ne getirdi ve
teneffüslerde arkadaşlarının ders notlarını alarak bu notları
kızlarının defterine yazdı. Akşam olduğunda anne Sevinç Tavşan,
baba Durmuş Tavşan ve diş hekimi ağabey Oğuz Tavşan, Pelin'in
derste işlediği konuları bir de defterden okuyarak konuları tekrar
etti. Daha çok gözleriyle iletişim kurabilen Pelin, 94.86 puanla
okulun dönem birincisi olarak karnesini aldı.
ANNE VE BABASI TENEFFÜSLERDE NOT TUTUYOR
Pelin'in hikayesini anlatan baba Durmuş Tavşan, "Annesi
sınıf öğretmeni olduğu için ilkokul 4. sınıfa kadar Pelin'i annesi
okuttu. Annesi başka okula tayin olunca ben emekli oldum ve 5.
sınıftan 8. sınıfa kadar kızımızı okula ben getirip götürdüm.
Teneffüslerde onun ihtiyaçlarını karşıladım. Bu sene de annesi
emekli oldu ve lise eğitiminde kızımızı okulda annesi bekliyor.
Sabah 08.00 akşam 16.00 arası okulda kızımızın yanındayız.
Arkadaşlarının tuttuğu defterleri, teneffüste yazıyoruz. Ders
bitince arkadaşına teslim ediyoruz. Sonra evde kızımıza anlatarak
dersi tekrar ediyoruz. Sınıf arkadaşları da defter tutma konusunda
Pelin'e yardımcı oluyor. Sadece işlem gerektiren matematik gibi
derslerde zorlanıyoruz ancak annenin eğitimci olmasının bize çok
faydası dokunuyor. Arkadaşları iki gün çalışıyorsa biz dört gün
çalışıyoruz" dedi.
"BENİM NE EKSİĞİM VAR" DİYEREK TEOG'A GİRDİ
Pelin'in yaşıtlarının hissettiği tüm duyguları hissettiğini,
zihinsel bir problemi olmadığını vurgulayan baba Durmuş Tavşan,
"Çok yakın arkadaşları var. Öğretmenlerle arası çok iyi.
Biz engelli aileleri olarak acınmak istemiyoruz. Anlaşılmak
istiyoruz. Kızımız evde eğitim görsün istemedik. Çocuğumuz sınıfa
gelsin, arkadaşları ile sınıf ortamını paylaşsın istedik. O da bunu
istedi. Bir gün devamsızlık yapmadan her gün okula geliyoruz.
Arkadaşları ve öğretmenleri de bizi yalnız bırakmadı. Pelin gözleri
ve duyguları ile ilişki kuruyor. Sınırlı düzeyde de konuşabiliyor.
Sınıfa girdiğinde yüzü gülüyor. Sınıf ortamını paylaşıyor. Bizim
amacımız onun mutlu olması. Bunun sonucunda da başarı geliyor.
Ödevlerini eksik tutmamaya çalışıyoruz. Yönetmelik gereği TEOG'e
giremeyip adrese en yakın okula kayıt yaptırabilirdik ama Pelin
‘benim ne eksiğim var?' diyerek sınava girdi ve bu okulu
kazandı" diye konuştu.
"MUTLULUK BAŞ HEDEFTİ"
Pelin Tavşan'ın annesi Sevinç Tavşan da, şunları söyledi:
"Bir eğitimci olarak bütün toplumdaki çocukların mutlu
olarak bir yerlere gelmesi taraftarıyım. Dolayısıyla kızımla ilgili
de mutluluk baş hedefimiz oldu. Önce mutluluk olursa, başarı da
sonradan gelir diye düşündük. Evde eğitim şansımız da vardı ama biz
bunu tercih etmedik. Pelin'in yaşıtlarıyla bir şeyler paylaşması
gerektiğini, sosyal bir ortamda olması gerektiğini düşündük. Bu
sınıftaki çocuklar artık daha bilinçli büyüyecekler. Bu toplumda
sadece kendileri gibi bireyler değil, farklı bireylerin de olduğunu
artık daha iyi biliyorlar. Pelin çok gayretli, çok mutlu bir çocuk.
Temelimiz mutluluk. Başarıyı seven bir çocuk. Çok çalıştık, çok
emek verdik. Çok yoruldu ama emeğinin karşılığını aldı. Sınıfta not
tutma şansı olmadığı için arkadaşlarından daha fazla çalışmak
durumunda kaldı ama arkadaşları ve öğretmenleri de bize çok
yardımcı oldu."
"PELİN BİZİM OKULUMUZ"
Pelin'in Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Nazik Gökmen, Pelin'in
diğer arkadaşlarından farklı bir öğrenci olduğunu ama bir öğrencide
olması gereken her şeyin onda bulunduğunu söyledi. Pelin'in
çalışkan ve sorumluluk bilinci olan bir öğrenci olduğunu vurgulayan
Gökmen, "Verdiğim hiçbir ödev yapılmadan gelmedi. Pelin,
okulun sadece tek taraflı öğrenme olmadığını, bizim de
öğrencilerden çok şey öğrenebileceğimizi gösterdi. Hepimiz
birbirimizden bir şeyler öğreniyoruz. Kaç yaşında olursanız olun,
hayat size bir şeyler öğretiyor ve biz bunların çoğunu çocuklardan
öğreniyoruz. Her çocuk bir okuldur. Pelin bu yıl bizim okulumuz ve
biz onunla birlikte hayattaki birçok şeyi yeniden düşünmeyi,
yeniden anlamayı ve saygı göstermeyi öğreniyoruz. Hepimizin
farklılıkları var. Bu farklılıkları saygıyla ortadan
kaldırabiliriz. Sevmek çok önemli. Biz Pelin'i seviyoruz, Pelin de
bizi seviyor" ifadelerini kullandı.
"EĞİTİMDE ENGEL YOK"
Pelin'e karnesini takdim eden Karşıyaka İlçe Milli Eğitim Müdürü
Mustafa İslamoğlu da Pelin'in başarısından gurur duyduklarını
belirterek şöyle konuştu: "Pelin çok özel bir çocuk. Evde
eğitim imkanı olduğu halde okulda olmayı tercih eden bir çocuk.
Akranlarına göre daha fazla ders çalışıp kendini ispatlayan bir
çocuk. Her gün okula bu şartlarda giden bir çocuk. Onun bu
başarısında okulumuzun ve ailesinin büyük payı var. 94.86 puanla
dönem birincisi oldu. Pelin arkadaşlarına model oldu. Demek ki
eğitimde engel yok. İnsan isterse her türlü engeli aşabiliyor.
Pelin de bunun canlı bir örneği."
"ENGELLER ARKADAŞ OLMAYA ENGEL DEĞİLMİŞ"
Pelin'in bu başarısında en büyük destekçilerden biri de arkadaşları
oldu. Gün boyu Pelin'le yakından ilgilenen arkadaşlarından Ali
Ersin Coşkuner, "Pelin'le ortaokuldan beri tanışıyorum.
Lisede de aynı sınıfta okumaya başladık. Onunla aramızda bir bağ
var. Onu tanıdığım için çok mutluyum" derken, Sena Funda
Özbakır da "Pelin'le aramız çok iyi. Daha önce böyle bir
durumla karşılaşmadığımız için ilk başta ne yapacağımızı bilemedik
ama sonra ona çok alıştık ve engellerin arkadaş olmaya engel
olmayacağını anladık. Engel sadece fiziksel bir şeymiş. Biriyle
arkadaş olmak için konuşmaya ihtiyaç yok. Sevgisini hissedebildiğin
zaman bile arkadaş olabiliyorsun. Yanına oturduğumda bir şey ifade
etmeye çalışıyor ve ben onu anlıyorum. Çok zor bir şey değil
aslında. Bir şekilde anlaşıyoruz" dedi.
(Ceren Atmaca - Sinan Yeniçeri/İHA)