’Güvence’ ve ’Cennet Belgeleri’ iddialarına yanıt verdi
Başbakan Binali Yıldırım, "Amerika Birleşik Devletleri'ne güvence vermek veya onların bize güvence vermesini istemek gibi bir müzakere hukuk devleti ilkelerine uymaz" dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, "Amerika Birleşik
Devletleri'ne güvence vermek veya onların bize güvence vermesini
istemek gibi bir müzakere hukuk devleti ilkelerine uymaz"
dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, Washington ziyareti öncesi Esenboğa
Havalimanında basın toplantısı düzenledi. Yıldırım, "Bu
ziyaretimiz çerçevesinde ABD Başkan Yardımcısı Pence ile görüşmeler
yapacağız. Ziyaretimiz 7-10 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek.
Bu resmi görüşmenin dışında da birçok farklı görüşmelerimiz var.
Gerek kongre mensupları ile gerek STK'larla Türkiye-ABD ilişkileri
konusunda kapsamlı görüşmeler gerçekleştireceğiz. Ziyaretimde,
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Berat Albayrak, Grup Başkanvekilimiz Mehmet Muş, İstanbul
Milletvekilleri Volkan Bozkır ve Mustafa Şentop bizimle birlikte
olacak. Ziyaretimizin New York bölümünde Başbakan Yardımcısı Mehmet
Şimşek de katılmış olacak. Özellikle ABD Başkanı Uzakdoğu
ziyaretinde olduğu için Sayın Pence ile Türkiye-ABD arasındaki
bütün konuları ele alacağız. İkili ilişkilerimiz başta olmak üzere
bölgesel konularda yaşanan gelişmeleri de değerlendirme fırsatı
bulacağız. Özellikle Türkiye-ABD arasındaki Suriye, Irak meseleleri
FETÖ konusundaki Amerika ile ilgili taleplerimiz ve bu konuda
bundan sonraki aşama kapsamlı bir şekilde dile getirilecek. Ayrıca,
PYD, YPG ve DEAŞ ile mücadele konusunda da aramızda mevcut olan
bazı sorunların açıklıkla iki müttefikin hukukuna uygun şekilde ele
almayı hedefliyoruz" ifadelerini kullandı.
VİZE KRİZİ VE KARŞILIKLI AÇIKLAMALAR
ABD'nin Türkiye'deki diplomatik temsilciliklerinde sınırlı ölçüde
vize başvurularını yeniden kabul etmeye başlamasına ilişkin
değerlendirmede bulunan Yıldırım, "Ziyaretimiz öncesi
ABD-Türkiye arasında bir süre önce askıya alınan vize işlemlerinin
sınırlı da olsa başlamış olması olumlu bir adım olarak mütalaa
edilebilir. Bu çerçevede yapacağımız ziyaretin ülkemizin ABD ile
ilişkilerinin bulunduğu düzeyden daha ileri bir düzeye taşınmasına
vesile olmasını ümit ediyorum. Bu amaçla bu ziyareti
gerçekleştiriyoruz bütün bunları yaparken bizim vazgeçemeyeceğiz
şey, ülkemizin, milletimizin hassasiyetleridir. Bu hassasiyetlere
karşı tarafın muhataplarımın da gereken hassasiyeti göstereceğini
ümit ediyoruz. İnşallah bu ziyaret ülkemiz açısından verimli bir
ziyaret olur. Türkiye-ABD müttefik iki ülkedir.Ümit ederim ki her
iki ülkenin menfaati açısından verimli bir ziyaret gerçekleştirmiş
oluruz" diye konuştu.
SORULARI CEVAPLADI
Başbakan Yıldırım, açıklamaları sonrası gazetecilerin sorularını
cevapladı. ABD Büyükelçiliği'nin, 'çalışanları için güvence
verildiğini belirttiği' açıklamasına ilişkin soru üzerine Yıldırım,
"Amerika'nın Büyükelçiliği'nin yaptığı açıklama üzerine
Türk Büyükelçiliği de karşı açıklamayı yapmıştır ve orada her şey
açık, seçik, herhangi bir yoruma ihtiyaç göstermeyecek şekilde izah
edilmiştir. Mesele şudur, iki ülke arasında özellikle bazı
yargılamalar var, bazı tutuklama işlemleri var. Bu Amerika'da da
Türkiye'de de var. O bakımdan Amerikan Birleşik Devletleri'ne
güvence vermek veya onların bize güvence vermesini istemek gibi bir
müzakere hukuk devleti ilkelerine uymaz. Burada bizim
hassasiyetimiz şudur, bizim 15 Temmuz darbesiyle ilgili, bu
darbenin arkasında Fethullah Gülen'in olduğu yönünde kuvvetli
bulgularımız var. Bunun iade edilmesini istiyoruz. Bazı nedenlerle
tutuklanmış olan vatandaşlarımızın davalarının görülmesinde de var
olan endişelerimizin giderilmesini istiyoruz. Onlar da benzer
taleplerde bulunuyor, bunlar diplomatik kanallarda görüşülüyor. Bir
çıkış oylu bulunmaya çalışılıyor. Bu ziyaretin amacı, bütün bu
konuları bütün açıklığıyla ortaya koymak ve makul bir yol
bulabilmektir" dedi.
FETÖ ile ilgili talepler ve bu konuda yeni bir dosya hazırlandığına
ilişkin soru üzerine Yıldırım, "Bu iade konusunda yapılacak
her şey yapılmıştır. Artık, dosya odalara sığmayacak hale
gelmiştir. Eğer bu kadar dosya, bilgi iş görmüyorsa o zaman işin
içinde başka mesele var diye düşünmek der demez insanın aklına
geliyor. O bakımdan biz belki haddinden fazla da dosya verdiğimiz
düşünüyorum. Dolayısıyla Amerikan yargısının bir an önce devreye
girerek bunu yapmasını bekliyoruz" açıklamasında
bulundu.
'CENNET BELGELERİ' İDDİALARINA YANIT VERDİ
'Uluslararası gazetecilik organizasyonu ‘Paradise Papers'ın (Cennet
Belgeleri), denizcilik sektörünün ‘vergi cenneti' Malta'da Başbakan
Binali Yıldırım'ın iki oğlu, dayısı ve yeğeniyle bağlantılı dokuz
şirketin adını yayınladığı' yönündeki haberlerin sorulması üzerine
Yıldırım, "Her şeyden önce vatandaşlarımızın gerçeği
öğrenmesinde fayda var. Ben gemi inşa yüksek mühendisiyim. hayatım
boyunca denizcilikle uğraştım, gemi işletmeciliği, gemi sahipliği
yaptım, siyasete başladığımda işlerimi evlatlarıma bıraktım. En
küçüğü 33, en büyüğü 40 yaşında, 5 tane de torunum var. Onlar kendi
işini, ben kendi işimi yapıyorum. Memlekete hizmet etmeye
çalışıyorum, bu birincisi. İkincisi, siyasete başlarken çocuklarıma
benim bir tavsiyem oldu, devletle hiçbir zaman iş yapmayacaksın,
devletin bankalarından hiçbir kaynak kullanmayacaksınız. Denizcilik
küresel bir iştir. Dünyanın her tarafında da şirketleri var,
irtibat noktaları da var. Burada gizli saklı bir iş yok. Bir iş
çeviriyormuş gibi, benim fotoğrafımı da basarak bir algı
oluşturmaya çalışıyorlar. Eğer, Türkiye'de veya başka bir ülkede
bir kişi hakkında, ticari faaliyetleri hakkında bilgi almak
isterseniz. Türkiye'de ticaret sicilinin sitesine girerseniz her
türlü bilgiyi alırsınız. Bunun sır filan özelliği yok. Bunlar açık
seçik faaliyet gösteren şirketlerdir. Bu konudaki iddia da yeni de
değil. Bu gazete ilk defa 2008'de bunları gündeme getirdi, 2014
yerel seçimlerinde gündeme getirdi. O zaman da bir televizyon
programında bütün detaylarıyla açıkladı. Tekrar ısıtıp haber
yaptılar, şimdi de tekrar aynı haberi büyük bir yanlış bulmuş gibi
servis ediyorlar. Olay bundan ibarettir. Onların çocuklarımın
faaliyetleri üzerinde ilgilenenleri çok egzotik bir iş, bununla
beni akılları sıra yıpratmaya çalışıyorlar. Milletim beni bilir,
benim dokunulmazlığım var ama çocuklarımın dokunulmazlığı yok.
Buradan davet ediyorum, her türlü soruşturma gerek mali gerek
hukuki yönden yapılabilir, bunu özellikle de istiyorum. Hiç
kimsenin haksız yere itham edilmesi, yanlış iş yapıyor gibi
gösterilmesi kabul edilemez. Bizim için en büyük servet
itibarımızdır, gerisi gelip geçicidir. Vergi verilmiyor diye itham
ediyorlar, benim çocuklarımın buradaki şirketi en fazla vergi veren
şirketler arasında yer alıyor. Bunlar ayıp şeylerdir, insanların
kafasını karıştırmaya gerek yoktur. Bana yerli, milli değil
diyenlerin apar topar memleketten kaçıp gidenler olduğunu da
vatandaşımızın bilmesi lazım. Eğer yerli, milliyseniz gazetenizin
başını bırakıp bu memleketten kaçıp gitmezsiniz" şeklinde
konuştu.
(Enise Vural / İHA)