Fransa’ya sert tepki
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Fransa YPG'ye destek garantisi vermiştir. Yani Fransa terörü alenen baş tacı yapmış, kucaklamıştır. Bu utanç verici bir rezalet, melanet ve ihanettir" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Fransa YPG'ye destek
garantisi vermiştir. Yani Fransa terörü alenen baş tacı yapmış,
kucaklamıştır. Bu utanç verici bir rezalet, melanet ve
ihanettir" dedi.
Partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuşan MHP lideri Devlet
Bahçeli, Çiftlik Bank dolandırıcılığına değindi. 81 milyon Türk
vatandaşıyla ekonomik özgürlük ve haklara sahip çıkmanın, felaket
tellallarına hak ettikleri dersi vermenin zamanı geldiğini ifade
eden Bahçeli, "Zaman zalimlerin oyununu boşa çıkarma
günüdür. Milletimizi kandıranların, umutları çalanların, soygun
düzeni kuranların yakasından tutmak, onlarla gecikmiş hesaplaşmayı
yapmak, iktidarından muhalefetine hepimizin vatan görevidir.
Tosuncukmuş, çiftlik bankmış, süt bankmış, bu ve benzeri
sülüklerin, sicili kapkaranlık haydutların kanımızı emmesine,
sırtımızdan geçinmesine asla, ama asla izin verilmemelidir. Bunlar
her neredeyse enselerinden tutulup layık oldukları demir
parmaklıkların ardına konulmalıdır. Bu milletin çektiği çile ve
ızdıraba artık bir son verilmelidir. Muzdarip kaldığımız sorunlar
birer birer etkisizleştirilmelidir. Çatı çökmeden, sütun çürümeden
kutlu bir hamleyle oyunlar bozulmalıdır. Birlik ve dayanışma
ruhunun lütfuyla, üzerimizde hesap yapanların kalemleri kırılmalı,
defterleri dürülmeli, yedikleri içtikleri alayının burnundan fitil
fitil getirilmelidir. Masumların hissiyatıyla oynayan mankurtların,
mazlumların ahını alan mandafonların, küresel ve emperyalist
hıyanet markalarının hakkından gelmek, plan ve hesaplarında boğmak
beka ve vefa borcumuzdur. Biz istemediğimiz sürece yenemezler; biz
milli duruşu gösterdiğimiz müddetçe hiçbir mihrak karşımızda dün
olduğu gibi duramaz, duramayacaktır" şeklinde konuştu.
"HAİN PAPAZ BİR GECE YARISI…"
Türkiye'nin, egemenlik haklarının parantezinde, meşru ve hukuka
uygun tutumuyla terörle mücadele ettiğini anımsatan Bahçeli,
Türkiye'nin haklı ilerleyişini durdurmak, milli ve ahlaki tepkisini
söndürmek isteyenlerin her fırsattan istifadenin, her ihtimalden
medet ummanın peşinde olduklarını aktardı. Türkiye'nin her egemen
devlet gibi, toprak bütünlüğünü, siyasi ve insan birliğini
yüreklice, uluslararası hukuka müzahir şekilde savunduğunun altını
çizen Bahçeli, "Bu savunmadan, bu duruş ve azimden rahatsız
olanlar önce tarihin ve insanlığın neresinde durduklarını gözden
geçirmelidir. Çünkü teröre destek terör faaliyetidir. Teröriste
sevgi ve sempati caniliği övmek, öne çıkarmaktır. MGK 28 Mart 2018
tarihinde toplanmış ardından da yayımladığı 5 maddelik açıklamayla
Türkiye'nin milli çıkarlarını, milli bekasının dokunulmazlığını
yedi düvele teker teker haykırmıştır. Anılan açıklamanın ilk
maddesinde yer bulmuş bir ifade geçtiğimiz hafta fazlasıyla
tartışılmış, beklendiği üzere gündeme yerleşmiştir. Söz konusu
açıklamada, terörle mücadelenin tüm boyutlarıyla ele alındığı ifade
edilerek; PKK/PYD-YPG, DEAŞ, FETÖ/PDY gibi proje terör örgütlerinin
eylemleri başta olmak üzere, milli güvenliğimizi hedef alan her
türlü tehdide karşı hukuk çerçevesinde alınan ve Kurulca önerilen
tedbirlerin gözden geçirildiği vurgulanmıştır. Burada üstünde
durulması, altı çizilmesi, analizi yapılması gereken kavram 'proje
terör örgütleri' ifadesidir. Eğer ortada proje varsa, önce bu
projeyi hazırlayan, sonra servisini yapan, akabinde de sahaya
indiren zincirleme ve silsile yoluyla teşekkül etmiş kanlı ve vahşi
piramitsel suç ortaklarının varlığı ortada ve doğal olacaktır.
Bahsi geçen terör örgütleri proje olduğu kadar cinayet taşeronları,
ihanet teşrifatçıları, emperyalizmin kanlı devriyeleri, haçlı
operasyonlarının kiralık tetikçileridir. Mesela FETÖ projeyse, ki
öyledir, bu projeyi imal eden, hedef çizen, eylem ve alçaklığının
sınırlarını belirleyen mihraklarla hesaplaşmak da tarihi ve milli
bir zorunluluktur. FETÖ'yle mücadele aynı zamanda proje
sahipleriyle mücadeledir. FETÖ'cüler aynı şekilde Kilise zangocu,
kalbi haç çıkarıp dili besmele getiren şerefsiz Türk düşmanlarıdır.
FETÖ projesini önce kurgulayıp sonra da tedavüle sokan şer ve
şiddet yanlılarıyla acıklı ve gecikmiş hesap görülmeden, bu kanı
bozuklara, bu sütü lekelilere, bu haramzadelere kan kusturmak, bir
başka tehlikenin önünü kesmeyecektir" diye konuştu.
Bahçeli, "Gelecek on yıllarda, FETÖ değil de, bir başka
şebeke ve ihanet örgütünün farklı bir isimle paydahlanırsa ve bu
defa proje sahipleri tarafından iyi hazırlanıp torunlarımızın
üzerine gönderilirse yattığımız yerde nasıl uyuyacağız, toprağın
altında nasıl huzur bulacağız. Eğer, Pensilvanya'dan hain papaz bir
gece yarısı, yiğit bir Türk evladı tarafından kafası çuvala
geçirilip alınırsa, sonra da okyanustan ya uçarak ya gemiyle
geçirilip Türk adaletinin önüne çıkarılırsa işte o zaman tüm proje
sahiplerinin maskesi bir bir düşecektir" dedi.
"ABD'NİN, SURİYE'DEN ÇIKIP ÇIKMAYACAĞI AFAKİ VE TALİ BİR
KONUDUR"
ABD Başkanı Trump'ın 30 Mart'ta Ohio'da yaptığı açıklamada
Suriye'den çok kısa süre içinde çıkacaklarını söylemesine ilişkin
de değerlendirmede bulunan Bahçeli, "ABD'nin, Suriye'den
çıkıp çıkmayacağı afaki ve tali bir konudur. Ve bu bilmece üzerinde
kafa yormak, papatya falları açmak yararsızdır, bir o kadar da
vakit israfıdır. Bazı çekilişler vardır, işgallerden daha beter,
daha ağırdır. Kaldı ki, ABD'nin çekilmesi ipe asılı tozlu kilimi
çırpmak gibidir. Toz gitse de, kilim yerinde, ip ise sabittir. Bir
defa ABD'nin çekilmesi demek, şu şartlarda Orta Doğu'dan tamamen
sökülüp atılması demektir ki, bu durum Beyaz Saray ve Pentagon'a
hakim olan derin Anglo Sakson aklın çıkarlarına uygun değildir.
ABD'nin çıktığı, çıkacağı, yakın vadede çıkma ihtimali pek mümkün
görülmemektedir. PYD/YPG'ye bu kadar prim veren, ittifak ilişkisi
kuran, terörizmin çatısı altında el ele tutuşup teröristleri adeta
sırtına alan, Fırat'ın doğusuyla ilgili emperyalist hesaplar yapan
ABD'nin Suriye'den çekilme sözleri, yalnızca Trumpvari bir
değerlendirmedir. Türkiye Menbiç'e gözünü diktikçe, karşımıza
bariyerler çeken, gün aşırı fikir ve fiili değiştiren ABD'dir.
Ayrıca, Menbiç'e operasyon işaretleri arttıkça huzuru kaçan, terör
yandaşlarıyla ilgili korkuya kapılan, bu nedenle birkaç gün önce
bölgedeki üslerini zırhlı araç ve askeri birliklerle takviye eden
yine ABD'dir. Dahası hiç haddi olmadığı halde Rusya'dan alımı
gündemde olan S-400 füzelerine itiraz eden de gene ABD'dir. Üstelik
ABD'li askerlerin, Fırat Kalkanı Harekat bölgesi ile PKK/YPG
arasında cephe hattını teşkil eden Sacu Çayı boyunca günlük
devriyelere başladığı anlaşılmaktadır. Türkiye'nin Afrin
temizliğinden hemen sonra harekata devam iradesi muhasım odakların
keyif ve uykularını kaçırmıştır. Menbiç, Ayn El Arap, Tel Abyad,
Resulayn, Haseki, Cizire ya terörden kurtulmalı ve teröre destek
veren ülkeler bu kokuşmuşluktan vazgeçmelidir ya da buralar
silindir gibi ezilmeli, kurtuluş bizzat Türkiye tarafından
sağlanmalıdır. 4 Nisan günü, İstanbul'da Türkiye-Rusya-İran
arasında yapılacak liderler zirvesi bundan sonraki adım ve hamleler
açısından tarihi önemdedir. Şayet sınırlarımıza 60 kilometrelik
mesafede olan Sincar'ı Irak hükümeti hainlerden arındıramıyorsa
Türkiye bunu yapacak muktedirliğe sahiptir. Herkes aklını başına
alsın, evimizin önünde çakallar gezemez. Sınırlarımızın dibinde
vampirler yaşayamaz, yarasalar uçamaz. Kandil'den başlayarak
Suriye'nin kuzeyine kadar tek bir insan artığı bırakmadan yok etmek
Türk devleti için artık bir onur ve var oluş meselesidir"
ifadelerini kullandı.
"FRANSA'NIN ÇÖPÇATANLIĞA SOYUNMASI
AHLAKSIZLIKTIR"
"ABD Başkanı çekilmekten bahsederken, Fransa sanki yedek
kulübesinde bekliyormuş gibi, form tutmuş, kondisyon yapmış yeni
bir terör sevici ülke görünümünde, kendisini hatırlatma gereği
duymuştur" diyen Bahçeli Fransa'yla ilgili şu açıklamada
bulundu:
"Fransa Cumhurbaşkanı Macron 29 Mart 2018 günü, sarayında 7
teröristi insanlığın gözü önünde ağırlamış, fotoğraf karelerine
birlikte girmiş, beraberlik nikahı kıyılmasına gönüllü olmuştur.
Fransa YPG'ye destek garantisi vermiştir. Yani Fransa terörü alenen
baş tacı yapmış, kucaklamıştır. Bu utanç verici bir rezalet,
melanet ve ihanettir. Ve Macron bundan sonra YPG'nin Paris
temsilcisi olmaya namzet olduğunu göstermiştir. Dikişi patlamış
yamaya dönen Fransa, terör örgütüyle Türkiye arasında arabuluculuğa
talip olduğunu açıklamıştır. İnsanlığa ve insanlık onuruna Fransız
kalan Fransa yönetiminin terör örgütlerinin çöpçatanlığına
soyunması tuhaf olduğu kadar küstah ve küçültücü bir
erdemsizliktir. Arabulucu olmak ne demektir? Fransa kimlerin
arasını bulacak, kimi kiminle buluşturacaktır? Bu nasıl bir
aymazlık, nasıl bir ahlaksızlıktır? Fransa, Türkiye'nin müttefiki
değil midir? Türkiye'yle birlikte NATO şemsiyesi altında değil
midir? Peki bu çirkeflik, bu çirkinlik nasıl yorumlanmalı, ne
şekilde anlaşılmalıdır? Karşımızda yeni bir Sykes-Picot oyunu
vardır. Karşımızda yeni ve tarihi bir amaç durmaktadır. Hatırlatmak
isterim ki, hakimiyetimiz altında bulunan Orta Doğu'yu paylaşmak
için İngiltere ile Fransa arasındaki temas trafiği 1915 yılının son
aylarında başlamıştı. 1916 yılının Şubat ayında İngiliz diplomat
Sykes ile Fransız diplomat Picot uzun süren görüşme serisi için
masaya oturmuşlar, Ekim ayında da uzlaşmaya varmışlardı. Mersin,
Adana, Maraş, Sivas, Diyarbakır, Suriye ve Musul Fransa tarafından
işgal edilecek; Kerkük'ten aşağıya Irak, Ürdün ve Körfezi İngiltere
alacaktı. Plan buydu, gizli anlaşmanın özü ve esası bu şekildeydi.
1919'da Suriye'de kurulacak Fransız mandasının, Irak ve Körfez'de
kurulacak İngiltere mandasının temelleri 1916'da atılmıştı. Birinci
Dünya Savaşı'ndan sonra İngiltere Başbakanı Lloyd George; 'en ağır
ceza Türklere verilecek, Türkiye öldü' sözleriyle halt ediyor,
kendi sonunu hazırlıyor, döktüğü kanların altında kalmak için geri
sayım butonuna basıyordu. Türklerin çöküş noktasında olduğuna
inanıyorlardı. Ne oldu, kanlı emperyalistlere son vatan elbet mezar
oldu. Çukurova'nın cesur ve taviz vermeyen kahramanları Fransızları
nefesleriyle, nice isimsiz neferlerinin fedakarlığıyla buzda, donda
titreyen oğlağa çevirdiler. Fransa'nın YPG mesajı, PKK sevdası,
Türk düşmanlığı yeni değildir, motivasyon ve moral kaynağını tarihi
hınç ve hırslardan almaktadır."
"CHP'NİN TİPİTİP GRUP BAŞKAN VEKİLİ BUNU NASIL TELAFİ
EDECEK?"
Muhalefetten gelen "seçim güvenliği ordusu kurmak"
kapsamındaki açıklamaları ele alan Bahçeli, "CHP'nin geveze
ve gevşek bir grup başkan vekili, 29 Mart 2018 sabahı, ekranların
sütçüsüyle katıldığı bir programda 'seçim güvenliği ordusu
kuruyoruz' diyerek aklının dibini dökmüştür. Bizim bildiğimiz ordu
tektir ve millet ordusudur. Milli güvenliğimizin nasıl temin
edildiği bellidir. Yeni bir ordu kurma teşebbüsü paralel bir
örgütlenme, FETÖ merkezli bir öğüt olsa gerektir. HDP'yle, İP'yle,
PKK ve FETÖ'yle ele ele vererek seçim güvenliği ordusu kuruyorken,
teröristler de bu orduya sızdırılırsa CHP'nin tipitip grup başkan
vekili bunu nasıl telafi edecek, ne diyecektir? FETÖ'nün siyasi
ayağıyla ilgili dedikodu yapıp YPG'lilere, PKK'lılara sandık nöbeti
yazarlarsa ortaya çıkacak sonuçların ne olacağını malum trajikomik
şahıs tahmin etmiş midir? Eğer ordu mordu kuruyorum diyerek
ortalığı velveleye, fitne fesada vermeye kalkışırlarsa bunların
alayının alnını karışlamak, karşılarına dikilmek bizim için farz
olacaktır. Akıllı olun, aklınızı başınıza alın, ateşle oynamayın.
Destursuz bağa girenin ne olacağını iyi hesap edin. Kılıçdaroğlu
sanal, yalan ve talan ittifak görüşmeleriyle ilgili mesaisini
yoğunlaştırmışken, çevresindeki dümencileri, şeytana bile pabucu
ters giydirmeye çalışan hamakat ehlini, tavsiyem gözden ve
gözetimden kaçırmasın. İşte bunların oyunlarını Cumhur İttifakı
hepten bozacaktır. Doğudan batıya, kuzeyden güneye tüm Türk
vatandaşları, kökeni, yöresi ve anasının dili ne olursa olsun
cumhurun tüm aziz fertleri güç birliği, hedef birlikteliği
yapacaklardır. Zamanında yapılan, yapılması gereken seçimlerle
Türkiye nefes alacak, önünü görecektir. Cumhur İttifakı;
Pensilvanya'da yazılıp, İmralı'da onaylanan hain senaryoyu CHP'nin
de içinde bulunduğu kervanın başına külah diye geçirecek,
kepazelikleriyle baş başa bırakacaktır. Bir züğürt tesellisidir;
zelzeleyi gören, yangına razı gelirmiş. Biz ne zelzeleden, ne
yangından, ne de fırtınadan korkmadık, korkmayacağız, Cumhuriyet'in
irfanına, cumhurun iradesine can pahasına sahip çıktık, yine
çıkacağız" ifadelerini kullandı.
(İHA)