"Fasılların açılması için bütün partiler baskı yapalım"
AB Bakanı Çelik, "23'üncü, 24'üncü fasılların açılması konusunda bütün partilerdeki milletvekilleri, fasılların açılıp Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki mekanizmaların işlemesi konusunda Avrupa Parlamentosunda, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinde muhataplarımıza baskı yapalım" dedi.
AB Bakanı Çelik, "23'üncü, 24'üncü fasılların açılması
konusunda bütün partilerdeki milletvekilleri, fasılların açılıp
Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki mekanizmaların işlemesi
konusunda Avrupa Parlamentosunda, Avrupa Konseyi Parlamenter
Meclisinde muhataplarımıza baskı yapalım" dedi.
TBMM Genel Kurulunda 2018 yılı Merkezi Yönetim Bütçe ve 2016 Kesin
Hesap Kanun Tasarısı ile Sayıştay Raporları görüşmeleri devam
ediyor. Bütçe görüşmeleri sırasında konuşan AB Bakanı Çelik,
dünyadaki dengelerin hızlı bir şekilde değiştiğini ve dünyanın
geçiş döneminde olduğunu belirtti. Çelik, "İkinci Dünya
Savaşı'nın bitiminden sonra ortaya çıkan liberal konsensüs hem
değerler açısından çatırdıyor hem de mekanizmaları konusunda ciddi
bir sorgulama ortaya çıkıyor. Dolayısıyla daha türbülanslı bir
döneme, daha sıkıntılı bir döneme girdiğimizi söylememiz mümkün.
Bildiğimiz transatlantik ilişkiler artık köklü bir değişime
uğruyor" ifadelerini kullandı.
Bakan Çelik, ABD Başkanı Trump'ın tarihe hata ve trajik karar
olarak geçecek bir karar aldığını hatırlatarak, "Burada da
Avrupa Birliğinin transatlantik ilişkilerin kırılmasının neticesi
olarak Amerika Birleşik Devletleri Başkanı'nın kararını kesinlikle
benimsemediğini ve İsrail'in Kudüs'ün başkenti olarak tanınmasına
güçlü bir şekilde karşı çıktığını gördük. Netanyahu Brüksel'e
gitti, Brüksel'e gittiğinde istediğini alamadı. Avrupa Birliği,
burada net bir biçimde iki devletli çözümü, 67 sınırlarına dayanan
çözümü ve Doğu Kudüs'ün Filistin'in başkenti olarak tanınması
gerektiğine dair duruşunu değiştirmedi. Bu, aslında çok uzun
zamandır görülmeyen, Amerika Birleşik Devletleri'yle Avrupa Birliği
arasında bir kırılma. Bundan öncesi de olmuştu biliyorsunuz; ilk
olarak Paris İklim Değişikliği Anlaşması'nda bu tartışma ortaya
çıktı. Daha sonra Başkan Trump'ın NATO'yu eleştirmesi, NATO'ya
Avrupa Birliğinin katkısını eleştirmesi karşısında Merkel şöyle bir
cümle sarf etmek durumunda kaldı, bu tarihî bir cümledir:
'Görüyorum ki eski ittifakların bittiği bir döneme
giriyoruz'" şeklinde konuştu.
Türkiye ile Avrupa Birliği ilişkilerinin kırılma noktasının 15
Temmuz darbe girişimi sırasında olduğunu belirten Çelik, Avrupa
Birliğinden 'Türkiye'deki gelişmeleri kaygıyla izliyoruz, taraflara
itidal tavsiye ediyoruz' açıklamısının yapıldığını hatırlattı.
Bakan Çelik, "Tabii, bu taraflara itidal tavsiye etme
cümlesine karşı biz büyük bir infial gösterdik, çünkü bu cümlenin
aynısını Mısır'da Sisi darbe yaptığında da kullanmışlardı.
Biliyorsunuz, bu cümlelerin arkasından hep şey geliyor, 'daha sonra
işbaşına gelenlerle çalışmak için büyük bir heyecan duyuyoruz'
gibisinden. Biz bunun bize silah çekenler ile meşru hükümeti, yüce
milletimizi, meşru Meclisi eşit tutmak olduğunu söyleyip buna güçlü
bir şekilde tepki gösterdik. Tabii, maalesef bunu gideremediler ve
Avrupa Parlamentosu belli bir zaman sonra 'Türkiye'yle müzakereler
kesilmeli' diye bir karar aldı" diye konuştu.
"AVRUPA BİRLİĞİ SÜRECİNİN BİZE ZARAR VERECEĞİNDEN
KORKSAYDIK YA DA BU SÜREÇTEN VAZGEÇMİŞ OLSAYDIK FASILLARIN
AÇILMASINDAN UZAK DURURDUK"
Bakan Çelik şunları kaydetti:
"Talep ettiğimiz şey şudur, bütün bunlar karşısında diyoruz
ki; nasıl yapacağız bu işi. Bizi eleştiriyorsunuz, biz de bu
eleştirilerden kaçmıyoruz. Biz bu eleştirilerden kaçacak olsaydık
derdik ki, 'Avrupa Birliği defterini kapattık'. Peki, nasıl
yapacağız? Avrupa Birliği ile kendi aramızdaki sorunların çözümü ve
beraber ilerleyebilmemiz için Avrupa Birliği tarafından üretilmiş
mekanizma fasıllardır. Diyoruz ki fasılları açacaksınız. Eğer biz
fasılların açılmasından, Avrupa Birliği sürecinin bize zarar
vereceğinden korksaydık ya da bu süreçten vazgeçmiş olsaydık
fasılların açılmasından uzak dururduk. Tam tersine ben diyorum ki
fasılları açın. Diğer bir mesele şudur; en çok hangi konuda
eleştiriyorsunuz bizi diyorum. Diyorlar ki; 'İfade özgürlüğü, basın
hürriyeti, yargı bağımsızlığı, güvenlik, adalet gibi konular.'
Diyorum ki peki, o zaman normalde bunlardan eleştiriyorsanız ve
bunlarla ilgili olarak hükümetimizin iradesinden, partimizin
iradesinden bir kuşkuya sahipsem o zaman benim ağzıma almamam
gereken fasıllar 23'üncü, 24'üncü fasıllardır çünkü 23'üncü,
24'üncü fasıllar ifade hürriyetini, yargı bağımsızlığını ve diğer
konuları içerir. Esasında da bu fasılların diğerlerinden eşitler
arasında birinci diyebileceğimiz, 'pirumus inter pares'
diyebileceğimiz bir özelliği vardır. Bunlar, bütün fasılların
Avrupa Birliği müktesebatı açısından da kalbini oluşturur, beynini
oluşturur, merkezini oluşturur. Ben de o zaman şunu söylüyorum;
ifade hürriyeti, yargı hürriyeti, basın hürriyeti, adalet meselesi,
yargı bağımsızlığı, yargı tarafsızlığı, hemen 23'üncü, 24'üncü
fasılları açsınlar, biz müzakere etmeye hazırız ve açık bir şekilde
de Türkiye'nin başmüzakerecisi olarak söylüyorum bu fasılları
görecekler ki en kısa zamanda kapatacak kriterleri de ortaya
koyacak kapasiteye sahibiz. Ama hem fasılları açmayacaksınız hem de
Türkiye'yi sürekli olarak eleştireceksiniz. O zaman nasıl
konuşacağız ve nasıl ilerleyeceğiz? Biz irademizi yüksek tutalım,
yapacağımız işler konusunda odaklanalım ama karşımızdakilere de
bunu telkin edelim. 23'üncü, 24'üncü fasılların açılması konusunda
bütün partilerdeki milletvekilleri, fasılların açılıp Avrupa
Birliği ile Türkiye arasındaki mekanizmaların işlemesi konusunda
Avrupa Parlamentosunda, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinde
muhataplarımıza baskı yapalım."
(Ahmet Umur Öztürk / İHA)