Eşini hamileyken terk edene hapis cezası var’’
Avukat Hazal Karaoğlan, "Ülkemizde ne yazık ki son 15 senede 6 bin 400 tane kadına şiddet vakası olduğunu biliyorum. Her hafta yeni vakalar ortaya çıkıyor. Aslında ceza yasası ve özel yasalardaki yaptırımlar son derece etkili olduğu halde maalesef bu tarz olaylar çok oluyor" dedi.
Avukat Hazal Karaoğlan, "Ülkemizde ne yazık ki son 15
senede 6 bin 400 tane kadına şiddet vakası olduğunu biliyorum. Her
hafta yeni vakalar ortaya çıkıyor. Aslında ceza yasası ve özel
yasalardaki yaptırımlar son derece etkili olduğu halde maalesef bu
tarz olaylar çok oluyor" dedi.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü nedeniyle haftanın
önemine dikkat çekmek isteyen Avukat Hazal Karaoğlan, kadına şiddet
ve kadın hakları ile ilgili önemli bilgiler verdi. Karaoğlan, aile
birliğini korumasına yönelik '6284' sayılı yasa, aile hukukuna
dayalı yükümlülüklerin ihlal edilmesinde yaptırım olan '5237'
sayılı ceza yasası ve ülkemizdeki kadına şiddet vakası sayısı
hakkında açıklamalar yaptı. Ayrıca Karaoğlan, kadınların haklarını
bilmediğinin altını çizdi.
Kadına şiddetin, kadına yönelik insan haklarının ihlali olduğunu
belirten Avukat Hazal Karaoğlan, "Türkiye'nin imzalamış
olduğu Birleşmiş Milletler Bildirgesi'ndeki kadına şiddet tanımı;
kadına yönelik özel alanda ya da kamusal alanda acı verici ve zarar
görücü her türlü psikolojik, fiziksel, cinsel ve ekonomik
şiddettir. Cinsiyetçi her türlü yaklaşım ve eylem şiddettir. Bu
tehdit , darp ya da keyfi olarak özgürlüğünden yoksun olarak
tanımlanmıştır. Bütün bu eylemler kadına şiddet olarak
tanımlanabilir" dedi.
"ÜLKEMİZDE SON 15 SENEDE 6 BİN 400 TANE KADINA ŞİDDET
VAKASI OLDUĞUNU BİLİYORUM"
Ülkemizde kadına şiddeti değerlendiren Karaoğlan,
"Ülkemizde ne yazık ki son 15 senede 6 bin 400 tane vaka
olduğunu biliyorum. Her hafta yeni vakalar ortaya çıkıyor. Aslında
ceza yasası ve özel yasalardaki yaptırımlar, son derece etkili
olduğu halde maalesef bu tarz olaylar çok oluyor. Kocası, yakın
çevresi veya sokaktaki başka insanlar tarafından kadınlar şiddet
görebiliyor. Tekme, tokat, bıçak, silah ve her türlü şiddete maruz
kalıyor" şeklinde konuştu.
"EŞİNİ HAMİLE İKEN TERK EDEN KİŞİ İÇİNDE HAPİS CEZASI
VAR"
Çoğu insan bunu bilmiyor ama Türk Ceza Yasası'nda aile hukukuna
dayalı yükümlülüklerin ihlal edilmesi de yaptırım olarak
düzenlenmiştir diyen Karaoğlan, "Bu konu 5237 Ceza
Yasası'nda düzenlenmiştir. Kişi, aile hukukundan kaynaklanan bakım,
eğitim ve destek olma yükümlülüklerini yerine getirmiyorsa şikayet
üzerine 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılıyor. Eşini hamile iken
terk eden kişi içinde hapis cezası var. Eşi olmasına gerek yok
beraber yaşadığı kişinin hamile olduğunu bildiği halde terk eden
kişi hakkında da hapis cezası var. Bunlar şikayet üzerine ceza
alır. Bütün bunlar aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüklerin
yerine getirilmesini sağlamak amacıyla getirilmiş düzenlemedir.
Çoğu insan bunları bilmiyor ve uygulayamıyor" diye
konuştu.
Birleşmiş Milletler'in kadına yönelik şiddet yönergesi hakkında
bilgi veren Karaoğlan, "Biz, ülke olarak bu yönergeyi
imzaladık. Bu önergeye göre, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle
Mücadele Günü olarak seçilmiştir. Bizde de bu şekilde belirlendi ve
uygulanmakta. Buna yönelik açıklamalar yapılmaktadır. Türkiye,
İstanbul'da 2011 yılında kadına şiddetle alakalı Avrupa Konseyi
sözleşmesi imzaladı. İstanbul'da imzalandığı için buna İstanbul
sözleşmesi deniliyor. Daha sonra 2012 senesinde 6284 sayılı yasayı
çıkartmıştır. Bu kadına şiddet ve aile birliğini korumasına
yönelik. Bu yasada da kadına yönelik şiddetin gerek korunması gerek
bu şiddetin önlenmesi ilişkin pek çok korucuyu tedbir
mevcuttur" ifadelerini kullandı.
"TÜRK TOPLUMUNDA ERKEKLER ŞİDDET UYGULARKEN, KENDİSİNİ DAHA
ÜSTÜN BİR CİNS OLARAK GÖRÜYOR"
Küçük yaştan itibaren çocuklara hakların anlatılmasına vurgu yapan
Karaoğlan, "Türkiye'de caydırıcı yasaların olmasına rağmen
şiddet olayların önünün alınamamasının sebebi bence; devlet
politikasında kadına şiddetin ön plana alınmamasıdır. Bu
politikanın ön plana alınması gerekir. Bunun için okul müfredatları
ve okul öncesi eğitimden itibaren ders kitaplarına kadın erkek
eşitliğinin, çocuk hakları, insan hakları, hayvan hakları ve kadın
haklarının mutlaka bireylere anlatılması gerekir. Yani insanları
eşit olduğu, erkek cinsini kadın cinsinden ön planda olmadığı
anlatılmalıdır. Toplum ataerkil olduğu için, gözlemlediğim
kadarıyla Türk toplumunda erkekler şiddet uygularken, kendisini
daha üstün bir cins olarak görüyor ve şiddet uygulamayı doğal bir
hak olarak görüyor. Yasalar önemli ama eğitim yoluyla bunun önüne
geçmek gerekir. Hem okul öncesi eğitimden başlayarak hem de
öğretmenlerin bu konuda bilinçlendirerek kadına şiddet konusunun
çözülebileceğini düşünüyorum" açıklamasında bulundu.
"MÜDAHALE VE FİZİKSEL ŞİDDET VARSA RAPORLA BİRLİKTE
UZAKLAŞTIRMA KARARI ALINMASI GEREKİYOR"
Karaoğlan sözlerini şöyle sonlandırdı: "6284 sayılı yasa
ile getirilen korumalar, hem koruma tedbirleri hem de önleme
tedbirleri olarak 2 şekilde olmaktadır. Müdahale ve fiziksel şiddet
varsa raporla birlikte uzaklaştırma kararı alınması gerekiyor.
Kişi, karakola gidip şikayette bulunacak ve aile mahkemesinden de
uzaklaştırma kararı alınacak. Sonrasında da fiziksel şiddette
uğrayan kişi ile alakalı hem psikolojik destek hem sığınma evi
tedbirlerine karar veriliyor. Fiziksel şiddeti uygulayan kişi evin
geçimini sağlayan ise hakimler mutlaka nafaka tedbirine karar
veriyor. Çocuklar arasındaki kişisel ilişkinin sınırlandırılmasına
karar veriliyor ya da tamamen ortadan kaldırılmasına karar
veriliyor. Sosyal medya üzerinden şiddeti kim yapıyorsa onunla
ilgili iletişim engellenmesine karar veriliyor. Rahatsız etmemesi
ve tehdit etmemesinin gereklerine ilişkin tedbirler
veriliyor".
(İHA)