"Esas reform yönetim sistemi reformudur"
Maliye Bakanı Naci Ağbal, "Önümüzdeki süreçte reformların reformu olan, reformlara hayat verecek, reformlara kan verecek, ülkeyi yukarıya taşıyacak esas reform yönetim sistemi reformudur" dedi.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, "Önümüzdeki süreçte
reformların reformu olan, reformlara hayat verecek, reformlara kan
verecek, ülkeyi yukarıya taşıyacak esas reform yönetim sistemi
reformudur" dedi.
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde bir hotelde düzenlenen Müstakil
Sanayici ve İş Adamları Derneği toplantısına, Bakan Ağbal'ın yanı
sıra, Tekirdağ Valisi Mehmet Ceylan, MÜSİAD Genel Başkanı Nail
Olpak, Tekirdağ Şube Başkanı Muzaffer Arslan ile AK Parti İl
Başkanı Cüneyt Yüksel, AK Parti Milletvekilleri Mustafa Yel, Ayşe
Doğan, Metin Akgün ile MÜSİAD üyesi iş adamları katıldı.
Toplantıda konuşan Bakan Ağbal, AK Parti hükümetlerinin son 14
yılda Türkiye'de çok güzel işler yaptığına vurgu yaparak,
"AK Parti son 14 yıldır çok güzel işler yaptı. İçinde
bulunduğumuz son 2 yılda da gerçekten güzel işler yaptık. Bütün
sıkıntılara rağmen, bütün badirelere rağmen gerçekten çok önemli
icraatları çok önemli reformları bu dönemde yaptık. Özellikle son
bir yıl içerisinde, ekonomide ekonomiye can verecek, kan verecek,
ekonominin damarlarını açacak, damarlarını gevşetecek önemli
düzenlemeleri de, kararları da hayata geçirdik. Türkiye
ekonomisinin ileriye dönük veya içinde bulunduğu dönemi itibariyle
gelişmesini belirleyen en önemli faktörlerin tabi ki başında,
küresel ekonomideki gelişmeler yer alıyor. O açıdan baktığımızda,
tabi ki hepimiz neredeyse bütün sunumlarda küresel ekonomide
özellikle global kriz sonrası meydana gelen büyümedeki aşağı yönlü
trendi ifade ediyoruz. Gerçekten 2009 küresel krizi, dünya
ekonomisi için gerçekten bir kırılma noktası oldu. Daha önceki
döneme kıyasla bütün ülkelerde yani gelişmiş ülkelerde, gelişmekte
olan ülkelerde ve genel olarak dünya ekonomisinde aşağı yönlü bir
büyüme trendini hep beraber görüyoruz" dedi.
"TÜRKİYE KÜRESEL TİCARETTEN DAHA FAZLA KAZANAN BİR ÜLKE
OLACAK"
Bakan Ağbal, konuşmasının devamında, 2016 yılının dünya için kötü
bir yıl olduğunu anlatarak, "Küresel büyümenin 2009 sonrası
en düşük olduğu bir yılı geride bıraktık. Ama şu andaki yapılan
tahminlere baktığımızda, 2017-18 yılları için daha olumlu bir
performansın bizi beklediğini söyleyebiliriz. Bu tabi ki bizim için
de son derece olumlu. Önümüzdeki döneme baktığımız zaman fırsatlar
da var riskler de var. İmkanlar da var sıkıntılar da var. Bunlar
nedir diye baktığımızda büyüme oranlarının ileriye dönük olarak
ılımlı bir tempoda gidecek olması Türkiye için büyük bir fırsat.
Çünkü Türkiye küresel ticarette daha fazla pay alan, küresel
ticaretten daha fazla kazanan bir ülke olacak. Onun için ülkenin
global ekonominin genel olarak büyümesi bizim için iyi. Yine
küresel ticaretin önümüzdeki dönemde daha da büyümesini bekliyoruz.
İhracatımızın yarısını biliyorsunuz Avrupa birliği ülkelerine
yapıyoruz. Özellikle 2013'ten sonra başlayan yeni bir grafik var.
Avrupa ekonomilerinde normalleşme, istihdamda artış ve ekonomik
büyümede bir toparlanma gözüküyor. Önümüzdeki yıllarda inşallah
Türkiye olarak bunlardan istifade edeceğiz" diye
konuştu.
"TÜRKİYE'NİN ÖNÜNDE YAPILMASI GEREKEN BİR ÇOK YAPISAL
REFORM VAR"
Gelecek dönemde dünya siyaseti ve para politikalarına bağlı olarak
bazı sıkıntılar yaşanabileceğine değinen Bakan Ağbal,
"Önümüzdeki dönemde risklerimiz neler? ABD'de yeni bir
yönetim geldi. Şu anda en büyük sıkıntılardan bir tanesi, bu yeni
yönetimin uygulayacağı ekonomi politikalarının maliye
politikalarının, para politikalarının yönü, istikameti, derinliği
ne olacak. Küresel ticarete Trump'ın getirdiği yeni yaklaşımlar
küresel ticareti ve dünya büyümesini nasıl etkileyecek şu anda
bütün gözler Amerika birleşik Devletleri"ndeki ekonomi
politikasındaki belirsizliğe odaklanmış duruyor. Gerek ABD'de
gerekse AB'de merkez bankaları üzerinde önümüzdeki dönemde daha
fazla baskı olacak. Ne yönde, tabi ki parasal sıkılaşma yönünde.
Biliyorsunuz Amerika Birleşik Devletlerinde zaten bir sıkılaşma
başladı, artık 2017 yılında en az 3 faiz arttırımı bekliyoruz, Mart
ayında da böyle bir beklenti önümüzde. Avrupa birliği
ekonomilerinde de olumlu performans tabi ki para politikasında bir
sıkılaştırma beklentisini de yukarıya çekiyor. Birçok ülkenin
yüksek borçluluğu var, bu ülkelerin büyüme oranları üzerinde baskı
meydana getiriyor. Türkiye'nin önünde yapılması gereken, atılması
gereken birçok yapısal reform var, ama bizim bunları atmak için
mutlaka güçlü bir siyasi desteğe ihtiyacımız var bu açıdan yapısal
reformlar gittikçe önem kazanıyor" ifadelerini
kullandı.
"ÜLKEYİ YUKARIYA TAŞIYACAK ESAS REFORM, YÖNETİM SİSTEMİ
REFORMUDUR"
Türkiye'nin gelecekte dünya ülkeleri arasında önemli noktalarda
olabilmesi için büyük reformlar yapılması gerektiğini aktaran Bakan
Ağbal, "Türkiye'yi ileriye taşıyacak ekonomide, siyasette
jeopolitikte süper lige taşıyacak önemli reformlara ihtiyacımız
var. Onun için de diyoruz ki, Türkiye'yi gerçekten yukarıya
sıçratacak bir tane önemli reform var. Bu bir reform o kadar önemli
bir reform ki, bütün diğer önemli reformları arkasından getirecek.
Bu reform yapılırsa diğerler reformlar imkanlı hale gelecek. Yoksa,
birileri diğer taraftan sürekli engellemeye çalışacak. Biz bir
taraftan bu engellemeye çalışanlara karşı sürekli tetikte olacağız,
sürekli hep beraber bir tedirginlik içerisinde olacağız. Onun için
önümüzdeki süreçte reformların reformu olan reformlara hayat
verecek, reformlara kan verecek ülkeyi yukarıya taşıyacak esas
reform yönetim sistemi reformudur diyoruz. Yani Cumhurbaşkanlığı
Hükümet Sistemidir diyoruz. Bu o kadar önemli ki, yani bugün
ülkelerin kalkınma hikayelerini geriye dönük baktığınız zaman o
ülkelerdeki yönetim sisteminin o ülkenin tarihine, geçmişine,
fıtratına, uygun olup olmamasına göre ülkeler ya geri kalıyorlar ya
da ilerliyorlar. Onun için, Türkiye'deki mevcut sistem bizim
tarihimizle, geçmişimizle, geleceğimizle doku uyuşmazlığı var. Onun
için bu doku uyuşmazlığına son verip, kendi dokumuza uygun, kendi
fıtratımıza uygun kendi geleceğimize uygun, yepyeni bir reformu
yani yönetim sistemi reformunu hayata geçirmemiz gerekiyor.
Demokrasi, hepimizin olmazsa olmazı. Demokrasiyi güçlendireceğiz.
Son 14 yılda atılan demokrasi adımları, Türkiye'yi büyüttü,
güçlendirdi. Bütün demokrasi dışı çabalara rağmen, bütün demokrasi
karşıtlarına rağmen, Türkiye demokrasi liginde üst sıralara
tırmandı. Ekonomide köklü değişimi mutlaka hayata geçirmemiz lazım.
Uzun vadeli global trendlere bakıldığında Türkiye'de Tekirdağ'da
Çorlu'da eğer ileride daha da büyüyeceksek, gelişeceksek, mevcut
yaptığımız işleri yaptığımız gibi yapmayı bırakıp yeni işleri yeni
yollarla yapmamız lazım. Yani ekonominin ayarını baştan sona
değiştirmemiz lazım. Ekonominin klasmanını yukarı taşımamız lazım.
Bunun için de diyoruz ki araştırma-geliştirme-inovasyon, ekonomide
her bakımdan bir zihniyet dönüşümü olması gerekiyor" diye
konuştu.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, parlamenter sistemin sürdürülebilir
olmadığını savunarak konuşmasına şu ifadeler ile devam etti:
"Mevcut sistem sürdürülebilir değil, bunun sıkıntılarını
sancıların her gün yaşıyoruz. Bunu içimizde hissediyoruz. Bunu
mecliste, hükümette, dış politikada görüyoruz. Sistem artık yeni
Türkiye'nin istemlerine uygun değil. Sürdürülebilir olmadığı zaten
oluşturduğu tedirginliklerden sıkıntılardan belli. Bir kere bu,
Türkiye'ye geçmişe dönük olarak baktığınızda mevcut sistem
gerçekten hükümet olmada, meclis olmada, temsil kabiliyeti
bakımından yetersiz. Hatırlayın 90'lı yılları, yüzde 20'ler
seviyesindeki oylarla iktidar oldular, Türkiye artık bunu
hakketmiyor. Türkiye temsilde güçlü bir temsil istiyor. Yani,
demokrasi temsille güçlenecek. Onun için mutlaka bunu yapmamız
lazım."
Bakan Ağbal'ın konuşmasının ardından, MÜSİAD Genel Başkanı Nail
Olpak ve Tekirdağ Şube Başkanı Muzaffer Arslan tarafından Bakan
Ağbal'a adına ekilmiş fidan sertifikası ve Arapça ‘Allah' lafzının
bulunduğu tabela hediye edildi. Daha sonra organizasyona destek
veren iş adamlarına plaket takdim edilmesiyle program sona
erdi.
(Serdar Şahin - Yakup Güler/İHA)