Ermenek maden faciasında kurtarılan çavuş: Kaza eski ocağa çok yaklaşıldığından meydana geldi
KARAMAN'ın Ermenek İlçesi'nde geçen 28 Ekim'de 18 işçinin yaşamını yitirdiği maden faciasıyla ilgili 3'ü tutuklu 16 sanıklı davanın üçüncü duruşmasına başlandı. Aralarında kurtulan işçilerin de bulunduğu tanıkların dinlendiği duruşmada kurtulan çavuş Mustafa Elibol, "Suyun patladığı yerde 15 metrelik bir baca vardı. O baca haritaya işlenmemiş. Kaza, eski bir ocağa çok yaklaşıldığından meydana...
KARAMAN'ın Ermenek İlçesi'nde geçen 28 Ekim'de 18 işçinin
yaşamını yitirdiği maden faciasıyla ilgili 3'ü tutuklu 16 sanıklı
davanın üçüncü duruşmasına başlandı. Aralarında kurtulan işçilerin
de bulunduğu tanıkların dinlendiği duruşmada kurtulan çavuş Mustafa
Elibol, "Suyun patladığı yerde 15 metrelik bir baca vardı. O baca
haritaya işlenmemiş. Kaza, eski bir ocağa çok yaklaşıldığından
meydana geldi" dedi.
Ermenek Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın bugünkü
duruşmasında, tutuklu sanıklar Has Şekerler Madencilik Şirketi
sahibi Saffet Uyar, Ermenek Cenne Linyit Kömürü İşletmesi Müdürü ve
hissedarı Abdullah Özbey ve aynı şirketin teknik nezaretçisi Ali
Kurt; tutuksuz sanıklar maden mühendisleri Cemile Karaca ve Nuray
Yetiş, taraf avukatlar ile ölen madencilerin aileleri katıldı.
Geçen 15 Haziran günü başlayan ve 3 gün süren ilk duruşmada
hakkında tutuklama kararı çıkan Has Şekerler Madencilik Şirketi'nin
daimi nezaretçisi maden mühendisi Yavuz Özsoy'un hala
tutuklanmadığı ortaya çıktı. Özsoy, yaklaşık 3 ay tutuklu kaldıktan
sonra, tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilmişti.
İSTENEN CEZALAR
Davada sanıklardan 14'ü, 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin
ölümüne neden olma' suçundan 20- 25 yıl hapis istemiyle, diğer
sanıklardan 1'i 'Yetkisi olmadığı halde belgelere imza atmak',
diğeri de faciayı 'Bildirme yükümlülüğünü ihlal' suçlamasıyla
yargılanıyor. Ölen madencilerin aileleri ile 1-2 yaşlarındaki
çocuklarının da bulunduğu 62 kişinin şikayetçi olarak yer aldığı
davada, aralarında aynı madende çalışan işçilerin de olduğu 45 kişi
tanık olarak bulunuyor.
KURTARILAN MADENCİ: NEFES ALAMIYORDUM
Bugün başlayan ve iki gün sürecek duruşmada, tanıkların ifadesi
dinlenecek. Facia sırasında kurtarılan ve tanık olarak dinlenen
madencilerden Mesut Öner, yemek yedikleri sırada büyük bir gürültü
duyduklarını söyledi. Öner, şunları anlattı:
"Büyük bir gürültü sesi geliyordu. Yemeğimi çantaya koydum. Sırt
çantamı alıp diğer arkadaşların yanına gidip su gelmeye başladığını
söyleyip uyardım. Sonra birlikte koşmaya başladık. Başka
arkadaşları gördük onları da uyardık. Yukarı doğru (ocağın çıkış
kapısına doğru) koşuyordum kablolar yanmaya başladı. Nefes
alamıyordum. Tünelin ucunda ışığı görünce kurtulmak için son
gücümle koşmaya başladım. Dışarı çıktığımda yardım istedik."
Kurtulduktan sonda ocağın daimi nezaretçisi maden mühendisi Yavuz
Özsoy'un yanlarına geldiğini ve durumu anlattıklarını ifade eden
Öner, "Yavuz bey geldi. Ona söyledik. İşçilerim gitti diye içeri
koştu, o da bayıldı. Ağabeyin (işçilerden) biri önce patronları
arayacağız. Ambulansa, jandarmaya haber vermeyin, kimsenin haberi
olmasın" dedi.
"KÖMÜR HEP ISLAKTI"
Kömürün hep ıslak olduğunu, çavuş ve mühendislerinde bunu bildiğini
ileri süren Mesut Öner, ifadesinde, "Su, galerilere gelirdi. Son
galerilerde sızıntı hep vardı. Çavuşlarda, mühendislerde bunları
görüyordu, biliyordu" diye konuştu.
Avukatlar, üretim haritası dışına çıkılıp açılan kaçak galerilerin,
müfettişler tarafından denetim yapılmadan önce duvarla örülüp
örülmediğini sorması üzerine Mesut Öner, "Evet her zaman örüyorduk"
dedi.
"ŞİDDETLİ GÜRÜLÜ OLDU"
Kurtulan işçilerden Salih Güney de, facia sırasında yemek yemeye
oturduklarını belirterek, şunları anlattı:
"Yemeğe oturunca aldığım ekmeğimi bir kere ısırdım. Tam o anda,
şiddetli bir gürültü oldu, rüzgar ve toz geldi, Göz gözü
görmüyordu. Arkadaşlar (Mesut Öner ve Ahmet Karaca) geldi, 'Hemen
dışarı çıkalım' dediler. Elektrik kabloları yanmaya başlayınca,
tıkandık nefes alamıyorduk. Dışarı çıktığımızda nefes almaya
çalışıyorduk.
Ortalık ana, baba günüydü. Anlatacaklarımın hepsi bu."
"KAZA, ESKİ OCAĞI YAKLAŞILDIĞINDAN MEYDANA GELDİ"
Facia anında kurtulan çavuş Mustafa Elibol, kazanın eski ocağı çok
yaklaşıldığından dolayı meydana geldiğini ileri sürdü. Elibol,
"Suyun patladığı yerde 15 metrelik bir baca vardı. O baca haritaya
işlenmemiş. Kaza, eski bir ocağa çok yaklaşıldığından meydana
geldi" diye konuştu.
Yeni çıkan Maden Yasası nedeniyle ocakta üretime bir süre ara
verildiğini ve o gün çoğu işçinin yeniden işe başladığını
hatırlatan Elibol, "Yemeğe oturduk, 6 kişiydik. Bir rüzgar ve pis
kokulu geldi. Ayağa kalkınca suyun üzerimize geldiğini gördüm.
Arkadaşlara bağırdım 'kaçın' diye. Bazı arkadaşlar da çıkamadı
işte" dedi.
"SU İÇİLEBİLİR" RAPORU GELMİŞ, ÇALIŞMAYA DEVAM ETMİŞLER
Olaydan yarım saat önce, faciada hayatını kaybeden şef Recep
Çiloğlu ile suyun patladığı yer hakkında konuştuklarını belirten
Elibol, faciadan yarım saat önce suyun patladığı yeri şefi ile
konuştuklarını anlatırken, "Bir şey yoktu. Mühendisimiz Yavuz bey
bana 'Suyun geldiği yerden numune aldık, Karaman'a gönderdik, su
içilebilir raporu geldi. Çalışmaya devam edebilirsiniz" demişti.
Tahkimatların kırıldığı yerlerden nerdeyse 15 ton kömür alırdık. 15
direğin arkasında da 80 ton kömür vardı. Sondaj yoktu. 3 metrelik
sondaj vardı. O da taşlar için kullanılıyordu" diye konuştu.
Çavuş Elibol da, diğer işçiler gibi müfettişler geldiğinde mühendis
ve şefin talimatıyla üretim haritası dışında açılan galeride duvar
yapıp kapattıklarını ileri sürdü. Duruşma sırasında aileler sık sık
çavuş Elibol'a tepki gösterdi.
OLAYDAN ÖNCE SUYU YENİDEN DENETLEMİŞLER
Çavuş Mustafa Elibol, şef Recep Çiloğlu'un, olaydan önce suyun
patlama yaptığı yeri yeniden denetlediğini belirterek, "Recep şef,
ustalara sordu. 'Bu su da fark var mı?' diye. Oradan bir arkadaş,
'Su da bir sıkıntı yok' diye cevap verip, 'Hatta ben evden su
getirmeyeceğim. Buradan akan suyu bidonuma dolduracağım' diye
şakalaştık.
Ölen madencilerden Uğur İlhan'ın babası Hasan İlhan, 'Önceki
vardiya çıkan çavuş, kazanın olduğu vardiyanın çavuşuna 'Burası
patlayacak bu adamları içeriye sokma' dedi mi, demedi mi?" dişe
sordu.
Çavuş Elibol bunun üzerine "Böyle bir şey demedi" diye yanıt
verince Hasan İlhan, "Efendim bu adam (Çavuş Elibol) kazadan 2 gün
sonra kendi ağzıyla bu duydukları bana söyledi. Şimdi yalan
söylüyor" diye konuştu. Duruşmada diğer tanıkların dinlenmesine
geçildi.
FOTOĞRAFLI