Erken teşhis ile akciğer kanseri tedavi edilebilir
Türkiye'de ve dünyadan en çok görülen kanserlerden olan akciğer kanseri korkulan kanserler arasında yer alıyor. Uzmanlar ise erken evrede tanısı konulan akciğer kanserinin tedavi edilebilir bir hastalık olduğuna vurgu yapıyor.
Türkiye'de ve dünyadan en çok görülen kanserlerden olan akciğer
kanseri korkulan kanserler arasında yer alıyor. Uzmanlar ise erken
evrede tanısı konulan akciğer kanserinin tedavi edilebilir bir
hastalık olduğuna vurgu yapıyor.
Tüm kanserlerde olduğu gibi akciğer kanserinin de geç belirti
verdiğine ya da hiç belirti vermediğine değinen uzmanlar özellikle
ailede hikayesi olanların 40 yaşından sonra checkuplarını mutlaka
düzenli olarak yaptırması gerektiğini vurgularken, tekrarlayan ve
karakteri değişen öksürük ile kanlı veya iltihaplı balgamın da
dikkate alınması gerektiğine dikkat çekiyorlar. Erken evrede
akciğer kanserinin tedavi edilebilir bir hastalık olduğuna ve
akciğer kanserinin artışındaki nedenlerine değinen Göğüs Cerrahisi
Uzmanı Doç. Dr. Özkan Demirhan, "Akciğer kanserinin
artışındaki en önemli faktör sigara tüketiminin artması, sigaraya
başlama yaşının düşmesidir. Sigara akciğer kanseri gelişiminden
yüzde 85-90 oranında sorumludur. Dolayısı ile sigara içenler
içmeyenlere oranla 30 kat daha fazla risk altındalar. Sigara
kullanma süresi, başlama yaşı, içilen sigara tipi, günlük sayısı da
bunları etkilemektedir. Sigara bırakıldıktan sonra 15-20 yıl içinde
akciğer kanseri gelişme riski sigara içmeyen kişilere yakın düzeye
inmektedir. Pasif sigara içiciliği de akciğer kanseri riskini iki
kat artırmaktadır. Bu nedenle akciğer kanserini önlemede yapılması
gereken en öncelikli şey tütün ve tütün ürünleri ile mücadeledir.
Diğer taraftan aile hikayesi de büyük önem taşıyor. Bundan dolayı
ailesinde akciğer kanseri hikayesi olanların 40 yaşından sonra
checkuplarını yaptırması gerekiyor. Çünkü erken evrede tanısı
konulan akciğer kanserinin cerrahi ile tedavisi mümkün olabiliyor.
Bundan dolayı belirtilere karşı uyanık davranmak gerekiyor.
Özellikle tekrarlayan öksürük ve kanlı balgam gibi durumları ihmal
etmemek gerekiyor" dedi.
İLERİ EVRE AKCİĞER KANSERLERİ DE TAMAMEN UMUTSUZ DEĞİL
Tüm bu uyarılara rağmen akciğer kanserinin sinsi şekilde ilerleyen
bir hastalık olduğunun altını çizen Demirhan, "Akciğer
kanseri sinsi ilerlediğinden ve genellikle ileri evrede belirti
verdiğinden tanı aşamasında gecikmeler yaşanabiliyor. Bu da
kanserin tedavi aşamasını sekteye uğratıyor. Ancak geliştirilen
multidisipliner tedavi yaklaşımları uygun ileri evre akciğer
kanseri hastalarına da umut olabiliyor. İleri evre akciğer kanseri
3'üncü ve 4'üncü evre değimiz evrelerdir. Evre 3 hastalık lokal
ileri dediğimiz, kanserin olduğu yerden biraz daha komşu dokulara
girmiş ve lenf nodlarını tutmuş halidir. Evre 4 ise uzak organ
metastazı yapmış kemik, karşı akciğer, böbrek üstü bezleri, beyin
ve karaciğere metastaz yapmış halidir. Bu belirtilen bölgeler
akciğer kanserinin en sık yayılım yaptığı yerlerdir. Hastaya böyle
bir tanı konduğunda izlenecek tedavi yolu şöyledir. Eğer 3'üncü ve
4'üncü evre tespit edilmişse burada hücre tipi çok önemlidir. Hücre
tipinde adenokarsinom dediğimiz hücre tipi çıkmışsa bunlarda bazı
genetik testler yapılarak hedefe yönelik tedaviler yapılabilir.
Adenokarsinomda genetik testler sonrası yapılan tedaviler nokta
atışlı tedavilerdir. Diğer hücre tiplerinde de hedefe yönelik
tedavilere başlanmıştır ama adenokanser kadar değil.Kemoterapi
alınabiliyor ve yerine göre örneğin beyinde metastaz varsa
radyoterapi uygulanabiliyor veya göğüs kafesi içinde radyoterapi
uygulanarak akciğer kanseri evresi gerileyebiliyor. Yine lenf
bezinden dolayı evre 3'e girmiş bir kanserde tedaviden sonra
özellikle bir lenf bezi tutulumu varsa orada onun yeniden
evrelenerek evvelden tümörün olduğu yerin kemoterapi ya da
radyoterapiden sonra yok olduğunu görebiliyoruz. O zaman ameliyat
şansımız doğuyor. Ama bir istasyon olduğu zaman cerrahi şansımız
yüksek. Eğer bir istasyondan fazla tutulum varsa başarı şansı
düşüktür cerrahi seçilmiş hastalarda gündeme gelebilir. Tüm bu
tetkikler dikkatle ve titizlikle incelendikten sonra hastanın
durumu uygunsa multidisipliner bir yaklaşımla tedavi
planlanır." şeklinde konuştu
HASTALIK YOK HASTA VAR
Hastalığın ve tedavinin seyrinde moral ve motivasyonun büyük önem
taşıdığına dikkat çeken Dr. Demirhan, "İleri evre akciğer
kanseri vakalarında gerileme olduğunu gözlemliyoruz ancak hastalık
yok hasta var mantığını unutmamak gerekir. Tümör de insanlar
gibidir. Aynı kanser türü farklı insanlarda farklı seyir
gösterebilir. Kimisi çok saldırgan ve agresif seyrederken kimisi de
çok yavaş ve stabil seyreder. O yüzden tedaviden hiçbir zaman
vazgeçmemek lazım, şansım yok diye düşünüp moral bozmamak lazım.
İnsanların direnmesi gerekir bu hastalığa" ifadelerini
kullandı.