Erdoğan’dan Sabancı suikasti açıklaması
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa ülkelerinin terör konusundaki tavrını Sabancı suikasti örneği ile eleştirerek, "Terör örgütünün ele başları elleri masum kanına bulaşmış caniler, kırmızı bültenle aranan suçlular, çeşitli kılıflarla yıllarca batı ülkelerinde serbestçe dolaştılar. Bu ülkede en güçlü iş adamlarından bir tanesini öldüren katili bakıyorsunuz yıllarca saklanıyor" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa ülkelerinin terör
konusundaki tavrını Sabancı suikasti örneği ile eleştirerek,
"Terör örgütünün ele başları elleri masum kanına bulaşmış
caniler, kırmızı bültenle aranan suçlular, çeşitli kılıflarla
yıllarca batı ülkelerinde serbestçe dolaştılar. Bu ülkede en güçlü
iş adamlarından bir tanesini öldüren katili bakıyorsunuz yıllarca
saklanıyor" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde
düzenlenen "Dünya Turizm Formu"nun kapanış
oturumuna katıldı. İstanbul'un uluslararası etkinlikler bakımından
dünyanın gözde merkezlerinden biri haline geldiğini belirten
Erdoğan, "İstanbul gayretlerimizle hamdolsun kültür ve
kongre turizmi açısından dünyanın önde gelen destinasyonları ile
rekabet ediyor. İnşallah 2016'da İstanbul'un bu özelliğini daha da
perçinleyerek 3 tarihi zirveye ev sahipliği yapacağız. Dünya
liderlerini burada bir araya getireceğiz. İlk olarak İslam
İşbirliği Teşkilatı 13. İslam Liderler Zirvesine, ardında da Dünya
İnsani Zirvesi'ne ev sahipliği yapacağız. Ardında Dünya Enerji
Kongresi'ne ev sahipliği yapacağız. Geçmişte Antalya sadece deniz
kum, deniz turisti çekerdi. Şimdi bunu değiştirdik. 15-16 Kasım
2015 tarihlerinde G20 Liderler zirvesi ile Antalya bu konuda
kendini ispat etmiştir. G20 öncesinde yaklaşık 60 hazırlık
toplantısın düzenlendi. Liderler Zirvesi'ne 10 bin katılımcı
iştirak etti. Zirve öncesi en önemli toplantılarda biri ise yine bu
şehirde yapılan G20Turim Bakanları toplantısı oldu. Antalya bu
gurur tablosuna 23 Nisan tarihinde açılacak olan Expo 2016 ile
inşallah yeni bir sayfa ekleyecektir. Expo 2016'nın bir özelliği
daha var. Orada dünya ülkelerinin hepsinin bahçeleri olacak. Bir
botanik fuarında süreklilik arz eden, bakımı ülkemiz tarafından
yapılacak bir fuar açıyoruz. Ziyaret ettim, gerçekten iftihar
edeceğimiz bir fuar alanı. Sizler de Antalya'ya gittiğinizde bu
botanik fuarı da gezerek orada 915 yıllık biz zeytin ağacını da
orada görebileceksiniz. Biz onu bir başka yerden aldık ve oraya
taşıdık" diye konuştu.
"BU COĞRAFYA 100 YILDA BİR RASTLANABİLECEK HADİSELERİN
YAŞANDIĞI SÜREÇTEN GEÇİYOR"
Dünyanın kritik bir dönemden geçtiğini ifade eden Erdoğan,
"Ülkemizin de içinde yer aldığı coğrafya 100 yılda bir
rastlanabilecek tarihi hadiselerin yaşandığı sancılı bir süreçten
geçiyor. Güneyimizde Suriye, Irak ve Yemen, kuzeyimizde Ukrayna,
batımızda Yunanistan, ekonomik, siyasi ve sosyal krizlerle başa
çıkmaya çalışıyor. Başta vatandaşlarımızın yoğun yaşadığı ülkeler
olmak üzere dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde yabancı düşmanlığı
gibi toplumsal hastalıkların arttığını görüyoruz. Türkiye coğrafi
konumu nedeniyle bu krizler i ilk hisseden ülkelerden biri. Bu
sıkıntılar sadece Türkiye'yi değil komşu ülkeleri ve Avrupa dahil
olmak üzere neredeyse tüm dünyayı etkiliyor. Mülteci ve göç sorunu,
DAİŞ gibi terör örgütlerinin eylemleri, artan ırkçılık, islamofobi,
bu krizlerin yansımalarından birkaçı" şeklinde
konuştu.
"ÜLKENİN EN GÜÇLÜ İŞ ADAMLARINDAN BİRİNİ ÖLDÜREN KATİL,
YILLARCA SAKLANIYOR"
Avrupa ülkelerinin terör konusundaki tavrını Sabancı suikasti
örneği ile eleştiren Erdoğan, "Suriye ve Irak'ı kana
bulayan DAİŞ terör örgütü insanlık dışı saldırılarını Tunus'tan
Mısır'a, Paris'ten ABD'ye kadar birçok ülkeye yaymıştır. Maalesef
kimi batı ülkeleri yanlış bir şeklide terör örgütlerine karşı
tavırlarını onların söylemlerine ve ideolojilerine bakarak
açıklıyorlar. Biz bu tavrı çeşitli terör örgütleri ile uzun
yıllardır sürdürdüğümüz mücadelemizde birçok kez yaşadık. Sadece
PKK ile olan mücadelemiz bizim 35 yıldır devam ediyor. Biz hiçbir
zaman ağlamadık. Bağırıp çağırmadık. Mücadelemizi sabırla verdik.
Hala vermeye devam ediyoruz. Terör örgütünün ele başları elleri
masum kanına bulaşmış caniler, kırmızı bültenle aranan suçlular,
çeşitli kılıflarla yıllarca batı ülkelerinde serbestçe dolaştılar.
Bu ülkede en güçlü iş adamlarından bir tanesini öldüren katili
bakıyorsunuz yıllarca saklanıyor. Yıllarca hala kaçak olanı var. En
sonunda bir tanesi birkaç gün önce yakalandı. Bu işler sabır işi.
20 yıl sabrettik sonunda fail yakalandı" ifadelerini
kullandı.
"ÖRGÜTÜN ELİNDE BATININ SİLAHLARINI GÖRÜYORUZ"
Türkiye'ni taleplerinin suskunlukla geçiştirildiğini savunan
Erdoğan, "Kandil'den yönetilen YPG ve PYD'nin bölgedeki
eylemleri görmezden gelinerek bu örgüt himaye ediliyor,
destekleniyor. Örgüt'ün elinden çıkan silahlara baktığınızda hangi
silahları görüyoruz. Batının silahlarını görüyoruz. Neredeyse
batının her ülkesinin silahları var. Terör örgütüne karşı
savaştığını söyleyenlerin silahlarını da görüyoruz. Ülkemizde
yapılan son operasyonlarda, rögar kapaklarının altından tutun
evlerdeki silahlara baktığınızda bunların batının ürettiği silahlar
olduğunu görüyoruz. Terör örgütünün zorla ele geçirdiği
bölgelerdeki baskıcı faşist uygulamalar müsamaha ile karşılanarak,
DAİŞ'e karşı muteber bir partner gibi gösterilmeye çalışılıyor. Biz
‘bunlara silah vermeyin, bunlar terörist' dediğimiz zaman bize
kulak tıkayanlar şimdi neticeyi görüyorlar. PYD, YPG terör
örgütünün asıl hedefi DAİŞ'ten ziyade kendisi gibi düşünmeyen
herkestir. Bölge halkıdır. Özellikle de orada yaşayan Kürt
kardeşlerimizdir. Bunların Kürt kardeşlerimize öncülük etme derdi
yoktur. Bunlar Kürt kardeşlerimizin başına beladır. Örgütün tabanı
bölgede yaşayan Kürt nüfusunun onda 1'i dahi değildir. Bu örgütten
farklı düşünen Suriyeli kardeşlerimiz bunun bedelini
ödemektedir" dedi.
"TÜM ÜLKELER TERÖR KARŞISINDA İLKELİ, NET BİR TAVIR
ALMALI"
Türkiye'nin terör örgütlerine karşısında mücadelesine ayrım
yapmadan devam edeceğini söyleyen Erdoğan, konuşmasını şöyle
sürdürdü:
"Biz terör ateşinin belli sınırlar içinde kalmayacağını,
tüm dünyayı tehdit eder hale geleceğini yakından biliyoruz.
Şiddetin bu kadar yaygınlaştığı bir ortamda dünyanın hiçbir ülkesi
güvenli olamaz, olmayacaktır. Her gün yüzlerce masum insanın
katline seyirci kalınırken, çocuklar yaprak yiyerek hatta ağaç
kabukları yiyerek hayatta kalma mücadelesi verirken kimse yatağında
rahat uyuyamaz. Kendi güvenliğimizin öncelikle Suriye'nin, Irak'ın,
Kuzey Afrika'nın, Afganistan'ın, Balkanların güvenliğinden
geçtiğini unutmamalıyız. Bu noktada tüm ülkelerin elini vicdanın
koyması, terör karşısında ilkeli, tutarlı, net bir tavır takınması
gerekiyor".
;(İHA)