Erdoğan: Eğer sivilleri hedef alsaydık Afrin çoktan düşmüştü
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde İyilik Ödülleri Programı'nda çok önemli açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Biz, sivil insanları hiçbir zaman hedef almadık. Eğer sivilleri hedef alsaydık Afrin çoktan düşmüştü." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye
Diyanet Vakfı tarafından Beştepe Millet Kongre ve Kültür
Merkezi'nde düzenlenen İyilik Ödülleri Programı'nda konuştu.
Erdoğan terör örgütleri konusunda uyarılarda bulunarak, "Birileri
bizi ısrarla, FETÖ, DEAŞ ve Boko Haram'ın sapık din anlayışlarına
mahkum etmeye çalışıyorlar." dedi.
Erdoğan internet ve sosyal medya konusunda da uyarılarda bulundu.
Erdoğan'ın açıklamaları:
Allah'ın selamı, rahmet ve bereketi hepimizin üzerine olsun. 4.
Uluslararası İyilik Ödülleri vesilesi ile dünyanın farklı
kıtalarından Türkiye'ye teşrif eden bütün misafirlerimize
hoşgeldiniz diyorum. Gönüllerimizi buluşturan Türkiye Diyanet
Vakfımıza ve Diyanet teşkilatımıza teşekkür ediyorum. Eski
başkanımız sayın Mehmet Görmez hocamıza da gayretleri için
şükranlarımı sunuyorum.
Ödülümüz, Diyanet İşleri Başkanlığımızın ve Türkiye Diyanet
Vakfı'nın da en prestijli projelerinden biri haline geldi. Bu
ödüller vesilesiyle bizler de birbirinden değerli hayır
faaliyetlerinden haberdar olduk. Etrafımızda yaşanan onca savaşa,
şiddete, insanı insanlığından utandıran vahşet haberlerine rağmen
sevindik, umutlandık. Katkı sağlayan herkese teşekkür ediyorum.
Az önce hep beraber izlediğimiz hayat hikayeleri, insan olarak bizi
diğer varlıklardan ayıran temel hasletlerin halen diri olduğunu
gösteriyor. Bu seneki ödüller layık görülen, çevresinde hayat
tamircisi olarak bilinen engelli hayvanlara bugüne kadar tam 200
protez yapan Mardin Derikli Hasan Kızıl kardeşim, eğitim, tarım ve
çevre alanındaki özgür çalışmaları ile Türk milletinin
hayırseverliğini Afrika'nın çorak topraklarına taşıyan Sevde Sevan
Usak hanımedefendiyi, komşusu açken tok yatan bizden değildir
hadisini rehber edinen doktor Mahmut Karaman Beyefendiyi, yetim ve
öksüzlere sahip çıkan, Amerika'da onlarca çocuğa sıcak bir yuva
sunan yetimlerin babası Libyalı Muhammed kardeşimi, Levent Uçkan
hocamızı, velhasıl, bu yıl iyilik ödüllerini tevci ettiğimiz tüm
kardeşlerimi gönülden tebrik ediyorum.
"AFRİN'E GİRDİK, GİRİYORUZ"
Vefa ödülünün milletimizin gözbebeği, istikbalimizin ve
istiklalimizin teminatı kahraman Mehmetçiklerimize takdim
edilmesinden de büyük bir memnuniyet duydum. TSK gerçekleştirdiği
başarılı operasyonlarla vatanımızın güvenliğini temin ediyor.
Sivilleri canlı kalkan olarak kullanan, tuzaklarla çocukları
katleden terör örgütünün makyajı tel tel dökülüyor. Şu an
itibarıyla 3400 teröristi etkisiz hale getirdik. Afrin'e girdik,
giriyoruz, çok fazla bir şey kalmadı. Biz Afrin'i gerçek
sahiplerine teslim etmek için giriyoruz.
Adalet ve merhametten taviz vermeden, kara propagandaya aldırmadan,
Afrin'i, Münbiç'i ve Suriye'nin kuzeyini bu katil sürülerinden
temizleyeceğiz. Hem bölgedeki, Kürt, Arap, Türkmen kardeşlerimizi
terör örgütlerinin zulmünden kurtaracak hem de Suriye'nin yeniden
inşasına yönelik adımlar atacağız.
Türkiye Diyanet Vakfı gerek yurt içindeki, gerekse yurt dışındaki
başarıları ile göğsümüzü kabartan hizmetlere imza attı. Dualarla,
sadece Hakk'a ve halka dayanan bu müessesemiz, dünyanın 140
ülkesinde bir abideye dönüştü. Küçük adım şimdi binlerce öğrenciye
sahip çıkan, her yıl milyonlarca insana dokunan devasa bir hayır
harekatının ve hareketinin adı oldu.
"BİZ SİVİL İNSANLARI HİÇBİR ZAMAN HEDEF
ALMADIK"
Dünyaya sesleniyorum, siz ne yapıyorsunuz? Siz bombalarla Doğu
Guta'da binlerce, çocuk, yaşlı, kadın, bu insanları öldürürken,
Suriye'de bir milyona yaklaşan insanı öldürürken, biz sadece mazlum
olanlara yardım elini uzatıyoruz, aramızdaki fark bu. Sivil
insanlar ölüyor, bilerek konuşun. Biz sivil insanları hiçbir zaman
hedef almadık. Sivilleri de hedef alsaydık, Afrin çoktan düşmüştü
beyler. O kadar hassas gidiyoruz ki, aman siviller vurulmasın. Ama
bunlar, sivildi, sivil değildi, hiç fark etmez, bombaları
yağdırıyor. Bizi onlardan ayıran bu. Biz bu hassasiyeti aynen
gözeterek yolumuza devam edeceğiz.
Burada şahitlik ettiğimiz örnekler bize İslam'ın özünü de
anlatıyor. Kız çocuklarını katleden, kadınlara zulmeden bireyler
İslam'la müşerref olduktan sonra adalet timsallerine dönüşmüştür.
İslam, içkiyi su gibi tüketen toplumdan, insanlığın kutup yıldızı
sahabeler çıkarmıştır. Birilerinin son zamanlarda söyledikleri
birçok şeyler var. Detaya girmeyeceğim. Onların hepsi Diyanet
camiasının ilgi alanındadır, gereğini yapacaklardır. Akif'in dediği
gibi, bizim derdimiz, Müslüman olarak hedefimiz; "Doğrudan doğruya
Kur'an'dan alıp ilhâmı, asrın idrâkine söyletmeliyiz İslâm'ı."
Bazı ukalalar dolaşıyor etrafta, hadisler üzerinde, yok şöyleydi
yok böyleydi gibi laflarla dolaşıyor. Bu hadisi şerifler Kur'an'ın
hükümlerine aynen uyuyorsa bizim için sahihtir ve biz ona uyarız.
Kim ne derse desin.
Alimlerimiz, ariflerimiz, hocalarımız için son derece önemli
olduğuna inaniyorum. Hem dinimize yönelik saldırıların, hem de
Müslümanlara ilginin arttığı bir dönemde hocalarımızın İslam'ı
anlatırken çok daha dikkatli olmaları gerekiyor. Alanı boş
bırakmayacağız. Diyanet camiamızın, başta Din İşleri Yüksek Kurulu
olmak üzere Türkiye'nin dört bir yanındaki mensupları ile alanı
hiçbir zaman boş bırakmayacaklar. Ondan sonra biz vazifemizi
yaptık, ne oldu falan diyemezler. Ki, gelip birileri oraları işgal
etmesin.
"SOSYAL MEDYANIN, İNTERNETİN PARILTISINA KENDİMİZİ
KAPTIRMAYACAĞIZ"
İnternetin, sosyal medyanın hayatımıza girdiği bir dönemde menfi
ifadeler hızla yayılıyor. İlgili ilgisiz birçok kişi bunları
maksadı aşacak şekilde, Müslümanları ve İslam'ı karalamak için
kullanabiliyor. Tüm ilahiyatçılarımızın bu noktada azami gayret
göstermesi gerektiğine inanıyorum. Kimseyi incitmeyelim, daima
güler yüzlü irşad vazifesimizi yerine getireceğiz. Sosyal medyanın
ve internetin parıltısına kendimizi kaptırmayacak, dibini
görmediğimiz kuyuya asla dalmayacağız. Sözümüzün ağırlığını kuyumcu
titizliği ile tartarak, birliğimiz ve sevgimizle insanları İslam'a
çağırmaya devam edeceğiz. Müslümanlar olarak birbirimize
kentlenmemiz, safları sıklaştırmamız gerekiyor.
"BİRİLERİ BİZİ FETÖ, DEAŞ VE BOKO HARAM'IN SAPIK DİN
ANLAYIŞINA MAKUM ETMEYE ÇALIŞIYOR"
Birileri bizi ısrarla, FETÖ, DEAŞ ve Boko Haram'ın sapık din
anlayışlarına mahkum etmeye çalışıyorlar. Özünden ve ruhundan
kopradıkları, rahatça kullanabildikleri bu yapıları bize adeta
dayatıyorlar. Türkiye genelinde 251 şehidimiz var. Bunlar bizde
yara. Biz bunları unutmadık, unutmuyoruz, unutmayacağız. Hukuk
içerisinde de bunun bedelini ödeyecekler. DEAŞ ve FETÖ eski
Roma'nın sembollerinden Janus'un* biri doğuya biri batıya bakan iki
yüzü gibidir. İslam ümmeti olarak artık şunu görmemiz gerekiyor.
Birileri bizi kendi dinimizin kavramları ile, kendi dinimize mensup
görünenlerle vurmaya çalışıyor. Mesele beyaz pirincin içindeki
beyaz taşı bulup çıkarmaktır.
Gençlerimizin üç beş şarlatanın elinden mankurtlaşmasına asla
müsaadet etmemeliyiz. Modern Hasan Sabbah'ların sapık anlayışları
ile Neo Haşhaşilere çevirmesine izin vermemeliyiz. Din eğitimine
çok büyük önem vermeliyiz. Muteber kurumlar, vakıflar ve şahıslar
tarafından yürütülmesini sağlamak zorundayız. Bizler gerçekten
zengin bir kaynağa sahibiz.
Hocalarımızın, vaizlerimizin, Kur'an kursu öğreticilerimizin evvela
kendilerini çok iyi yetiştirmeleri sonra bu birikimlerini her
cinsiyetten, her yaştan insana aktarmaları gerekiyor. Allah yar ve
yardımcımız olsun.
Dün bir uçak kazasında ölen 11 vatandaşımıza Allah'tan rahmet,
ailesine sabırlar diliyorum. Bu sabah Çorum'da trafik kazasında 11
ölümüz var, ailelerine sabırlar, yaralılara da şifalar
diliyorum.