En büyük katkı enerji ve temel mal gruplarından geldi
Merkez Bankası'nın yayımladığı PPK toplantı özetinden Aralık ayındaki enflasyon oranındaki düşüşe en büyük katkının enerji ve temel mal gruplarından geldiği kaydedildi.
Merkez Bankası'nın yayımladığı PPK toplantı özetinden Aralık
ayındaki enflasyon oranındaki düşüşe en büyük katkının enerji ve
temel mal gruplarından geldiği kaydedildi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 16 Ocak tarihinde
gerçekleştirilen Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetini
yayımladı. Özette, enflasyondaki katılık ve oynaklıkları azaltacak
yapısal adımlara devam edilmesinin fiyat istikrarına ve dolayısıyla
toplumsal refaha olumlu katkıda bulunacağı belirtildi.
ENFLASYON GELİŞMELERİ
Toplantı özetinde enflasyon gelişmeleriyle ilgili, "Aralık
ayında tüketici fiyatları yüzde 0,40 oranında azalmış, yıllık
enflasyon 1,32 puan gerileyerek yüzde 20,30 olmuştur. Enflasyondaki
düşüşe en yüksek katkı enerji ve temel mal gruplarından gelmiştir.
Enerji grubunda petrol fiyatları ve döviz kuru gelişmelerinin
olumlu yansımaları izlenirken, temel mal fiyatlarında döviz kurunun
yanında iç talepteki zayıflama da etkili olmuştur. Hizmet
enflasyonunda alt gruplar genelinde düşüş izlenmiştir. Bu
gelişmeler doğrultusunda, çekirdek göstergelerin yıllık enflasyonu
ve ana eğiliminde gerileme kaydedilmiştir. Özetle, Aralık ayında
tüketici fiyatlarında Türk lirasındaki değer kazancının yanında
iktisadi faaliyetteki zayıflamaya bağlı olarak talep yönlü etkiler
de gözlenmiştir.
Gıda ve alkolsüz içecekler grubu yıllık enflasyonu Aralık ayında
yüzde 25,11 ile yüksek seviyesini korumaktadır. Aralık ayı
itibarıyla yıllık enflasyon oranı işlenmemiş gıda grubunda yüzde
27,09, işlenmiş gıda grubunda ise yüzde 23,22 düzeyindedir.
Enerji grubu fiyatları Aralık ayında yüzde 3,12 oranında azalmış,
yıllık enflasyon 4,53 puan düşerek yüzde 20,82 olmuştur. Bu
gelişmede, uluslararası petrol fiyatlarındaki düşüş ve Türk
lirasındaki görünüme bağlı olarak gerileyen akaryakıt fiyatları
belirleyici olmuştur. Ocak ayında başta elektrik ve doğalgaz
fiyatlarındaki ayarlamaların yanı sıra çeşitli illerde şebeke suyu
fiyatlarında yapılan indirimlerin de etkisiyle enerji grubu yıllık
enflasyonunda belirgin bir düşüş öngörülmektedir.
Temel mal grubu yıllık enflasyonu Aralık ayında 2,22 puan azalarak
yüzde 24,67 olarak gerçekleşmiştir. Bu dönemde, başta otomobil
olmak üzere, dayanıklı mal grubu genelinde fiyat düşüşleri
izlenmiştir. Giyim ve ayakkabı grubunda ise talep koşullarına bağlı
olarak yıllık enflasyondaki yavaşlamanın Aralık ayında da sürdüğü
gözlenmiştir. Diğer temel mallarda ise aylık fiyat artış eğilimi
önemli ölçüde yavaşlamakla birlikte yıllık enflasyon yüksek seyrini
korumuştur. Özetle, temel mal grubu enflasyonundaki düşüşte, Türk
lirasındaki değer kazancı ve iç talepteki zayıflamanın etkili
olduğu değerlendirilmektedir.
Hizmet grubu enflasyonu 0,21 puan düşüşle yüzde 14,46'ye
gerilemiştir. Yıllık enflasyon haberleşme grubunda yatay
seyrederken, diğer alt gruplarda düşmüştür. Gıda ve akaryakıt
fiyatları gibi maliyet unsurlarındaki gelişmeler yemek ve ulaştırma
hizmetleri enflasyonunu olumlu etkilemeye devam etmiştir. Kira
grubunda aylık enflasyon eğilimindeki yavaşlamanın devam ettiği not
edilmiş ve iç talep koşullarındaki zayıflamanın hizmet grubu
genelinde enflasyondaki yavaşlamayı desteklediği değerlendirmesi
yinelenmiştir" ifadelerine yer verildi.
ENFLASYONU ETKİLEYEN UNSURLAR
Özette enflasyonu etkileyen unsurlara ilişkin şunlar kaydedildi:
"Son dönemde açıklanan veriler ekonomideki dengelenme
eğiliminin belirginleştiğini göstermektedir. 2018 yılının
Ekim-Kasım döneminde sanayi üretimi üçüncü çeyreğe kıyasla
gerilerken mevcut göstergeler sektördeki zayıf seyrin Aralık ayında
da sürdüğü yönünde sinyal 2 vermektedir. Hizmetler ve inşaat
sektörlerine ilişkin göstergelerle de birlikte iktisadi
faaliyetteki yavaşlamanın sektörler geneline yayıldığı
görülmektedir. Mal ihracatı ve turizm talebindeki güçlü seyrin
yanında yurt içi talebe bağlı olarak ithalatta gözlenen sert düşüş
neticesinde net ihracatın son çeyrekte dönemlik ve yıllık büyümeye
yüksek katkısının devam ettiği ve iktisadi faaliyetteki zayıflamayı
kısmen de olsa sınırladığı tahmin edilmektedir.
Finansal koşullardaki sıkılığın etkisiyle iktisadi faaliyetteki
yavaşlama devam etmektedir. Son dönemde finansal göstergelerde
kısmi bir iyileşme görülse de kredi arz ve talebindeki zayıf seyir
sürmektedir. Öncü göstergeler yurt içi talepte henüz belirgin bir
toparlanma sinyali içermemektedir. Dayanıklı mallardaki vergi
indirimlerinin süresinin uzatılmasının ilk çeyrekte tüketim
talebine destek verebileceği değerlendirilmektedir. Ancak işgücü
piyasasındaki zayıf görünümün toplam talebi sınırlamaya devam
edeceği öngörülmektedir.
Son dönemde küresel büyüme görünümüne ilişkin kısmi yavaşlama
sinyallerine rağmen dış talep gücünü korumaktadır. Yurt içi
talepteki yavaşlamaya bağlı olarak firmaların dış piyasalara
yönelme eğilimi ve pazar çeşitlendirme esnekliği mal ihracatını
desteklemekte; canlı seyreden turizm talebiyle birlikte dış
dengedeki iyileşme hızlı bir şekilde devam etmektedir. Bu
çerçevede, önümüzdeki dönemde cari dengedeki iyileşme eğiliminin
sürmesi beklenmektedir.
İşgücü piyasası verileri, ekonominin yurt içi talep kaynaklı olarak
yavaşlamaya devam ettiği yönündeki değerlendirmeleri teyit
etmektedir. Eylül-Kasım dönemi verilerine göre inşaat
istihdamındaki gerileme sürerken sanayi istihdamı yatay seyretmiş,
hizmet istihdamında ise sınırlı bir artış kaydedilmiştir. Dış
ticaret bağlantısı nispeten güçlü faaliyet kolları ile kamu sektörü
istihdama olumlu katkı yapmaya devam etmiştir."
PARA POLİTİKASI VE RİSKLER
Özette para politikası ve risklere ilişkin de şu ifadeler yer aldı:
"Dış ticarette artan korumacılık eğilimleri küresel ekonomi
politikalarına yönelik belirsizliği artırarak küresel büyüme
görünümüne ilişkin aşağı yönlü riskleri canlı tutmaya devam
etmektedir. Bir önceki PPK toplantısını takip eden dönemde küresel
iktisadi faaliyete ilişkin yavaşlama eğilimi daha belirgin hale
gelmiş ve gerek gelişmiş gerekse gelişmekte olan ülkeler için 2019
yılı görünümü aşağı yönlü güncellenmiştir.
Küresel enflasyona ilişkin, özellikle gelişmiş ülke işgücü
piyasalarındaki olumlu görünüm çerçevesinde ücret kaynaklı yukarı
yönlü riskler devam etmektedir. Buna karşılık, küresel büyüme
görünümündeki göreli zayıflama ve enerji fiyatlarındaki gerilemeye
bağlı olarak önümüzdeki dönemde küresel enflasyon baskılarının
nispeten ılımlı seyredeceği öngörülmektedir. Bununla birlikte
küresel enflasyon üzerinde enerji fiyatlarındaki yüksek oynaklık ve
ücret enflasyonu kaynaklı riskler yakından takip edilmeye devam
edecektir.
Gelişmiş ülkeler para politikası duruşundaki normalleşme
beklentileri bir önceki PPK dönemine kıyasla daha ılımlı
seyretmektedir. Ancak, önümüzdeki döneme ilişkin küresel ekonomi
politikalarına ilişkin belirsizliğin ve küresel finansal risklerin
oldukça yüksek olması, gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy
akımları üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmaktadır.
İthal girdi maliyetleri ve iç talep gelişmelerine bağlı olarak
enflasyon görünümünde bir miktar iyileşme gözlenmekle birlikte
fiyat istikrarına yönelik riskler devam etmektedir. Enflasyonun ve
enflasyon beklentilerinin bulunduğu yüksek seviyeler ile maliyet
unsurlarının seyri ve fiyatlama davranışlarına ilişkin
belirsizlikler önümüzdeki dönem enflasyon görünümü üzerinde risk
oluşturmaya devam etmektedir. Bu çerçevede Kurul, enflasyon
görünümünde belirgin bir 3 iyileşme sağlanana kadar sıkı parasal
duruşun korunmasına karar vermiş ve politika faizi olan bir hafta
vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 24 düzeyinde sabit
tutmuştur.
Merkez Bankası fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki
bütün araçları kullanmaya devam edecektir. Enflasyon beklentileri,
fiyatlama davranışları, para politikası kararlarının gecikmeli
etkileri, maliye politikasının dengelenme sürecine vereceği katkı
ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler yakından
izlenerek ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma
yapılabilecektir.
Para politikası duruşu oluşturulurken, maliye politikasına dair
esas alınan görünüm fiyat istikrarı ve makroekonomik dengelenmeye
odaklı, para politikasıyla eşgüdüm arz eden bir politika duruşu
içermektedir. Bu doğrultuda, yönetilen/yönlendirilen fiyat ve vergi
ayarlamalarının geçmiş enflasyona endeksleme davranışının
azaltılmasına yardımcı olacak şekilde belirleneceği varsayılmıştır.
Maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması
ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi
halinde para politikası duruşunun da güncellenmesi söz konusu
olabilecektir.
Para politikası ve maliye politikası arasında kuvvetlendirilen
eşgüdümün sürekli ve sistematik bir yapıya dönüştürülmesi yönünde
yürütülmekte olan ortak çabaların fiyat istikrarını sağlamaya
katkıda bulunması beklenmektedir. Bunun yanı sıra, enflasyondaki
katılık ve oynaklıkları azaltacak yapısal adımlara devam edilmesi
fiyat istikrarına ve dolayısıyla toplumsal refaha olumlu katkıda
bulunacaktır."
(İHA)