En acı nöbet
Adana'da 3 yaşındaki Vahit Uğuroğlu, acı, sıcak ve soğuk gibi duyuları beyne ileten küçük sinir uçlarının görev yapmaması olarak tanımlanan 'CİPA hastalığı' nedeniyle hiç acı hissetmiyor. Uğuroğlu, acı hissetmediği için sürekli elini ve dilini yeyip kendisine zarar veriyor. Ne yapacağını bilemeyen aile, oğulları kendisine zarar vermesin diye nöbet tutuyor.
Adana'da 3 yaşındaki Vahit Uğuroğlu, acı, sıcak ve soğuk gibi
duyuları beyne ileten küçük sinir uçlarının görev yapmaması olarak
tanımlanan 'CİPA hastalığı' nedeniyle hiç acı hissetmiyor.
Uğuroğlu, acı hissetmediği için sürekli elini ve dilini yeyip
kendisine zarar veriyor. Ne yapacağını bilemeyen aile, oğulları
kendisine zarar vermesin diye nöbet tutuyor.
Alper ve Sevda Uğuroğlu çifti, 4 yıl önce evlendi. Çiftin bu
evlilikten Vahit isimli bir çocukları oldu. Baba Alper Uğuroğlu ise
oğlu doğduğunda işlediği bir suçtan dolayı cezaevine girdi. Anne
Sevda ise kayınvalidesi ve eşinin akrabaları ile Seyhan ilçesi
Ulubatlı Hasan Mahallesi'ndeki bir gecekonduda yaşamaya başladı.
Anne Sevda, bir sabah uyandığında oğlu Vahit'in ellerinin
kanadığını gördü. Ne olduğunu anlamayan anne, bir süre sonra 2
yaşındaki Vahit'in ellerini ve dilini ısırarak kendine zarar
verdiğini fark etti.
Hastaneye götürülen küçük çocuğun sara hastası olduğu belirlendi.
Daha sonra anne, hayırseverlerin yardımı ile özel hastaneye
götürdüğü oğlunun, beyne ileten küçük sinir uçlarının görev
yapmaması olarak tanımlanan CİPA hastası olduğunu ve tedavisinin
olmadığını öğrendi. Çaresiz kalan aile ise her yolu denedi. Aile,
en son çare olarak da çocukları kendine zarar vermesin diye
yatağının başında nöbet tutuyor.
Gün geçtikçe oğlunun sorunlarının arttığını, bacağını duvara
vurarak kırdığını ve çaresizlik içinde hiçbir şey yapamadığını
anlatan anne Sevda Uğuroğlu, oğlunun en fazla 5 yıl daha
yaşayabileceğini fakat evlerinin durumu nedeniyle bu süreye
ulaşamadan çocuğunu kaybedeceğini söyledi. Uğuroğlu, "Benim
çocuğumu her akşam kan içerisinde görüyorum. Çocuğumun her yerini
mikrop kaptı. Maddi durumum yok. Ev benim değil. Gecekonduda
kayınvalidem ve ailem ile birlikte kalıyorum. Allah rızası için iş
adamlarına sesleniyorum. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a
sesleniyorum. Temiz bir evin içerisinde çocuğumu geçindirmek
istiyorum" diye konuştu.
Hastalığın tedavisinin olmadığını belirten Sevda Uğuroğlu,
çocuğunun gözü önünde perişan olduğunu ifade ederek,
"Çocuğum kendi kendine zarar veriyor. Ellerini ve dillerini
yiyor. Elleri ve dilleri hep yara içerisinde. Benim elime mahkum
çocuğum. Gözümün önünden ayıramıyorum çocuğumu. Çalışıp ona bakma
imkanım da yok. Çünkü çocuğumu kimsenin yanına bırakamıyorum.
Çocuğumun her yerini mikrop kaptı. Her gün gözümün önünde çocuğumla
perişanlık çekiyorum. Allah rızası için çocuğumla, bana el
uzatsınlar" dedi.
(Umutcan İşledici - Elif Ayşenur Bay /İHA)