Emine Erdoğan Dünya Ekonomik Forumu’nda konuştu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, "Tek kullanımlık ürünlerden vazgeçip, ihtiyaçtan fazlasını almayarak israfın önünde geçmeliyiz" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan,
"Tek kullanımlık ürünlerden vazgeçip, ihtiyaçtan fazlasını
almayarak israfın önünde geçmeliyiz" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Ürdün'ün
başkenti Amman'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'nda konuştu.
"Tek kullanımlık ürünlerden vazgeçip, ihtiyaçtan fazlasını
almayarak israfın önünde geçmeliyiz" diyen Erdoğan,
"Yenilenebilir enerji kullanımına yönelerek yeni hayat
tarzları tasarlayabiliriz. Himayemde yürütülen sıfır atık
projesiyle atıkları kaynağında ayrıştırarak geri dönüştürüyoruz.
Yeni bir yaşam kültürü oluşturmaya çalışıyoruz. Yaklaşık 15 aydır
uygulanan proje kapsamında 15 bine yakın kamu kuruluşunda sıfır
atık uygulamasına geçildi. Okullarımız, askeri tesislerimiz, bu
kültürün alt yapısını kuruyorlar. Yerel yönetimlerimiz geri dönüşüm
sistemlerini revize ederek büyük çevresel ve ekonomik kazanımlar
elde ediyorlar" dedi.
"İLK 1 AYLIK UYGULAMA SONUNDA ÜLKEMİZDE NAYLON POŞET
KULLANIMI YÜZDE 70 ORANINDA AZALDI"
Plastik kullanımının azaldığına değinen Erdoğan, "Plastik
kullanımını azaltmak üzere, tüm marketlerde plastik poşetleri
ücretli hale getirdik. İlk 1 aylık uygulama sonunda ülkemizde
naylon poşet kullanımı yüzde 70 oranında azaldı. Organik atıkları
kompost gübreye dönüştürülerek peyzaj alanlarımızda kullanıyoruz.
Böylece topraklarımız kimyasal gübreden temizleniyor, aynı zamanda
geri dönüşüm sağlıyoruz. Bu çabalarımız geçtiğimiz aylarda OECD
çevresel değerlendirme raporunda takdirle karşılanmıştır.
Biyoçeşitliliğin korunmasından, atık yönetimine pek çok alanda
Türkiye'nin çevre performansı dünyaya örnek olarak gösterildi.
Proje kapsamında geri kazanım oranımızı 2030'da yüzde 60'a
çıkarmayı hedefliyoruz. İstanbul gibi dev bir metropolün 1 yıllık
su ve elektrik ihtiyacına denk tasarruf elde etmeyi öngörüyoruz.
Bilinçlendirme kampanyalarımızda en önemli hedef kitlemiz çocuklar
ve gençler. Çünkü bizim için sürdürebilirlik doğru bilincin yeni
nesillere aşılanmasıdır. Bu çerçevede pilot projelerle ilk
okullarda sıfır atık saatleri düzenliyor. Öğrencilere sıfır atık
yaşam kültürünü aşılıyoruz" ifadelerini kullandı.
"GENÇLERLE, MEDENİYETİN, İNSANLIĞIN, SOSYAL ADALETİN VE
VİCDANIN EN İLERİ MERTEBELERİNE YOL ALMAK İSTİYORUZ"
Bir Afrika atasözüyle sözlerini sürdüren Erdoğan şunları
kaydetti:
"Değerli gençler güzel bir Afrika atasözü var; ‘Eğer hızlı
gitmek istiyorsan yalnız git. Eğer ileri gitmek istiyorsan birlikte
git.' Yaşadığımız çağda hızlı gitmek istemenin tabiatı ve insani
değerlerimizi ne hale getirdiğini acı sonuçları ile öğrendik. Biz
hızlı gitmenin bizi bir yere vardırmayacağını biliyoruz. Bu nedenle
siz gençlerle, medeniyetin, insanlığın, sosyal adaletin ve vicdanın
en ileri mertebelerine yol almak istiyoruz. Ülke olarak felsefemiz
gençliği yönetim süreçlerine katmaktır. Gençlerin içindeki
dönüştürücü gücü, doğru alanlara kanalize ederek birlikte çalışma
yöntemlerini geliştirmektir. Biz yalnızca nüfusu genç olan değil,
yönetim anlayışı genç bir ülke olmayı hedefliyoruz. Bu bağlamda
ülkemizde seçme ve seçilme yaşını 18'e indirdik. Dünya yeni bir
doğum süreci geçirirken hepimize ayrı ayrı ödevler düşüyor. Yapay
zekanın hakim güç olacağı dördüncü sanayi devrimini geçmişten kalan
anlayışlar üzerine temellendiremeyiz. Bölgemizin gerek siyasi
gerekse ekonomik istikrarı gençlerin dünyanın huzur ve refahına
kafa yoran bireyler olmasıyla doğrudan ilişkili. Mesela Yeni
Zelanda'da yaşanan elim olay hepimizi harekete geçirmeli. Genç
dimağlar nefretin, ayrımcılığın, çifte standardın ötesinde ortak
bir gelecek hayali kurabilirler. Bunun için gençlerin sesinin daha
gür duyulduğu katılımcı demokrasiler inşa etmeliyiz. Öyle çok ortak
pozitif gündemimiz olabilir ki işte çevre duyarlılığı da bunlardan
birisidir. Çünkü bu tam da genç bir isyan ahlakı gerektiriyor.
Dünyanın geleceğini tehdit eden sorunlar karşısında hakim
paradigmaya esir düşmemek, başka türlüsünü hayal edebilmek. Böylesi
kafa tutuşlar bir gençlik enerjisi istiyor. Fakat bu konuda da
tutarlı bir yaklaşımımız olmalı."
"BİR FİNCAN KAHVENİN ÜRETİMİ İÇİN GEREKEN SU MİKTARININ 140
LİTRE"
İsrafın önüne geçerek yaşam biçimi haline getirmemiz gerektiğine
değinen Erdoğan, "Bir fincan kahvenin üretimi için gereken
su miktarının 140 litre olduğunu biliyor muydunuz? Giyinmekten
bıkıp attığımız bir tişörtün israfı, onun üretimi için harcanan 2
bin 700 litre suyun da israfı demektir. Dünyayı incittiğimiz her an
dünya bize cevabını tükenerek veriyor. O halde bizler israfı bir
yaşam biçimi haline getirmemeliyiz. Hele de dünyanın bir yarısında
çocuklar temel ihtiyaçları olan kıyafetleri dahi bulamazken bu bize
yakışmaz. Sevgili gençler hayat bir bütündür. Çevreye, bedenimize
yaklaşımımız birbiriyle yakından irtibatlıdır. Çevre duyarlılığı
kendine duyarlı olmaktır. Dikkat edin tabiat ile ilişkisi güçlü
olanların, kendileriyle ilişkisi de güçlüdür. Beslenme kültürümüzün
dahi çevre farkındalıklarımızla yakın ilişkisi olduğunu
unutmamalıyız. Hızlı tüketilen paketli endüstriyel gıdalar karbon
salınımını arttırmakla kalmıyor beraberinde sağlıksız beslenmeden
kaynaklı hastalıklar ve ilaca bağımlılıklar getiriyor"
şeklinde konuştu.
(İHA)