(Ek bilgi ve fotoğraflarla) - Hava kirliliği alarm veriyor: Keşan'da tehlikeli boyutlarda
GEÇTİĞİMİZ hafta itibariyle başta İstanbul olmak üzere Türkiye genelinde görülmeye başlayan hava kirliliği son günlerde iyice hissedilir hal aldı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın Hava Kalitesi İzleme İstasyonlarından alınan bilgiye göre, geçtiğimiz hafta kırmızı alarm seviyesinde olan Keşan ilçesinde veriler, tehlikeli boyutlara ulaştı. AB ölçülerine göre 50 mikrogram/metreküp olan partikül...
GEÇTİĞİMİZ hafta itibariyle başta İstanbul olmak üzere Türkiye genelinde görülmeye başlayan hava kirliliği son günlerde iyice hissedilir hal aldı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın Hava Kalitesi İzleme İstasyonlarından alınan bilgiye göre, geçtiğimiz hafta kırmızı alarm seviyesinde olan Keşan ilçesinde veriler, tehlikeli boyutlara ulaştı. AB ölçülerine göre 50 mikrogram/metreküp olan partikül madde sayısı, Türkiye'de sınır değeri 90 kabul edilirken Keşan'da bu rakamlar 228'e ulaştı.
Geçtiğimiz hafta Soma, Karabük, Iğdır'da hava kirliliği seviyesi 'mor' renkte 'tehlikeli' olarak gösteriyordu. Bu hafta Iğdır'da hava hala sağlıksız koşullarda devam ederken, Soma ve Karabük'te alarm seviyesi tehlikeli seviyelerden hassas seviyeye indi. İstanbul'da hava kalitesi geçtiğimiz haftaya göre bir nebze olsun iyileşirken, Sinop Boyabat ve Tokat Turhal'da hava kalitesi 'kötü'. Düzce ve Iğdır'da hava kalitesi bir derece daha iyi, 'sağlıksız' düzeyinde. Zonguldak, Ordu, Tekirdağ, Bolu, Amasya, Yozgat, Siirt, Urfa, Osmaniye, İzmir, Aydın, Manisa, Muğla'da ise 'hassas' hava seviyesi devam ediyor.
TÜRKİYE'DEKİ HAVA KİRLİLİĞİ AVRUPA'NIN ÇOK ÜSTÜNDE
Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi üyesi Kübra Ayçiçek,
Türkiye'deki hava kirliliği sınır değerlerinin Avrupa Birliği ve
Dünya Sağlık Örgütü'nün belirlediği sınır değerlerinin üzerinde
olduğunu söyledi. Ayçiçek, “Türkiye'de iyi/orta olarak tanımlanan
hava kalitesi ABD ve Avrupa açısından değerlendirdiğimizde kirli
sayılıyor” dedi. İstanbul Esenyurt'ta bu sınırın 126 gün aşıldığını
örnek gösteren Ayçiçek “Bunu Avrupa'ya göre değerlendirseydik,
muhtemelen Esenyurt'un 365 gün kirli hava soluduğunu görecektik”
diye konuştu.
GÖKDELENLER HAVA KİRLİLİĞİNDE BAŞ FAKTÖR
Ayçiçek, “İstanbul'da ve dünyadaki yüksek yapılar hava kirliliği
açısından başat faktörlerden bir tanesi. İstanbul'un rüzgar yönü
kuzeyde ormanlar bulunuyor. Kuzey ormanlarını korumak oradan
gelecek temiz havayı da korumak anlamına geliyor. Çünkü kuzeyden
gelen temiz hava İstanbul'un içlerine kadar yayılıyor. Ulaşabilen
miktar da yüksek kulelere çarptığı zaman şehrin içine temiz hava
erişemiyor. Şehrin içinde kirlilik birikmesine neden oluyor”
dedi.
KİRLİLİK 10 GÜNDEN FAZLA SÜRÜYORSA ÖNLEM ALINMALI
ABD'de sınır değerinin 3 kez aşılması halinde acil önlemler
alındığını belirten Ayçiçek Türkiye'de böyle bir sınırlama
olmadığının altını çizerek “Eğer 10 gün boyunca bir bölge kötü
havaya maruz kalıyorsa oranın halkına gerekirse maskeler
dağıtılmalı, sokağa çıkmamaları uyarılarında bulunulması ve önlem
almaları gerektiği söylenir. Yöneticilerin önlem alması gerekir”
diye konuştu.
TÜRKİYE'DE HAVA KİRLİLİĞİNDEN ÖLÜM TRAFİK KAZALARINDAN
ÖLENLERDEN 6 KAT FAZLA
Türk Tabipleri Birliği (TTB), Türk Toraks Derneği (TTD), Çevre için
Hekimler Derneği, Greenpeace, Halk Sağlığı Uzmanları Derneği
(HASUDER) gibi örgütlerin bir araya gelerek oluşturduğu Temiz Hava
Platformu bileşenlerinden Toraks Derneği, Hava Kirliliği Dönem
Grubu Eş Başkanı Dr. Nilüfer Aykaç Kongar hava kirliliğinin çok
önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu söyledi. Kongar, son birkaç
haftadır göğüs hastalıkları alanına başvuranların sayısında ciddi
bir artış olduğunu belirtti.
Her ne kadar raporlara hava kirlliği 'ölüm sebebi' olarak geçmese de hava kirliliğinin akciğer, kalp ve sinir sistemi üzerinde ciddi etkilerinin olduğunu anlatan göğüs hastalıkları uzmanı Kongar, astım, kronik bronşit, solumun yolları enfeksiyonu, kalp krizi, kalp yetmezliği gibi sağlık sorunlarının yaşandığına dikkat çekti. OECD verilerinden örnek gösteren Dr. Kongar, “Dünyada yılda 7 milyon insan hava kirliliği nedeniyle ölüyor. OECD raporlarına göre geçen sene Türkiye'de hava kirliliği nedeniyle hayatını kaybeden kişi sayısı 29 bin kişi. Bu oran trafik kazalarında hayatını kaybedenlerin 6 katı kadar” dedi.
HAVA KİRLİLİĞİ TIPKI SİGARA GİBİ
Kirli havanın yoğun olduğu bölgelerde yaşayan vatandaşları hava
kirliliğinin yoğun olduğu günlerde dışarı çıkmamaları konusunda
uyaran Kongar, “Kronik hastalıkları olanlar, astım hastaları
dikkatli olmalı. Hava kirliliği tıpkı sigara gibi. Hem kronik
bronşitin hem de akciğer kanserinin oluşmasına neden olabilir”
dedi. Hava kirliliğinin özellikle çocuklarda akciğer gelişimi
bozukluğuna yol açtığını belirten Kongar, “Temiz havada büyüyen bir
çocuğun akciğeri ile kirli havada büyüyen bir çocuk arasında ciddi
bir fark var” diye konuştu.
ESENYURT 2015'TE 126 GÜN ZEHİR SOLUDU
Çevre Mühendisleri Odasının yaptığı araştırmaya göre, 2015 yılında
hava kirliliğinin kritik seviyeye ulaştığı iller arasında İstanbul,
Ankara, Bolu, Edirne-Keşan, Düzce, İzmir ve Iğdır gibi şehirler yer
alıyor. Dünya Sağlık Örgütü(DSÖ) verilerine göre sadece 35 gün
aşılabilecek partikül madde değerleri Düzce'de 232 gün iken,
Bolu'da 151 gün, Keşan 228 gün ile bu sınırı çoktan aştı.
İstanbul'da Yenibosna semti ile Kadıköy ve Esenyurt ilçeleri hava
kirliliğinin en üst seviyeye ulaştığı yerler arasında. Hava
kirliliğini belirleyen faktörler arasında kömür kullanımı ve
"kentsel dönüşüm" faaliyetleri yer alıyor. Partikül madde sınır
değerleri Yenibosna'da 181 gün, Esenyurt'ta 282 gün, Kadıköy'de 116
gün aşıldı. Ankara'da ise hava kirliliğinin olduğu yerler, trafiğin
yoğun olduğu Sıhhiye, Bahçelievler, Dikmen, Cebeci ve Keçiören gibi
ilçeler.
KEŞAN'DA DURUM 'TEHLİKELİ' BOYUTTA
Geçtiğimiz hafta kırmızı alarm seviyesinde olan Edirne'nin Keşan'da, hava sıcaklıklarının sıfırın altına düşmesi nedeniyle hava kirliliğinde artış oldu. Bazı vatandaşlar, nefes almakta bile güçlük çekildiğini belirtirken, kalitesiz kömür kullanılması ve kazan yakım saatlerine uyulmaması nedeniyle kirliliğin arttığı bildirildi. Yapılan kömür kontrolleri, kazan denetimlerinin artması, bina yöneticilerinin uyarılmasına rağmen hava kirliliğinde ciddi bir düşüş yaşanmadı. Son günlerde hava sıcaklıklarının sıfırın altına düşmesi nedeniyle özellikle akşam saatlerinde kükürt dioksit (SO2) oranı 2000 mikrogram/metreküpün üzerine çıkıyor. Linyit kömürünün kullanıldığı ilçede akşam saatlerinde aynı anda yakılan kalorifer ve sobalar nedeniyle şehrin üzerine adeta sis çökerken, yoğun kükürt gazı nedeniyle insanlar adeta zehir soluyor.
KAZAN VE SOBALAR BİLİNÇLİ YAKILMALI
Hava kirliliğinin önlenmesi için kısa vadede bilinçli kazan ve soba
yakılması gerektiğini ifade eden bazı vatandaşlar, doğalgazın da
bir an önce şehre getirilmesi gerektiğini aksi takdirde solunum
yollarına bağlı hastalıkların artmaya devam edeceğini
söylediler.
(FOTOĞRAF)