Dursun Çiçek’in 6 hakime açtığı dava reddedildi
CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek'in, Ergenekon ve Balyoz davalarında hakkındaki yakalama, tutuklama ve tutukluluk halinin devamı kararlarına yapılan itirazları reddeden eski özel yetkili 6 hakime açtığı tazminat davası reddedildi.
CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek'in, Ergenekon ve Balyoz
davalarında hakkındaki yakalama, tutuklama ve tutukluluk halinin
devamı kararlarına yapılan itirazları reddeden eski özel yetkili 6
hakime açtığı tazminat davası reddedildi.
CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek, Ergenekon ve Balyoz
davalarında hakkındaki yakalama, tutuklama ve tutukluluk halinin
devamı kararlarına yapılan itirazları reddeden eski özel yetkili
hakimler Metin Özçelik, Birol Bilen, Mehmet Ekinci, Rüstem
Eryılmaz, Hadi Çağdır ve Mesut Özcan'a 10'ar bin liradan toplam 60
bin lira tazminat davası açmıştı.
Emekli Albay Dursun Çiçek, Ağır Ceza Mahkemesi'ne verdiği dava
dilekçesinde, eski özel yetkili hakimlerin verdikleri kararların,
yıllarca temel hak ve özgürlüklerinden yoksun olarak tutuklu
kalmasına, maddi ve manevi olarak zarar görmesine, kişilik
haklarına yönelik saldırılara neden olduklarını öne sürdü. Çiçek,
davalılardan ayrı ayrı 5 bin TL'si maddi ve 5 bin TL'si manevi
tazminat 10 bin TL olmak üzere toplam 60 bin TL tazminatın
davalılardan tahsil edilerek tarafına ödenmesini istedi.
"MALİYE BAKANLIĞI'NI DİLEKÇEME SONRADAN
EKLEDİM"
İstanbul 20'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın ilk
duruşması bugün görüldü. Duruşmada söz alan davacı Dursun Çiçek,
dava dilekçesinde yazdığı hususların göz önüne alınarak tazminat
talebinin kabul edilmesini istedi. Çiçek, dava dilekçesinin
içeriğini tekrar ettiğini belirterek, "Dilekçemin davalılar
bölümüne Maliye Bakanlığı ibareli el yazılı bölümü davanın bakanlık
adına açılması gerektiğini öğrendikten sonra ilave edip paraf
attım" dedi.
"HAKSIZ TUTUKLAMAYA İLİŞKİN DAVALAR SADECE DEVLETE
AÇILABİLİR"
Davaya ilişkin görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı Yılmaz Kıstı,
Çiçek'in tutuklu kaldığı süreye ilişkin Maliye Bakanlığı aleyhine
yine 20'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açtığını hatırlattı.
Savcı Kıstı, haksız tutuklamaya ilişkin tazminat davalarının sadece
devlet aleyhine açılabileceğini, davacının bu davayı hakim ve
savcılar hakkında açtığını belirtti. Savcı Kıstı, taraf olarak
Maliye Bakanlığının davanın açılmasından sonra eklendiğini
kaydederek "Davanın açılmasından sonra dosyaya taraf
eklenemeyeceği hususu dikkate alınarak hakim ve savcılar aleyhine
açılan bu kamu davasının husumet yönünden reddine karar verilmesi
talep olunur" dedi.
Kararını açıklayan mahkeme heyeti, Dursun Çiçek'in davasının usul
yönünden reddine karar verdi.
"MAĞDURLARDAN SEÇİLEN TEK MİLLETVEKİLİ OLDUĞUM İÇİN
SORUMLULUĞUM VAR"
Çiçek, duruşma çıkışında İstanbul Adalet Sarayı önünde basın
açıklaması yaptı. Çiçek, cezaevinde yargısız infaz ve manevi
işkencelere maruz kaldığını belirterek, milletvekili olarak
mücadelesini daha güçlü olarak sürdüreceğini söyledi. "Bu
davalarda mağdur olan insanlar arasında milletvekili seçilen tek
kişi olmam sebebiyle ayrıca özel bir sorumluluğum var"
diyen Çiçek, "O yüzden örnek davalar açmaya çalışıyorum.
Kızım İrem Çiçek'le beraber özellikle itiraz mahkemelerinin
sorumluluğunu kamuoyunun vicdanına taşımak için bu davayı
açmıştım" dedi.
"SADECE HÜKMÜ VERENLER SORUMLU DEĞİL"
Çiçek açıklamasında, "10'uncu ve 13'üncü Ağır Ceza
Mahkemeleri'nin verdiği yakalama, tutuklama ve tutukluluğun devamı
kararlarına itiraz ettiğimiz heyetlerde bu suça ortak olmuştur.
Sadece hükmü veren mahkemeler değil, reddi hakim taleplerini
inceleyen mahkeme heyetleri de en az hüküm veren mahkemelerin
hakimleri kadar sorumlulardır. Bunu adalet makamlarına, soruşturma
makamlarına taşımaya devam edeceğiz. Bugün aldığımız itirazın reddi
kararı daha çok şekil yönünden. Ana dosyaya zaten 20'inci Ağır Ceza
bakacaktı. Dolayısıyla oradaki hakim sayısı yani tazminat davasının
tahsil edileceği hakim sayısı böylece artmış olacak" diye
konuştu.
"BEŞİKTAŞ KUMPASLARIN SEMBOLÜYDÜ"
"Çağlayan'dan ümitliyiz" diyen Çiçek,
"Beşiktaş kumpasların sembolü olmuştu. Çağlayan'ın da
adaletin sembolü olmasını özellikle hukuk ve adalet adına
bekliyoruz. O saygıyı sevgiyi de mahkeme de görüyoruz. Suçu tespit
ediyorlar, paylaşıyorlar ancak şekil yönünden bize bir takım
öneriler getirdiler. Onlara da uyarak bu dosyayı yeniden
açacağız" dedi.
"ÖZ ELEŞTİRİ YAPSINLAR, BİZDEN BİR ÖZÜR
DİLESİNLER"
Çiçek'in "Çağlayan'dan umutluyuz" açıklaması
üzerine bir basın mensubu, Çağlayan'da paralel yapıya yönelik
yürütülen soruşturmalar ve bazı gazetecilere açılan davalar
hakkında fikrini sordu. Çiçek bu soruya, "Beşiktaş'ta
kaybettiğimiz özgürlüğümüzü Çağlayan'da bulduk. İnşallah dediğiniz
suçlardan özgürlüğü elinden alınanlar, Çağlayan'da bu
özgürlüklerine kavuşurlar. Biz onların da adil yargılanmalarını
istiyoruz, onlara da hukuk istiyoruz. Ancak onlardan da bir öz
eleştiri istiyoruz. Geçmişte yaptıkları infazların o taklit imzayı
gerçek imza gibi pazarlama ve bizi karalama kampanyalarının bir öz
eleştiri yapsınlar. En azından bizden bir özür dilesinler. Biz
onların yanındayız zaten. Şahsen gitmesem de CHP den bu konuda
görevli arkadaşlarımız kendilerini ziyaret ediyor, her ortamda
destek veriyorlar. Bizim olmazsa olmazımız basın
özgürlüğü" yanıtını verdi.
"KİN VE NEFRET YOK"
Çiçek açıklamasının devamında, "Dün meclisteydim, Adalet
Bakanı ile de görüştüm. 17 Aralık operasyonunda hakim savcılara
yapılan süratli işlemin neden Ergenekon ve balyoz hakimlerine
yapılmadığını defaatle sordum. Bize söyledikleri, biraz daha
sabredin, dosya kapsamlı, onlar hakkında da işlem yapacağız. Şimdi
sembol olduğu için söylüyorum. 13'ün başkanı Hasan Hüseyin Özese,
10'un başkanı Ömer Diken hala devletten maaş alıyor, bu herkesin
vicdanını sızlatıyor. Şimdi iktidarda olanların da vicdanını
sızlatması lazım. Kumpas davalarının mağdurlarına yargısız infaz
yapan hakimlerin de biran önce haklarında işlem yapılmasını her
makamdan talep ediyoruz. Hukuku da herkes için istiyoruz, sadece
kendimiz için değil. Kin ve nefret yok herkesle görüşüyoruz.
Amacımız temeli adalet olan bir ülke" ifadelerini
kullandı.
(İHA)