“Dünyanın zenginlik merkezi doğuya geçecek”
TBMM Başkanı Binali Yıldırım, "Dünyanın zenginlik merkezi 70'li yıllarda ABD'deydi, 80'li yıllarda Avrupa'daydı, şimdi artık bizim bölgemize doğru geldi ve doğuya doğru gidiyor" dedi.
TBMM Başkanı Binali Yıldırım, "Dünyanın zenginlik
merkezi 70'li yıllarda ABD'deydi, 80'li yıllarda Avrupa'daydı,
şimdi artık bizim bölgemize doğru geldi ve doğuya doğru
gidiyor" dedi.
İzmir'de Ege Ekonomiyi Geliştirme Vakfı (EGEV) tarafından bu yıl
ikincisi düzenlenen Ege Ekonomik Forum, TBMM Başkanı Binali
Yıldırım'ın katılımıyla yapıldı. Ege'nin Türkiye'nin ekonomik
potansiyelini en üst düzeye taşıyacak bir bölge olduğunu vurgulamak
adına düzenlenen foruma ayrıca Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet
Cahit Turhan, Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Kurulu Başkanvekili Nihat
Zeybekci, İzmir Valisi Erol Ayyıldız, AK Parti İzmir İl Başkanı
Aydın Şengül, AK Parti İzmir milletvekilleri, EGEV Yönetim Kurulu
Başkanı Mehmet Ali Susam, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve
meslek odaları yöneticileri ile iş dünyasından çok sayıda isim
katıldı. Forumda konuşan TBMM Başkanı Yıldırım, bölgedeki
sorunların çözüleceğini ve asıl ondan sonra bölgedeki ekonomik
canlanma inşa ve imar çalışmalarının başlayacağını belirtti.
Bölgenin her türlü sorununu doğrudan karşılayan ülke olarak
bölgenin imarında ve inşasında Türkiye'nin işin merkezinde olması
gerektiğini kaydeden Yıldırım, "Ekonomik sıkıntılar asla
moral bozmasın. Türkiye bu sınamalardan çok geçti. Hepsinden de
yüzünün akıyla çıktı. Bu sıkıntılar da geçecek. Ülkemiz büyümeye,
kalkınmaya, milletimizin yüzünü güldürmeye devam
edecektir" dedi.
"ABD'DE YAPILAN SEÇİMLERDEN SONRA DÜNYANIN AYARI
BOZULDU"
Forumun ilkine katıldığında başbakan olduğunu hatırlatan Yıldırım,
şöyle konuştu:
"O günkü toplantıda ‘küresel ekonomide toparlanma olacak'
demişim. 2018'de tatmin edici bir seviyede olmasa da küresel
ekonomide bir toparlanma söz konusu. Yıl sonu itibariyle küresel
ticaretin 20 trilyon dolara yaklaşacağı öngörülüyor. Konu başlığı;
küresel gelişmeler ışığında bölgesel değerlenmeler. Küresel
gelişmeler, bizi mutlu edecek düzeyde gitmiyor. ABD'de yapılan
seçimlerden sonra dünyanın ayarı bozuldu. Bilhassa korumacılık,
günübirlik alınan keyfi kararlar, zaten küresel güç dengesi çoktan
beri bozulmuştu. Dünyada her gün yeni krizlerin, yeni öngörülemez
bir sürecin başlamasını da hızlandırmaya başladı. ABD'nin bölgemize
yönelik, doğu komşumuz İran'a yaptırım kararı, Rusya'ya ve bu
gölgeye uyguladığı ekonomiyi, döviz kurunu kullanarak, doları
kullanarak uyguladığı dolaylı ve doğrudan baskılı yaptırımları
bölgesel gelişimleri çok olumsuz yönde
etkilemektedir."
"ONLAR HER ŞEYİ DOLAR OLARAK GÖRÜYOR"
Dünyanın değiştiğini, değişimin birçok yönde olduğunu, bölgesel
sorunların yeni tehditler getirdiğini kaydeden Yıldırım,
"Mesela bugün 265 milyon insan kendi vatanında yaşamıyor.
70 milyon sığınmacı. Olayların yoğunlaştığı bölge bizim bölgemiz.
Türkiye'nin etrafındaki özellikle güney sınırlarımızda müthiş bir
kaos, otorite boşluğu, terör, kan ve gözyaşı var. Türkiye'nin yanı
başında olan bu olaylardan ülkemizin etkilenmemesi söz konusu
değil. Çok fazla bedel ödüyoruz. 8 yıldır biz bu bedeli ödüyoruz
ama her şeye rağmen biz değerlerimiz, tarihimiz, kültürümüz,
ecdadımızdan bize kalan miras gereği bize yakışanı yapıyoruz. Darda
kalana ‘ne haliniz varsa görün' demiyor, kucak açıyoruz.
Ekmeğimizi, evimizi paylaşıyoruz, hayata tutunmalarına yardımcı
oluyoruz. Emperyal emelleri olan ülkeler bunu anlamakta zorlanıyor.
Onlar her şeyi dolar olarak görüyor. Ama insan da var. İnsanın
olmadığı yerde hayat da, yaşam da olmaz. ‘İnsanı yaşat ki dünya
yaşasın' fikri bizim medeniyetimizin fikridir. Osmanlı bunu 600 yıl
boyunca uygulamıştır" dedi.
"TABİİ TÜRKİYE'Yİ KISKANACAKLAR"
Türkiye'nin 16 yıllık bir başarı öyküsü olduğunu vurgulayan
Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kim ne derse desin 2002 yılı, bakan olarak göreve
başladığımda Türkiye'nin alt yapı gelişmişlik düzeyi 39. sıradaydı,
2017'de 9. sıraya yükseldi. 39'dan 9'a. Bizim zaten hedefimiz
parmakla sayılan ülkeler arasına girmek. Demek ulaşım, iletişim
altyapısı bakımından bunu şimdiden başarmışız. Sağlıkta da bunu
başardık. Sağlıkta ilk 10 ülke arasında, hatta daha aşağı sıralarda
yerimizi aldık. Gelişmiş ülkelerin çok daha üzerinde sağlıkta
vatandaşlarımıza hizmet sunuyoruz. Türkiye'deki bölünmüş yolların,
sosyoekonomik yapısına etkisi ile ilgili yapılan araştırmada
bölünmüş yollarla birlikte ölümlü trafik kazalarında yüzde 63
azalma oldu. Bölünmüş yollarla beraber illerin aralarındaki
ticareti yüzde 40 arttı. Türkiye'nin büyümesine doğrudan yüzde 1
artı katkı sağladı. Ortalama iller arasındaki seyahat süresi 1,5
saat azaldı. Daha birçok şey var. Ayrıca illerde ihracat arttı.
Türkiye'nin 15 yıl önce ihracat yapan il sayısı 12-13'tü, şimdi
tamamında ihracat yapıyoruz. İhracat 6 milyardan 15 milyar dolara
çıktı İzmir'de."
"HER TÜRLÜ TERÖR ÖRGÜTÜ BU ÜLKENİN BAŞININ
BELASIDIR"
Konuşmasında terörle mücadele konusuna da değinen Yıldırım,
"Her türlü terörle etkin mücadele bizim için beka meselesi.
Bazı dostlarımız özgürlük, demokrasi gerekçeleriyle cömertçe
tenkitlerini sürdürüyor. İstedikleri şey ‘terörle mücadelede bu
kadar azimli olmayın, bu ayrılıkçılara, terör örgütlerine
müsamahakar davranın, ülke bölünse de bir şey olmaz' mesajı
veriyorlar. İzmir'den, milli hassasiyetlerin en zirvede olduğu bu
şehirden söylüyorum; her türlü terör örgütü bu ülkenin başının
belasıdır ve hiçbir şekilde müsamaha gösterilmemelidir. Bunları
doğrudan ve dolaylı destekleyenlerin kim olduğunu biliyoruz.
Amaçları insan kaynağımızı tüketmek, enerjimizi, ekonomimizi,
ekonomik istikrarımızı, ülkenin öngörülebilirliğini tartışmaya
açmak. Türkiye gıpta edecekleri işler yapıyor. 10 yılda 20 bin
kilometre üzerinde bölünmüş yol yaptı Türkiye. 10 yılda küresel
krizin amansız devam ettiği süreçte Türkiye dünyanın en büyük
havalimanını yaptı. Dünyada 10 yılda 10 tane mega projenin 6'sını
Türkiye yaptı. Tabii Türkiye'yi kıskanacaklar, ‘çok oluyor'
diyecekler. Ne derse desinler, bizim yegane gücümüz, kaynağımız 81
milyon vatan evladıdır. O gücü de 15 Temmuz gecesi bütün dünyaya
göstermiştir" dedi.
"DÜNYANIN ZENGİNLİK MERKEZİ DOĞUYA GEÇECEK"
Bölgedeki sorunların çözüleceğini ve asıl ondan sonra bölgedeki
ekonomik canlanma, inşa ve imar çalışmalarının başlayacağını ifade
eden Yıldırım, "Gelişmiş ülkelerde daralma devam derken ve
onlar mevcut elde ettikleri zenginliği kaybetme endişesi yaşarken
bizim bölgemizde ışık daha da parlak şekilde yükselmeye devam
edecek. Dünyanın zenginlik merkezi 70'li yıllarda ABD'deydi, 80'li
yıllarda Avrupa'daydı, şimdi artık bizim bölgemize doğru geldi ve
doğuya doğru gidiyor. Bu bir süreç. Geçmiş asırlarda zenginlik
doğudayken batıya geçti ve şimdi geri dönüyor. Giderken de,
gelirken de geçtiği yer Anadolu toprakları. Zorluklar var ama
zorluk olmayınca zaten hayatın bir anlamı kalmıyor. ‘Derdi
olmayanlar ölülerle delilerdir' derler. Bana sorarsanız onların da
derdi var ama ifade edemiyorlar. O halde sorunumuz olacak,
dertlerimiz olacak; bu bizim hayata tutunmamızı, mücadele azmimizi
de geliştirecek" dedi.
"HİÇBİR HİZMET CEZASIZ KALMAZ"
Bölgede tehditlerin yanında büyük fırsatların olduğunu kaydeden
Yıldırım, "Bölgenin her türlü sorununu doğrudan karşılayan
ülke olarak bölgenin imarında ve inşasında işin merkezinde olmamız,
buna hazır olmamız lazım. Ege Bölgesi İzmir'in lokomotif olduğu 10
ille beraber Türkiye'nin üreten, katma değer oluşturan bölgesi
olmuştur. Bu yarın da böyle olacaktır. Bölgenin her türlü altyapısı
hazır hale getirilmiştir. İzmir'in ihracatta, tarımda, turizmde,
eğitimde çok büyük potansiyeli var. Ege'nin STK'larını bir araya
getirerek daha fazla İzmir ortak paydasında gayret göstermemiz
lazım. Sadece 2011'de değil önce de İzmir'e her zaman bulunduğu
görevlerde pozitif ayrımcılık yaptım. Sorunlarına her zaman laf
olsun diye yaklaşmadım. İZBAN projesi önümüze geldiğinde enkazdı.
‘Hizmette siyaset olmaz' dedik. Konak Tüneli yapılırken neler
çektik. Hiçbir hizmet cezasız kalmaz ama fark etmez. Biz inat da
bir murattır diye hizmet etmeye devam edeceğiz. Çıkışımız budur.
Gençlerimizin geleceği için buna ihtiyacımız var. En büyük kaynak
petrol, doğalgaz değil, genç insandır. İnsan kaynağı bitmeyen
kaynaktır. O da bizde var. Kaynağı dışarıda aramamıza lüzum
yok" diye konuştu.
"BU DEĞİŞİMİ ISKALARSAK BİR ADIM GERİDE
KALIRIZ"
Dünyanın hızlı ve çabuk değiştiğini söyleyen Yıldırım, bu değişimi
ıskalarsak bir adım geride kalacağımızı belirtti. Yıldırım,
"Artık sürücüsüz arabaları konuşuyoruz. Kaptanı olmayan
gemiler de var. Robot teknolojiler var. Üç boyutlu yazıcılar var.
Sanal gerçeklik var. Nesnelerin iletişim var. Var oğlu var. Bunlar
hayal değil. 15 yıl çerisinde uzmanların tahminlere göre bugün var
olan mesleklerin yarısı ortadan kalkacak. Şaka değil. Eğer yerine
gelecek mesleklere kendimizi hazırlamazsak bizi bir yandan işini
kaybetmiş insanlar bir yandan da gelişen teknolojini arkasına
düşmüş bir ülke bekliyor. Birbirimizi yoran, yıpratan konuları
değil, ülkemizi ileri taşıyacak konulara daha fazla zaman ayırmamız
lazım" ifadelerini kullandı.
(İHA)