Diyanetten sosyal medya uyarısı
Diyanet İşleri Başkanlığı, Türkiye genelindeki, "Dilinizin esiri olmayın" başlıklı cuma hutbesinde sosyal medya konusunda uyarılarda bulundu.
Diyanet İşleri Başkanlığı, Türkiye genelindeki,
"Dilinizin esiri olmayın" başlıklı cuma hutbesinde
sosyal medya konusunda uyarılarda bulundu.
Diyanet İşleri Başkanlığı, Türkiye genelindeki, "Dilinizin
esiri olmayın" başlıklı cuma hutbesinde,
"Özellikle sosyal paylaşım sitelerinde yayınlanan bir
haber, milyonları etkileyebilmekte, kitleleri tesir altına
alabilmektedir. Kimileri bilgisayar başında, ilahi gözetim altında
olduklarını unutarak kişilerin haysiyetini, şerefini zedeleyecek
sorumsuz tutumlar sergileyebilmektedirler. Böylece bir taraftan kul
hakkına, diğer taraftan da toplumda infiale neden olarak kamu
hakkına girmektedirler. Oysa sadece yanındayken değil, yokluğunda
da bir insanın hukukunu çiğnememek, onurunu zedelememek müminin
iman ve ahlakının bir gereği değil midir? Dedikodu, yalan, iftira,
gıybet gibi kötü sözlerle dilini zehirli bir ok haline getirenler,
bunun bir hesabının olacağını düşünmezler mi?" uyarısında
bulundu.
Cuma namazında imamlar; kötü söz, dedikodu, iftira ve gıybetin
büyük günah olduğuna dikkat çekti. Diyanet İşleri Başkanlığı
tarafından hazırlanan hutbede, "Dilden ölçüsüzce çıkan kimi
söz ve konuşmalar, lisanın afetleri olarak nitelendirilmiştir.
Kerim Kitabımız, bize anlamsız ve boş konuşmadan, gıybetten, su-i
zandan, iftiradan, alay etmekten, yalan söylemek ve yalan yere
yemin etmekten, yapmadığını söylemekten ve ifsâd edici her türlü
sözden uzak durmamızı emreder. Bilinmelidir ki; böylesi fiiller,
insanlar arasında huzuru bozduğu gibi âhirette de azaba neden
olacaktır. Peygamberimiz (s.a.s) tarafından, "elinden ve
dilinden emin olunan insan" olarak tanımlanan Müslüman,
kalbiyle sû-i zan besleyen, diliyle gıybet eden, insanları
arkalarından çekiştiren, onların kusurlarını araştıran, ayıplarını
ortaya döken, sözleriyle kardeşini yaralayan insan değildir. Mümin,
böyle bir kişiliğe sahip olamaz. İmanı gereği, güzel ahlâkın
erdemlerini kuşanan insan olan Müslüman, kardeşinin mahremiyetine
dil uzatarak onun şerefini, onur ve haysiyetini
zedeleyemez" denildi.
"EĞLENCE GİBİ GÖSTERİLEN DEDİKODU KUL HAKKINA
GİRER"
Hutbelerde, bir eğlence unsuruymuş gibi gösterilen dedikodu
faaliyetleri, asılsız söz ve ithamlar, iftira, yalan ve çirkin
sözün her türlüsünün özellikle iletişim araçları ile merak ve ilgi
uyandıracak tarzda sunulduğu hatırlatılarak şu ifadelere yer
verildi:
"Bu şekilde âdeta bir yalan ve gıybet sektörü meydana
getirilmektedir. Bu durumun ise dinî ve ahlâkî açıdan fert ve
topluma çeşitli zararları vardır. Özellikle sosyal paylaşım
sitelerinde yayınlanan bir haber milyonları etkileyebilmekte,
kitleleri tesir altına alabilmektedir. Kimileri bilgisayar başında,
ilahi gözetim altında olduklarını unutarak kişilerin haysiyetini,
şerefini zedeleyecek sorumsuz tutumlar sergileyebilmektedirler.
Böylece bir taraftan kul hakkına, diğer taraftan da toplumda
infiale neden olarak kamu hakkına girmektedirler. Oysa sadece
yanındayken değil, yokluğunda da bir insanın hukukunu çiğnememek,
onurunu zedelememek müminin iman ve ahlakının bir gereği değil
midir? Dedikodu, yalan, iftira, gıybet gibi kötü sözlerle dilini
zehirli bir ok haline getirenler, bunun bir hesabının olacağını
düşünmezler mi? Malumdur ki kap, içindekini dışa yansıtır. İnsanın
dili de kalbinin aynasıdır. Eğer kişi berrak bir zihne, tertemiz
bir gönle sahipse dilinden de güzellikler dökülür. Kötü
düşüncelerin, çirkin işlerin esiri olmuş bir kalp, dili de
köreltir. İşte Allah Resulü'nün dil ile kalbin ilişkisini
vurgulayan şu hadisi ne kadar da önemlidir: "Zandan uzak
durun. Zira zan, sözün en yalanıdır. Birbirinize kulak misafiri
olmaya çalışmayın, birbirinizin özel hâllerini araştırmayın,
birbirinizle üstünlük yarışı içine girmeyin, birbirinize haset
etmeyin, birbirinize kin beslemeyin, birbirinize sırt çevirmeyin.
Ey Allah'ın kulları! Kardeşler olunuz."
(İHA)