Dışişleri'nden ABD'ye 'insan hakları raporu' tepkisi!
ABD'nin yayınladığı insan hakları raporuna ilişkin, Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "ABD'nin ülkemizin terör örgütleriyle mücadelesini idrak edemediğini görüyoruz" denildi.
Dışişleri'nden ABD'nin yayınladığı insan hakları raporuna tepki
geldi. Bakanlığın açıklamasında "ABD'nin bu yılki raporunda da
ülkemizin PKK, FETÖ/PDY, DEAŞ ve DHKP-C başta olmak üzere azılı
terör örgütleriyle olan haklı mücadelesini idrak edemediğini hayal
kırıklığı ile görüyoruz." denildi.
Açıklamanın tam metni şu şekilde:
"İnsan haklarının korunması ve geliştirilmesi, ülkemizin
vazgeçilmez önceliklerindendir. Yalnızca vatandaşlarımızın değil,
dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca insanın sahip olduğu
hakların korunması ve karşılaştıkları insan hakları ihlallerinin
önlenmesi için gösterdiğimiz çabalar bunun en büyük kanıtıdır.
ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından her yıl 190'dan fazla ülke için
hazırlanarak ABD Kongresine sunulan mutat belgelerden olan ve 13
Mart 2019 tarihinde yayımlanan 2018 Türkiye İnsan Hakları Raporu,
geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi, ülkemizle ilgili asılsız iddialar,
gerçekdışı bilgiler ve önyargılı yorumlar içermektedir.
ABD'nin bu yılki raporunda da ülkemizin PKK, FETÖ/PDY, DEAŞ ve
DHKP-C başta olmak üzere azılı terör örgütleriyle olan haklı
mücadelesini idrak edemediğini hayal kırıklığı ile görüyoruz.
Raporda, ülkemizin ve bölgemizin güvenliğinin sağlanması için
uluslararası hukuk ve insan haklarına saygı çerçevesinde yürütülen
terörle mücadele çabalarımız insan hakları ihlali gibi
yansıtılmıştır. Bu yaklaşımı reddediyoruz.
Teröre destek verenleri ve 15 Temmuz terörist darbe girişiminin
arkasında olanları "siyasi tutuklu" olarak niteleyen görüşlere yer
veren raporun ne denli tarafgir olduğu açıkça ortadadır. FETÖ
elebaşına evsahipliği yapan bir ülkede hazırlanan bu rapor, malum
çevrelerin görüşlerine alet olmak suretiyle, ülkemize yönelik 15
Temmuz FETÖ darbe girişiminin arkasında kimlerin bulunduğu algısını
güçlendirmektedir. İnsan haklarını siyasileştirmekten ve böylece
insan hakları ilkeleri için mücadeleye zarar vermekten başka hiçbir
işlevi olmayan bu nitelendirmeyi kınıyoruz.
Dünyanın birçok bölgesinde yaptığı operasyonlarda binlerce sivilin
ölümüne sebep olanların, Zeytin Dalı Harekatı kapsamında sivillere
herhangi bir zarar gelmemesini sağlayarak bölge halkının dahi
takdirini kazanan Türk Silahlı Kuvvetleri'ni sözde sivil ölümlerle
itham etmesi kesinlikle kabul edilemez.
Karanlık insan hakları tarihi tüm dünyanın malumu olan ve hatta
daha geçtiğimiz yıl boyunca, çocuklar dahil, göçmenlere yaptığı
zulümle gündeme oturan bir ülkenin, ironik şekilde Türkiye'yi
suçlaması en hafif deyimiyle ciddiyetsizliktir.
Olağanüstü hali geride bıraktığımız geçtiğimiz yılda, Reform Eylem
Grubu toplantılarında da teyit edilen, yargı ve temel haklar
alanındaki reformlar çerçevesinde atılan adımlara raporda yer
verilmemesi ise iyiniyetli değerlendirilemez.
Objektiflikten tamamen uzak olan bu raporun siyasi saiklere göre
şekillendirildiği açıktır. 2018 raporu, bu haliyle ABD'nin on
yıllardır dünyadaki insan haklarının durumu hakkında bir izleme
mekanizması işlevi gördüğü iddiasında olan yıllık insan hakları
raporu geleneğinin güvenilirliğine de zarar vermektedir.
Önümüzdeki dönemde de terörle mücadelemizi en başta
vatandaşlarımızın insan haklarını korumak gayesiyle kararlılıkla
sürdüreceğiz. Bunu yaparken temel hak ve özgürlüklerin korunmasına
ve demokrasi ve hukukun üstünlüğü temelinde daha da
güçlendirilmesine yönelik çalışmalarımızı kesintisiz olarak
sürdüreceğiz."