"Dış güvenliğin Adalet Bakanlığına alınması kararından vazgeçtik"
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, cezaevlerinin dış güvenliğinin jandarmadan alınıp, Adalet Bakanlığına verilmesi için çalışmaları olduğunu ancak bundan vazgeçtiklerini söyleyerek, "Dış güvenliğin Adalet Bakanlığına alınması kararından vazgeçtik" dedi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, cezaevlerinin dış güvenliğinin
jandarmadan alınıp, Adalet Bakanlığına verilmesi için çalışmaları
olduğunu ancak bundan vazgeçtiklerini söyleyerek, "Dış
güvenliğin Adalet Bakanlığına alınması kararından
vazgeçtik" dedi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Antalya'nın Kemer ilçesindeki bir
otelde düzenlenen "Ceza İnfaz Kurumlarında İnfaz
Hizmetlerinin İyileştirilmesi İçin Destek Projesi"
yaygınlaştırma eğitimleri programına katıldı.
Bakan Bozdağ, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün proje
ortaklarıyla birlikte yürüttüğü DEPAR Projesi'nin ceza infaz
kurumlarının gelişmesi ve yürüttüğü çalışmaların insan onuruna
yakışır şekilde ifa edilmesi bakımından büyük bir önem arz ettiğini
söyledi.
Proje çıktılarının, bundan sonraki yürütülecek çalışmalarda
vazifelerin daha iyi yapılmasında yol gösterici olacağını dile
getiren Bakan Bozdağ, "Cezaevlerinde bizler emanet bulunan
hükümlü ve tutuklulara daha iyi hizmet vermemize katkı
sağlayacaktır. Türkiye Ceza ve İnfaz Kurumlarında tutuklu ve
hükümlü bulunan her insanımızın, ailelerinin Türkiye Cumhuriyeti
devletine emanetidir. Biz böyle bakıyoruz, onların işledikleri
suçlara, aldıkları cezalarına, cezasının infaz sürelerine
bakmaksızın yasaların bizlere yüklediği görevler çerçevesinde
onların hem can güvenliği, hem her türlü ihtiyaçları, hem
sağlıkları ve topluma yeniden kazandırılmaları konusunda üzerimize
düşeni yapıyoruz. Bu çerçevede, psikologların, sosyologların,
sosyal çalışmacıların, öğretmenlerin, ceza evlerinde görev yapan
din görevlilerinin, ceza infaz memurlarının herbirinin üzerine
düşen önemli görevler var. Personelin hepsi büyük bir özveri ile
görevlerini yerine getiriyorlar. Toplum ve medya sizin ne kadar
büyük işler yaptığınız farkında olmayabilir ama biz bakanlık olarak
farkındayız" diye konuştu.
"CEZAEVLERİ DIŞ GÜVENLİĞİ JANDARMADA KALDI
Önümüzdeki dönemde Ceza İnfaz Kurumlarıyla ilgili yeni bir yasanın
düzenlemesini Bakanlar Kurulu'na oradan da TBMM'ye sevketmeyi
planladıklarını aktaran Bakan Bozdağ, "Cezaevlerinin dış
güvenliğinin jandarmadan alınıp, Adalet Bakanlığına verilmesi ve bu
kapsamda, bazı düzenlemelerin yapılması çalışmaları vardı. Ancak bu
çalışmalar akamate uğradı, yeni dönemde hükümetimizle yapılan
istişareler sonucunda cezaevlerinin dış güvenliğinin İçişleri
Bakanlığında yani jandarmada kalmasında bir karara verildi. Dış
güvenliğin Adalet Bakanlığına alınması kararından vazgeçtik. Bu dış
güvenlikle ilgili yasanın içerisinde yer alan diğer hükümlerin
bunun yanında ihtiyacımız olan bazı düzenlemelerin hayata
geçirilmesinden vazgeçmedik. Ceza Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü ve
Kanunlar Genel Müdürlüğüne bu konunda son hazırlıkları tamamlaması
noktasında talimat verildi. Önümüzdeki günlerde Bakanlar Kuruluna
nihai çalışmalarımızı sunacağız. Bu düzenleme artık hayata geçmek
üzere yola çıktı" dedi.
"İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELE KONUSUNDA SIFIR TOLERANS
UYGULAMASI HÜKÜMETİMİZ DÖNEMİNDE BAŞLADI"
Bakan Bozdağ şöyle devam etti:
"Türkiye Ceza ve Tutukevlerine dönük hem Türkiye içinde
hem de Türkiye dışından çok ciddi aleyhte kampanyalar
yürütülmektedir. Bir yandan uluslararası insan haklarına ilişkin
bazı örgütler, komisyonlar, onlar adına rapor hazırlayan
raportörler bir yandan da Türkiye içinde bazı çevreler Türkiye
cezaevlerinde işkence ve kötü muamele bulunduğuna ilişkin
iftiraları hakikat gibi milletin önüne koymaya devam ediyorlar. Biz
bu konudaki her açıklamayı çok büyük bir ciddiyetle takip ediyoruz.
Acaba doğru mudur diye titizlikle inceliyoruz, incelettiriyoruz.
Eğer doğruluk payı varsa gereğini yerine getiriyoruz. Türkiye Ceza
ve Tutukevlerinde işkence ve kötü muamele konusunda sıfır tolerans
uygulaması hükümetlerimiz döneminde başlatıldı. Bundan bugüne kadar
en ufak bir taviz verilmedi, bundan sonrada
verilmeyecektir."
"CEZA VE TEVKİFLERİ DENETİME AÇIK"
Türkiye Ceza ve İnfaz Kurumlarının ulusal ve uluslararası pek çok
organ ve kurum tarafından denetlendiğinin altını çizen Bakan
Bozdağ, "Denetime açık bir yapıdır. Bugün Türkiye Ceza
İnfaz Kurumları, Adalet Bakanlığı müfettişleri, Ceza Tevkif Evleri
kontrolörleri, Cumhuriyet Başsavcılıkları İnfaz Hakimleri
tarafından denetlenmektedir. Bunun dışında TBMM İnsan Hakları
Komisyonu tarafından denetleniyor. Bunun yanında uluslararası
denetimlerin de yapıldığı oralardan da gelip cezaevlerinde gezme,
görme, tutuklu ve hükümlü ile görüşme haklarının olduğunu ve
taleplere olumlu cevap verdik. Cezaevlerindeki muamele,
yönetilmesi, ailelerinin devletimize emanet ettiği tutuklu ve
hükümlülerinin durumu TBBMM'nin, yargı görevi yapanların, hem insan
haklarına ilişkin ülkemiz içindeki kurulların, organların hem de
uluslararası örgütlerin denetimine açıktır. Bugüne kadar bu
denetimler eksisiz yapılmaktadır" ifadelerine yer
verdi.
"İŞKENCE, KÖTÜ MUAMELE İDDİALARI ASILSIZ"
Türkiye'nin algılar ve yorumlar üzerinden kötülenmekte olduğunu
vurgulayan Bakan Bozdağ, "Şunu çok net ifade ediyoruz,var
mı bir örnek. Varsa bize söyleyin. Bazıları, 'Şöyle işkence var,
şöyle kötü muamele var' iddiasını bizimle ilgili görüşmelerinde
dile getirdi. Biz de onlara şunu söyledik: 'Peki bu işkence ve kötü
muamele kime yapıldı? Nerede, nasıl, kim tarafından ne zaman
yapılmış? Bunu bildirin gereğini yapalım.' Bunu söylediğimizde bize
isim vermiyorlar. Cezaevini de söylemiyorlar. Siz bir yandan
Türkiye'yi itham ediyorsunuz, haksız şekilde suçluyorsunuz, 'Şunlar
şunlar var' diyorsunuz, biz de onların üzerine gidelim yapılması
gerekenleri neyse yapalım dediğimizde adres vermiyorsunuz. Biz yok
diyoruz, siz var diyorsunuz. O zaman gelin beraber üzerine gidelim.
Ben buradan bir kez daha söylüyorum, kim Türkiye Ceza ve
Tutukevlerinde işkence ve kötü muamele iddiaları varsa, mutlaka
bize iletsin. Cumhuriyet Başsavcılıklarına suç duyurusunda
bulunulsun, TBMM İnsan Hakları Komisyonu'na denetim yetkisi olan
pek çok yere bildirsin. Biz bunların hepsine şikayetlerin
yapılmasını arzu ediyoruz. Eğer bizi itham edenler Türkiye'yi
suçlayanlar şunu yaparlarsa, 'Falan yerde falan kişi işkence ve
kötü muamelede bulundu' biz bunlarla ilgili işlem yapmaz, yaptırmaz
işkence ve kötü muamele ithamına muhatap olan kişiyi eğer korursak
o zaman Türkiye'yi suçlamaya hakları var. Böyle bir şey yok.
Türkiye'yi ve Türkiye devletini suçlamaya devam ediyorlar, bunu
kabul etmemiz mümkün değil" dedi.
"ABD CEZAEVLERİNDEN HER AÇIDAN DAHA İLERİYİZ"
"Türkiye'ye karşı adil ve objektif davranılmasını isteyen
Bakan Bozdağ, "Çok büyük söylüyorum. Türkiye Ceza ve
Tutukevleri, ABD'deki ceza ve tutukevlerinden her açıdan daha
ileridir. İnsani muamele açısından da tutuklu hükümlülere sağlanan
imkanlar açısından mukayesesi bile yapılamaz. Almanya'nın da
Fransa'nın da mukayesesi yapılamaz. Halep oradaysa arşın burada.
Gelin bakın mukayesesini de yapın. Bu noktada çekincemiz yok. Ceza
ve tutukevlerinde herhangi birine işkence ve kötü muamele
yapılmasını kabul etmeyiz. Böyle bir şey olduğunda bunun üzerine
gideriz, örtülmesine de izin vermeyiz. Yapan kimse yargıya teslim
ederiz. Türkiye olarak bu konuda çok netiz. Bizim ceza
kanunlarımızda işkence ve kötü muamele suçları zaman aşımı kapsamı
dışında tutulmuştur. Bu düzenlemeyi biz yaptık. Böyle bir işe
kalkışan biri bugün olmazsa yarın bunun cezasını mutlaka alacaktı.
Kalkış yok. Bunun düzenlemesini TBMM' yaptı. Neden yaptık kendimize
güvendiğimiz için yaptık. Bu konunda sıfır tolerans uygulanmasında
taviz vermedik, vermeyeceğiz" ifadelerine yer verdi.
"TERÖR ÖRGÜTLERİNİN HİÇBİR HABERİ DOĞRU
ÇIKMADI"
Bakan Bozdağ konuşmasına şöyle sürdürdü: "Terör
örgütlerinin yayın organları sosyal medya hesapları ve terör
örgütlerinin destekçisi olan bazı çevreler tarafından her gün
Türkiye Ceza ve Tutukevlerine ilişkin asılsız haberler yapılıyor.
Bunun üzerine Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü bünyesinde bir
birim oluşturduk. Televizyon, gazete ve sosyal medyada çıkan her
türlü haber ve yorumu talimata gerek olmadan inceleme, araştırma,
soruşturma, burada bir doğruluk ihtimali varsa bununla ilgili
disiplin mekanizmalarını ve adli süreci başlatma talimatı verdik.
Pek çok habere dair inceleme yapıldı ve şuan da 30 tane açıklama
yapıldı. Hiçbiri doğru çıkmadı. Geçen bir haber çıktı, 'Başı örtülü
bir hanımefendinin başındaki örtüyü zorla aldılar, bu halde
cezaevinde bulundurdular' diye haber çıktı. Birden bire yayılıyor.
Yalanın alası, yok öyle bir şey. Türkiye Cezaevi ve Tutukevlerinde
insanların yaşam tarzlarına, inançlarına saygı esastır, herhangi
bir müdahale yoktur. Ama bir yerden bir haber çıktığında konuyu
muhataplarına iletin. Aksi takdirde yalanlar hakikatin yerine ikame
oluyor. Ceza ve Tevkifevlerine ilişkin bugün ve yarın bundan sonra
olabilecek her türlü eleştiriye açığız. Ama objektif ve adil olmak
kaydıyla."
"TEMİZ SİCİLİ BOZAMAZLAR"
Her kurum ve kuruluşların objektif ve adil raporlarının gereği
neyse anında yaptıklarını kaydeden Bakan Bozdağ, "Ama terör
örgütlerinin propagandalarını, iftiralarını, hakikat yerine koyup
Türkiye Devleti'nden de terör örgütlerinin iftiralarını kabul edin
diye bir beklenti içine kimileri giriyorsa boşa girmesinler.
İftiraları, terör örgütlerinin propagandalarını Türkiye'nin bu
konudaki temiz siciline kimse yapıştıramaz. Yapıştırılmasına da
izin vermeyiz. Raporu kim hazırlarsa hazırlasın. O raporun bizim
katımızda da bir kıymeti olmaz. Doğruları yazmak, raporlamak
kaydıyla istifade ettik. Bundan sonrada istifade edeceğiz. Bundan
da kimsenin endişesi olmasın" diye konuştu.
"KUCAK AÇIN"
Cezasını çeken hükümlülere toplumun kucağına açmazsa dışarının
duvarı olmayan büyük bir açık cezaevine dönüşebileceğini kaydeden
Bakan Bozdağ, "Herkes yanılabilir, hatta kasten suç
işleyebilir. Cezasını çekenler sonra topluma rahat
karışabilmelidir. Toplumun içinde saygın birey olarak yer
alabilmesi onun en doğal hakkıdır. Ancak maalesef iş adamları ve
bazı insanlarımız onlara iş vermektedir. Onlarla ilişkilerinde
mesafe koyuyorlar. Ona iş vermezseniz, sabıka kaydına bakıp güle
güle derseniz bu insanlar nasıl yaşayacaklar? İnfazın
tamamlanmasının ardından toplumun her kesiminin kader kader
mahkumlarına ekmek temin edecek imkanları sonuna kadar açmaları
gerekir. Herkesi bu konuda kapıları açmaya davet ediyorum. Aksi
taktirde yeni suçlar işleyebilirler. Bu konuda ciddi sıkıntımız
var" dedi.
PSİKOLOG VE SOSYOLOG ALIMI
Cezaevi çalışanlarına seslenen Bozdağ, "İşinize sahip
çıkın, topluma bu insanları yeniden kazandırıyorsunuz. Yanlışların
önüne geçiyorsunuz. Cezaevlerinde intihar sayıları azalıyorsa bu
pay size aittir. Yeni dönemde psikolog, sosyolog, sosyal çalışmacı
ve umanları istihdam etmeye özen göstereceğiz. Biz bu konuda örnek
olacağız" dedi.
REFERANDUM SÜRECİ
Türkiye'nin 16 Nisan büyük bir referandum yaşayacağını hatırlatan
Bakan Bozdağ, "Bu referandum Cumhuriyet tarihinde yapılacak
en önemli anayasa değişikliğinin halka sorulmasıdır. Halka
sorulacak ana soru, yürütmeye doğrudan seçmek istiyor musunuz,
istemiyor musunuz? Doğrudan Türkiye'yi yönetenleri seçmek istiyorum
diyenler ‘evet' istemiyorum diyen ‘hayır' diyecek. Bugün mevcut
anayasaya göre hükümeti halkın doğrudan seçme yetkisi yok. Bu yeni
sistemde hükümeti halka doğrudan seçme imkanı veriyor. Bu sistemin
esası kuvvetler ayrılığını tam anlamıyla hayata geçirecektir. Şu
anda yasama ve yürütme tam anlamıyla birbirinden bağımsız olduğunu
kimse söyleyemez. Uygulamada yürütmenin kontrolünde bir yasama söz
konusudur. Bu düzenleme yasama ve yürütmeyi birbirinde tam olarak
ayırıyor. Bu düzenleme yargı ile ilgili çok önemli değişikler
yapılıyor. Hukuk devletini güçlendiren düzenlemeler
getiriliyor" ifadelerine yer verdi.
"AZRAİL GELENE KADAR GİTMİYORLAR"
Anayasa değişikliğinin bir özelliğinin ise değişim ve değiştirme
getirmesi olduğunu vurgulayan Bakan Bozdağ, "Bu sistemde
seçimi kaybeden ertesi gün vın. Seçimi kazanan başarısızsa 5 sene
sonra o da gidiyor. Çok başarılı olan 10 sene sonra gidiyor. Bir
kişinin 10 seneden fazla Türkiye'nin yürütme yetkisinin imkanı yok.
Siyasal aktörler ve kadrolar en fazla 10 yılda değişecektir. Şimdi
Azrail gelene kadar bir koltuğa oturan bir daha gitmiyor. Ama şimdi
halk gönderecek. Bu sistem sayesinde ayrılıp gitmek mecbur olacak.
Halk seni ben göndereceğim diyor, gönüllü gidersen bu daha iyi
olur. Gitmezsen sistem seni zorla gönderiyor" diye
konuştu.
"ADI BİLE YETTİ"
Referandum süreciyle birlikte insanların tavırlarının, tutumlarının
değiştiğine değinen Bakan Bozdağ, "Cumhurbaşkanlığı hükümet
sisteminin adı bile yetti, CHP değişti. Kılıçdaroğlu, her kanunu
Anayasa Mahkemesine (AYM)götürüyordu. Anayasa değişikliğini AYM'ye
götüreceğini söylüyordu, ama gitmekten vazgeçtiler. İşte sistemin
adı bile yetti. Artık hakem halk, mahkemeler değil. Adı bile yetti
mahkeme alışkanlığından CHP'yi vazgeçirdi. Geçenlerde başörtülü bir
hanımefendiye bir başka CHP üyesi saygısızlık yapınca, Kılıçdaroğlu
hanımefendiyi evinde ziyaret etti. Şimdi diyorlar ki AK Parti'ye
AKP demeyelim. Üsluplara ayar verdi. Bütün bunlara referandumda
‘evet' çıkmasın diye yapıyor. Bu sistem Türkiye'yi yönetenleri
halka muhtaç kılıyor. Bu sistem, sivri bir üslupla konuşmaları,
milleti kutuplaştırmaları ve milleti değerlerine saygısızlık
yapmayı ortadan kaldırıyor. Yönetenleri halka 7/24 mecbur
kılıyor" dedi.
Konuşmaların ardından Bakan Bozdağ, toplantıya katılanlarla hatıra
fotoğrafı çektirdi.
(İsa Akar-Adem Akalan/İHA)