Davutoğlu: "Semalarda milli savaş uçağımız olacak"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Savunma Sanayi İcra Komitesi'nden çıkan kararla milli savaş uçağında ön tasarım aşamasına gelindiğini belirterek, "İsrail'e modernizasyon için tank gönderiyorduk. Bu mu milliyetçilik?" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Savunma Sanayi İcra Komitesi'nden
çıkan kararla milli savaş uçağında ön tasarım aşamasına gelindiğini
belirterek, "İsrail'e modernizasyon için tank
gönderiyorduk. Bu mu milliyetçilik?" dedi.
AK Parti İzmir 5. Olağan Kongresi'ne katılan Başbakan Ahmet
Davutoğlu, konuşmasında CHP ve MHP'yi cumhuriyetçilik ve
milliyetçilik üzerinden eleştirdi. MHP'nin milliyetçiliğini
eleştiren Davutoğlu, şöyle konuştu: "Milliyetçilik
vatanperverlik lafla olmaz. Devletin gücüyle, kudretiyle,
şefkatiyle olur. Şimdi bir kıyaslama yapmanızı istiyorum.
Cumhuriyetimizin onuru, milletimizin itibarını her zaman savunmuş
Hasan Tahsin'in torunları, bir mukayese yapalım. Biz gelmeden önce
2001'de Türkiye başka ülkelerden hibe silah alıyordu. 30-40 yıl
başka ülke kullanmış silahları ‘işim bitti' dediği tankları
yolluyor. Biz o tankları alıp başka bir ülkeye, şimdi ismini
zikretmiyorum ama ismini siz bilirsiniz. İsrail'e modernizasyon
için gönderiyorduk. Bu mu milliyetçilik? Türkiye Cumhuriyeti
Devleti dışardan gelen hibe silahlara muhtaçtı. Tankları bile
modernize edemiyordu. İzmir'e gelip milliyetçilik yapmak kolay.
Önemli olan milletin başını öne eğdirmemek."
Savunma Sanayi İcra Komitesi'nde önemli kararlar aldıklarını
anlatan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kararla,
milli savaş uçağımızın ön tasarım aşamasına geldik. 2023'te bu
özgür semalarda Türk yapımı milli savaş uçağı uçacak. İşte
milliyetçilik budur. Hasan Tahsin'in ilk kurşunundan şimdi bütün
semalarımızda yüzde 100 Türk yapımı, Türk malı, Türk
mühendislerinin ürünü milli savaş uçağımız onurla, al bayrağı
semalarımızda dalgalandıracak. Bizim milliyetçilik anlayışımız, şu
veya bu bölge adına, şu veya bu etnik grup adına, başkalarına karşı
yürütülen bir mücadelenin adına değildir. Ulusalcılık adına şu veya
bu gruplarla işbirliği yapıp vatanı bölme ayrıştırma davası
değildir"
"BAŞIMIZ HER YERDE DİK"
Davutoğlu, cumhuriyetçilik üzerinden CHP'yi de şu sözlerle
eleştirdi: "Cumhuriyetimize tam manasıyla bağlı İzmirli
kardeşlerime sesleniyorum; bundan 12 yıl önce al bayrak ve
devletimizi temsil edenler bir IMF memurunun talimatı dinler hale
gelmişti. 90'lı yıllarda devletimiz IMF'den gelen 5 sente 1 milyon
dolara muhtaç hale getirildi. Sahip çıkmak bu mu? Biz Türkiye
Cumhuriyeti'ni onurlu kılmak için 12 yıldır gece gündüz çalışıyoruz
ve artık IMF'den borç isteyen Türkiye yok. Borç veren Türkiye
var."
Cumhuriyetçiliğin lafla olmadığını anlatan Davutoğlu, sözlerini
şöyle tamamladı: "Cumhuriyete güvenecek, milli iradeye
saygı göstereceksin, Namerde değil merde bile muhtaç etmeyeceksin.
Bizim dönemimizde herhangi otorite karşısında boyun eğildi mi? Borç
istendi mi? Başımız her yerde dik mi? Avrupa'da vatandaşlarımız al
bayraklarla salonu doldurmuştu. Hepsinin başı dikti. Haykırarak
sesleniyorum; Allah bu yetkiyi, bu sorumluluğu verdiği her anda
cumhuriyetimizi başı dik devlet yapmak için gece gündüz
çalışacağız. Bizim cumhuriyetçilikten anladığımız
budur."
RUMELİ'YE ÜÇ EMANET
Türkiye olarak onurlu bir dış politika takip ettiklerini, kimseye
boyun eğmediklerini söyleyen Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Mazlumlar bize doğru yönlerini döndüğünde işte onlara
sahip çıkıyoruz. Soydaşlarımız bizden yardım istediğinde onlara
sahip çıkıyoruz. Burada Rumeli'den gelen misafirlerimiz var.
Balkanların İzmir'de nasıl temsil edildiğini biliriz. Bir müjdeyi
daha paylaşıyorum; Aralık ayında Üsküp'e gittiğimde,
soydaşlarımızla buluştuğumuzda soydaşlarımız bizden al bayrak
istemişlerdi. Biz de demiştik ki; ‘madem ki böylesine al bayrağa
bağlısınız. Kosova'dan Makedonya'dan, Saraybosna'dan; İstanbul'a,
Ankara'ya, Konya'ya, İzmir'e bağlısınız, üç emaneti göndereceğiz.'
Sadece Üsküp'e değil sadece Makedonya'ya değil, Kosova'ya değil
Rumeli'ye, her haneye üç emanet gönderiyoruz. Al bayrak, Kur'an ve
Türkçe sözlük. İşte sahip çıkmak budur. Bakanlar kurulunda kararı
kesinleştirdik, inşallah bir ay içinde ilk teslimat başlayacak. Biz
milleti böyle savunuruz. Orhun anıtlarına restorasyon mu gerekir, o
restorasyon Ankara'dan gider. Kırım Tatarlarına ev mi gerekir, onu
AK Parti iktidarları inşa eder. Suriye'deki bayır bucak
Türkmenlerine, Kürt kardeşlerimize sahip çıkmak mı gerekir biz
sahip çıkarız. Hiçbir ayrım olmadan hepsini bağrımıza basarız.
Bizim millet anlayışımız birlik beraberlik anlayışıdır. Bizim
cumhuriyetçiliğimiz Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni güçlü kılmaktır.
Bizim milliyetçiliğimiz bütün milleti bütünleştirip bir tutmaktır.
Yurt dışındaki gönüldaşlarımıza, tarihdaşlarımıza sahip
çıkmaktır."
"CESARET EDEMEDİLER"
60 ihtilalinin arkasında CHP olduğunu, 28 Şubat ikna odalarını
yapanların CHP'de milletvekili olduğunu kaydeden Davutoğlu,
"Ve son olarak 17-25 Aralık kumpaslarını yapan paralel
çeteyle iş birliğiyle yapanlar cumhuriyetçi olamaz. Sayın
Kılıçdaroğlu, gerçekten cumhuriyetçi olsaydı, cumhurun değerlerine
güvenip cumhura sığınabilseydi aday olurdu. Cesaret edebildi mi?
Edemedi çünkü cumhurun ona destek vermeyeceğini biliyordu. Milletin
karşısına çıkamazlar çünkü bilirler ki milli irade onlara vize
vermez. Milli irade her zaman bizim yanımızda olmuştur. Önümüzde,
arkamızda, sağımızda, solumuzda, en önemlisi yüreğimizde olmuştur
yüreğimizde. Yüreği ile milli iradeye sahip çıkamayanlar laflarıyla
sahip çıkamazlar" ifadelerini kullandı.
"BESLEYEMEYİZ KORKUSUYLA DOĞUM KONTROL
YAPIYORLARDI"
CHP'ye sosyal demokrasi dersi vermek istediğini dile getiren
Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı: "Ailenin ve dinamik
nüfusun korunması paketini açıkladık. Bu paket meclisten çıktığında
anne olan her kardeşimize bir altın hediye edeceğiz. İlk çocuğa
çeyrek, ikinci çocuğa yarım, üçüncü çocuğa tam altın. Annelere
saygı duyduğumuz için. Bir de ülkemizin dinamik nüfusla güçlü bir
yapıya ulaşmasını istiyoruz. Nüfusumuz 77 milyonu aştı. 1990'lı
yıllarda besleyemeyiz korkusuyla doğum kontrolü yapıyorlardı.
İktidarların sorumluluğu annelere, yeni nesillere sahip çıkmaktır.
Çalışan kadınlarımızın da izin sürelerini uzatıyoruz. Kadınlarımız
4 saat çalışıp 8 saat çalışmış gibi ücret alacak. Bizim sosyal
devlet anlayışımız budur. Çalışan kadınlarımızı anne olmakla anne
olmamak arasında tercihe zorlayan eski Türkiye alışkanlıkları
bitti. Biz kadınlarımızı hem çalışan hem anne olabilen çağdaş güçlü
anneler olarak görüyoruz."
"YAZAR KASALAR HESAP İÇİN DÖNECEK"
Konuşmasında geçen günlerde esnaf ve ev alacaklara müjdeledikleri
paketleri hatırlatan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Esnafla geçen ay içinde devrim mahiyetinde yeni paket
açıkladık. 3 yıllık usta belgesi olan esnafımız dükkan açmak
istediğinde faizsiz kredi alacak. Yine kaybolmaya yüz tutmuş
mesleklerdeki esnafla faizsiz kredi vereceğiz. 2001'de başbakanlık
ofisime gelip yazar kasa fırlatan bir esnaf ile şimdiki esnaf
arasında fark yok mu? Esnafımızı namerde muhtaç etmeyeceğiz. Yazar
kasa hesap için dönecek kırılmak için alınmayacak. Esnaflarımızın
AVM'lere kurban olmaması için perakende ticaret yasasını geçirdik.
Her AVM'de yüzde 5 esnaf payı ayrılmasını sağladık. Konutlarda
artık ilk ev sahibi olacak orta direk vatandaş peşinat için
biriktirdiğinden yüzde 15 ek destek alacak"
CHP ve MHP Genel Başkanlarına eleştirilerini sürdüren Davutoğlu
sözlerini şöyle tamamladı: "Gerçekte cumhuriyetçi parti
hangi parti? Cumhuriyeti yücelten parti hangi parti? Milliyetçi
parti hangi parti. Esnafına, çalışan kadına, ev sahibi olmak
isteyen vatandaşa sahip çıkan hangi parti? O CHP ki Kılıçdaroğlu,
Erdoğan'ın karşısına çıkma cesareti gösteremedi. Çatı aday
buldular. Bahçeli cesaret edebildi mi? Madem cumhuriyetçi,
milliyetçiydiniz, niye karşılarına çıkamadınız. Onların cumhurdan
anladığı sadece kendi mahalleleri. Cumhuru da milleti de devleti de
cumhuriyeti de yücelten AK Parti kadrolarıyız. Bizim siyaset
felsefimizde dışlama yoktur. Milli iradeye darbe vurmak isteyenlere
boyun eğmek yoktur. Yüreğimiz imanla doludur."
"EMİNİM İZMİR'E DAHA SIK GELECEKSİNİZ"
Kongrede konuşan İzmir Milletvekili Binali Yıldırım da,
Davutoğlu'nun ilk kez İzmir'e Başbakan olarak geldiğini
hatırlatarak, "Eminim ki İzmir'deki bu sevgiyi, coşkuyu
gördükten sonra İzmir'e daha sık geleceksiniz. İzmirliler sizi her
zaman bağrına basmaya hazırdır. İzmir, ilklerin şehridir. İşgale
ilk kurşunu sıkan şehirdir. İzmir Türkiye'nin iktisat
politikalarının belirlendiği şehrin adıdır. İzmir hoşgörünün olduğu
şehridir. Büyük Atatürk'ün ve onun annesinin şehridir"
dedi.
"BECERİKSİZ YÖNETİMLER"
İzmir'de 2011 yılında yola çıktıklarında "İzmir bu
beceriksiz basiretsiz yönetimler elinde kalmaya mahkum değildir.
Türkiye'nin aydınlık yüzü Türkiye'nin batıya açılan yüzü bu şehir
mutlaka hak ettiği hizmetlerle buluşturulacaktır"
dediklerini kaydeden Yıldırım, "35 İzmir 35 proje
açıkladık. Projelerin bugün 4 tanesinin bitmiş olduğunu
söyleyebilirim. 17 tanesi yapılmaya devam ediliyor. Geri kalan 18
tanesinin hazırlık çalışmaları devam ediyor. Eminim ki bundan böyle
de bizle görevi devralan değerli arkadaşım Lütfi Elvan aynı şekilde
İzmir'e, ülkemize vaat ettiğimiz hizmetleri yapmaya devam
edecektir" diye konuştu.
YAPABİLDİKLERİ ANCA BU KADAR"
17-25 Aralık kumpası ile beraber İzmir'de verdikleri mücadelede
oyları yüzde 58 artırdıklarını ifade eden Yıldırım, sözlerini şöyle
tamamladı: "Paraleli, onun taraftarları, cümlesi bir araya
geldiler ama yapabildikleri ancak bu kadar. İstanbul'da da böyle
yola çıkmıştık. İstanbul'un da öncü belediyeleri vardı. Üç belediye
ile başladık 1994'de milletin adamı Recep Tayyip Erdoğan'ı iş
başına getirdi. Ve şimdi İzmir de aynı yolda yürüyor, öncü
birliklerimiz iş başında. AK Parti kökleri mazide olan bir
partidir. AK Parti'nin tek ama tek bir hedefi var birlik,
beraberlik ve kardeşlik içinde el ele daha büyük
Türkiye."
(İHA)