Davutoğlu müjdeyi Tunceli’den verdi: O üniversitenin adı değişiyor
Başbakan Ahmet Davutoğlu, 1937-38 yıllarında yaşanan Dersim katliamında devlet olarak geçmişle yüzleştiklerini ve bir daha bu tür acılara asla müsaade etmeyeceklerini söyledi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, 1937-38 yıllarında yaşanan Dersim
katliamında devlet olarak geçmişle yüzleştiklerini ve bir daha bu
tür acılara asla müsaade etmeyeceklerini söyledi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Tunceli Üniversitesi'ni ziyaretinde bir
konuşma yaptı. Konuşmasında gönülleri birleştirmenin zamanı
geldiğini belirten Başbakan Davutoğlu, yeni Türkiye hedeflerini
şöyle anlattı: "Artık bütün gönülleri birleştirmenin zamanı
geldi. Bu topraklarda bir daha bu acıların yaşanmaması gerektiğini
düşünüyoruz. Bu topraklarda yetişmiş vicdan sahibi olarak,
vicdanımızın kabul etmediği bir şeyi devletimiz de kabul etmez.
Başbakan olarak sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Hepimiz bu
toprakların evladıyız ve hepimiz insanız. İnsanı kuşatmayan hiçbir
sözün anlamı yoktur. Biz birbirimize bu topraklarda acıları
paylaşmadan, gönlümüzün diliyle hitap edemeyiz."
"GÖNÜLDEN GÖNÜLE KONUŞMAK İÇİN TERCÜMANA İHTİYAÇ OLMAZ
"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, kırgınlık ve dargınlıklar için
helalleştiklerini ve artık dilden dile değil gönülden gönüle
konuşma vakti geldiğini belirterek şunları söyledi: "Biz,
eğer dilden kulağa konuşuyor olsaydık tercümana ihtiyaç olurdu,
gönülden gönüle konuşmada tercümana ihtiyacı yoktur. Onun için bu
topraklarda yüzlerce yıl konuşulmuş Zazacayı, Kürtçeyi yasaklamak
mümkün olur mu? İşte biz bu yarayı sarmak için geldik. Siyaset eğer
gönülleri buluşturuyorsa siyasettir. Siyaset gönüllere düşmanlık
tohumu ekiyorsa anlamını kaybeder. Biz bu mabedi tekrar inşa etmek
için yola çıktığımızda bu yola yeni Türkiye dedik."
Acıları tek bir kesimin yaşamadığını anlatan Davutoğlu, sözlerini
şöyle sürdürdü: "bu topraklarda herkes bir şeyleri sakladı
şimdi saklama vakti değil. Aslında onlarca yıl herkes bir şeyleri
sakladı. Artık herkes onurla öne çıkıp ne istiyorsa bunları onurla
dile getirecektir. Bu farklılıklardan düşman olursa o zaman sorun
olur, ama bu farklılıklardan insan ve beşer kardeşliği öne çıkmışsa
hiçbir sorun yaşanmaz. Kimse alınmasın yaşananları bilirsek, onlar
üzerine güzel şeyler inşa edebilirsek helalleşme dünyasına girmek
yanlış olmaz. Dünyanın neresinde olurlarsa olsun topraklarını terk
etmek zorunda kalanlara kapımız açıktır. Hiçbir şeyin demokratik
bir ülkede saklanmasına gerek yok. Her şey berrak olmalıdır.
Dersimin sizler için ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Son 90
yıldır bir anlayış ile tek tip bir devlet ve vatandaş inşa edilmeye
çalışıldı. Dersim adı nasıl Tunceli olarak değişmişse başka
şehirlerin de köylerin de adları değiştirilmiştir. Bu değişim
sadece Alevi kesimlerinde yaşanmadı. Her yerde
yaşandı."
"ACILARI SARACAĞIZ"
Başbakan Davutoğlu, Dersim ve Türkiye'nin her yerindeki acıları
teker teker saracaklarını belirterek şöyle konuştu: "Geçmiş
acılar bizlere bir öfke uyandırmak durumunda değil. Başkalarının
acılarını örtüp kendi acılarımızı öne çıkarırsak o dediğim büyük
helalleşmeyi yapamayız. Acıları açıp ortada bırakamayız o yaraları
saracağız. Çözüm süreci derken demokrasi ile taşlaşmış bir
cumhuriyeti kastettik. Neler yaşandığı konusunda gönlümüzü ve
bağrımızı açamazsak yeni bir şey inşa etmekte zorlanırız. Bana
kimse 75 yaşında bir yaşlının idama giderken yaşı küçültülüp 54
yapılıp ve oğlunun yaşı büyütülüp 18 yapılarak ikisi idam
edilecekse, orada bulanan zalim birinin yalvaran babaya ‘benden
önce oğlumu idam etmeyin' çağrısına sessiz kalıp önce oğlunu
öldüren zihniyet zalim zihniyettir. O zihniyeti savunanlar devleti
savunmuş olamazlar o zihniyetle yüzleşmeyen devlet hiçbir şey
yapamaz. Biz yüzleşiyoruz, devlet size zulüm yapmış ayıp etmiştir.
Bütün Alevi, Kürt, Zaza hepsinin kimliklerini saygıyla
selamlıyorum. Bu kimliklere karşı kim nasıl bir tavır alırsa alsın
devlete zararı onlar verir."
"DEVLETLE MİLLETİ YENİDEN BULUŞTURMANIN
ÇABASINDAYIZ"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, geçmiş yıllarda yaşanan acılardan dolayı
ayrı düşen devlet ile milleti barıştıracaklarını belirterek
sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz, devlet ile milleti yeniden
buluşturmanın çabası içerisindeyiz, ama devlet ile millet empati
yapmadan bulaşamaz. O yanlışları bir daha yapmama konusunda bir
ilkesel tavır sergilemeden yeni Türkiye'yi oluşturmak zor olur.
Onun için çözüm sürecinde 6-7 Ekim olaylarına rağmen kararlılıkla
yürüyoruz. Belki onlarca yıl süren bu meselelerin telafileri zaman
alabilir ama bunda sonuna kadar yürüyeceğiz. Acılar tek taraflı
olmadığı gibi hapishaneler de tek taraflı değildir. Hapishanelerde
her bir ideolojide insan vardı. Kendi vatandaşından korkan devlet,
aslında kendi temelini sarsmaya başlar. Biz vatandaşlarımızı hiçbir
zaman tehdit olarak görmeyeceğiz."
"DEVLETİN RESMİ İDEOLOJİSİ OLMAYACAK"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, bundan sonra devletin resmi bir
ideolojisinin olmayacağını belirterek şunları söyledi:
"Bundan sonra devletin resmi ideolojisi olmayacak, devletin
bir şeyi olacak milletle bağı ve aidiyeti olacak. Resmi ideolojisi
olan devlet gelecek sağlayamaz. Her dönemde birileri dışlandı, ben
başbakan olarak 28 Şubat döneminde davet edildiğim bazı
üniversitelerde kabul edilmedim. Bu acıları hepimiz yaşadık, şimdi
bunların ötesine geçme vaktidir. Yanlışı savunmak kimseye çözüm
getirmez. Devlet milleti adam etmek için değil, hizmet etmek için
vardır. Devlet milleti adam etmek için yoktur, devlet millete
hizmet etmek için vardır. Geçmişin yanlışlarını sahiplenmek bu
topluma fayda getirmez. Geçmişin yanlışlarından kin gütmek de
kimseye fayda getirmez."
KILIÇDAROĞLU'NA TAZİYE DİLEKLERİ
Başbakan Ahmet Davutoğlu, kayınvalidesi hayatını kaybeden CHP Genel
Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na başsağlığında bulundu. Davutoğlu,
"Kılıçdaroğluna taziye dileklerimi iletiyorum, acılarını
paylaşıyor Allah rahmet eylesin diyorum. Kendileriyle de konuşup
acılarını paylaştığımı söyledim" dedi.
"YENİ TÜRKİYE İÇİN ÜÇ ÖNEMLİ KONU VAR"
Siyaset yapmak için bunları konuşmadığını belirten Ahmet Davutoğlu,
yeni bir dönem için yeni bir çığır açmak gerektiğini söyledi. Yeni
Türkiye için üç önemli konuya değinmek gerektiğini belirten
Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Birinicisi Alevi
çalıştayları, saklanan örtülen alevi kimliklerinin yeniden gündeme
getirilmesi başlı başına bir çığırdır. Alevi çalıştaylarının
açılması çok önemliydi. Bu çığırı açan zamanın başbakanı şimdiki
cumhurbaşkanına teşekkür ederim. Acıların paylaşılarak kalıpların
dışına çıkmak gerek. İdeolojik temelli dar kalıplara sıkışmış
yerlerden çıkmalıyız. Devlet yeni bir üslup belirleyecek ve eski
üslup terk edilecektir, bu bizim size taahhüdümüzdür. Ama sizden
ricamız herkes biriyle selamlayış konuşsun. İnsanları gönül
sofrasına davet edelim. Birbirimize en güzel ikram olan muhabbeti
ikram edelim. Kimse kendi dünyasına kapanıp konuşmasın. Buraya
destur almaya hak vermeye geldim. Zihnimizdeki nefreti yıkalım ki
bir daha kimse bu topraklarda kin nefretli duvar örme cesareti
göstermesin. Acıları birlikte paylaşalım. İkincisi eğer bu empatiyi
yaparsak o zaman zihni bir faaliyet içine yeniden gireriz. Gelin
hep beraber yeni bir kültürel etkileşim yaşayalım. Karşılıklı
etkileşim içinde yeni bir kültürel anlayış inşa edelim. Ya biz ve
siz diyeceğiz ya da içselleştirici bir dil kullanacağız. Dersim'de
bir seyit geleneği var. Bir Horasan geleneği var. Bir Mezopotamya
geleneği var. Böylesi harmanlaşmış bir Dersim'de her yere çok
güzellikler nakşedilmiştir. Kimseye inancını empoze edemeyiz.
Ayrıştırıcı bir dil kullanmayalım. Yeni bir ortak kültürel
etkileşim alanı oluşturalım. Üçüncüsü empati yapıp kültürel
etkileşim alanını geliştirdikten sonra eşit vatandaşlık
geliştirilmelidir. Demokratik bir Türkiye'de millet ile devleti
buluşturmamız lazım. İktidara geldiğimizde OHAL'i kaldırdık,
DGM'leri kaldırdık. İşkenceleri kaldırdık. Köye dönüş ve
rehabilitasyonu sağladık. Köye dönüşte hiçbir engel yok, her türlü
desteği verdik ve vereceğiz. Terörden zarar gören vatandaşların tüm
ihtiyaçlarını karşılayacağız. Faili meçhulleri kaldırdık. Bir daha
kimse devlet adına ya da başka şekilde bunu yapamayacaktır. Ana
dilde siyasal propagandaya izin verdik. Bunlar bizim bu ülkeye bu
topluma borcumuzdur. Bundan sonra da talepleri tek tek ele alacağız
ve değerlendireceğiz."
"HİÇ BİR VATANDAŞ DİĞERİNDEN ÜSTÜN DEĞİLDİR"
Başbakan Ahmet Davutoğlu konuşmasında Türkiye'de yaşayan her
vatandaşın eşit olduğunu ve hiç birinin diğerinden üstün ya da
imtiyazlı olmayacağını söyledi. Davutoğlu, vatandaşlık bağlamında
vatandaşların her hangi birisinin diğerine göre imtiyazlı ve
ayrıcalıklı olmadığını belirterek "Bununla bire bir
ilgileneceğiz. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak bütün inanç
mensuplarına bunu taahhüt ediyorum. Alevi kardeşlerimize hiçbir
ayrımcılık yapılmasına izin vermeyiz. Toplum içinde herkes eşit
vatandaşlık hakkında istifade etmelidir. Bizim temel bağımız ortak
tarih bilincimiz ve ona dayalı olarak ortak vatandaşlık ve ortak
aidiyetimizdir, bu korunacaktır" şeklinde konuştu.
"TUNCELİ'YE MÜJDE VERDİ"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, konuşmasında Tunceli için hazırladığı
müjdelerden de bahsetti. Davutoğlu, Dersim'de eski kışlanın müzeye
dönüştürülecek ve adının da Dersim Müzesi olacağını belirterek
"Bunun için 10 milyon Türk liralık ödeneğin talimatını
verdik. Rektörümüzün üniversitenin adının Munzur Üniversitesi
olması talebi değerlendirildi ve karar verildi, Munzur Üniversitesi
de hayırlı olsun. Bu ülke, bu topraklar, bu vatan hepimizin. Yeni
Türkiye'de hiç kimse inancı, etnik kimliği ile
ayrıştırılmayacaktır. Bir daha Dersim katliamı gibi acılar
yaşanmayacak. Selam olsun Dersim'e ve Dersim'in güzel
insanlarına" dedi.
(İHA)