Davutoğlu: ’MHP kendi çizgisinde yürüdü’
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "MHP bize destek olmuş değil, MHP kendi çizgisinde yürüdü, biz kendi çizgimizde yürüdük. Kendi başarısızlıklarını başka partilerin tutumlarına kimse yüklememeli" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "MHP bize destek olmuş değil,
MHP kendi çizgisinde yürüdü, biz kendi çizgimizde yürüdük. Kendi
başarısızlıklarını başka partilerin tutumlarına kimse
yüklememeli" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Kanal 7 ekranlarında yayınlanan bir
programa katıldı. Davutoğlu, AK Parti Genel Merkezi'nde yapılan
canlı yayında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. 7
Haziran'dan sonraki süreci ve Meclis Başkanlığı seçimi sürecini
değerlendiren Davutoğlu, "7 Haziran sonrasında partilerin
tutumunu tek tek yada topluca değerlendirmek, bu Meclis
Başkanlığı'na giden süreci de anlamamıza, koalisyon görüşmeleriyle
ilgili çalışmalar konusunda genel perspektifi görmemize de fayda
sağlar. Bazı zihinler vardır; statiktir. Yeni duruma intibak
etmekte zorluk çekerler. Statik zihinlerin, dinamik siyasi konjekte
doğru konum almaları mümkün değil. Statik zihinlerin eğer ilkesel
bir tutumları yoksa, durdukları yerde net tavır sergilemeleri
mümkün olmaz. 7 Haziran seçimleri, yeni bir siyasi tablo ortaya
çıkardı. Biz 13 yıl tek parti hükümetlerini idare etmiş bir parti
olarak, aslında bizim belki bu yeni şartları intibakta sıkıntı
yaşayacağımız düşünülebilirdi. Öyle olmadı. Biz, anında bütün bu
tabloyu doğru okuduk. Milletin verdiği mesajı doğru okuduk. Kendi
aramızda istişareler yaptık. Belli ilkeleri, hem üslup olarak, hem
yöntem olarak, hem de muhteva olarak hayata geçirdik. Şuanda olan
şey bir sürpriz değil; bizim ilkeli duruşumuzun bir
yansıması" diye konuştu.
"BENİM BİLGİM OLMADAN KİMSE TEMAS YAPMAZ"
AK Parti'nin ülkeyi hükümetsiz bırakmamak adına bir taır
sergilediğinin altını çizen Davutoğlu, "Biz ne yaptık,
diğer partiler ne yaptı? İlk andan itibaren biz, 'Ülkeyi hükümetsiz
bırakmayız' dedik. Bu şu demek: Her türlü formülü dener, her türlü
gayreti gösterir, Türkiye için gerektiğinde parti çıkarlarının
önüne geçen bir tutum alırız. Biz ne yaptık? Hiç bir partinin iç
işlerine karışmadık. 'Şu parti şunu yapsın, bu parti bunu yapsın,
bu parti böyle davransın' gibi ne tehdit, ne blöf gibi tavırlar
sergilemedik. Biz ne yaptık? Kendimize güvendik. Partimiz bir aday
çıkarırsa sonuna kadar arkasında durur diye grubumuza güvendik. Hiç
bir temas olmadı. Benim bilgim olmadan kimse temas yapmaz. Benim de
böyle bir girişimim olmadı. Niye başarılı olundu sorusuna
gelince... Bu, şu veya bu partinin AK Parti'yi desteklemesiyle
olmadı. Destek de söz konusu değil. Herkes kendi yolunda yürüdü.
Ama biz, muhatabımız olan siyasi partileri tek tek gözlemleyip, 'en
doğru tavır ne olur' bunu belirledik. Diğer partiler ne yaptı? Biz,
ülkeyi hükümetsiz bırakmayız derken, onlar hükümetsiz bırakacak, AK
Parti dışındaki formülleri birer birer gündeme getirmeye başladı.
CHP, kendi dışında her partinin iç işlerine karıştı. 'Bu öyle
yapsın, şu böyle yapsın.' Sanki kendisine bir hakemlik rolü
verilmiş, birileri, 'ne yapacağımızı söyle' demiş gibi... MHP ne
yaptı? Bütün ihtimalleri kapattı. Baktı o da rol biçti; 'şunlar,
şunlar koalisyon yapsın' dedi. HDP ne yaptı? Üslubunda savaş
retoriğini terk etmedi. Ve yine o da, başka partilerin ne
yapacağını söylemeye başladı" ifadelerini kullandı.
"ORTAK AKLI HAREKETE GEÇİRDİK"
"Biz kendi içimizde istişarelerimizi yaptık. Tabloyu gördük
ve milletin verdiği mesaj ne gerektiriyorsa onu yaptık"
diyen Davutoğlu, şöyle konuştu:
"258 kişilik bir Meclis grubuna sahip olmak bizatihi güçtür
ama en önemli güç, o 258 kişinin tek bir konuda entegre olması,
kenetlenmesidir. Bazıları şunu bekliyordu; 'AK Parti tek başına
hükümet kuramayınca kendi içerisinde ihtilaflar olabilir.' Çünkü
ben tek başına bu odada ve üst kattaki odada, tek tek bütün
milletvekillerinin görüşlerini aldım. Hiçkimse gençlik
teşkilatımızdan, kadın kollarımızdan, MKYK'dan Bakanlar Kurulu'na,
'Genel Başkan beni dinlemedi' diyecek kimse kalmadı. Sonra ortak
aklı harekete geçirdik. Meclis Başkanlığı'na giden süreçte, AK
Parti olarak biz 'adayımız belli' dedik. O adayı tesbit ederken de
herkese danışarak tesbit ettik. Bana sorsalardı belki yine aynı
isimleri önerirdim ama herkesin görüşünü aldık. Bir ahlak abidesi
olarak söylüyorum; bu istişare süreci sırasında ne kimse bana
gelip, 'Sayın Genel Başkanım ben aday olsam' dedi, ne kimse başka
biri adına kampanya yaptı. Sonuçta da iki adayımız arasında karar
verdik. Nabi beyle görüştüğümde, 'İsmet bey bunu daha iyi yapar'
dedi, gerekçelerini saydı. İsmet beyle görüştüm, 'Nabi bey bunu
daha iyi yapar' dedi, gerekçelerini saydı. İkisiyle bir araya
geldik, 'hadi birlikte konuşalım' dedik. Hatta dedim, 'Nabi bey
iletişimci olduğu için, daha ikna edici argümanlar kullandı' dedim.
Ülkeyi düşünmek ve dava adamlığı budur. Ondan sonra bir karar
verdik. Sonra bu karardan hiç feragat etmedik, hiç tartışma konusu
yapmadık. Sayın Baykal'ın Cumhurbaşkanımızla görüşmesiyle alakalı,
sanki koalisyon görüşmelerinin bir parçasıymış gibi, 'AK Parti
sayın Baykal lehine' gibi bir şey çıkardılar. Ben Sayın Baykal'a,
'sizin tecrübenizi taktir ediyorum ama biz kendi ilan ettiğimiz
adayın arkasında sonuna kadar duracağız' dedim. O andan itibaren
ben en baştan söyledim, 'Koalisyon görüşmeleriyle, Meclis
Başkanlığı birbirinden ayrı kollardır' dedim. 'Acaba birlikte mi
değerlendirsek' diyen arkadaşlarımız oldu. 'Hayır' dedik. Salı günü
de ben bunun işaretini verdik. 'sonuna kadar adayımızı destekledik
ve kimse bizden etik anlamda doğru olmayan bir davranış beklemesin'
dedim. Nihayetinde bu AK Parti'nin ilkelerine aykırıdır. Biz aday
çıkarmışız, adayımızın destek konusunu pazarlık konusu
etmeyiz."
"MHP KENDİ ÇİZGİSİNDE YÜRÜDÜ"
Meclis Başkanlığı seçimi sürecinde muhalefet partilerinin
tutumlarına da değinen Davutoğlu, "Ne yaptı CHP? Bir kere
kendi içerisinde Baykal'ın aday olması bile uzun tartışmalarla
oldu. Kendi içerisinde sorunlar yaşadı. MHP kendi adayını çıkardı.
MHP bize destek olmuş değil, MHP kendi çizgisinde yürüdü, biz kendi
çizgimizde yürüdük. Bunu böyle yorumlamak doğru değil. Kendi
başarısızlıklarını başka partilerin tutumlarına kimse yüklememeli.
MHP, kendi çizgisinde ve muhtemel ki Sayın Bahçeli 'Eğer 4. turda
bir adayımız kalmazsa' diye CHP'ye bir mesaj vermiş oldu. Bize
değil, CHP'ye mesaj verdi. 'Yani Ekmeleddin İhsanoğlu'na destek
verirseniz, 4. turda da biz desteği devam ettiririz' dedi. Nitekim,
onların da ortak çatı adayıydı. Hangi partinin hangi süreçte ne
düşündüğü bizi ilgilendirmez, onların kendi kararları. HDP'nin
tutumu daha da ilginç. Bir HDP milletvekili, '50 oyumuzu tespit
etmiştik CHP'ye vereceğiz' dedi. Niye 50 oy? Çünkü 50 oy
birleştiğinde 259'u geçiyor. Samimi bir tutum mu bu? İnsanların
iradelerine güvenmek lazım. Milletvekillerine güvenmek lazım. Biz
grup toplantımızı yaptık ve arkasından ben hiçbir milletvekilini
arayıp şu veya bu yönde oy kullanın deme gereği duymadım.
Dolayısıyla burada AK Parti kazanmadı, burada ilkeli duruş kazandı.
Burada çözüm arayan tutum kazandı. Ben Sayın İsmet Yılmaz'ı ve ona
destek veren bütün milletvekillerini tebrik ediyorum. Bir de şu
görüldü; Türkiye'de AK Parti olmadan herhangi bir siyasi denklem
oluşturulamaz" şeklinde konuştu.
(İHA)