Davutoğlu: "HDP, PKK’dan korkuyor"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, son günlerde yaşanan terör olayları karşısında HDP'nin takındığı tutumu eleştirerek, "Suruç saldırısından itibaren dörtlü deklarasyon için çağrıda bulundum. Neden HDP bu deklarasyona evet demedi. Niye terörü bir kez dahi kınamadı?Çünkü HDP, PKK'dan korkar" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, son günlerde yaşanan terör olayları
karşısında HDP'nin takındığı tutumu eleştirerek, "Suruç
saldırısından itibaren dörtlü deklarasyon için çağrıda bulundum.
Neden HDP bu deklarasyona evet demedi. Niye terörü bir kez dahi
kınamadı?Çünkü HDP, PKK'dan korkar" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, ATV-A Haber televizyonu ortak yayınında
gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Davutoğlu, bölgede yaşanan
gelişmelere dikkati çekerek, Türkiye'nin bir istikrar adası olarak
kalmayı başarabildiğini bundaki en önemli güç kaynağını 'demokrasi'
olduğunu ifade etti. Suruç'ta olduğu gibi Türkiye'nin çok büyük
acılar yaşadığını anlatan Davutoğlu, DHKP-C'nin, PKK'nın
yaptıklarının bilindiğini söyledi. Burada halkın kendi içinde
sosyal dokusunu sağlam tutması, güvenlik birimlerinin profesyonelce
bütün bu risklere karşı tedbir almasının önemli olduğuna dikkati
çeken Davutoğlu, halkın kaygılanmaması gerektiğine işaret etti. Her
an risklerle karşı karşıya olunduğunu anlatan Davutoğlu, son Suruç
saldırısı sonrasında da bütün gece Emniyet birimleriyle ayakta
kaldıklarını belirtti. Davutoğlu, Türkiye içerisinde çeşitli
illerde yapılan operasyonlarda gözaltı sayısının bini aşmasının
sorulması üzerine, "Şu ana kadar bin 50 gözaltı var, 50-60
civarında bir yabancı uyruklu var. Türkiye kapalı bir ülke değil.
Türkiye, yılda 40 milyonu aşkın turiste ev sahipliği yapıyor,
dolayısıyla çok sayıda yabancı uyruklunun Türkiye'de bulunmasından
daha doğal bir durum yok. Bunları kabul ederken başka ülkelerde
olduğu gibi, isimler üzerinden bile bir filtreleme yapamazsınız.
Demokratik ülkede herkesin giriş ve çıkış şartları var. Buna rağmen
Türkiye çok sayıda yabancı savaşçıya karşı mücadele yürüttü,
yürütmeye de devam ediyor. 10 bini aşkın yabancının ülkeye girişi
yasaklandı" dedi.
Savaş uçaklarının Kuzey Irak'ta PKK kamplarına yaptığı
operasyonlara değinen Başbakan Davutoğlu, "(Türk
uçaklarının sivil insanları hedef alıyormuş gibi bir izlenim
yaratılması) Bunlar bir gün Türkiye seçim sonrasında hükümeti kurma
görevi almış Başbakan olarak bu çalışmaları yürütmektense dönüp
güvenlik operasyonlarını tercih etmiş olamam. Ne oldu Türkiye'de? 7
Haziran'dan bu yana Türkiye'de PKK'nın giriştiği terör eylemi
sayısı 281 yani yaklaşık günde 6 terör eylemi gerçekleştirmiş. Ben
MİT, Emniyet raporlarını okumadan gece uyamam. Yeni bir döneme
hazırlanırken, tansiyon düşmüş koalisyon çalışmaları yapılırken,
birileri bu dönemi bir terörün ve kaosun yaygınlaşması için fırsat
olarak telakki etti. Sanki Türkiye'de geçiş dönemi var, etkin
tedbir alamaz diyen zihniyet Türkiye'de terör olaylarını
tırmandırdı. Yeni seçilen bazı milletvekilleri koruculara gitti,
rövanşist hesap sormaya kalktılar. Bazıları sınıra gidip meşru
güvenlik birimlerine hesap sormaya kalktılar. Bazıları ki TIR'ları,
her gün TIR'lar yakılıyor. Her gün neredeyse bu haberleri
kanıksayan bir ortam oluşturmaya çalıştılar. Askerlerimize,
polisimize saldırmaya başladılar. Bunlar yokmuş gibi Türkiye
durduğu yerden bir operasyon başlatmadı" diye konuştu.
DEAŞ, PKK ve DHKP-C'nin ayrı birer terör örgütü olarak görüldüğünü
anlatan Davutoğlu, "Ama baktığımızda her üçü de Türkiye'nin
sosyal kesimini istismar ederek teröre yöneltmeye çalışıyor. DEAŞ
denilen örgüt, ideolojik degmotizmle Sünni Müslüman kesimleri
teröre sevk etmeye çalışıyor. PKK, etnik bir ayrımla devletine
ülkesine bağlı Kürt vatandaşlarımız üzerinde terör estirmeye
çalışıyor. DHKP-C de bu ülkeye bağlı Alevi vatandaşlarımızı
istismar ederek kaosu tırmandırmaya çalışıyor. Görünüşte bunları
hedefleri ayrı görülebilir üçünün anlayışında 'Şimdi Türkiye'yi
kaosa sürükleyebiliriz" şeklinde konuştu.
"DHKP-C SON DÖNEMDE KANDİL'DE EĞİTİM ALMAYA
BAŞLADI"
"Bu tabloyu gören birisi gereğini yapmazsa sonraki
nesillere hesap veremez" diyen Davutoğlu, "Eş
zamanlı operasyonlara başladık. Aylardır biz her türlü ihtimale
hazır olmalarını söylüyorduk. Bu üç terör örgütü eş zamanlı olarak
durdurulmazsa birine yaptığımız başka bir istismara yol açar.
Sadece DEAŞ'ı vurup PKK'yı vurmazsanız, Ceylanpınar'da iki tane
polisimizi gece yarısı şehit edenlere prim vermiş gibi olursunuz.
PKK'ya vurup DEAŞ'ı vurmazsanız bir sürü istismarın önünü açmış
olursunuz. DHKP-C ise son dönemde Kandil'de eğitim almaya başladı.
Birileri Türkiye'nin etnik ve mezhebi dokusuyla oynamaya kalkarsa
oynadıkları yerleri başlarına yıkarız. Burada DEAŞ'a dönük başladı
operasyon, çünkü DEAŞ 32 vatandaşımızı katletti. Bunun kimliğinin
ortaya çıkmasıyla birlikte, DEAŞ olduğundan şüphe götürmeyince,
Şanlıurfa'da yaralıları ziyaret ettiğimde de söylemiştim, gereken
tedbiri almaya karar vermiştik. Özel güvenlik toplantısına Perşembe
günü giderken bir de askerimizi şehit ettiler, artık DEAŞ'a dönük
caydırıcı gücümüzü göstermemiz hem devlet olmanın hem de
vatandaşlarımızın hayatını korumamız bağlamında vecibe bağlamını
almıştı. DEAŞ'ı cezalandırmak bizim vatandaşlarımıza duyduğumuz
saygının gereği. PKK da bu kaos içinden kendine prim çıkarmaya
çalıştı. Ne yaptı? Adıyaman'da bir askerimizi şehit ettiler.
Ceylanpınar'da iki askerimizin şehit edilmesi, bu iki kardeşimiz
orada Ceylanpınar'da halkın güvenliği için hayatını ortaya
koyuyordu" ifadelerine yer verdi.
"HERKES AYAĞINI DENK ALMALI"
DEAŞ'ın yaptığı terör saldırısının bütün Türkiye'ye dönük olduğunu
belirten Davutoğlu, "Ama bu cenazelerimizden birçoğunda
terör propagandasını yaptılar. Bir cenazenin karşılanmasında da
açık bir şekilde kalaşnikoflu, yüzü kapalı gösteri yapmaya
çalıştılar. Şu mesajı vermeye çalıştı DHKP-C, nasıl PKK gece yarısı
sabaha doğru polisimizi evinde şehit ederek ben her yeri basar,
kamu görevlisini öldürürüm gibi bir mesaj. Nasıl DEAŞ, ben senin
askerini sınırda vururum ama sesin çıkmaz gibi mesaj verdiyse
DHKP-C de ben İstanbul'da silahla dolaşırım yüzümü kapatırım sesini
çıkaramazsın. İşte sesimiz çıktı. Bizim yaptığımız operasyon halkın
sesidir. Şimdi sesimiz çıktı, Kandil'i bombalarken de çıktı.
Yaptığımız operasyonlarla sesimiz çıktı. Artık Türkiye, bir hafta
önceki Türkiye değildir. Herkes ayağını denk almalı" diye
konuştu.
MHP VE CHP GENEL BAŞKANLARINI OPERASYONLAR HAKKINDA
BİLGİLENDİRMESİ
Muhalefet partisi genel başkanlarını, özellikle MHP ve CHP Genel
Başkanlarını bilgilendirdiğini ve gösterilen tutum karşısında
kendilerine teşekkür ettiğini belirten Davutoğlu, "Bugün
hepimizin ortak bir pozisyonda buluşma günü. Suruç saldırısından
itibaren dörtlü deklarasyon için çağrıda bulundum. Neden HDP bu
deklarasyona evet demedi. Niye terörü bir kez dahi kınamadı? Niye
Ceylanpınar'daki iki genç fidanımızın şahadetine sessiz kaldı?
Çünkü, PKK'dan korkar. Onun PKK tarafından yapıldığını bildiği için
PKK'ya karşı hiçbir şey söyleyemez bunlar. Onlar
söyleyemeyebilirler ama biz söyleriz" açıklamasında
bulundu.
"KİMSE, BİR DAHA TÜRKİYE'NİN HERHANGİ BİR YERİNDE SİLAHLI
GÖSTERİ YAPMA İMKANI BULAMAYACAK"
Her türlü tedbirin alınacağına dikkati çeken Davutoğlu,
"Dün de bugün de Gazi Mahallesi'nde istismara sebebiyet
verdiler. Dün ve bugün valimizle her an temas halindeydim. Oradaki
cemevi yetkilileri, dedeleriyle de valimiz temas halindeydi. Bütün
Alevi vatandaşlarımızın Sünni vatandaşlar gibi dini vecibeleri
yerine getirmeleri haklarıdır. Eğer birisi dokunacak olursa
karşısında bizi bulur ama bir cenaze merasiminde silahlı gösteri
yapılıyorsa bu Aleviliği de karşıdır, Sünniliğe de Müslümanlığa da
karşıdır. Bir yerde taşlar atılıyorsa bu en fazla cenaze merasimine
saygısızlıktır. Kimse artık İstanbul'da bir daha Türkiye'nin
herhangi bir yerinde silahlı gösteri yapma imkanı
bulamayacak" dedi.
HDP'NİN DÖRTLÜ DEKLARASYON ÇAĞRISINA YANIT VERMEMESİ
HDP'nin dörtlü deklarasyon çağrısına yanıt vermemesi ve HDP Eş
Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın bugünkü açıklamalarını
değerlendiren Davutoğlu, "Bir kere şu anda tam da aslında
bu ifadeler onların oyununun bozulduğunu gösteriyor. Şöyle hesap
ediyordu, yüzde 13 oy aldık, arkamızda PKK var, onu da söylediler
kendileri. Onu yanlarına koydular. Türkiye'de de belirsizlik var,
bu belirsizlik döneminde alanda öyle emrivakiler yapalım ki kamu
görevlileri korksun ve sinsin ama en önemlisi de orada yaşayan çoğu
Kürt kökenli vatandaşımız korksun ve sinsin. Öyle bir terör
estirelim ki bir taraftan Ankara'da demokrasi oyunu oynayalım ama
Diyarbakır'da seçim akşamı kalaşnikoflarla yeri göğü inletelim.
Ben, kendisini ziyaret ettiğimde söyledim hadi seçim başarısı
kazandığına inanıyorsunuz, kalaşnikofun seçim başarısıyla ne
alakası var. Hiçbirşey söyleyemedi" diye konuştu.
"Geçen Perşembe, TSK, emniyet birimleri, istihbarat
birimleri mükemmel denilecek bir operasyona imza
atmışlardır" diyen Davutoğlu, "Devletin yek vucüt
olduğu, devletle birlikte milletin taleplerinin karşılandığı ve
milletin güvenlik ihtiyaçlarına devletin cevap verebildiği bir
hafta yaşadık. Çarşamba günkü Türkiye'nin psikolojiyle bugünkü
Türkiye'nin psikoloji bir değil artık" ifadelerine yer
verdi.
Davutoğlu, konuşmasında şunları kaydetti:
"45 günün dolması için beklesek, bu Türkiye'de başıbozukluk
kaos hali demek. Kimsenin öldürme yetkisi yok. Biz alırız adalete
teslim ederiz. Ama bunlar tuttular, kaos çıkarmak, hedef o kişiyi
öldürmek onun üzerinden kaos çıkarmak. Kaos ortamında Türkiye'yi
belirsizliğe yönlendireceklerdi. Terörün temsilciliğini siyasi
parti yapamaz. Terör örgütü de neredeyse cezalandırılır. Türkiye'de
çözüm süreci bağlamında yeni bir çerçeve oluşturulması isteniyorsa
onu da söylediler, müzakereyle çözülmeyecek hiçbir şey yok, o zaman
bunu PKK'ya söylesinler, terör örgütlerine söylesinler. 'Biz artık
seçilmiş milletvekilleriyiz, size artık ihtiyaç yok'
desinler."
Başbakan Davutoğlu, "Bunun üzerinden benim irademi
zayıflatacaklarını düşünüyorlarsa Allah bu nefesi alıp vermeyi bana
vermişse bir dakika ömrüm kaldığını ya da bir dakika sonra görevi
iade edeceğimi bilsem bu ülkeye zarar verecek bir olay olduğunu
bildiğimde önce kararı verip imzayı atarım, ondan sonra hakka
teslim olurum, görevi başka arkadaşa veririm ki görünüşte öyle bir
durumda söz konusu değil. Hükümet koalisyon kurarsak da yine AK
Parti iktidarı devam edecek, Başbakanlık makamı anlamında
söylüyorum. Geçici hükümet kurulması halinde orada partiler oranda
olacak. Seçime gidilirse de millet karar verecek"
dedi.
BAHÇELİ'NİN HDP'NİN KAPATILMASI İÇİN YARGITAY'A YAPTIĞI ÇAĞRI
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin HDP'nin kapatılması için
Yargıtay'a yaptığı çağrıya ilişkin değerlendirmede bulunan
Davutoğlu, "Partilerin kapatılmasına ilkesel olarak
karşıyım. AK Parti de karşıdır. Teröre, şiddete bulaşmışsa kişisel
olarak onu sorumlu kılan anayasa yapacaktık ama destek olmadılar.
Teröre destek gibi bir çerçeve de var. Hiçbir siyasi partinin
kapatılmasını doğru görmem, hukuki olarak yürüyecek olan süreç ise
bizden bağımsız bir süreçtir. Hukuki olarak bu, bizim yetkimizde
olan bir husus değil. Bağımsız yargı kendi görevini yapar. HDP'nin
şu dersi artık çıkarması lazım. 80 milletvekili gibi önemli bir
milletvekili sayısına sahip olan bir parti artık kitleselleşmeyi
öne çıkarmalı. Yani, daha önce Türkiyelileşmek dediler, bunu
dedikten sonra Türkiye'yi hedef alan terör örgütün sözcüsü gibi
davranmamak durumdalar" şeklinde konuştu.
"SİLAHLI GRUPLAR TÜRKİYE'DEN ÇIKSIN, ONDAN SONRA BÜTÜN
SÜRECİN ÖNÜ AÇILIR"
Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bir şekilde niyet iyi olmayınca, süreç o niyete tabi
olmaya başlıyor. (İmralı'ya) Gittiklerinde kendilerini aktör haline
getirme çabası içindeler. Silahlı gruplar Türkiye'den çıksın, ondan
sonra bütün sürecin önü açılır. O vakte kadar herhangi birşey talep
etme hakları yoktur."
"Niye silah bize bunu izah etsinler?" diye soran
Başbakan Davutoğlu, hala Türkiye'yi kaosa sürüklemek isteyen bölücü
terör örgütüyle karşı karşıya olunduğunu ifade etti.
MEDYA GRUPLARININ TEHDİT EDİLMESİ
Medya gruplarına yapılan tehditleri değerlendiren Davutoğlu,
"Çünkü onlar çok sesliliğe alışkın değiller. Herkesi
eleştirmeyi istiyorlar ama kendilerinin eleştirilmelerine
tahammülleri yok. Şiddeti yaygınlaştırdıkça kaos ortamının
çıkacağını düşünüyorlar. Yapılan saldırıları şiddetle kınadığımızı
ifade edeyim. Bu saldırılarla hedeflerine ulaşamazlar. Her yerde
özgürlükten bahseden Demirtaş, 'İktidara gelirsek bu medyaya gel
koyacağız' dedi. Bunların hepsi gerçek yüzlerini gösteren
işaret" diye konuştu.
Başbakan Davutoğlu, paralel devlet yapılanmasına karşı yürütülen
mücadele ve paralel yayın organlarının yaptığı haberlere ilişkin,
"PKK'ya karşı ve teröre karşı olan çalışmalarımızı
eleştiriyorlar. Bu operasyonlarda sivil kayıp olmamıştır. Kandil'de
sivil ne arar? Ne yapmak için oradadır, bunların herkesin sorması
lazım. Kürt medyası susturuluyor diye haber yapıyor, ne alakası
var? Türkiye'de medya var" açıklamasında bulundu.
OPERASYONLAR KONUSUNDA GÖREVLENDİRİLEN HEYETİN CHP VE MHP
LİDERLERİNE BİLGİ VERMESİ
Operasyonlar konusunda görevlendirilen heyetin MHP ve CHP
liderlerine bilgi vermesine değinen Davutoğlu, "Bugün sabah
da gidecek heyetle toplandım. Sayın Hakan Fidan Türkiye'de önemli
bir devlet kurumunun başındadır. Her iki lider tarafından da
olumsuz algı oluştuğu kanaatinde değilim. Görüş ayrılıklarımız
olabilir ama birbirimize nezaketimizde birbirimize aykırı durumun
oluşmaması lazım. HDP sorabilir, bizi niye bilgilendirmediler? Önce
saflarını seçsinler sonra bilgilendiririz. Terörün mü Türkiye
Cumhuriyeti'nin safındalar mı? Verdiğmiz bilgiyi nereye servis
edebilirler ondan emin olalım. Belirleme olmadan ve devletin kamu
görevlileri öldürülürken sesi çıkmamışken tabii bu konuda bizim
tutumumuz açık olur. Sen askerimizi öldüreni savunursan, biz
askerimize git ona bilgi ver demeyiz" şeklinde
konuştu.
KOALİSYON GÖRÜŞMELERİ
Koalisyon görüşmelerine değinen Davutoğlu, "Vatandaşlarımız
rahat olsun, Türkiye'de görevini yapan bir hükümet var.
Arkadaşlarımız yoğun bir mesai harcıyor. Cuma günü, CHP ile görüşme
yapacak olan heyeti çağırdım. Görüşmeye neye önem vermeleri
gerektiğini söyledim. Bir taraftan da bu görüşmelerinin nasıl
gittiği konusunda bilgi aldım. inşallah yarın da tekrar bir araya
gelecek arkadaşlarımız CHP ve AK Parti temsilcileri. İnşallah iyi
netice hasıl olur. Bizim görevimiz hükümeti bir an önce kurmaktır.
Görüş ayrılıklarımız belli. Bu görüş ayrılıklarını gidermek için
güven ortamının oluşması lazım. Ümit ederiz ki en kısa zamanda bu
hükümet kurulur. Hükümeti kurarız, bunu başarırsak hep beraber
Türkiye'yi idare ederiz. Kurulamaması durumunda da nasıl bir yol
haritası olduğunu Anayasa, kanunlar çerçevesini çiziyor. O zaman da
Türkiye'yi bunalıma sokmayacak alternatifler için çalışmaya devam
edeceğiz" açıklamasında bulundu.
Davutoğlu, konuşmasında şunları kaydetti:
"Bütün ayrılıklar giderilip de bir parti haline
dönüşmeyeceğiz. Her parti kendi doğrusunu muhafaza edecek, bir
uzlaşma alanında ülkeyi yönetebilir miyiz diye ona bakacağız.
Dolayısıyla şunlarda anlaşamadık hükümeti kuramayız diyemeyiz.
Herkes kendi hareket alanını bilir, o çerçevede yapılır. Hükümet
farklılıklar üzerine inşa edilecek bir süreçtir koalisyon
sürecinde."
(İHA)