"Darbenin engellenmesi, demokrasiler tarihinde dönüm noktasıdır"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz darbe teşebbüsünün engellenmesinin, demokrasiler tarihinde bir dönüm noktası olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz darbe teşebbüsünün
engellenmesinin, demokrasiler tarihinde bir dönüm noktası olduğunu
söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz darbe teşebbüsünün yıldönümü
vesilesiyle The Guardian gazetesinde yayımlanan makalesinde, darbe
girişimi karşısında Türkiye'nin demokratik değerlere sahip
çıktığını vurgulayarak, "Bugün Türkiye'de yaşanan 15 Temmuz
darbe girişiminin birinci yıl dönümü. Tam olarak bir yıl önce
milyonlarca vatandaşımız siyasi, kültürel ve etnik farklılıklarını
bir kenara bırakarak, anayasamızı askıya almaya çalışan, masum
sivillere ateş açan ve Meclisimizi bombalayan darbecilere karşı
ortak bir duruş sergiledi. Türk milleti el birliğiyle silahlı bir
grubun demokrasisine, özgürlüğüne ve yaşam tarzlarını el koymasını
engelledi.
Bu saldırı engellenmeye çalışılırken 250 kişi şehit oldu ve 2 bin
193 insanımız yaralandı. Hükümetimizin darbe teşebbüsünü
gerçekleştiren Fetullah Gülen ve müritlerini adalete teslim etme
çabaları yalnızca Türkiye için değil, dünyanın her yerindeki
demokrasiler için önemlidir" ifadesini kullandı.
"MİLLET VE DEVLET ARASINDAKİ BU BAĞ, DEMOKRASİMİZİN
SAĞLAMLIĞININ VE GELECEKTE HAYATTA KALABİLMESİNİN EN GÜÇLÜ
GARANTİSİDİR"
Türkiye'de 1960-1997 arasında en az dört seçimle iş başına gelmiş
hükümetin darbeciler tarafından zor kullanılarak görevden
alındığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti:
"Onlarca yıl boyunca seçimle gelenler özgürlüklerini
kazanamamış, milletimiz seçilmiş temsilcilerine yapılan kötü
muamelenin etkilerinden kurtulamamıştır. Daha da kötüsü askeri
darbeler Türk milletinin devletine olan güvenini sarsmıştır. 2002
yılında iktidara gelen ve Genel Başkanlığını yürüttüğüm AK Parti, o
tarihten itibaren çeşitli reformlara imza atarak seçilmişlerin ordu
içerisine yuvalanmış bazı gruplara karşı güçlendirilmesine
çalışmıştır. Bunu yaparken milletin kamu kurum ve kuruluşlarına
güvenini yeniden kazanmıştır. 15 Temmuz'da silahlarını masum
sivillere doğrultanlar on yıldır siyaset, ekonomi, sağlık, adalet,
dış politika ve temel hak ve hürriyetler konusunda yaşanan
ilerlemenin oluşturduğu bir duvara tosladılar. Millet ve devlet
arasındaki bu bağ, demokrasimizin sağlamlığının ve gelecekte
hayatta kalabilmesinin en güçlü garantisidir.
Darbe teşebbüsünün engellenmesi, demokrasiler tarihinde bir dönüm
noktasıdır. Bu olay, dünyanın her yerinde özgürlüğünü seven halklar
için bir ümit ve esin kaynağı olacaktır. Ancak maalesef Türkiye'nin
müttefikleri ve bilhassa Batı'daki dostlarımız, yaşananları tam
anlamıyla takdir etmekte başarısız olmuşlardır. Bazı Batılı
hükümetler ve kuruluşlar, darbeye direnen vatandaşlarımızla
dayanışma içerisinde olmak yerine bekle ve gör taktiği
izlemişlerdir. İkiyüzlülükleri ve uyguladıkları çifte standartlar,
özgürlükleri için her şeylerini ortaya koyan Türk milletini
derinden rahatsız etmiştir."
"TÜRKİYE'NİN DOSTLUĞUNA İHANET ETMENİN HİÇBİR AÇIKLAMASI
YOKTUR"
"FETÖ mensubu kamu görevlilerini teşhis ve kamudan ihraç
etme çabalarımızın sert biçimde eleştirilmesi, Batı'nın Türkiye'nin
demokrasisine ve güvenliğine olan desteğini hakkında soru
işaretleri doğurmuştur" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan
şunları kaydetti:
"Üstelik FETÖ terör örgütünün üst düzey yöneticilerine,
ülkemizin sözde dost ve müttefikleri tarafından iltica hakkı
tanınmıştır. İkili ilişkilerimize ve temel değerlere uygun olmayan
şekillerde Türkiye'nin dostluğuna ihanet etmenin hiçbir açıklaması
yoktur. Bugün, Batılı liderler teröristlerle birlikte olmak ve Türk
milletinin teveccühünü yeniden kazanmak arasında bir seçim yapmak
zorundadır. Birçok ülke çok daha küçük tehditler karşısında aynı
adımları atarken Türkiye'deki olağanüstü hal uygulamasına yönelik
eleştirilerin kabul edilmesi ise mümkün değildir. Nitekim yalnızca
terör örgütü PKK bile 50 bine yakın vatandaşımızın şehit olmasına
sebep olmuştur.
FETÖ gibi gizlilik temelinde çalışan ve elemanlarını kullanarak
devlet kurumlarına sızan ve zamanla bürokrasinin üst kademelerine
ulaşan bir yapıyla mücadele etmek kolay değildir. Nitekim bugün
FETÖ'cülerin, aleyhlerine kamera kayıtları dahil olmak üzere somut
kanıtlar olmasına rağmen adli süreçleri yavaşlatmaya çalıştığını
görüyoruz.
Mücadelemizde adalete bağlı kalmaya devam ediyoruz. Kamudan
ihraçlarına itiraz etmek isteyenlerin dosyalarına bakacak bağımsız
bir komisyon ihdas ettik. Burada hedefimiz suçluların,
yasalarımızın öngördüğü en üst sınırdan cezalandırılması ve
ülkemizin gelecekte yaşanabilecek saldırılara karşı direncinin
artırılmasıdır."
(İHA)