Darbeci Öztürk ajitasyona başladı
15 Temmuz darbe girişiminin merkezi olan Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin davada yargılanan eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk, 250 şehidi hiçe sayarcasına "Keşke ölseydim de bu durum ile karşı karşıya kalmasaydım" dedi.
15 Temmuz darbe girişiminin merkezi olan Akıncı Üssü'ndeki
eylemlere ilişkin davada yargılanan eski Hava Kuvvetleri Komutanı
Orgeneral Akın Öztürk, 250 şehidi hiçe sayarcasına "Keşke
ölseydim de bu durum ile karşı karşıya kalmasaydım"
dedi.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Cezaevi Kampüsü'ndeki
duruşma salonunda görülen davanın öğleden sonraki kısmında eski
Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk'ün savunması alındı.
Öztürk, 1970 yılında askerlik yeminini yaparak mavi üniformasını
giydiğini belirterek, 46 yıllık görev hayatı boyunca bayrak, vatan,
cumhuriyet uğruna seve seve canını feda edeceğine dair ettiği
yemine hep bağlı kaldığını öne sürdü. Halen bu yemininden
vazgeçmediğini söyleyen Öztürk, duygu ve düşüncelerinde herhangi
bir değişiklik olmadığını kaydetti. Öztürk, gerçekleştirilen hain
darbe girişimiyle ilişkilendirilerek yargılanmanın kendisine
dünyada verilecek en büyük ceza olduğunu belirterek, "46
yılını üniformasının içinde geçiren bir asker için bundan daha kötü
ne olabilir? Bu rütbe ve yaşa gelmiş bir asker olarak silah
arkadaşlarıma, devletimin kurumlarına silah doğrultacak biri
değilim. Bu hain darbe girişimi ile hiçbir ilgim yoktur. 46 yıllık
pilotluk hayatım boyunca defalarca ölümle burun buruna geldim. Çoğu
zaman sağ kaldığım için yeri öptüğüm olmuştur. Şimdi keşke ölseydim
de bu durum ile karşı karşıya kalmasaydım" diye
konuştu.
ŞEHİT YAKINLARI VE GAZİLERDEN ÖZTÜRK'E TEPKİ
15 Temmuz'un bir gerçek olduğunu ifade eden Öztürk, darbe teşebbüsü
ile Türkiye'nin ve milletin bir travma yaşamasına neden olan çok
üzücü olayların yaşandığını söyledi. Öztürk'ün savunmasına müşteki
sıralarında oturan şehit yakınları ve gaziler tepki gösterdi.
Mahkeme Başkanı Selfet Giray, ıslık çalan bir vatandaşın salondan
çıkarılmasını istedi.
Darbe girişiminin yöneticilerinden olmadığını öne süren Öztürk,
algı operasyonu yapılarak kendisinin hedef gösterildiğini iddia
etti. Öztürk, 6-7-8-9 Temmuz 2016 tarihlerinde Ankara Çukurambar'da
darbecilerle toplantı yaptığı iddialarını reddederek, itirafçı
konumundaki "Şapka" ve "Kuzgun"un
bu yöndeki beyanlarını kabul etmedi. Bir başka kişi tarafından
PKK'lı olduğu yönünde iddiaların da ortaya atıldığını ifade eden
Öztürk, bu tür söylemlerle linç kampanyasının devam ettirildiğini
savundu.
İzmir'de askeri kampta olduğunu, eşinin rahatsızlığından dolayı
Ankara'ya geldiğini iddia eden Öztürk, "Koruma subayım
İsmail Keskin yoldan beni arayarak 'Komutanım, Genelkurmay'a
saldırı olmuş' demesi üzerine onu yoldan geri çağırdım. Ne oluyor
diye sorduğumda kendisinin de bir bilgisinin olmadığını, bir mesaj
geldiğini söyledi. Hava Kuvvetleri nizamiyesini aradığında ise
silah sesleri duyduğunu söylemesi üzerine Hava Kuvvetleri Harekat
Merkezini aramasını istedim ancak ulaşılamadı. Hava Kuvvetleri
Genel Sekreterini aradım, bunda da başarılı olamayınca Genelkurmay
Harekat Merkezini arattırdım. Telefondaki kişinin olayla ilgili bir
bilgisinin olmadığını, Mehmet Partigöç ile konuşulması gerektiğini
İsmail'e söylemesi üzerine Partigöç'ü aramasını istedim. Telefona
çıkan emir astsubayı Partigöç'ün yanında olmadığını, komutanın
Akıncı Üssü'ne götürüldüğünü beyan etti" ifadelerini
kullandı.
"BUNLAR BU İŞİ YAPTILAR, BUNLARLA KONUŞ, ONLARI İKNA ET,
DARBEYE KALKIŞIYORLAR"
Öztürk, saat 23.30 sıralarında Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral
Abidin Ünal'ın kendisini aradığını aktararak şunları kaydetti:
"Abidün Ünal beni arayarak 'Ağabey, Ankara'da uçaklar
havalanmış ne oluyor öğrenip bana aktarır mısın?' diye rica edince
Akıncı Üssü'nü aradım. Kubilay Selçuk çıktı telefona ve 'Komutanım,
operasyon var' dedi. Benim ona ne operasyonu olduğunu sormam
üzerine, 'Komutanım da burada sizi bekliyor' cevabını verdi. Bu
sözler üzerine de Akıncı Üssü'ne gittim ve karargah binasına
geçtim. İçeride Kubilay Selçuk, Ömer Faruk Harmancık ve Mehmet
Dişli vardı. Orgeneral Akar'ın yanına gittim 'Hayırdır Komutanım?'
diye sordum. Akar, bu sorumdan sonra bana hitaben odada bulunanları
göstererek, 'Bunlar bu işi yaptılar, bunlarla konuş, onları ikna
et, darbeye kalkışıyorlar' demesiyle olayı öğrendim. Bir süre
TV'den olayları takip ettikten sonra Akar'ın isteğiyle darbecileri
ikna etmek için 143. Filoya gittim. Orada çok sayıda silahlı, tam
teçhizatlı personel vardı. Ben direkt komutanların bulunduğu gazino
binasına gittim. Orada Kubilay Selçuk, Ömer Faruk Harmancık ve
irili ufaklı rütbedeki askerler vardı. Genelkurmay Başkanından
almış olduğum talimatla onlara bu işin yanlış olduğunu söyledim.
Onlardaki kararlılığı görünce komutanın yanına geri döndüm. Ben
kimin ne olduğunu bilemediğim için mülayim bir şekilde onlarla
konuştum."
"BAŞKASININ PANTOLONU, BAŞKASININ GÖMLEĞİNİ
GİYDİM"
Öztürk, bu olaylar esnasında sivil kıyafetli olduğunu, emir
astsubayından üniformasını getirmesini istediğini aktardı. Emir
astsubayının dışarısının müsait olmadığını söylemesi üzerine
kendisinden bir üniforma bulmasını istediğini anlatan Öztürk,
"Başkasının pantolonunu, başkasının gömleğini giydim.
Pantolon kısa geldi. Üzerime uymayan kıyafetle bir konsey
liderliğini yapıyor durumdayım. Ben hazırlıklı değilim, demek ki
bir elbise bile getirmemişim. Bu da benim hazırlıklı bir insan
olmadığımı, bilgim olmadığını gösteriyor" şeklinde
konuştu.
Davaya Akın Öztürk'ün savunmasıyla devam ediliyor.
(Abdullah Sarıca /İHA)