Danıştay'dan Öğrenci Andı ile ilgili flaş karar!
Danıştay 8. Dairesi, ilköğretim okullarında uygulanan "Öğrenci Andı"nı kaldıran yönetmelik hükmünü iptal etti.
Türk Eğitim-Sen, Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları
Yönetmeliğinin "Öğrenci Andı" başlıklı 12. maddesini yürürlükten
kaldıran düzenlemenin iptali istemiyle Danıştayda dava açtı.
Danıştay 8. Dairesinin oy çokluğuyla aldığı kararda, "Öğrenci Andı"
başlıklı yönetmelik maddesinin, 8 Ekim 2013 tarihli Milli Eğitim
Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik
Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 1. maddesiyle kaldırıldığı
hatırlatıldı.
Anayasa'nın 10. maddesinde yer alan eşitlik ilkesinin
görünümlerinden biri olan düzenli idare ilkesi gereği idarenin
düzenleme yetkisine sahip olduğu alanlarda hukuka uygun olan
uygulamayı sağlamak adına objektif düzenlemeler yapması ve
istikrarlı uygulamalarda bulunması gerektiği belirtilen kararda,
idarenin haklı bir neden olmadan yerleşik, istikrar kazanmış
uygulamalarından ayrılmasının sahip olduğu serbestiyi düzenli idare
ilkesine ve bu ilkenin bağlı olduğu eşitlik ilkesine aykırı
kullanması anlamına geleceği bildirildi.
Hukuk güvenliğinin; normların öngörülebilir olmasını, bireylerin
tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, idarenin de
düzenleyici işlemlerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden
kaçınmasını gerekli kıldığı ifade edilen kararda, öğrenci andının
1933'ten bu yana uygulandığı kaydedildi.
Metinde yer alan kavram ve ilkelerin Anayasa'da anlamını bulan
kavram ve ilkeler olduğu, milli eğitim sisteminin kanun ve
yönetmelikle belirlenen, düzenlenen temel amaçlarını ortaya koyduğu
belirtilen kararda, "İdari istikrar oluşturacak biçimde çok uzun
zamandır bütün devlet okullarında ve hatta özel okullarda genç
nesillerin anayasal vatandaşlık temelinde aidiyetini güçlendiren ve
öğrencilerde değer oluşumuna katkı sunan ve her sabah ders
başlamadan önce okutulması şeklinde uygulanan öğrenci andının
kaldırılması, ancak bu değişikliği hukuka uygun kılacak bir
bilimsel gerekçeye dayanması halinde olanaklıdır. Aksi tutum,
idarenin sahip olduğu düzenleme yetkisini ve takdir hakkını hukuka
uygun kullanmadığı anlamına gelecektir." denildi.
Kararda, dava konusu düzenlemeyle öğrenci andının kaldırılmasını
gerekli kılacak idarece yaptırılmış eğitim biliminin gerekleri ve
pedagojik formasyon ilkeleri bakımından değerlendirmeler içeren
dava dosyasına sunulmuş araştırma, inceleme ve tespit bulunmadığı
da bildirildi.
Söz konusu öğrenci andının uygulanmaya başlamasından itibaren
dayanağını teşkil eden anayasal ve yasal kurallarda bir değişiklik
olmadığı gibi bu kuralları şekillendiren ve metinde de yer alan
toplumsal değer yargılarının ve ilkelerin değişmesinin de mümkün
olmadığı aktarılan kararda, şu tespitlere yer verildi:
"Dava konusu kararı hukuki bir zemine oturtacak, idarenin takdir
hakkını ve düzenleme yetkisini kamu yararı ve hizmet gerekleri
uyarınca kullandığını ortaya koyacak yeterli bilimsel gerekçenin
bulunmadığı, Türk Devletini ve milletini ebediyete kadar yaşatacak,
çağdaş uygarlığın ve medeniyetin ortağı ve öncüsü yapacak, toplumun
ve kişilerin refah, huzur ve mutluluğunu sağlayacak yeni nesillerin
yetiştirilmesi olan milli eğitim sistemimizin temel amaçlarını
gerçekleştirmesini içeriği itibarıyla sağlamaya yardımcı olabilecek
nitelikteki öğrenci andının kaldırılmasına ilişkin değişikliğin
haklı ve hukuksal temellere dayandırılmadığı anlaşıldığından dava
konusu düzenlemede hukuka uyarlık görülmemiştir.
Kaldı ki davalı idarenin savunma dilekçesinde dile getirdiği andın
uygun olmayan hava koşulları ve fiziki koşullarda dahi söylenmesine
ilişkin olarak ileri sürdüğü hususlar, öğrenci andının özüne
ilişkin olmayıp icra ediliş şekline ilişkin olup, iddialar andın
kaldırılmasını gerekli kılacak nitelikte görülmemiştir."