Cumhurbaşkanından Akıncı Üssü davasına müdahillik talebi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fetullahçı terör örgütünün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminin komuta merkezi olan Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin açılan davaya müdahillik talebinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fetullahçı terör örgütünün
(FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminin komuta merkezi olan Akıncı
Üssü'ndeki eylemlere ilişkin açılan davaya müdahillik talebinde
bulundu.
FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin harekat merkezi
olarak kullanılan Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 sanık
hakkında açılan dava Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince görülüyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın, Akıncı
Üssü davasına müdahillik talebine ilişkin dilekçeyi mahkemeye
verdi. Dilekçede, uzun yıllardır devletin içerisine örgütlenen
FETÖ'nün Türk milletinin tertemiz inançlarını, dini ve milli
duygularını istismar ettiği belirtildi. Bu yapının sözde dini
söylemlerinde, İslam'ın temel bilgi kaynaklarından çok, rüyalar,
gizemli hikayelerin revaç bulduğu, bunlar aracılığıyla masum
kitlelerin aldatılıp efsunlanarak hastalıklı bir zihniyetin
oluşturulduğu ifade edildi.
Örgüt yapısının incelendiğinde kendini gizleme, olduğundan farklı
görünme, iki yüzlü davranma, çift dilli konuşma, takiyye gereği
helal-haram gözetmeme, kod adı kullanma, bulunduğu ortamda
inandığından farklı yaşama, yalan söyleme, tecessüste bulunma,
mahremiyeti ihlal etme, şantaj yapma, kayırmacılık, kötü emeller
için örgütlü dayanışma gibi yöntemler ile yetiştirilen örgüt
üyelerinden aile ve millet bağlarından koparılarak FETÖ'nün
amaçları için robot haline getirilmiş bir topluluğun oluşturulduğu
dilekçede vurgulandı.
Dilekçede, örgütün bürokrasi, üniversiteler, yargı teşkilatı,
emniyet teşkilatı, silahlı kuvvetler ve devletin diğer organlarına
üyelerini sistematik olarak yerleştirdiği yahut yerleşmiş olan
kişileri örgüte katarak güç elde ettiği vurgulanarak şunlar
kaydedildi:
"Fetullahçı Terör Örgütü'nün Türkiye Cumhuriyeti'nin
Anayasal Düzenini ortadan kaldırma saiki ile hareket ettikleri,
örgüt liderinden çeşitli kanallarla alınan talimatlar yoluyla
kolektif bir şekilde mobilize oldukları, kamu erkinin kritik
bürokratik alanları başta olmak üzere, kamusal alanı ele geçirme
refleksi ile hareket ederek mülkiye, adliye, emniyet, eğitim ve
ordu içerisinde kendi özel hiyerarşisi ile illegal şekilde
kadrolaştıkları, devletin tüm kurumlarına uzun yıllardır sinsice
yerleştikleri açıktır. Dini duyguları istismar etmek suretiyle
güvenini kazandığı insanları yıllarca kendi emelleri doğrultusunda
kullanan FETÖ/PDY terör örgütünün ustaca maskeledikleri gerçek
yüzünün ortaya çıkmasının ardından Sayın Cumhurbaşkanımız Sayın
Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde etkin ve kararlı bir
mücadeleye başlanılmasıyla örgüt, mensuplarını yeni ihdas edilen
kadrolara yerleştirmek bir yana, mevcut kadroları korumakta
zorlanmış, tasfiye sürecine giren, ekonomik ve siyasi yönden
zayıflayan örgütün yok olmasını önlemek için Devlet içindeki en
stratejik kuvvetlerini harekete geçirmek suretiyle darbeye teşebbüs
etmiştir."
"TÜRK MİLLETİNE REVA GÖRÜLEN MUAMELE, ALÇAKÇA VE ACIMASIZCA
BİR MUAMELE"
Dilekçede, örgütün 15 Temmuz 2016 tarihinde başta İstanbul ve
Ankara olmak üzere Türkiye'nin birçok yerinde, TSK bünyesinde
yuvalanan, aralarında generaller ve amirallerin de bulunduğu subay,
astsubay, uzman er ve erbaşlar ile askeri öğrenciler aracılığıyla
darbe girişimine başlanıldığı vurgulanarak, hain darbe girişimi
nedeniyle 249 kişinin şehit olduğu, 2 bin 186 kişinin de
yaralandığı anımsatıldı. O meşum gecede darbeciler tarafından Türk
milletine reva görülen muamelenin, düşman bir devletin ülkeyi
işgale teşebbüs etmesi halinde dahi aklına getirmeyeceği düzeyde
alçakça ve acımasızca bir muamele olduğu vurgulandı.
"ERDOĞAN'IN LİDERLİĞİ, AZİZ MİLLETİMİZİN GÖSTERDİĞİ EŞSİZ
KAHRAMANLIKLA AKAMETE UĞRATILMIŞTIR"
Dilekçede, "Bu kapsamda; cebir ve şiddet kullanarak,
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan
kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu
düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye yahut Türkiye Cumhuriyeti
Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını
engellemeye teşebbüs eden Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde
yapılanmış FETÖ/PDY terör örgütü mensuplarının yıllarca üzerinde
çalıştıkları sinsi darbe teşebbüsü, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep
Tayyip Erdoğan'ın liderliği ve aziz milletimizin ülkenin dört bir
yanında gösterdiği eşsiz kahramanlıkları ile akamete uğratılmıştır.
İnsanlık tarihindeki yerini her zaman şerefle, onurla ve
kahramanlıklarla almış olan aziz milletimiz, binlerce yıllık devlet
geleneğinde pek çok ihanetler, komplolar, iç dış tehditler ve
savaşlar görmüş olmakla birlikte 15 Temmuz 2016 tarihinde tarihte
emsali görülmemiş ve hiçbir devletin maruz kalmadığı ölçekteki bir
ihaneti yaşamak durumunda kalmıştır. Ancak aziz milletimiz, yüksek
maneviyatı, eşsiz kahramanlık tabiatı ve destansı cesareti ile bu
ihaneti de bertaraf etmiş, emperyalist güçlerle maşalarına hiç
kimsenin unutmayacağı bir mesajı vermek suretiyle tarihteki
müstesna yerini tahkim etmiştir" denildi.
"TÜRKİYE'Yİ İŞGAL ETMEYİ HEDEFLEDİKLERİ AÇIK"
15 Temmuz darbe girişiminin faillerinin, Türkiye'nin diğer tüm
darbelerden farklı olarak sadece hükümeti devirmeyi, yönetimi ele
geçirmeyi değil, aynı zamanda toplumu da ele geçirmeyi ve
Türkiye'yi işgal etmeyi hedeflediklerinin açık olduğuna dikkat
çekilerek, "Milletimiz, bu büyük tehlikeyi kalkışmanın ilk
saatlerinde fark etmiş, her türlü siyasi görüş farklılıklarını bir
kenara bırakarak kenetlenmek suretiyle darbe girişimine karşı
çıkmış, devletinin ve yöneticilerinin yanında yer almıştır.
Özellikle son üç yılda ardı ardına yaşadığımız pek çok olayın
şifresi, 15 Temmuz'da en vasat zihinlerin bile anlayabileceği
şekilde çözülmüş, eskilerin deyimiyle takke düşmüş kel görünmüştür.
Bu uyanış günlük siyasi çekişmelerin, polemiklerin, rekabetin
ötesinde ve üzerinde bir birlikteliği, dayanışmayı, bütünleşmeyi
beraberinde getirmiştir. Milletimiz söz konusu vatan olduğunda
diğer her şeyi teferruat haline getiren bir şuuru ortaya koyacağını
dosta düşmana göstermiştir" ifadelerine yer verildi.
Dilekçede, "Anayasamızın 104. Maddesine göre Cumhurbaşkanı
devletin başıdır ve bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk
milletinin birliğini temsil etmektedir. Anayasanın uygulanmasını,
devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir. Türkiye
Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı Kuvvetlerinin
Başkomutanlığını temsil etmek, Cumhurbaşkanının görevleri arasında
sayılmıştır. Yine Anayasa'nın 117. Maddesinde Başkomutanlık,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin manevi varlığından ayrılamaz ve
Cumhurbaşkanı tarafından temsil olunur denilmiştir. Sonuç
itibariyle; Sayın Cumhurbaşkanımız, 15 Temmuz darbe girişimi
kapsamında şahsına yönelik olarak planlanan ve işlenen suçların
yanında deruhte ettiği Cumhurbaşkanlığı makamının temsil ettiği
Türk milletin birliğine ve diğer değerlere yönelik işlenen suçlar
nedeniyle de zarar görmüş olup işbu davaya müdahil olmak talebinde
bulunmak gerekmiştir" denildi.
(Abdullah Sarıca / İHA)