Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan, Tahir Elçi'nin öldürülmesine tepki
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin öldürülmesi ve 1 polisin şehit edilmesine ilişkin "Sayın Elçi'ye ve şehit polisimize Allah'tan rahmet, yaralılara şifalar diliyorum. Bu olay Türkiye'nin terörle mücadeledeki kararlılığının ne kadar doğru olduğunu göstermiştir. Bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz, durmak yok, yılmak yok" dedi.
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır Baro Başkanı
Tahir Elçi'nin öldürülmesi ve 1 polisin şehit edilmesine ilişkin
"Sayın Elçi'ye ve şehit polisimize Allah'tan rahmet, yaralılara
şifalar diliyorum. Bu olay Türkiye'nin terörle mücadeledeki
kararlılığının ne kadar doğru olduğunu göstermiştir. Bu mücadeleyi
sonuna kadar sürdüreceğiz, durmak yok, yılmak yok" dedi.
Son günlerde gerilen Rusya-Türkiye ilişkileri konusunda yeni
çağrıda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Pazartesi günü Paris'te
yapılacak BM iklim değişiklikleri zirvesi, ilişkilerin tamiri için
bana göre bir fırsata olabilir. Bunu fırsata çevirip bu görüşmeleri
bana göre yapma imkanımız da olabilir. Rusya, Türkiye için önemli
olduğu kadar, unutmayalım Türkiye'ye de Rusya için o denli
önemlidir. Her iki ülkenin diğerini gözden çıkarma lüksü yoktur.
Biz bu konuda istekli ve ümitliyiz. Rus tarafında, en kısa sürede
bu çizgide olmasını, bu çizgide buluşmamızı ümit ediyorum"
dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cumartesi gününü Kuzey Ege'nin
en güzel ilçelerinden Burhaniye ve Ayvalık ilçelerindeki ziyaret
ile açılışlara ayıraırken uçağı Edremit Koca Seyit Havalimanı'na
indi. Burada protokol üyelerinin karşıladığı Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan, daha sonra karayoluyla, Burhaniye Pelitköy Ticaret
Odası Özel Eğitim Uygulama Merkezi ve Özel Eğitim İş Okulu'nun
açılış töreni için Pelitköy'e geldi. 52 engelli öğrencinin eğitim
göreceği, özel eğitim merkezinin açılışında Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan'a, eşi Emine Erdoğan, Sağlık Bakanı Mehmet
Müezzinoğlu, Balıkesir Valisi Mustafa Yaman, Balıkesir Büyükşehir
Belediye Başkanı Ahmet Edip Uğur, kendisini davet eden Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu,
Burhaniyeli olan Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit'in yanı sıra
yüksek yargı üyeleri de eşlik etti. Törendeki ilk konuşmayı da
Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit yaptı. Cumhurbaşkanının rahmet
ve bereketle geldiğini söyleyen İsmail Rüştü Cirit, "Burası benim
köyüm, annemin köyü, çocukluğumun geçtiği köy. Burada büyüdük.
Burası kurtuluşu savaşının meşalesinin başladığı bir yer.16 ay
buradan geçit vermediler. Hemşerilerim adına hoş geldiniz" dedi.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu
ise, "Zeytinin başkenti Burhaniye'den sizlerle birlikte olmaktan
gurur duyuyoruz. Başbakan ve Cumhurbaşkanlığı döneminde özel
sektöre büyük önem verdiniz. Önünü açan reformlara imza attınız.
Desteklerinizi açıkladınız. Bugün de bu hayırlı işte bizleri yalnız
bırakmadınız" dedi. Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun kısa
konuşmasından sonra ise, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,
kürsüye geldi.
TAHİR ELÇİ VE ŞEHİT POLİSE BAŞSAĞLIĞI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasına Diyarbakır'daki
silahlı saldırıyla ilgili değerlendirmeyle başladı. Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan, "Bir üzüntümü ifade etme istiyorum. Sayın
Elçi'ye ve şehit polisimize Allah'tan rahmet, yaralılara şifalar
diliyorum. Bu olay Türkiye'nin terörle mücadeledeki kararlılığının
ne kadar doğru olduğunu göstermiştir. Bu mücadeleyi sonuna kadar
sürdüreceğiz, durmak yok, yılmak yok. Aynı kararlılıkla buna devam
edeceğiz" dedi.
DURMAK YOL YOLA DEVAM
Balıkesir'deki açılışlarla ilgili bilgiler veren Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan, “50 trilyon yatırım bedeli olan birçok eser,
Balıkesirli kardeşlerime hayırlı olsun. Çok çalışacağız durmak yok,
yola devam. Muasır medeniyetler seviyesine çıkacağız. Dün
Bayburtaydım. Hem onlarla kucaklaştım, hem de 156 trilyon liralık
yatırımın açılışını yaptım. Biz ülkeyi yönetme sorumluluğu
üstlendiğimiz 13 yılda Türkiye'ye rekorlarla, hizmetlerle
buluşturduk, buluşturuyoruz. Balıkesir'e 13 yılda yapılan kamu
yatırımlarının tutarı eski rakamla nedir biliyor musunuz? 16
katrilyon Türk lirası. Bunlar bu süre içerisinde Balıkesir'e
yapıldı. Bu hizmetler katlanarak devam edecek" dedi.
BEDEL ÖDEYEN BİRİ ÇAĞRAFYADAYIZ
Konuşmasında Balıkesir yöresine ait 'İki keklik" türküsünden, "Bak
iki keklik bir kayada ötüyor. Ötmede keklik derdim bana yetiyor,
annesine kara da haber gidiyor. iki keklik bir kayada yaslanır.
Tekede bıçak gümüş kında yaslanır. Birde deli gönül ıslanır"
dizelerini okuyan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Annelere
giden kara haberler pahasına halkım ve milletim hiçbir
fedakarlıktan kaçınmamışlardır. Balıkesirin deli gönlü uslanmaz.
Uslanmasın. Bu ülkenin, Balıkesir'in ahde vefasına her zaman
ihtiyacı var. Her zaman bedel isteyen bir coğrafyada yaşıyoruz.
1075 yılından beri kesintisiz bir şekilde bu bedeni ödedik.
Ödüyoruz. Coğrafyamızın kaderiyle milletimizin kaderi birleşmiştir.
Gönül sınırlarımızdaki tüm kardeşlerimizle bir kader birliği
içindeyiz. Türkiye'de yaşanan her güzel gelişme Balkanlardan,
Kafkaslara kadara geniş bir alanda gönül birliği içindeki
kardeşlerimizi de sevindirecektir. Ülkemizin yaşadığı her sıkıntıda
bu kardeşlerimiz keder bağlamaktadır. Kardeşlerimize sırtımızı
dönemeyiz. Türkiye dün Bosna'da yaşananlara, Karabağ'da yaşananlara
niçin ilgiliyse bugün de Suriye'de, Irak'ta yaşananlara aynı
sebeple, nedenle ilgilidir" dedi.
"YÜZÜMÜZÜ BAŞKA TARAFA ÇEVİREMEYİZ"
Bayırbucak Türkmenleri zulüm altındayken yüzümüzü başka tarafa
çevirip oturamayacağımızı da söyleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Elbette bu kardeşlerimize elimizden gelen her türlü yardımı
yaptık, yapacağız. Ama birileri MİT'in Bayırbucak Türklerine, Özgür
Suriye ordusuna götürdüğü yardımları ihbar etmek suretiyle MİT'i
düşman kurum gibi gösterme gayretlerini görmemezlikten gelemeyiz.
Ecdadımızın bize bıraktığı en önemli miras, dünyanın neresinde
olursa olsun mağdurunu mazlumun yanında olmaktır. Dünyada bizim
kadar geniş bir alanda insani yardım sürdüren her halde pek azdır.
Suriye'den gelen göçmenlerle ilgili ülkemiz topraklarında 100'e
yakın yardım kuruluşlarının faaliyet gösterdiğini biliyoruz. Ama
biz bunların arkasında başka planlar olduğunu biliyoruz, ama
güvenliğimizi tehdit altında olmadığı sürece onlara müdahale
etmiyoruz." dedi.
SURİYE'YLE 911 KM'LİK SINIRIMIZ VAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye ile Türkiye arasında 911 kilometre
uzunluğunda sınır bulunduğunu ifade ederken, şöyle devam etti:
Sınırın her iki yanında yaşayan insanlar, binlerce yıllık ortak
kültüre, akrabalık bağlarıyla bağlılar. Bunları nasıl biz yok
sayarız? Birinci dünya savaşından sonra tamamen proje ürünü olarak
belirlenen sınırlar, aradan geçen yüz yıl sonra sınırlar sadece acı
üretmiştir. Sorun çıkarmıştır. Bugün Suriye halkı bir yandan Esed
diğer yardan DAEŞ tarafından zulüm altında adeta inim inim
inlemektedir. 380 bin masumu alçakça katletmesi karşısında
seslerini çıkarmayanlar, terör devleti, katil Esed karşısında
seslerin çıkarmayanlar, proje olduğu her halinden belli olan bir
örgütü bahane ederek bu suça ortak edecek bir tavır içine
girmektedirler. Buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum. Esed
rejimi ile DAEŞ arasında hiçbir fark yoktur. Aynı şekilde Esed
rejimi ile terör örgütü PYD ile YPG, arasında hiçbir fark yoktur.
El Nusra arasında hiçbir fark yoktur. Bunların hepsi Suriye halkına
karşı işlenen insanlık suçlarının ortaklarıdır. Doğrudan yada
dolayı olarak arkasında yer alanlarda aynı insanlık suçunun
failleridir. Kimse kimseyi kandırmasın 'Suriye bizi çağırdığı için
gittik.' Kusura bakmasınlar 380 bin insanı vatandaşını öldüren bir
terör devletinin davetine gitmeye mecbur musunuz? Mecbur
değilsiniz, ister gidersiniz isterse gitmezsiniz. Orası mağdur
değil ki, masum değil ki. Gayri meşru olan biri terör devleti var
orada. 'Çağırdı gittim.' Sebep başka dert başka. Onun perde
arkasını biz iyi biliyoruz. Kimse kimseyi aldatmasın. Bugün artık
Suriye'de DAİŞ'le mücade değil, Bu örgüt üzerinden küresel bir
hesaplaşma söz konusudur. Bayırbucak Türkmenlerinin bulunduğu yerde
DAİŞ diye bir örgüt yoktur. Kimse kimseyi kandırmasın. Hesap o
bölgeyi boşaltmaktır. Boşalttıktan sonra o bölgeyle ilgili art
niyetli emeller için kullanmaktır. Suriye'ye yönelik müdahalenin
amacı DAİŞ bitirmek değil, bu müdahale ile bahane ile bölgede söz
sahibi olmatır. Suriye halkının geleceğini huzurunu düşünüyoruz.
Çünkü suriye halkı güvende olmazsa biz de olmayız. Şimdi soruyorum,
Halep'ten kaçan kardeşlerimiz nereye gidecek? Antep'e gidecek.
Bayırbucak Türkmenlerinin olduğu yerden nereye sığınacak bir yer
olarak? Nereye gidecek Hatay'a başka gidecekleri bir yer var mı? Ha
var Lazkiye'de ya Akdeniz'de boğulacak, yada batıya çıkarlar,
farklı yerlerden gidecekler. Onlar da zaten onları kabul etmiyor.
Ama bizim kapımız açık."
"HAYIR BİZ GELMİYORUZ"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son aldığı bilgiyi paylaşmak
istediğini, Bayırbucak Türkemenleri'ne kapıları açtıkları halde
"Hayır biz gelmeyeceğiz. Biz topraklarımızda şehit olacağız ama
gelmeyeceğiz" dediklerini anlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tablo
bu, hal bu. Uçaklarla bombalayacaksınız, sonra 'Yok şöyle, yok
böyle' diyeceksiniz. Rejim bombalıyor bunları ve onlara yaşama
hakkını vermiyor. Bunlar aynı zamanda Suriye'nin vatandaşı ama
bizim de soydaşlarımız. Onlar o çadırlarda şimdi kışa hazırlanıyor,
bir kara kış. Biz yanlarındayız, yanlarında olacağız" dedi.
"EGEMENLİK HAKLARIMIZIN İHLAL EDİLMESİNE İZİN VERMEYİZ"
Rusya ile Türkiye arasındaki uçak krizine de değinen Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan, "Birileri binlerce kilometreden gelip Suriye
üzerinden söz sahibi olmak istiyor. Bizi de, 911 kilometrelik
sınırımızın, akrabalık ilişkilerinin olduğu bölgeden tecrit etmenin
gayreti içindeler. Nasıl bir iştir bu ya? Kimse kusura bakmasın biz
buna asla rıza göstermeyiz. Hele egemenlik haklarımızın ihlaline,
tecavüze asla izin vermeyiz. Egemenlik haklarını koruduğumuz için
bizi eleştiren, hele hele ülkemde, bakıyorsunuz ana muhalefeti de,
terör örgütünün arkasındaki parti de bizi eleştiriyorlar. Maalesef
o bölgeye bomba yağdıranların yanında yer alıyor, onları
savunuyorlar. Eğer böyle bir günde bir olamıyorsak ne zaman bir
olacağız? Siz kimden yanasınız ya. Böyle bir duruma biz rıza
göstermeyiz. İnanıyorum ki, milletimiz de rıza göstermez. İşte
Kurtuluş Savaşımız. Milletimiz topraklarını işgal edenlere karşı
mücadele etmişlerdir" dedi.
"GELİŞMELERİ TRİBÜNDEN SEYRETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gelişmeleri tribünden
seyretmelerinin mümkün olmadığını anlatırken şöyle konuştu:
"Türkiye Cumhuriyeti, bir kabile devleti değildir. Ben sizlere
burada bir hikaye anlatacağım. Anadolu'da bir çiftçi tarlasını
sürerken, bir çoban sürüsüyle oraya yaklaşır. Çiftçiye 'sürümü şu
karşıdaki tepeye geçireceğim. Tarlayı dolaşırsam mesafe çok uzun.
Şu köşeden geçsem olur mu?' der. Çiftçi 'peki' der. Çoban tarlanın
bir köşesinden gelip geçer. Bir süre sonra çoban yine çiftçinin
tarlasına gelip karşıya geçmek için izin ister. Çiftçi 'olmaz' der.
Çoban şaşırır, 'geçen gün izin verdin şimdi niye böyle yaptın?'
der. Çiftçinin cevabı çok önemli. 'Eğer şimdi izin verirsem, iz
olur bu tarla benim olmaktan çıkar' der. Biz egemenlik haklarımızın
ihlaline sürekli izin verirsek, iz olur, orası bizim toprağımız
olmaktan çıkar. İhlale, bir değil, ki değil, üç değil, dört değil,
ses çıkarmazsak iz olur, onun için egemenlik haklarımızı
korumalıyız. Bir bu konuda geçmişte gerekli müsahamamızı gösterdik,
görüşmelerimizi yaptık. İkazlarımızı yaptık. Buna rağmen ihlallerin
devam etmesinin, iyi niyetle, dostlukla, misafirlikle, ilgili
yoktur. Davetsiz misafir olmaz."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, uçağın düşürülmesi ile
sonuçlanan olaydan üzüntülerini anlatırken, Paris'teki toplantının
ilişkilerin normalleşmesi için fırsat olduğunu hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya ile ilgili şunları söyledi:
"Yaşanan hadiseden dolayı, gerçekten üzgünüz. Biz böyle olmasını
arzu etmezdik. İstemezdik. Ama maalesef böyle bir olay oldu.
Temenni ederim ki bundan sonra böyle bir şey olmaz. Türkiye olarak
hiçbiri zaman gerilim, çatışma, husumetin, tarafında yer almadık.
Almayız. Bölgemizde tüm dünyada, barışın huzuru, yaşatmanın güvenli
bir geleceğin peşindeyiz. Bu anlayışla yolumuza devam edeceğiz.
Egemenlik haklarımıza dokunulmadığı sürece mücadelemizi diplomatik
kanallarla, diplomatik imkanlarla uluslar arası hukuk ve uluslar
arası anlaşmalar çerçevesinde sürdürmekte kararlıyız. Rusya'yla
aramızdaki meselenin uzaması, yıpratıcı bir hal alması, bekli de
geleceğe yönelik bizleri üzücü neticeler doğurmasın diyoruz. Bu
noktada tarafların çok daha olumlu bir şekilde yaklaşım göstermesi
de özellikle istiyoruz. Rusya'ya diyoruz ki, 'gelin bu meseleyi
aramızda kendi sınırları içinde, konuşalım. Çözüme kavuşturalım.
Konuyu tüm ilişkilerimizin zarar göreceği bir boyuta vardırıp
kimseyi de sevindirmeyelim.' Pazartesi günü Paris'te yapılacak BM
iklim değişiklikleri zirvesi, ilişkilerin tamiri için bana göre bir
fırsata olabilir. Bunu fırsata çevirip bu görüşmeleri bana göre
yapma imkanımız da olabilir. Rusya, Türkiye için önemli olduğu
kadar, unutmayalım Türkiye'ye de Rusya için o denli önemlidir. Her
iki ülkenin diğerini gözden çıkarma lüksü yoktur. Biz bu konuda
istekli ve ümitliyiz. Rus tarafında, en kısa sürede bu çizgide
olmasını, bu çizgide buluşmamızı ümit ediyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra Pelitköy'den çıkarken bir
zeytinlikte durdu. Elinde sırıkla zeytin hasatı yapan Erdoğan, bu
alanda kullanılan makinayı de inceledi. Erdoğan daha sonra
Gömeç'ten geçerken kendisini karşılayanlara birlik beraberlik
mesajı verip Ayvalık'a geçti.