Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan çarpıcı açıklamalar...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ankara'nın Enleri" Ödül Töreni ve iftar programında konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATO Congresium'da düzenlenen
" Ankara'nın Enleri" Ödül Töreni'nde, sanayici ve iş adamlarına
seslendi.
"Türkiye'yi başka türlü durduramayacaklarını düşünen iç ve dış
çevreler umutlarımıza saldırıyor, döviz kurunu harekete geçiriyor,
Hiçbir tehdit ve gizli ambargo bizi durduramaz, bu oyunu bozmakta
kararlıyız" diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının
devamında şu ifadelere yer verdi: Bu vatanın havasını soluyup,
suyunu içtiğimiz müddetçe şehidimiz ve gazimiz eksik olmayacaktır.
Her fırsatta tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet diyoruz.
Rabiamıza sıkı sıkıya sahip çıkmazsak bizi bu topraklardan geriye
en küçük bir iz bırakmamacasına jiletle kazır gibi kazırlar. 82
milyon hep beraber, bir olacağız, iri olacağız, kardeş olacağız,
hep birlikte Türkiye olacağız...
31 Mart'taki İstanbul seçimlerinde şaibe, usulsüzlük, yolsuzluk ve
hukuksuzluk olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan devamla
şunları söyledi: Şayet bu şaibeler ortaya çıkmamış olsaydı CHP
adayı tek bir oyla kazanmış olsa da başımızın üstünde yeri vardı.
Her aşaması tartışılır hale gelmiş bir seçim için en doğru karar
verilmiştir. Bundan dolayı biz de hukuk tecelli etmiştir diyerek
şimdi tekrar 23 Haziran için milletimize müracaat edeceğiz. Oy
sayım ve döküm cetvelleriyle ilgili eksiklikler vardı. Söz konusu
ilçe seçim kurulu sorumluları için YSK suç duyurusunda bulunmuştur,
biz de bulunacağız.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları
şöyle:
Cumhuriyetle yaşıt olan Ankara Ticaret Odamız bugün 157 bin
üyesiyle ülkemizin ekonomide en önemli temsilcileri arasında yer
alıyor. Bugün de odamız 'Sen Kazan Ülken Kazansın' anlayışıyla
girişimcilerimize öncülük etmeyi sürdürüyor. İş dünyamızla birlikte
istihdam seferberliği başlattık. Bu yıl için hedefimiz 2,5 milyon
istihdama ulaşmaktır. ATO'nun bize sözü yıl sonuna kadar 220 bin
istihdam. Şu an itibarıyla 60 bin istihdamı sağlamış durumda. Yıl
sonu itibarıyla 220 bin istihdamı sağlamış olmasını temenni
ediyorum. Yılın ilk üç ayında olumlu yönde fakat yetersiz bir
istihdam artışı sağlamayı başardık. İlerleyen yıllarda çok ciddi
bir artış bekliyoruz. Devlet olarak istihdam konusunda çeşitli ve
geniş kapsamlı teşvikler veriyoruz. Tüm işadamlarımızı bu
teşviklerden faydalanmaya davet ediyorum.
"BU OYUNU BOZMAKTA KARARLIYIZ"
Ülkemizin üzerinde oluşturulmaya çalışan kara bulutları birer birer
dağıtıyoruz. Sanayide çarkların daha hızlı döndüğü, ticarette
sirkülasyonun genişlediği üretim ve kazancın, bereketin arttığı
döneme giriyoruz. Türkiye'yi başka türlü durduramayacağını
göremeyenler umudumuza saldırıyorlar. Döviz kurunu harekete
geçirenler milletimizi atalete sürdürme peşindeler. Bu oyunu
bozmakta kararlıyız. Türkiye'nin potansiyeli tüm bunların
üstesinden gelmeye yetecektir. Hiçbir tehdit ve gizli ambargo bizi
durduramaz. Bugün Türkiye dünyanın 222 ayrı ülke ve bölgesine
ihracat yapabilen bir ülke haline gelmişse Allah'ın izniyle
elimizden kaçıracak hiçbir şey kalmamış demektir.
"BİR AKSİLİK OLMAZSA 26 AĞUSTOS'A
YETİŞTİRECEĞİZ"
Ankara Ticaret Odamız öncülüğünde 3 bin öğrencimizin Sakarya Meydan
Savaşı'nın yapıldığı Polatlı'daki Duatepe'yi ziyaret etmesini çok
ama çok anlamlı görüyorum. Tarihi mekânların yeni nesillere bizzat
yerinde gösterilmesi oralarda yapılan mücadelenin daha iyi
anlaşılmasını sağlayacaktır. Şimdi hedefimiz Ahlat'ta bir
Cumhurbaşkanlığı mekanını inşallah bitirmek ve Sultan Alparslan,
Ahlat'tan 24'ünde yola çıkarak 26 Ağustos'ta Malazgirt'e varmış o
zaferi orada temin, tespit ve ilan etmiştir. İnşallah bir aksilik
olmazsa burayı 26 Ağustos'ta zafer törenlerine yetiştireceğiz.
"BİZİ JİLETLE KAZIR GİBİ KAZIRLAR"
Çanakkale'den İstiklal Harbi'ne, Kıbrıs'tan terörle mücadeleye ve
son olarak 15 Temmuz'da her fırsatta gösterdik. Şehit yakın ve
gazilerimizin milletimizde ayrı bir yeri olmasının sebebi işte
budur. Bu vatanın havasını soluyup, suyunu içtiğimiz müddetçe
şehidimiz ve gazimiz eksik olmayacaktır. Her fırsatta tek millet,
tek bayrak, tek vatan, tek devlet diyoruz. Rabiamıza sıkı sıkıya
sahip çıkmazsak bizi bu topraklardan geriye en küçük bir iz
bırakmamacasına jiletle kazır gibi kazırlar. 82 milyon hep beraber,
bir olacağız, iri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye
olacağız.
"CEZAEVİNİN YOLUNU TUTTUĞUMUZDA MİLLET
YANIMIZDAYDI"
Şehit yakınlarına sahip çıkmak yerine onları teröristlikle itham
edenleri milletimizin vicdanına havale ediyoruz. Türkiye demokratik
bir hukuk devletidir. 1950 yılında geçilen çok partili hayata,
darbelere, vesayet güçlerin tüm oyunlarına rağmen daima sahip
çıkmıştır. İstanbul halkı bize büyükşehir belediye başkanı olarak
şehri yönetme sorumluluğu verdiğinde eşi benzeri görülmemiş
hizmetlere imza attık. Haksız bir şekilde görevden alınıp,
cezaevinin yolunu tuttuğumuzda yanımızda milletimizin olması
yaptığımız işin doğruluğunu gösteriyordu.
"BÜTÜN BUNLAR BİR ŞAİBENİN OLUP OLMADIĞINI KOYMUYOR
MU?"
31 Mart mahalli idareler seçimleri esasında yerel yönetimler ve
muhtarlıkla ilgiliydi. Bu seçimlerde milletimiz bir kez daha yüzde
51,7 gibi bir oranla bizim yanımızda Cumhur İttifakı'nın yanında
yer almıştır. Her seçim gibi 31 Mart'ta kazanılan kaybedilen yerler
oldu. AK Parti olarak biz de daha önce başka partide olan illerden,
ilçelerden, beldelerden belediye başkanlarını kazandık. Aynı
şekilde bizim yönettiğimiz yerler başka partilerin adayları
tarafından kazanıldı. İstanbul'da farklı bir durumla karşı karşıya
kaldık. Seçimin ertesi gün netleşen sonuçlar, 39 ilçeden 25'ini
almış olmamıza rağmen İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığını ilk
etapta 28 bin oyla kaybettiğimizi ilan etmişlerdi. Yapılan
itirazlarla bu rakam en son 13 bin küsurata kadar geriledi. Şimdi
bütün bunlar ortaya bir gerçeği, bir şaibenin olup olmadığını
ortaya koymuyor mu?
"BU SEÇİMDE YOLSUZLUK, HUKUKSUZLUK VARDIR"
ABD'de Trump 3 milyonla kaybetti diye zannedilen bir seçimi
kazanıyor. İstanbul'da rakamların böylesine değişmiş olması bizim
meselenin üzerine daha fazla eğilmeye yöneltti. Bu milli iradenin
ve bizlere destek verenin haklarının aranması ve savunulmasıydı.
Biz bu süreci takip ederken alenen çalınmış olan oyların en azından
bir kısmını bulmakla kalmadık. Başka usulsüzlükler, yolsuzluklar,
hukuksuzluklar tespit ettik. Seçim kanunumuzda her konuyla ilgili
süreler ve tahditler bulunduğu için birkaç ilçeye ulaşabildik. Adım
adım ilçe ve il seçim kuruluna oradan da YSK'ya taşıdık. Sonuçta
YSK değerlendirmesini yaptı ve 23 Haziran'da seçimin yenilenmesine
karar verdi. Burada yapılan iş bir başka adayın kazandığını bir
başka adaya teslim etmek değildir. Yapılan iş tespit edilen
yolsuzluklar, hukuksuzluklar sebebiyle şaibeli hale gelen bir
seçimin yenilenmesidir. Sandık kurullarında memur yerine bankaların
işçileri oralara bu şekilde verilirse, bunlar da ispatlanırsa,
belirlenirse beklenen karar nedir, öncelikle burada yolsuzluk,
usulsüzlük vardır, dolayısıyla bu işin yenilenmesi vardır.
"YSK SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU, BİZ DE
BULUNACAĞIZ"
Şayet bu şaibeler ortaya çıkmamış olsaydı CHP adayı tek bir oyla
kazanmış olsa da başımızın üstünde yeri vardı. Her aşaması
tartışılır hale gelmiş bir seçim için en doğru karar verilmiştir.
Bundan dolayı biz de hukuk tecelli etmiştir diyerek şimdi tekrar 23
Haziran için milletimize müracaat edeceğiz. Oy sayım ve döküm
cetvelleriyle ilgili eksiklikler vardı. Söz konusu ilçe seçim
kurulu sorumluları için YSK suç duyurusunda bulunmuştur, biz de
bulunacağız. Bunları yapanların yanına kâr kalmayacaktır. 2018
seçimlerine kadar sandık kurullarında memur olmayan kişiler görev
alabiliyordu. Mart ayında yapılan kanun değişikliği ile ilçe seçim
kurulu tarafından belirlenen sandık kurulu başkanı ile üyelerden en
az birinin memur olması şartı getirildi.
"31 MART'TA KAZANDIĞINIZA İNANIYORSANIZ 23 HAZİRAN'DA DA
KAZANABİLİRSİNİZ"
Nasıl olup da bankalar başta olmak üzere özel sektörden sandık
kurulu başkanı yapıldıkları ortaya çıkarılacaktır. Seçimin
yenilenmesi hukuki bir zorunluluğa dönüşmüştür. Aynı zarftan çıkan
ilçe belediye başkanlığı, muhtarlık niye yenilenmiyor da sadece
büyükşehir için böyle bir karar alınıyor. 26 ilçe tek tek ele
alındığında oralarda tespit edilen sorunlu sandıkların toplamının
ilçe belediye başkanlığının yenilenmesini gerektirecek bir durum
söz konusu değildir. Maltepe ve Büyükçekmece ilçe belediye
başkanlıkları için yapılan itirazlar YSK'ya getirilmiştir.
Büyükşehirle ilgili seçimin yenilenmesi kararı verilen YSK her
ikisi de CHP tarafından kazanılmış olan belediye seçimlerine
ilişkin itirazları reddetmiştir. Biz bu kararı da saygıyla
karşılamıştır. YSK'nın kararına kendine güvenen herkesin saygı
göstermesi gerekir. Seçimi 31 Mart'ta kazandığınızı düşünüyorsanız
23 Haziran'da da kazanabilirsiniz.
"DOKUNULMAZLIĞIM VAR DİYE Mİ YSK ÜYELERİNE
SALDIRIYORSUN?"
CHP'nin başındaki zat partisinin grup toplantısında bir skandala
imza atmıştır. Kılıçdaroğlu YSK üyelerin ismini tek tek okuyup
yuhalatmıştır. Sen dokunulmazlığına mı sığınıyorsun?
Dokunulmazlığın var diye mi YSK'nın üyelerine bu denli hakaret
ediyorsun? Dokunulmazlığın kaldırılmasını iste o zaman bakalım bu
ifadeleri aynen kullanabilecek misin? Hayatı yalan, iftira, tehdit
iftira üzerine kurulu böyle bir siyasetçinin bizatihi kendisi Türk
demokrasisinin en büyük sorunu haline gelmiştir. CHP yönetimi bu
meseledeki tavrıyla bir kez daha tek parti özleminden
kurtulamadığını göstermiştir. Bu parti partimizin kapatılması
gündeme geldiğinde 'Ankara'da yargıçlar vardır' diye meydanlarda
dolaşıyordu. Biz bunların gibi kimseye hakaret etmedik, tam aksine
hak tecelli edecektir dedik ve tecelli etti.
"31 MART SEÇİMLERİ CHP'NİN SANDIKTAKİ SON
SABIKASIDIR"
CHP'nin tarihi sandık yolsuzluğu ve hırsızlığı iledir. Gizli oy
açık oy seçimi demokrasi tarihimizin yüz karasıdır. Bunları bu
millet yaşadı. 1947 seçimlerindeki Toroslar'daki Arslanköy'de
sandığa sahip çıkan kadınlarımızın hikayesini defalarca anlattım.
1961 yılında Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi silahla tehdit
edilerek adaylıktan çekilen Ali Fuat Başgil olayını da
hatırlıyoruz. İstanbul seçimlerini kazanan Adalet Partisi adayın
mazbatasının memuriyetten zamanında istifa etmedi diye alınıp CHP
adayına verilmiştir. 31 Mart seçimleri CHP yönetiminin sandıktaki
son sabıkasıdır. Demokrasilerde herkes gibi hakimlerin kararlarını
eleştiri hakkı vardır. Biz de geçmişte pek çok kararı tenkit ettik.
Hakimlerin kararlarını eleştirmek başka bir şeydir, şahıslarına
hakaret etmek, can güvenliğini tehlikeye atacak şekilde hakaret
etmek başka bir şeydir.
"TEK İCRAATLARI BELEDİYE VERİLERİNİN KOPYALANMASI
OLMUŞTUR"
Bu kişinin tek icraatı mahkeme kararıyla durdurulan ve nereye
götüreleceği belli olmayan belediye verilerinin kopyalanması
teşebbüsüdür. YSK kararının ardından İstanbul'da yıllar sonra
yeniden duyduğumuz tencere tava sesleri de bize vesayet dönemindeki
toplum ve siyaset mühendisliklerini hatırlatmıştır. Tencere tava
hep aynı hava. Lafa geldiğinde demokratlığı kimseye bırakmayanların
milli iradenin sağlıklı bir şekilde tezahürü için atılan adıma
tahammülsüzlükleri bir kez daha görülmüştür. Bizim safımız her
zaman olduğu gibi milletimiz yanıdır. Milli iradenin tezahürü için
mücadele etmeyi sürdüreceğiz.