Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ABD’ye sert tepki
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, başta ABD olmak üzere teröre destek veren ülkeleri sert bir dille eleştirdi. Erdoğan, Türkiye'nin El Bab'da DEAŞ'a karşı yürüttüğü mücadeleye NATO ve müttefik ülkelerin destek vermediğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, başta ABD olmak üzere teröre
destek veren ülkeleri sert bir dille eleştirdi. Erdoğan,
Türkiye'nin El Bab'da DEAŞ'a karşı yürüttüğü mücadeleye NATO ve
müttefik ülkelerin destek vermediğini söyledi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen TÜBİTAK Ödül töreninde
konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, başta ABD olmak üzere
bazı ülkelerin bölgedeki terör örgütlerine destek verdiklerini
belirterek tepki gösterdi. Erdoğan, Türkiye'nin El Bab'da DEAŞ'a
karşı yürüttüğü harekatta NATO'nun olayın dışında tutulduğunu,
müttefik ülkelerin de en küçük bir destek vermediklerini söyledi.
Bu yıl 3 bilim ödülü, 1 özel ödül, 4 teşvik ödülü verildiğini
belirten ve ödül alanları tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan,
"Türkiye'nin sınırları içinde ve bölgesinde pek çok sorunla
mücadele ettiği bir dönemde dün kültür ve sanat alanında, bugün
bilim alanında ödül törenleri düzenliyor olmamızı memnuniyetle
karşılıyorum" ifadelerini kullanarak, son aylarda büyük
projelerin hayata geçirildiğine dikkat çekti.
"Terör örgütleri ile elbette mücadele edeceğiz, aynı
mücadelenin devamını Suriye'de, Irak'ta, gerekiyorsa başka yerlerde
elbette vereceğiz. Ebediyete uğurladığımız her şehidimizin acısını
yüreğimizde elbette hissedeceğiz" diyen Erdoğan, bunun
yanı sıra mücadelenin gelişme, kalkınma, büyüme yönünü de ihmal
etmeyeceklerinin altını çizdi. Erdoğan, "Asıl kalkınma
gündemimizden koparsak milletimize karşı mahcup oluruz. Esasen
Türkiye'nin pozitif gündem sıkıntısı yoktur. Rabbim her zorlukla
birlikte bir kolaylığı da bize bahşediyor. Bilim de bu konuda bize
katkı sağlıyor. Örneğin Avrupa hesap sistemine geçmemizle birlikte
ülkemizin milli gelir ve büyüme rakamları baştan sona değişti. Eski
hesaplama sistemi ile 2015 yılında 720 milyar dolara inmiş görünen
GSYH'nın gerçekte 856 milyar dolar olduğunu gördük bu yeni
hesaplama sistemi ile. 2003 yılından beri yüzde 4,7 olarak ifade
edilen ortalama yıllık büyüme oranımızın yüzde 5,9 olduğu
anlaşıldı. Bu oranlar bizim için önemli ama bizi asıl
heyecanlandıran bu oranların Türkiye'nin dünyadaki konumu ve
geleceği için taşıdığı ehemmiyettir. OECD 2017 küresel kalkınma
perspektifleri raporunda ülkemizi yüksek ve sürdürülebilir kalkınma
grubunda gösteriyor olması önemli. Ayrı raporda ülkemizin son
çeyrek yüzyılda gelir farkını yüzde 10 azalttığı tespiti yapılıyor.
Kalkınma hızımızı bu şekilde sürdürmemiz halinde 2030 kadar orta
gelirli ülkeler gurubundan yüksek gelirli ülkeler grubuna
çıkacağımız tasavvur ediliyor. Türkiye adım adım sınıf
atlıyor" dedi.
"SİYASET KADROLARINA ÇOK BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR"
İslam dünyasının diğer inanç gruplarının yaşandığı dünyada oran
itibariyle bilimde geri kaldığına işaret eden Erdoğan, "Bu
bizim için çok üzüntü verici bir tablo. Benim buradaki ısrarım şu,
Türkiye öyle bir sıçrama yapmalıdır ki, öyle bir adım atmalıdır ki,
biz bu dengesizliği dengeler hale getirelim. Türkiye olarak biz
bunu yapar mıyız, ben inanıyorum biz bunu yaparız. Türkiye'de bu
altyapı var. 14 yılda biz bir sıçrama yaptık. Fiziki mekanlar
itibariyle artık üniversitesi olmayan ilimiz kalmadığı gibi,
üniversitelerimizin sayısını artırmak bir yana ana okulu, ilk,
orta, lisede büyük sıçrama, okuma-yazma oranlarının artıyor olması,
ülkemizde ‘Haydi Kızlar Okula' kampanyaları ile kızlarımızı
cehalete mahkum eden anlayışın artık cehaletten ilme doğru teşvik
ediliyor olması nereden nereye geldiğimizi göstermesi bakımından
önemlidir. Siyaset ilmin, irfanın önünü açmak durumundadır. Burada
saygıdeğer hocalarımıza, şüphesiz ki özellikle de siyaset
kadrolarına çok büyük görev düşüyor. Teşvik etmek durumundadır. 14
yıl içinde bunu yapmanın gayreti içinde olduk. Bunu özlük
haklarından tutunuz, personelde artışı sağlama noktasına varıncaya
kadar teşvik ettik, ediyoruz" diye konuştu.
"YOKSA NATO'DAKİ ORTAĞINIZ BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTLERİ
MİDİR?"
Türkiye'nin uzun süredir Batılı ülkelere terör örgütleri arasında
ayrım yapmamaları, bu konuda tutarlı davranmaları çağrısında
bulunduğunu hatırlatan Erdoğan, "Buna karşılık Amerika
başta olmak üzere kimi ülkeler kendilerince çeşitli bahaneler öne
sürüp harf oyunları ile göz boyayarak bölgemizde masumları katleden
örgütlere aleni destek verme yoluna gidiyor. Bunları dile
getirdiğimiz zaman beyefendiler rahatsız oluyor. ‘Bize medya
aracılığı ile sataşmayın' diyorlar. Tamam da bunu nerede
konuşacağız, ikili toplantılarda da konuştuk, hala konuşuyoruz ama
sizler terör örgütlerine kalkar bu bölgede her türlü silah
yardımını yaparsanız, bunu bir kılıfa koyarak ‘hayır biz silah
göndermiyoruz, mühimmat gönderiyoruz' derseniz kusura bakmayın bunu
biz yutmayız. Bizim de Silahlı Kuvvetlerimiz var, güvenlik
güçlerimiz var. Ne mühimmattır, ne silahtır bunu en az sizin kadar
biliyoruz. Düşünebiliyor musunuz, biz NATO'da sizlerle beraberiz,
NATO'da sizlerle beraber olduğumuz halde siz bu destekleri bize
değil bölücü terör örgütlerine veriyorsunuz. Yoksa NATO'daki
ortağınız bölücü terör örgütleri midir? Nasıl oluyor da siz bu
bölücü terör örgütleri olarak kabul ettiğiniz bu örgütlere destek
veriyorsunuz? Bunu bizim kabul etmemiz mümkün değil, bunu yutmamız
mümkün değil. Eğer biz NATO ittifakı içinde berabersek, eğer biz
stratejik ortaksak, eğer biz model ortaksak o zaman siz bizim
yanımızda yer alacaksınız, bölücü terör örgütünün yanında yer
almayacaksınız. Bunun için bizden çok daha farklı ifadeler,
güzellemeler beklemeyeceksiniz. Bunu açık açık söylemeye mecburuz.
Siz siyaset yaparken nasıl ‘halkımız bizden bir şeyler bekliyor'
diyorsanız, bizlerde halkımıza bir hesabın verileceğinin bilinci
içinde bu ifadeleri kullanıyoruz, bu adımları atıyoruz"
şeklinde konuştu.
"YILANLA YATAĞA GİREN ISIRILIP ZEHİRLENMEYİ GÖZE
ALMALIDIR"
Türkiye'nin El Bab'da DEAŞ'a karşı yürüttüğü mücadelede NATO ve
koalisyon güçleri tarafından yalnız bırakıldığını söyleyen Erdoğan,
"Türkiye Suriye kaynaklı tehditleri sınırları boyunca
yaşarken, hatta sınırlarımızın içine bombalar yağarken NATO adeta
olayın dışında tutuldu. Bugün de El Bab operasyonumuzda ne NATO'nun
ne de bölgede güç bulunduran güya müttefik ülkelerin en küçük bir
desteğini görmüyoruz. Sözüm ona DEAŞ'a karşı mücadele için kurulan
koalisyon bugün DEAŞ'a en büyük zayiatı verdiren, örgütün belini
kıran El Bab harekatına hiçbir katkı sunmuyor. Üstelik yalan üstüne
yalan, ‘Türkiye DEAŞ'a destek veriyor' diyorlar. El insaf. DEAŞ'a
karşı en büyük mücadeleyi veren biziz, bu noktada zayiatı veren
biziz, başından itibaren ÖSO'nun verdiği çok ciddi zayiat var.
ÖSO'yu bizim içimizde bile bazıları terör örgütü olarak ilan
ediyor. ÖSO terör örgütü filan değil, hatta Amerika'nın başında
‘birlikte kuralım' dediği bir örgüttür. Ilımlı muhaliflerden oluşan
bir direniş harekettir. Biz onlarla beraber hareket ediyoruz,
onlara gerekli desteği veriyoruz kendi topraklarında onları yalnız
bırakmamak için. Terör örgütleri ile ilgili bu ilkesiz tutuma, bu
çifte standarda NATO içinden de itirazlar yükseldiğine şahit
oluyoruz. NATO'ya akredite Terörle Mücadele Mükemmeliyet Merkezinin
bir yayınında bizim yıllardır dile getirdiğimiz PKK ile
YPG-PYD-PJAK-KCK gibi yapıların aynı örgütler olduğunun kapsamlı
bir araştırma ile ispatlandığını gördük. 2014-205 yıllarını
kapsayan bu akademik çalışma ‘Ölüler yalan söylemez' başlığını
taşıyor. Terör örgütünün kendi internet sitesinde çatışmada
öldüklerini ilan ettiği 2 bin 96 teröristin bilgilerini analiz eden
araştırma aslında ölenlerin hepsinin de PKK militanı olduğunu
belirtiyor. PKK'nın aynı kadroyu kimi zaman Suriye'de, kimi zaman
Irak'ta, kimi zaman İran'da kullandığını gösteren, terör örgütünün
Alicengiz oyununu ifşa eden bu önemli belge bizim ısrarla ifade
ettiğimiz gerçeği tüm dünyanın, özellikle de NATO üyelerinin yüzüne
haykırıyor. Biz bir şeyi özellikle söylüyoruz, sadece Türkiye'ye
zarar verdikleri, bölgesel politikalar gereği desteklenen terör
örgütleri eninde sonunda mutlaka kendilerini besleyen ülkelere
saldıracaklardır. Bunun emareleri zaman zaman ortaya çıkıyor.
Yılanla yatağa giren ısırılıp zehirlenmeyi göze almalıdır. Terör
örgütleri ile iş tutanlar da kana ve gözyaşına boğulmaya hazır
olmalıdır. Türkiye'de patlayan bombaları film sahnesi gibi seyredip
bunların müsebbibi olan örgütlere kol kanat germeyi sürdürenleri
yarın aynı akıbetin beklediğini anlamak için müneccim olmaya gerek
yok. Sonunda onların da başına bunlar bela olacak. Felaket göz göre
göre yaklaşıyor. Biz mücadelemizi yürüteceğiz, ikaz görevimizi
yapmayı da sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.
(Derya Yetim - İlker Turak / İHA)