Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şeb-i Arus programında konuştu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, insani hasletlerin her gün biraz daha örselendiği, değerler silsilesinde biraz daha gerilere itildiği bir dönem yaşadığımızı belirterek, "İşte komşumuz Suriye'de yaklaşık 8 yıldır devam eden zulüm her gün yeni canlar almaya devam ediyor" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, insani hasletlerin her gün
biraz daha örselendiği, değerler silsilesinde biraz daha gerilere
itildiği bir dönem yaşadığımızı belirterek, "İşte komşumuz
Suriye'de yaklaşık 8 yıldır devam eden zulüm her gün yeni canlar
almaya devam ediyor" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Konya'da katıldığı toplu açılış töreninin
ardından Mevlana Müzesi, Konya Valiliği ve Büyükşehir Belediyesini
ziyaret etti. Ziyaretlerin ardından Selçuklu Kongre Merkezi'nde
"Selam Vakti Buluşmaları" yemek programına katılan
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra Konya Büyükşehir Belediyesi Spor
ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen Hazreti Mevlana'nın 745. Vuslat
Yıldönümü Şeb-i Arus programına katıldı. Programda konuşan
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hazreti Mevlana'nın düğün gecesinde
böylesine müstesna bir muhabbet ikliminde bir ulu zatın, bir ulu
çınarın gölgesinde kalplerimizi birleştiren herkese şükranlarımı
sunuyorum" diyerek konuşmasına başladı. Cumhurbaşkanı
Erdoğan, Hazreti Mevlana'nın ölümü bir son değil, bir yeniden
doğuş, diriliş vesilesi olarak gördüğünü ifade ederek,
"Hakk'ın rahmetine erdiği o gün kendisi için bir vuslat
günü, kavuşma günüdür. Kendi deyimi ile Şeb-i Arus'tur. Yani düğün
gecesidir. Bunun için Hazreti Mevlana, ‘Bana yazıklanmayın, bana
elveda demeyin. Benim ölümüm tohumun toprağa düşmesi gibidir'
buyuruyor. Divanı Kebir'deki başka bir şiirinde ise, ‘Kişi, aşk
elinden ölmüşse, asla ölmez' diyerek kendi hakikatine ayna tutuyor.
Bizler de onun vasiyetine, onun tavsiyesine uyarak 745 yıldır
Hazreti Mevlana'nın vefatını hasretin son bulduğu, aşığın maşukuyla
kucaklaştığı bir düğün günü olarak idrak ediyoruz. Bu vuslat
gecesinde bizler de yüreklerimizi bir araya getiriyor, birbirimize
şahitlik ediyor, aşkın, muhabbetin meşalesini yüceltiyoruz. Her
Şeb-i Arus'ta Hazreti Mevlana'nın geride bıraktığı o engin
hazinenin her bir kelimesi, her bir sahifesi, aşkla, samimiyetle
yoğrulmuş o kutlu mirasın idrakine varıyoruz. Bu salonu dolduran
Mevlana dostları başta olmak üzere tüm vatandaşlarımın vuslat
gecesi, Şeb-i Arus'u mübarek olsun diyorum" dedi.
"GERİDE DÜNYA VAR OLDUKÇA ESKİMEYECEK HAK VE HAKİKAT
YOLCULARINA REHBERLİK EDECEK BİR MEŞALE BIRAKTI"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Hazreti Mevlana bundan tam 745 sene önce 66 yıllık hasreti
nihayete erdirip, sonsuzluğun kapılarını aralayarak darül bekaya
göç etti. Ancak geride dünya var oldukça eskimeyecek hak ve hakikat
yolcularına rehberlik edecek bir meşale bıraktı. Hazreti Pirin
insanlığa en büyük hediyesi sözlerini, mesajlarını ve öğütlerini 15
sene bir gergef gibi dokuduğu Mesnevi'sidir. Hazreti Mevlana, 66
yıllık ömrüne mektuplar ve sohbetler hariç 66 bin beyitten fazla
şiiri, her biri bir sanat eseri anlamındaki 2 binden fazla rubaiyi
sığdırmış bir gönül eridir. O, dönemleri, çağları, toplumsal
farklılıkları aşan ve dönüştüren büyük hakikati derinlikli ve
estetik bir dille söylemeyi başarmış bir söz üstadıdır. Hazreti
Mevlana'nın irfan ışığı daha kendisi hayattayken Endülüs'ten Uzak
Asya'ya kadar dünyanın dört bir köşesine yayılmış, İslam
coğrafyasının farklı şehirlerinden bilim ve hikmet yolcuları
Hazreti Mevlana'nın rahleyi tedrisinde bulunmak için Konya'ya akın
etmişlerdir. Moğol istilasının bütün İslam şiirlerini yakıp yıktığı
bir dönemde Hazreti Mevlana sözleri, sohbetleri ve eserleri ile
karamsarlık dağlarını eritmiş, bu toprakların yeniden dirilişine
vesile olmuştur. Hazreti Mevlana'nın her idrak düzeyindeki insanı
kalbinden yakalamasını elbette sadece edebiyata, sanata, söz
sanatlarıyla izah edemeyiz. Bunun sebebi aşktır. Aşk ise, kişinin
sevdiğinde yok olmasıdır. Üzerinden asırlar geçmesine rağmen
Hazreti Mevlana'yı her dem taze tutan sır aşktır, sevgidir.
Sözleri, şiirleri, mesajlarıyla 7,5 asırdır çoraklaşan gönülleri
yeşertebilmesinin hikmeti işte budur. O, kendi ifadesiyle Allah'a
ulaşacak birçok yol varken aşkı seçmiştir. Mürşidi kamil bu
hakikati Mesnevi'sinde şöyle dile getirir; ‘Sevgiden acılıklar
tatlılaşır. Sevgiden bakırlar altın kesilir. Sevgiden tortulu,
bulanık sular arı, duru hale gelir. Sevgiden dertler şifa bulur.
Sevgiden ölüler dirilir. Sevgiden padişahlar kul olur.' Evet, aşk
ile yazıldığı, aşk ile söylendiği, her kelimesi aşkla dokunduğu
için aradan geçen 7,5 asır ne Mesnevi'yi, ne Divanı Kebir'i, ne de
Hazreti Mevlana'nın mesajlarını eskitememiştir. 745 yıl sonra bile
milletimizle beraber tüm insanlığın ortak aklını, ruhunu, vicdanını
besleyen en güzel ırmaklarından biri haline gelen halen Hazreti
Mevlana'dır. Hazreti Mevlana'nın sesinin bütün dünyada yankısının
devamı Mesnevi'nin neredeyse bütün dillere çevrilmesi bu gerçeğin
tezahürlerinden sadece birisidir. Din, dil, ırk, coğrafya
farklılıkları, Hazreti Mevlana'nın sesine susayan insanların onu
arayıp bulmasına asla mani olamamıştır, olamayacaktır. Yüzyıllardır
dünyadaki var oluş gayesinin sırrına ermek isteyen her ferdin yolu
muhakkak bir şekilde Hazreti Mevlana ile kesişmiştir, kesişecektir.
Nitekim bugün dünyanın neresine gidersek gidelim Hazreti
Mevlana'nın mesajı ile buluşan, onun hikmet pınarından nasiplenen
insanlarla karşılaşıyoruz. Farklı dillere, farklı dinlere, farklı
karakterlere mensup milyonlarca insanın Mesnevi-i Şerif'in serin
gölgesine sığındığını görüyoruz. Dünya hayatının katılaştırdığı
kalplerin gerçek huzur ve sükunu Mesnevi'nin uçsuz bucaksız
ummanında bulduğunu görüyoruz."
"SURİYE'DE YAKLAŞIK 8 YILDIR DEVAM EDEN ZULÜM HER GÜN YENİ
CANLAR ALMAYA DEVAM EDİYOR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hazreti Mevlana'nın karamsarlık bulutlarının
ufukları kapladığı bir Moğol istilasının medeniyeti tehdit ettiği
bir dönemde yaşadığını ifade ederek, "Tıpkı 7,5 asır önce
olduğu gibi bugün de maalesef insanlık çatışmanın, vahşetin ve
doymak bilmeyen bir hırsın esiri durumundadır. İnsani hasletlerin
her gün biraz daha örselendiği, değerler silsilesinde biraz daha
gerilere itildiği bir dönem yaşıyoruz. İşte komşumuz Suriye'de
yaklaşık 8 yıldır devam eden zulüm her gün yeni canlar almaya devam
ediyor. 1 milyon Müslümanın katledildiği Suriye'de hala Suriye'nin
başındaki zat yerini korumanın mücadelesini veriyor. Birileri de
onun yerini korumasına destek veriyor. Yemen'de milyonlarca çocuk
ihtiraslarının esiri olmuş Müslümanlar eliyle açlığa ve ölüme
mahkum ediliyor. Filistin'de işgal, Libya'da kaos, Somali'de açlık,
Afganistan'da terör ve istikrarsızlık bir veba gibi yayılıyor.
Asırlardan beri ilim aşlıklarının mesken tuttuğu İslam şehirlerine
bugün DEAŞ, PKK, FETÖ, Boko Haram, Eş Şebab gibi proje örgütler
musallat olmuş. Öldürmekten, katletmekten, yakıp yıkmaktan başka
hiçbir kutsalı olmayan bu modern dönem haramileri tüm çirkeflikleri
ile hayat damarlarımıza hamle yapıyor. Farklılıklarımızı kaşıyarak,
mezhep ve meşrep üzerinden bizi birbirimize kırdırarak birileri
şeytani düzenlerini idame ettirmeye çalışıyor. Müslümanlar kardeş
kavgasına tutuşurken, çıkarlarına tapan menfaatperestler ceplerini
doldurmanın, karlarına kar eklemenin mücadelesini veriyor. İnsanı
insanın kurdu olarak gören anlayış maalesef insanlığın hem bugün
hem de geleceğini tehdit etmektedir. Oysa ki insanı düştüğü yerden
kaldırabilecek, ruhundaki ağır yaraları iyileştirebilecek,
ihtiraslarının esiri olmaktan kurtaracak yegane yol eşrefi mahlukat
olmak üzere yürünen yoldur. Yani yaratılmışların en şereflisi insan
olmaya yönelik yoldur. İslam dünyası olarak içinden geçtiğimiz bu
sancılı dönemde Hazreti Pirin insanı, ilahi aşkı, ahlak ve erdemi
merkeze alan kutlu tavsiyelerine her zamankinden daha fazla ihtiyaç
duyuyoruz. Zira Hazreti Mevlana'nın öğretisinin özü eşyaya esir
olmamak, insanı yüceltmek, çatışmayı değil dayanışmayı esas
almaktadır. Onun tavsiyesinin esası kesrette vahdettir. Yani
çoklukta birlik. Bütün farklılıkları birlik içinde yaşatabilmeyi
başarmaktır. Hacı Bektaş-ı Veli Hazretlerinin o veciz ifadesinden
ilhamla, çare bir olmak, iri olmak, diri olmak, kardeş olmaktır.
Bunu başardığımızda kurulan tüm tuzakları bozacağımıza, İslam
dünyasına giydirilmek istenen kefeni hep birlikte yırtıp
atacağımıza inanıyorum" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda Arif Nihat Asya'nın
Hazreti Mevlana ile ilgili bir şiirini de okudu. Konuşmanın
ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Tarihi Türk Müziği
Topluluğu eşliğinde Ahmet Özhan bir konser verdi. Programda Mesnevi
Sohbeti'nin ardından sema töreni başladı.
(İbrahim Yetkin - Mustafa Uslu - Yasin Can /İHA)