Çözüm süreci ve paralel yapı açıklaması
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Milli Güvenlik Kurulu'nda legal görünüm altındaki illegal faaliyetleri yürüten örgütler diyerek biz paralel devlet yapılanmasını orada kayda girdik" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Milli Güvenlik
Kurulu'nda legal görünüm altındaki illegal faaliyetleri yürüten
örgütler diyerek biz paralel devlet yapılanmasını orada kayda
girdik" dedi.
TRT özel yayınına katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,
Nasuhi Güngör'ün moderatörlüğünde Akif Beki, Saadet Oruç, Hilal
Kaplan ve Mahmut Övür'ün sorularını yanıtladı.
"Çözüm sürecine örgüt üzerinden bakınca söylediğiniz
kaygılar doğru ama örgütün içerisinde Hatip Dicle gibi siyasi
aktörler çaba harcıyorlar. Örgütün bu tutumunu. Siz bunu neye
bağlıyorsunuz. Örgütün güvensizliğine mi bağlıyorsunuz yoksa başka
güçler de var mı devrede. Türkiye çözüm sürecini engellemek için
farklı aktörler mi devreye giriyor" sorusu üzerine
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çözüm süreci ile ilgili olarak bir
defa bu sürecin oturması, yerleşmesi her şeyden önce Türkiye'deki
iktidar mücadelesini iktidar beklentisinin içerisinde olanların
aleyhine geliştireceği için buna bir defa olumlu yaklaşmıyorlar.
Mesela biz bu konuda bu göreve geldiğim ana kadar hiçbir zaman
karamsar olmadık. Rahat hareket ettik. Yani akil insanları
topladıysak bundan dolayı topladık. Benden sonra Sayın Başbakan
aynı şekilde devam ettirdiyse bundan dolayı devam ettirdi. Niye?
Bizim derdimiz var. Bizim derdimiz şu; yani Türkiye huzura nasıl
kavuşacak. Bunu bütün sözü olan gerçekten bu sürece katkısı
olabilecek bunlardan şöyle temsilciler alalım. Aldık bu süreci
çalıştırdık ve biz tabi milletçe bu işi yürütelim, milletçe gayreti
içerisinde olalım dedik. Hamd olsun bütün akil insanlar Türkiye'nin
dört bir yanını dolaştılar. O süreç içerisinde çok ciddi
mücadeleler verdiler. Bazı yerlerde maalesef edep, adap dışı
saldıranlar da oldu. Bütün bunlara rağmen mücadeleyi verdiler,
dolaştılar ve daha sonra da bize bütün gördüklerini hem raporla hem
de özet sunumlarla ifade ettiler. Şimdi bunu engellemek isteyen
Türkiye'de tabi siyasi mücadelenin içerisinde olanlardan olduğu
gibi siyasi mücadelenin dışında olanlardan da çözüm sürecine engel
olmak isteyenler var. Birinci derecede paralel devlet yapılanması
olarak benim sık sık ifade ettiğim örgüttür. Bazıları buna cemaat
filan diyor cemaatle alakası yok bu işin. O samimi cemaatleri de
onlara saygısızlık yapmış oluruz. Burası artık bir örgüttür ve bunu
bizler biliyorsunuz Milli Güvenlik Kurulu'nda gündeme getirmek
suretiyle Milli Güvenlik Kurulu'nda legal görünüm altındaki illegal
faaliyetleri yürüten örgütler diyerek biz paralel devlet
yapılanmasını orada kayda girdik. Bunu tavsiye kararı olarak
hükümete gönderdik. Hükümet de bu tavsiye kararına uyarak burayla
ilgili biliyorsunuz bakanlar kurulu kararını çıkardık. Bu şu
demektir 2015 milli siyaset belgesinde içerisinde artık PDY veya PY
olarak yerini almıştır. Nedir, legal görünüm altında bir illegal
örgüt. Buna karşı devlet tabi bütün kurumlarıyla mücadelesini
sürdürmeye başlamıştır" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarına şöyle devam etti:
"Yaşadığımız olaylar, 17-25 Aralık sürecine bir
baktığımızda hatta hatta bu konuda MİT Müsteşarı Sayın Fidan
yapılmak istenen operasyona baktığımızda o operasyonun uzantıları
var. Bu uzantılar içerisinde aktörler kimler diye baktığınızda
burada paralel devlet yapılanmasının paralel yapının temsilcilerini
görüyoruz. İşte geçenlerde bir gazetede biliyorsunuz, şu anda açığa
alınmış olunan savcılardan bir tanesinin açıklaması çok çok
manidar. Yani orada ben sadece bir kısmını okumakta fayda
görüyorum, O da şudur, yani her şeyi bir tarafa koyalım ama o
hakikaten insanın böyle tüylerini diken diken yapıyor. Bence oraya
o kelimenin konması sen yargı mensubusun. Sen bence diyemezsin.
Yani bunun arkasında hedef başbakan diyemezsin. Tahminler üzerine
bir şey bina edemezsin. Çok enteresan oğlumla ilgili yaptığım
açıklamada diyor ki, ‘Bilal Erdoğan'la ilgili olarak somut herhangi
bir şey yoktur.' Ondan sonra bana geliyor benimle herhangi bir şey
ortaya koyamıyor ‘bence diyor hedef Erdoğan'dı' diyor. Bir savcı
eğer böyle bir ifadeyle ortaya çıkıyorsa ben diyorum ki burada
hukuki sorumluluk yoktur ve böyle yargı kurumuna veya mensubuna
güven de olamaz. Açığa alınma melesinde bu işin nereden nereye
vardığı göstermesi bakımından bu çok büyük önem ifade ediyor. Tabi
nerelerden nerelere geldik nasıl bir mücadele bu süreçte verildi.
Her geçen gün bu işin haklılığı da ortaya çıkıyor. Emniyet
teşkilatında olanlar ortaya çıktıkça neler yapılmış. Mesela
geçenlerde emniyet teşkilatında zırhlı araçtan polis bombayı atıyor
Allah'tan ki o paralel ama arkadan gelen paralelci değil olaya
müdahale ediyor. Yakalayıp teslim ediliyor. Emniyet teşkilatının
içerisinde böyle bir kırılma yaşanırsa böyle bir Allah muhafaza
ayrılık yaşanırsa biz nereye varacağız. Güvenliğimizi nasıl
sağlayacağız? Aynı şey silahlı kuvvetlerimizin içerisinde olursa
bizim halimiz ne olacak. Bunlar ciddi olarak ele alınması gereken
konular. Onun için yani hükümetimizin şu anda vermiş olduğu
mücadele sıradan bir mücadele değil. Bizim verdiğimiz bu noktada
mücadele sıradan bir mücadele değil. Ama ben aklıselim sahibi
vatandaşlarımıza özellikle şunu hatırlatmak istiyorum, bu işi bakın
lütfen hafife almayalım. Tabularla yaşanan bir dünya değil. Biz
Allah'ın verdiği bu aklı Allah'ın verdiği bu ilmi her şeyi biz hak
yolunda adalet yolunda hukukun tesisi için kullanalım ve hukukun
tesisi için bunu kullanamazsak birileri mazlum durumuna düşer,
birileri de zalim durumuna düşer. Ama zalimlerin yanında yer
alamayacağımıza göre burada devlet, millet kaynaşması lazım ki bu
süreci atlatalım ve çözüm sürecinden beklediğimiz neticeyi o zaman
çok daha farklı bir şekilde alırız diye inanıyorum."
(İHA)