CHP’li Koç’tan MHP’ye eleştiri
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, Meclis Başkanlığı seçiminde tutumu nedeniyle MHP'yi eleştirerek, "Ne zaman AKP dara düşse bir şekilde bir siyasi yardım mekanizmasını devreye sokuyorlar. Bu CHP'nin iddialarından vazgeçtiği anlamına gelmez, CHP için bir yenilgi değil" dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, Meclis
Başkanlığı seçiminde tutumu nedeniyle MHP'yi eleştirerek,
"Ne zaman AKP dara düşse bir şekilde bir siyasi yardım
mekanizmasını devreye sokuyorlar. Bu CHP'nin iddialarından
vazgeçtiği anlamına gelmez, CHP için bir yenilgi değil"
dedi.
Keçiören Yunus Emre Kültür Merkezi'nde düzenlenen Keçiören İlçe
Başkanlığı Danışma Kurulu Toplantısı'na CHP Genel Başkan Yardımcısı
ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin
Bingöl, CHP Ankara milletvekilleri Şenal Sarıhan, Murat Emir,
Necati Yılmaz, Bülent Kuşoğlu, Nihat Yeşil, CHP Ankara İl Başkanı
Adnan Keskin ile ilçe başkanları, muhtarlar ve sivil toplum
kuruluşu üyeleri katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan CHP
Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, 7 Haziran
seçimlerinin ardından yaşanan sürece işaret ederek, "1
aylık bir süre geçti. Bugün tam 4 hafta oldu. Bu süre içerisinde
bazı değerlendirmeler oldu. Bu değerlendirmelerden belki en
önemlisi 7 Haziran'da verilen mesajın doğru okunmasıydı. Kim
tarafından? Siyaset erbabı tarafından, siyasetle uğraşan siyasi
partilerimiz tarafından. Biz kendi penceremizden bu mesajı okuduk,
seçim gecesinde de parti adına yaptığımız açıklamada bunların
altını çizmiştik" dedi.
Koç, 7 Haziran mesajının çok açık ve net olduğunu belirterek,
"Seçmen 7 Haziran'da Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarını
sandıkta devirmiştir. Bu fiili ve hukuki bir tespittir. Yine en
önemli mesaj, tek kişiye dayalı baskıcı bir yönetim anlayışını
seçmen 7 Haziran'da sandıkta reddetmiştir. Genel okuma bu
şekilde" diye konuştu.
"TÜRKİYE'NİN ÜÇ ÖNEMLİ GÖREV NOKTASI"
Seçimlerin ardından yaşanan Meclis Başkanlığı seçimlerini
hatırlatan Koç, "7 Haziran mesajı çok, net ortada. Milletin
vermediği bir yetkiyi tek başına seçime muhalefet partileri olarak
giren partiler 1 Temmuz günü Meclis Başkanlığı'nı Adalet ve
Kalkınma Partisi'ne hediye ederek okuyamadığını gösterdiler. Açık
ve net" dedi.
Türkiye'nin üç önemli görev noktası olarak
"Cumhurbaşkanlığı", "Meclis
Başkanlığı" ve "Başbakanlık" makamlarına
dikkat çeken Koç, şöyle devam etti:
"Biz kuvvetler birliği değil kuvvetler ayrılığı ilkesini
savunduk. Parlamenter demokrasinin güçlendirilmesini,
parlamentonun, Meclis'in başkanının vesayet altında olmamasını
savunduk, 'Sen mi susturacaksın yoksa gelip ben mi susturayım' gibi
ayar verilecek bir makam olmadığını ifade ettik; önüne gelen
muhalefet partilerinin verdiği yazılı soru önergelerini iç tüzüğü
'Bunlar uygun, bunlar uygun değil' diyerek denetim faaliyetini
engellememesi, tüm Meclis'in başkanı olması gerektiğini söyledik.
Meclis Başkanı'nın görevleri kapsamında Anayasa'da ve İç Tüzük'te
ne yazıyor ise onun uygulanacağı tarafsız bir makam olmasını
istedik. Bu doğrultuda ikinci büyük parti olarak adayımızı
çıkarttık. Dördüncü turda yaşanan sonuçları hepiniz biliyorsunuz.
Bunun üzerine tekrar bir yorum yapmak istemiyorum ama o günkü
sekter tutumları, iki numaralı koltuğun devlet gücünü kullanmak
için hala çırpınan, milletin sandıkta tek başına esirgediği gücün
maalesef yine Adalet ve Kalkınma Partisi'nin eline verildiğine
tanık olduk. Şiddetli eleştiriler, tespitler oldu. Ben de parti
sözcüsü olarak tepkilerimizi dile getirdim. Bunları burada tekrar
etmeyeceğim. Ama bir savunma mekanizması geliştirmeye çalıştı bazı
odaklar, bize dönük 'Cumhurbaşkanlığı seçiminde ortak aday olarak
çıkardığımız Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu'na destek verseydiniz o
seçilirdi' dediler. Herkesi basit, matematik kuralları içerisinde
düşünmeye davet ediyorum."
"HERKESİ BİRAZ TUTARLI OLMAYA DAVET EDİYORUM"
CHP artı MHP'nin oylarının Ekmeleddin İhsanoğlu'nun seçilmesi için
yeterli olmadığını, bunun için HDP'nin oyuna ihtiyaç olduğunu
hatırlatan Koç, "Onu istemem, dışarıdan versin istemem,
içeri gelsin istemem.' Bu mantıkla Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu'na
diyelim HDP oy verdi, Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu seçildiği anda
istifa mı edeceksiniz. Biraz tutarlı olun. Bunun muhalefetteki bir
siyasi parti için savunulacak bir tarafı yoktur" dedi.
"Ne zaman AKP dara düşse bir şekilde bir siyasi yardım
mekanizmasını devreye sokuyorlar" diye konuşan Koç,
şunları söyledi:
"Bu CHP'nin iddialarından vazgeçtiği anlamına gelmez, CHP
için bir yenilgi değildir. Biz duruşumuzu ortaya koyduk, bugün
kamuoyu önünde çeşitli denklemlerle, hesaplamalarla davranışlarını
izah etmeye çalışanlar düşünsün. Ne söylediniz kardeşim siz
sokakta? 'Ver Bilal'i al iktidarı' dediniz. Yolsuzluklarla ilgili
ağzınıza geleni saydınız. Peki şimdi o yolsuzluk dosyaları geçen
dönem Adalet Bakanlığı'ndan Meclis'e gelirken AKP'li Meclis
Başkanı'nın nasıl engelleme içinde olduğunu unuttuk mu? Sizler
unuttunuz mu? Şimdi siz dolaylı olarak bir AKP'liyi Meclis
Başkanlığı'na getirdiğiniz zaman meydanlarda millete verdiğiniz söz
nerede kalıyor? Bunun açıklanacak bir tarafı yok."
"BEDAVA PEYNİR ANCAK FARE KAPANINDA BULUNUR"
Bu hafta yaşanması beklenen koalisyon görüşmelerine işaret eden
Koç, "Burada herkesin çok emin olması gerekiyor. Sonra
söyleyeceğimizi baştan söyleyeyim. Bir halk deyimi vardır, zaman
zaman halk deyimleriyle siyaseti yorumlamak daha kolay oluyor.
Bedava peynir ancak fare kapanında bulunur. Bunu unutmayın. O
yüzden 'Efendi kırmızı plakalara kandılar, şu oldu, bu oldu.' Öyle
bir şey yok. Fare kapanında neyin olduğunu biz biliyoruz"
ifadesini kullandı.
"Herkes şunu iyi bilsin, CHP asla bir çözümsüzlüğün adresi
olmayacak" diyen Koç, şunları kaydetti:
"Sayın Genel Başkanımız seçimlerden önce de olumlu bir
siyaset dili kullanıyordu, bugün de o ve bizler yine olumlu bir
siyaset dili kullanmaya devam ediyoruz. Ama CHP'ye karşı yapılan
bir haksızlığa karşı da o haksızlığı yapanlara hak ettikleri cevabı
verecek kadar Allah'a şükür Türkçemiz var. Sayın Genel Başkanımızın
olumlu dil kullanması, 'Efendim CHP koalisyona teşne zaten' anlamı
çıkartacak bir boyut hiç kimsenin aklına getirmesin. İlkelerimiz
açık ve net. 7 Haziran öncesinde sosyal ve ekonomik vaatlerde
milletimize neler söylediysek CHP'nin görev alacağı bir yapının
bunları yerine getirmesi koşulu 14 maddelerimiz içerisinde.
Demokrasinin uğradığı zararın ortadan kaldırılması için atılması
gereken adımlar yine bu maddelerin içerisinde. Yine çok emin
olabilirsiniz, Türkiye'de yaşanan ve çeşitli siyaset sınıfının
bulaştığı yolsuzluk iddialarının soruşturulmadan üzerinin
geçilmesi, görmezden gelinmesi, unutturulması, CHP'nin sürecin
içinde aktif olması gereken bir nokta isteniyorsa asla mümkün
değildir. Bu bir devr-i sabık değil ama hesap sorulmayacağı
anlamına gelmez. Bu önümüzdeki haftalarda sık sık
konuşulacak."
"MEVCUT CUMHURBAŞKANI 'BEDELİ NE OLURSA OLSUN SAVAŞ'
DİYOR"
Medyada bugün Ankara'dan önemli askeri birliklerin Suriye sınırına
kaydırıldığı yönünde haberlerin yer aldığını belirten Koç,
"Türkiye'de görev alanı, sorumlulukları, yetkileri Anayasa
tarafından çizilmiş mevcut Sayın Cumhurbaşkanı 'Bedeli ne olursa
olsun savaş' diyor" dedi. Koç, sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Türkiye'nin başına 'yolsuzluk, gelir dağılımı
adaletsizliği' dedik ama Türkiye'nin başına bugün dış politikada
yapılan yanlışların ne gibi faturalar getirmekte olduğunu da çok
net görüyoruz. CHP'nin başından beri dış politikaya itirazları
dikkate alınsaydı, Türkiye bugün çok daha farklı bir düzlemde
olabilirdi. 'Bedeli ne olursa olsun savaş.' Sen kimsin, senin
yetkin ne kardeşim, kimin adına sen konuşabiliyorsun? Şu anda yüzde
41,8'i temsil ediyorsunuz, 'Yüzde 52 aldım' diye çıkma ortaya.
'Efendim o benim seçimim değildi?' Senin seçimindi, sen çıktın
meydana, sen taraf oldun, sen kendini oylattın. Doğru mu? O zaman
sen yüzde 40 oyla ki Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Genel Merkezi
mevcut Sayın Başbakan acaba seninle aynı düşüncede mi? CHP olduğu
sürece tıpkı 1 Mart 2003'te olduğu gibi hiç kimse Türkiye'yi sonucu
belli olmayan, bataklıktan öteye anlam taşımayan hiçbir çatışma
sürecinin içine sokamaz. Dün sokamadı, bugün sokamaz, yarın da
sokamayacaktır. Bu konuda da özellikle CHP'nin, bu partinin
kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Şu sözünü hiç unutmayalım ki
savaş meydanlarından geliyor. Yıllarca normal hayat yaşamamış bir
insan. 'Savaş zorunluluk olmadıkça ancak bir cinayettir' sözü
Mustafa Kemal Atatürk'ün sözü. Onun için Türkiye şu anda kadar
yanlış dış politika ile yanı başında bir Peşaver yaratma, yanı
başında radikal terör örgütleriyle komşu olma sürecine geldiyse
eğer bugün dört beş önemli Ortadoğu ülkesinde büyükelçi makamında
temsil edilmiyorsa, eğer Türkiye'nin bu çatışmalı süreçlerde
çatışan taraflar arasında bir ağırlığı kalmadıysa o zaman yürütülen
dış politika iflas etmiştir. Bu tespiti birçok kişi yapıyor, AKP
içinde de birçok kişi yapıyor, şu anda söyleme cesaretleri yok. Ama
makul, mantıklı adım atılacak bir yapı Türkiye'nin dış politika
alanında da önünü açabilecek, güvenceler getirecek, hem bölgeye
barış getirme ihtimalini artıracak hem de Türkiye'nin iç güvenliği
çok daha mantıklı, kalıcı hale getirebilecek adımlar
atabilir."
"VATAN HAİNLİĞİNE KADAR GİDECEK BOYUTLARI VAR"
"Bedeli ne olursa olsun' diyen Sayın Cumhurbaşkanı hiçbir
zaman unutmasın, demokrasilerde güçler ayrılığı vardır"
diye konuşan Koç, "7 Haziran'da millet 'Otur sen yerine
kardeşim, sınırların içerisinde görev süren bitene kadar görevini
yap' dedi. Diğer konularda karar almak güçler ayrılığı ilkesi
çerçevesinde parlamentonundur ve onun içinden çıkacak yürütme
organı hükümetindir. Onun için hele bu savaş naraları iç siyasette
ihtiyaca binaen ortaya atılıyor ve sürdürülüyor ise bunun vatan
hainliğine kadar gidecek boyutları vardır. Yakında tıkanacak olan
iç siyaset ortamının tekrar veya erken genel seçim sürecine
sürüklediğinde böyle bir savaşın karar vericisi ve yürütücüsü
olarak 'Bedeli ne olursa olsun' lafına ithaf ederek söylüyorum,
'bana iç politikada böyle bir savaşın getirisi lazım' mantığından
hareket edersek, bunun vatan hainliğine gidecek boyutları olduğunu
da bir kere daha hatırlatmak isterim."
CHP'Lİ HALUK KOÇ'TAN MHP'Lİ SEMİH YALÇIN'A "KOLTUK
DEĞNEĞİ" CEVABI
Açıklamalarının ardından çıkışta MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih
Yalçın'ın kendisini "İnkılap yobazlarının bugünkü
temsilcisi" olarak nitelediği sorusuna cevap veren Koç,
"Kendi görüşleri Sayın Semih Yalçın bildiğim kadarıyla
değerli bir bilim adamıdır, tarih profesörüdür. Düşüncelerini o
şekilde değerlendirmek daha doğru olur" yanıtını
verdi.
Haluk Koç, "AK Parti-CHP koalisyonu olası mıdır?"
sorusu üzerine, "CHP'nin sürece bakış açışını ortaya
koyduk. 14 madde, sosyal, ekonomik vaatler, güçler ayrılığı
ilkesinin yaşama geçirilmesi, parlamenter sistemin güçlendirilmesi,
demokratik kurum ve kurallardaki tahribatın önlenmesi ve dış
politika alanında Türkiye'nin içinde girdiği çıkmazın aşılabilmesi
bakımından yapılması gerekenler şeklinde ifade ettim. Demokratik
teamüller çerçevesinde herhalde Sayın Davutoğlu görev alacak,
geldiğin kendi tespitlerini de yapacak CHP de Sayın Kemal
Kılıçdaroğlu da düşüncelerini bu çerçeve içerisinde
değerlendirecek" ifadelerini kullandı.
(İHA)